Katalog

4 Mustafa ÖZBEK Türkiyem Topluluğu Sözcüsü lkemizde barış isteğinin yeşermesi yolundaki dileklerimiz yeni yılın henüz başlarında tazeliğini korurken, Türkiye’nin barışa, refaha ve kalkınmaya yönelik hamleler yapmasını istemeyen çevrelerin karanlık elleri, bu sefer de Diyarbakır’ı kana buladı. Diyarbakır’da 3 Ocak tarihinde 3’ü çocuk olmak üzere 5 vatandaşımızın ölümü, 30’u asker 67 vatandaşımızın da yaralanmasıyla neticelenen bu kanlı terör olayı, dil, din, ırk ve ideoloji ayrımı demeden hepimizin teröre karşı mücadelede ciddi bir dayanışma içinde olması gerektiğini gösteren bir alarm, bir mesajdır. Sınır Ötesi Harekât öncesinde, büyük oranda dağlardan kaçan katiller daha önceleri İstanbul, İzmir ve Ankara’da olduğu gibi yine şehir merkezlerini hedef seçtiklerini, seçeceklerini Diyarbakır’daki kanlı eylemleriyle ilan etmiştir. 22 Temmuz seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun büyük bölümünde kullanılan ‘tartışmalı oylarla’ TBMM’ye giren terör örgütünün siyasi uzantısı olduğu yolundaki iddialar giderek haklılık kazanan bir partinin bu saldırıyı ‘kerhen’ kınaması, kendilerinin ‘sorumlular’ arasında bulunmasına engel olamaz. Tek başına siyasi iktidarın, ordunun ve güvenlik güçlerinin bu katillerle baş etmesi mümkün değildir. Çünkü bu katillerin bu ülkenin önemli Ü Terörle mücadelede samimiyet C S TRATEJİ dikkatli ve duyarlı olmalı, şüpheli gördükleri kişiler hakkında güvenlik güçlerini anında haberdar etmelidir. Türkiye, terörle mücadele edecekse, buna siyasetçi kılığındaki teröristlerden başlamalıdır. Şimdi panik içinde olan bu çevrelerin yeni hedefi, belediye seçimlerinde ‘yeni kalelere’ sahip olmaktır. Terörle, baskıyla Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan insanlarımıza kendilerini ve partilerini ‘mecburi adres’ olarak gösteren bu çevrelerin belediye gelirlerini terörü ve teröristleri finanse etmede kullanacağı aşikârdır. Dolayısıyla, terörle mücadelenin siyasi boyutu da önemlidir. Bu konuda kabul etmek gerekir ki ‘siyasi’ bakımdan en ‘akıllı’ mücadeleyi yapan iktidar partisidir. Bizlerin, zaman zaman mücadelesinin doğruluğu konusunu bu köşede sık sık eleştirdiği Başbakan’ın, amacı ne olursa olsun Diyarbakır ziyareti sırasında esnafla ve acılı ailelerle yaptığı görüşmeler sırasındaki ‘samimi’ yaklaşımı gözlerden kaçmamıştır. İktidar Partisi’nin şimdiden başlattığı seçim çalışmalarında ‘DTP’yi ve CHP’yi’ rakip olarak görmesi, MHP’nin isminden söz etmemesi düşündürücüdür. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan insanları, terörle mücadeledeki samimiyetinize inandırmadığınız müddetçe, bunları oylara yansıtamadığınız müddetçe sorgulanması gereken, bu partilerin terörle mücadeledeki samimiyeti olacaktır. Dileriz, iktidar partisi dışındaki partiler, yerel seçimlerde uğramaları kuvvetle muhtemel olan ağır yenilgilere şimdiden kılıf arama kolaycılığından vazgeçerek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan insanlarımızı siyasetlerine ve samimiyetlerine inandırmayı başarırlar. Türkiye, terörle mücadele edecekse, buna siyasetçi kılığındaki teröristlerden başlamalıdır. Şimdi panik içinde olan bu çevrelerin yeni hedefi, belediye seçimlerinde ‘yeni kalelere’ sahip olmaktır. Terörle, baskıyla Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan insanlarımıza kendilerini ve partilerini ‘mecburi adres’ olarak gösteren bu çevrelerin belediye gelirlerini terörü ve teröristleri finanse etmede kullanacağı aşikârdır. Dolayısıyla, terörle mücadelenin siyasi boyutu da önemlidir. mekanizmalarında da ‘adamları’ bulunmaktadır. Artık büyük şehirlerde yaşayan insanların ‘korkulu rüyası’ haline gelmeyi hedefleyen ve ‘saldırıya saldırıyla karşılık vereceklerini’ açıklayan bu teröristlere karşı, Türkiye bir bütün olarak ‘tedbirli’ mücadele etme noktasındadır. Dolayısıyla bu tür eylemlere karşı halkımız Terör örgütünün Diyarbakır’da düzenlediği son bombalı saldırının ardından...