02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

THK16 kodlu ve Mehmetçik Nuri Demirağ’ın ürettiği ilk uçaklardan biri... isminde eğitime yönelik bir jet tasarımının THK tarafından geliştirilmekte olduğu bilinmektedir. Ankara rüzgar tüneli (ART) de bu doğrultuda, uçak tasarım ve geliştirme sürecinde gerekli araştırmageliştirme altyapısını ve uçuş öncesi ölçümleri sağlama işleviyle ihtiyaç duyulmuş önemli bir bileşen olarak gerçekleştirilmiştir. Rüzgar tünelleri, havada hareket eden ya da bir hava akımının etkisinde kalan her türlü araç ve yapının üzerine etki eden aerodinamik kuvvet ve momentlerin bulunması, akım şeklinin ve yapısının belirlenmesinde kullanılan araçlardır. Gerçek uçuş öncesinde ölçekli modeller yoluyla gözlem ve test imkanı sağlayan tesisler olarak rüzgar tünelleri, 20. yy başından itibaren havacılığın gelişiminde önemli rol sahibi olmuşlardır. Etimesgut Uçak Fabrikası ile eş zamanlı olarak rüzgar tünelinin kurulması kararı, ülkedeki havacılık sanayisi adına hedeflenenlerin, havacılığa dair teknolojinin ülke sınırları Demirağ İstanbul, Beşiktaş’ta bugün Deniz Müzesi içinde üretilmesini de içerdiğinin önemli bir işaretidir. olarak kullanılan binayı 1937 yılında uçak fabrikası İnşa edildiği dönem için ART’nin büyüklüğü ve olarak yaptırır ve Yeşilköy’de bugün Atatürk Hava teknolojisi itibarıyla Balkanlar dahil yakın coğrafyada Limanı olarak kullanılan alanda bir uçuş sahası, "Nuri bir benzerinin olmadığı ve Avrupa’nın önde gelen Demirağ Gök Uçuş Okulu", uçak tamir atölyesi, rüzgar tünellerinden olduğu anlaşılmaktadır. hangarlar, ve deniz uçakları için sahilde bir kızaktan Üretken fakat oldukça kısa bir dönemin ardından oluşan Yeşilköy tesislerini 1941 yılında gerçekleştirir. 1950’li yıllarla birlikte havacılık sanayi kuruluşlarının Okul 1943 yılına kadar 290 pilot yetiştirir, İstanbul bir bir kapatılması ile ART de uzun bir süre amaçsız Teknik Üniversitesi’nin özellikle mühendislik bölümü kalmıştır. öğrencilerinin staj yeri olur bu okul. Hatta Bu gelişmelerin üzerine 1952 yılında uçak mühendislerin birçoğu pilot olur. Cumhuriyet fabrikası, 1954 yılında da uçak motoru fabrikası döneminde mühendis pilotların çoğu yoğun olarak bu Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumuna (MKEK) dönemde olmuştur. Beşiktaş’taki atölyelerde uçak devredilir. MKEK bir süre eski tasarımları geliştirerek mühendisi Selahattin Reşit Alan yönetiminde ilk uçak uçak üretimine devam eder. Motor fabrikası 1955’te 1936’da yapılır ve tek motorlu bu uçağa ND36 adı traktör imalatına geçerek bugünkü Türk Traktör verilir. 1938’de çift motorlu olarak yapılan ikinci uçak Fabrikası haline getirilir. Uçak fabrikasında ise ise ND38 adını alır. Başarılı uçuşlardan sonra bu 1959’da üretim durdurulur, 1963’den sonra traktör uçakların seri üretimlerinin yapıldığı ve bir kısmının üretimine başlanır. 1968 yılında fabrika MKEK da yurtdışına satıldığı bilinmektedir. Tekstil Makineleri Fabrikası’na dönüştürülür, daha Fakat kısa süre sonra THK’nin verdiği siparişleri sonra ise kapatılır. iptal etmesi gibi olayların doğurduğu zorluklarla 1945 yılında tesisler kapatılır. C S TRATEJİ 7 teknolojiler edinilir, özümsenir, gerekli insan kaynakları bir kısmı yurtdışında eğitilerek sağlanır. Özel sektör de, aldığı cesaretle bu alanda önemli yatırımlar yapar, gelişmeler sağlar. Deyim yerindeyse okyanus geçilir... Peki ama büyük zorlukları aşarak, uçak sanayini kurmayı başarmış Cumhuriyet neden uçak üretiminden vazgeçmiştir? İlk ipuçları çok öncelere dayanmaktadır. Bahattin Adıgüzel’in yazdıklarına göre 19251950 yılları arasında Türkiye’yi ziyaret eden havacılıkla ilgili Amerikalıların, resmi görevlerinin dışında ziyaret ettikleri iki önemli kurum ve tesis vardır. Birincisi Türk Hava Kurumu ve Uçak Fabrikası, ikincisi ise Nuri Demirağ Uçak Fabrikası ve Gök Okulu… Uzmanlar fabrikaları gezerlerken yapılan işleri ve gelişmeleri sürekli takip ederler ve bugün de olduğu gibi gayet güzel demeçler vererek ülkemizden ayrılırlar. Ama, ülkelerine döndüklerinde önerdiklerinin neler olduğu kısa sürede anlaşılır. Türkiye Uçak Sanayisi ile ilgili dokümanlarda, bu fabrikaların kapanma nedenlerine yönelik ortak bir görüş vardır: Ülkemizde üretilen uçaklar için siparişler kesilir. Çünkü, uçaklar Amerikan askeri yardımı olarak Marshall Planı çerçevesinde bu ülkeden alınacaktır! Şayet, ulusal sanayimize ve birikimimize dayanan ilerleme ve gelişme süreci devam etseydi bugün nerelerde olurduk? Bunun cevabını hiç bilemeyeceğiz. Hatırlarsanız, yazının başındaki haberde ilk Çin uçağının fabrikadan çıkışında tören yapıldığı belirtiliyor. İlk Metalurji Mühendisi Selahattin Şanbaşoğlu’da, tasarımı da bize ait olan bazı Türk uçaklarının imal edilmesi ardından törenle ve Türk pilotlarıyla uçurularak Ürdün’e, Danimarka’ya gönderildiğini yazmıştır. O zamanki kuşaklar şanslıymış. Uzun zamandır bu tür törenler göremiyoruz. Kurulan tesisler, imal edilen ilkler için yapılan o zamanki törenler yerine artık yıkılan, satılan ve tarihten silinenler için törenler düzenleniyor. Yakın gelecekte pek çok alanda dünya lideri olacağı belirtilen ve dünyadaki gelişmeler için şimdiden belirleyici rol oynayan Çin ile benzerliklerimiz yarım asırdan daha fazla bir faz farkı ile öncülük ettiğimiz ama devamını getiremediğimiz uçak sanayisi kurulması ile sınırlı değil. Çin’in bugün uyguladığı ve dünyayı şaşkına çeviren ekonomi politikalarıyla Cumhuriyet’in o zamanlardaki temel stratejilerinde de büyük benzerlikler vardır. İşte bizim tesellimiz de tarihimizdeki pek çok uygulamalarımızla, pek çok ülkeye örnekler yaratmış olmamız. Ama hem mucize gibi başarı öyküleri yaratıp, hem de bırakın bunların üzerinden gelişme stratejileri oluşturmayı, hatırlamamak bile ne yazık! Bizler hatırlamasak da, eski bazı uçak atlaslarında Türkiye Cumhuriyeti’ne ait uçaklar da var. Bu bile o uçakları yapanlar kadar olmasa da, bizlere hüzünlü bir gurur veriyor. Ve, şayet istersek neleri başarabileceğimizi hatırlatıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında özel sektörü de kapsayan heyecan 1950’lerde hüzne dönüştü. Ankara’da kurulan tesisler amacından saptırıldı, başka kurumlara devredildi, başka amaçlarla kısa süre üretim yapılmaya çalışıldı ve sonunda kapandı. ‘İstendiğinde başarılabileceğinin’ örneği olan deneyimin ürünleri, yalnızca havacılık atlaslarında kaldı… ÖZEL GİRİŞİMLER Kayseri ve Eskişehir’deki uçak fabrikalarının ardından 1930’lu yıllarda özel sektörün de uçak Evet, Cumhuriyet kurulur kurulmaz ta 1924’de üretimi alanına girdiği görülür. Bu yöndeki ilk girişim ülkemizin ulusal politikası en iddialı ve zor VecihiVI adıyla anılan ilk tasarısını 1924’de alanlardan olan uçak sanayisi kurulması üzerinedir ve gerçekleştiren Pilot Vecihi Hürkuş tarafından yapılır. bu başarılır. En zor şartlarda gerekli kaynak bulunur, 1931 yılında İstanbul’da kendi atölyesinde Nuri Demirağ’ın İstanbul Yeşilköy’deki tesisi... ürettiği VecihiXIV adıyla anılan ikinci uçakla Ankara’dan havalanarak küçük bir Türkiye turu yapmayı başarır. Vecihi Hürkuş’tan sonra THK tarafından Fransa’da eğitime gönderilen Mühendis Selahattin Reşit Alan Bey, motor ve pervanesi hariç bütün parçaları Türk malı olan ve MMV1 adı verilen yeni tip bir ulusal uçağın prototipini imal eder. Ancak test uçuşlarını yapacak tecrübe pilotu bulamadığı için projesi yarım kalır. En büyük özel girişim ise Demiryolu ihaleleri alarak demiryolu inşaatında başarı göstermesi ile tanınmış ve bunun üzerine Demirağ soyadını almış olan müteahhit Nuri Demirağ’dan gelir. MARSHALL YARDIMI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle