02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S formülasyon arayışında… ancak 1997’de yaşanan Asya ekonomik krizinden Japonya büyük yara aldı. Bu kriz, Japonya’nın bir süre içe kapanmasına neden oldu. Bu dönemde Çin ise elindeki güçlü döviz rezervleriyle en kârlı çıkan ülke oldu. Asya’nın en güvenilir ülkesi konumuna yükselen Çin’e doğrudan yabancı yatırımlar akmaya başladı. 2001 yılında DTÖ’ye üye olmasıyla beraber küresel ekonomiyle bütünleşen Çin, Doğu Asya’da da lider güç olduğunu ilan etti. Hızlı ekonomik büyümesini askeri alanda iyi değerlendiren Çin, küresel çapta caydırıcı bir askeri güç haline geldi. Çin’in yeni askeri gücü bölgedeki Japonya’nın lehine olan stratejik üstünlüğü de Çin lehine değiştirdi. Ekonomisini düzelten ve yeniden uluslararası arenaya dönen Japonya, kaybettiği zaman zarfında Çin’in askeri alanda yakaladığı güce karşı koyma ya da dengeleme imkânını kaybetti. Dolaysıyla yeni dönemde Japonya’nın önünde iki seçenek bulunuyordu. Bu seçeneklerden birincisi ABD ile ilişkileri daha da sıkılaştırmak, diğeri ise Çin’le yeni bir bölgesel yapılanma tesis etmek. Koizumu döneminde Japonya, 11 Eylül saldırılarının ardından ABD’ye tam destek vererek, Afganistan’daki koalisyon güçlerine lojistik destek vermek için gemilerini Hint Okyanusuna göndermiştir. Bunun yanında anayasanın ulusal ordu bulundurulmasını yasaklayan 9. maddesinin kaldırılması konusunda epey çaba sarf etmiş, ama başarılı olamamıştır. Tokyo’nun bu girişimlerine karşı ise Pekin, Moskova ile ilişkileri güçlendirmiştir. ABD’nin altılı görüşmeler sonucunda Kuzey Kore ile uzlaşmaya varması, Japonya’da hayal kırıklığına neden olmuş ve ABD’nin AsyaPasifik bölgesini Çin’e devrettiği yorumları yapılmıştır. Zira altılı görüşmelerden en kârlı çıkan ülke Çin olmuştur. Kuzey Kore’nin uzlaşmaya varması dünyada Pekin’in diplomatik zaferi olarak yorumlanmıştır. TRATEJİ Fukuda ve Ciabao... 13 oluşturmayı hedefliyor Rusya’nın Hazar çevresinde yeni bir güvenlik bölgesi arayışı, ABD’nin füze kalkanını Tayvan için de gündeme getirmesi yönündeki beklenti Çin’i yeni bir bölgesel güç merkezi oluşturmaya yöneltmiş görünüyor. Bu senaryo kapsamında ŞİÖ’nün de yeniden yapılandırılabileceği düşünülüyor. Partisi 17. Kongresinde tekrar göreve seçilen Hu Jintao’nun ilk icraatlarından birisi Hindistan’a yönelik olmuştur. Hu Jintao, 26 Ekim 2007’de Pekin'de Çin'i ziyaret eden Hindistan Ulusal Kongre Partisi ve Dayanışma ve İlerleme Birliği Başkanı Sonia Gandhi'yle görüşmesinde ÇinHindistan ilişkilerinin son yıllarda derinliğine geliştiğini hatırlatarak, Ulusal Kongre Partisi dahil Hindistan'ın bütün partileriyle sağlıklı ilişkiler kurarak ve siyasi çevreler arasındaki temasları yoğunlaştırarak, ÇinHindistan stratejik işbirliği ve ortaklık ilişkilerinin kapsamlı gelişmesine yeni katkılar yapacaklarını vurgulamıştır. Ayrıca, Çin Başbakanı Wen de Sonia Gandhi'yle yaptığı görüşmede, Hindistan'la karşılıklı güveni artırarak ve işbirliğini yoğunlaştırarak, ortak gelişmeyi gerçekleştirmeye hazır olduklarını belirtmiştir. Buradan da anlaşılıyor ki ÇinHindistan ilişkileri yeni dönemde Hu Jintao ve ekibinin temel gündem maddesini oluşturacaktır. Hindistan Savunma Bakanlığı Çin’le düzenlenen tatbikat hakkında Çin’le savunma alanında işbirliği yapılacağını söylemesi, Hindistan’ın bölgede en önemli rakip olarak gördüğü Çin’le neden savunma alanında yakınlaştığı sorusunu gündeme getirmiştir. Bu sorunun cevabı olarak aşağıdaki nedenler verilebilir. ABD, Hindistan’a 2006 yılında imzaladığı anlaşmalar kapsamında verdiği sözleri tutmadı ve Washington, Çin’e yönelik politikalarını hayata geçirmek için Hindistan’ı aşarak Güney Asya’daki küçük ülkelerle işbirliği yapmaya yöneldi. Hindistan’da 200 milyon civarında Müslüman bir halk yaşıyor ve bu kitle Pakistan’daki radikal İslami medreselerin tesiri altında. Çin’in Pakistan’la olan yakın ilişkilerinden yararlanmak istiyor. Aynı şekilde, Pakistan’ın nükleer silahları konusunda da Çin’in etkin rol oynayacağına inanıyor. Hindistan’da eylem yapan Maocu militanları önlemeye yönelik işbirliği. Hindistan’da pamuk ipliğine bağlı olan iç dengenin ve istikrarın korunması. Çin’in son zamanlarda Avrasya ile birlikte AsyaPasifik bölgesinde de etkinliğini artırması, Çin’in giderek küresel güç statüsüne daha da yaklaştığını göstermektedir. Hazara Kıyısı olan Devletler toplantısında Çin’in geleneksel müttefiklerinden birisi olan İran’ın Rusya’nın himayesi altına girmesi ve Çin’in Hazar bölgesinden dışlanması ve diğer müttefiki Pakistan’da da Müşerref’in iktidarını devam ettirebilmek için ABD tarafına kayması Pekin’i harekete geçirmiştir. Ayrıca son zamanlarda ABD ile Rusya arasında yaşanan füze krizinde Çin, resmi olarak söylemese de örtülü olarak Rusya’yı güçlü bir şekilde desteklemektedir. ABD’nin füze kalkanı kuracağını ilan etmesi Çin’i de endişelendirmiştir. Zira Uzakdoğu’ya yönelik füze kalkanının Japonya ve Tayvan’a kurulması düşünülmektedir. Çin, vakit kaybetmeden Japonya ile olan ilişkilerini savunmaya boyutuna taşımaya gayret etmiştir. KOMŞULARLA SIFIR SORUN Hu Jintao ilk defa iktidara geldiğinde temel dış politika argümanı barışçıl bir dış politika ve komşularla sıfır sorun üzerine kuruluydu. Pekin açısından iki önemli komşu diğerlerinden daha fazla önemlidir. Bunlar; Japonya ve Hindistan’dır. Çin’e göre bu iki ülke ile samimi bir ortam oluşturulur ise Hint Okyanusu’ndan Pasifik bölgesine kadar olan bölge bir barış bölgesi haline gelecektir. Bu açıdan Çin, Japonya’ya bölgede birlikte hareket etme teklifinde bulunmuş, Japonya da buna olumlu bakmıştır. Son gelişmelere bakıldığında Japonya’nın Çin’le sürtüşme yerine işbirliğini tercih ettiği görülmektedir. 2125 Aralık 2007’de Çin ve Hindistan, Çin’in güneybatı bölgesinde bulunan Yunnan eyaletinde El ele 2007 terörizmle mücadele tatbikatı düzenlemiştir. Tatbikata her iki ülkenin kara kuvvetlerine bağlı 200 asker katılmıştır. Çin’in temel terör algılamasına bakıldığında ülkenin kuzeybatısında yer alan Uygur Özerk Bölgesi olduğu görülür. Ayrılıkçı Uygur grupları, Çin’in temel gündem maddesidir. 11 Eylül saldırılarından sonra Çin’in baskıları sonucu BM ve ABD, Doğu Türkistan İslami Hareketini terörist örgütler listesine almıştır. Buradan çıkan sonuç Çin’in Hindistan ile yaptığı askeri tatbikatın geçtiği bölgede her hangi bir terör tehdit bulunmamaktadır. Ancak bu bölge Çin açısından oldukça stratejik bir bölgede bulunmaktadır. Çin’in Yunnan eyaleti, Bhutan, Myanmar, Laos ve Vietnam’a sınır olan bir bölge. Güney Asya’nın bu ülkeleri ABD’nin Çin’e karşı çevreleme politikasının yeni unsurları olarak görülüyor. Çin, bu tatbikatı terörizmle mücadele başlığı altında yaparak Rusya ve ABD’nin tepkisini çekmeyi önlemiştir. Çin’in Hindistan’la geliştirdiği bu yeni strateji İran nedeniyle Batı Asya’da kaybettiği gücü Hindistan’la yakalamak istediği şeklinde yorumlanmıştır. Çin Komünist ‘ASYA İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’ Kulislerde konuşulan son senaryo Rusya’nın yeni bir güvenlik işbirliği mekanizması oluşturarak ŞİÖ’den çekileceği, Çin’in de Rusya’nın yerine Japonya’yı davet edeceği ve Hindistan’ı da daimi üyeliğe yükseltileceği şeklindedir. İkinci senaryo ise, ŞİÖ’nün dışında Çin’in Asya İşbirliği Örgütü adında yeni bir örgütü Japonya ve Hindistan ile kurmayı düşündüğü, bu örgüte özellikle güney Asya’daki ülkelerin alınacağı şeklindedir. Çin Orta Asya ülkelerinin devlet geleneğine sahip olmadıkları için rahatsız. Verilen sözlerde durulmadığını belirten Çin, bu devletlerle ciddi bir güvenlik şemsiyesi oluşturulamayacağına inanıyor. Kazakistan’ın bir süreden beri ŞİÖ dışında kendi liderliğinde bir güvenlik mekanizması oluşturulması için çağrıda bulunması Pekin tarafından Çin ve Rusya’nın olduğu bir bölgede bu tip girişimlerin maceracılığın ötesine geçemeyeceği şeklinde değerlendiriliyor. Bu nedenle, Pekin, Asya’nın diğer büyük güçleri Japonya ve Hindistan’la ilişkiler geliştirmeye çalışıyor. Her ne kadar Rusya’nın dışarıda kalacağı şeklinde görüşler belirlense de Çin, Rusya’nın sandalyesinin muhafaza edileceğinin de sinyalini veriyor. Sonuç olarak, görünen tabloda ŞİÖ’nün olduğu gibi kalacağı ama Çin’in AsyaPasifik bölgesinde ŞİÖ benzeri yeni bir güvenlik oluşturacağı yönünde. Ancak böyle bir girişime zaten o bölgede buna benzer bir güvenlik yapısına sahip ASEAN’ın nasıl bir tepki vereceği de henüz belirsiz. ASEAN’ın bölgesel forum olarak adlandırdığı güvenlik mekanizması içerisinde Çin de bulunmaktadır. Dolaysıyla, Çin, Washington’un desteklediği ASEAN’ın da etkinliğini bu yeni mekanizmayla kıracaktır. Zira uzun zamandan beri ASEAN ve ABD, Çin’in karşısına Vietnam’ı çıkarmayı düşünmekte ve bu yönde hazırlıklar yapmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle