17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası [email protected] Türkiye’ye örnek olabilir… C S TRATEJİ Romanya Anayasasının dolayısıyla yarıbaşkanlık sisteminin kabul edildiği dönemde de parlamenter sistemin ülkenin gerçeklerine daha uygun olduğunu savunan isimler arasındaydı. Gerçekten de Avrupa’da yarıbaşkanlık modelini gerçek anlamında uygulayan tek ülke Fransa. Portekiz’de halk tarafından seçilen cumhurbaşkanının yetkileri 1982’de büyük ölçüde kısıtlanarak yarıbaşkanlık sistemi yumuşatılmıştı. Romanya gibi "üçüncü dalga demokrasileri"nden olan Bulgaristan’da ise İrlanda’da olduğu gibi halk tarafından seçilen cumhurbaşkanına rağmen klasik parlamenter sistem yönetim modeli olarak işletilmiştir. Tıpkı cumhurbaşkanını halka seçtiren ancak parlamenter sistemi uygulayan Slovenya, İzlanda ve Avusturya’da da olduğu gibi. Yani Avrupa’da parlamenter sistem kural, yarıbaşkanlık istisna. Tariceanu da buradan hareketle sembolik yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanının yeterli olduğunu, icrai yetkilerin sadece hükümette olması gerektiğini savunuyor. En azından sistemdeki kuvvetlerin yetkilerinin daha net ve tartışmaya yer bırakmayacak tanımlarla belirlenmesi gerektiğini söylüyor. Basescu’nun devlet başkanının rolünü siyaset bilimi için kullanmaktan yoksun olduğunu da ekleyerek yarıbaşkanlık sisteminin Fransa’da işletilebilmesini Fransa’daki siyasi elitin ve siyasi kültürün Romanya’dakinden farklı olmasına bağlıyor. Romanya’da bir uzlaşı kültürünün gelişmemiş olmasının Cumhurbaşkanı’nın görevden alınmasına dek giden kriz sürecinin sorumlusunun olduğu ise kesin. K oltuğa oturmasından sadece iki buçuk yıl sonra Romanya Cumhurbaşkanı Traian Basescu taraftar toplamak için bir kez daha sokağa çıktı. Basescu 19 maddelik bir suçlamayla 19 Nisan’da Romanya Parlamentosunun iki kamarasının ortak oturumunda 108’e karşı 322 oyla görevden alınmıştı ve yasalar gereği bu karar 19 Mayıs’ta halk oylamasına sunuldu. Bu AB üyeliği ardından gittikçe derinleşen siyasi krizin son noktasıydı. İkisi de halkoyuyla gelen parlamento ve cumhurbaşkanı uzlaşı sağlayamayınca sistem tıkanmıştı, gerekli reformlar yapılamadığı gibi hükümet de çalışamaz duruma gelmişti. Referandum sonucu beklenen istikrarı sağlamaktan uzak oldu. Seçimlere katılan yüzde 44 oranındaki seçmenin yüzde 74’ü Parlamentonun anayasa ihlali nedeniyle Basescu’nun görevden alınması yönündeki talebine karşı çıktı. Basescu’nun popülist demeçleri etkili olmuş halk suçlamaları önemsememişti. Bu halkoyuyla meşruiyetini bir kez daha arttıran Basescu’nun sistemin başat oyuncusu olacağı anlamına geliyordu. Romanya’da ‘Basescu’ krizi Türkiye, cumhurbaşkanını halkın seçmesini tartışırken, yetki ve rejim krizi Romanya’da sürüyor. Cumhurbaşkanı Basescu ile hükümet karşı karşıya… partisinin kontrolünü Rompetrol CEO’su Patriciu’ya bırakmakla suçluyor. Eski Cumhurbaşkanı Ion Illiescu ve eski Ekonomi Bakanı Dan Ioan Popescu da suçladığı isimler arasında. Basescu, hükümeti oligarklarla işbirliği yapmakla, oligarkları da Rumen ulusal çıkarlarına aykırı bir biçimde Rusya ile bağlantı içinde olmakla suçluyor. Daha ucuza gaz ithal etmek için geliştirilecek işbirliğinin Rumen politikalarına Rusya tarafından müdahale edilmesi gibi ağır bir siyasi bedeli olacağından bahsediyor. ABD yanlısı ve AB ile entegrasyonun güçlü savunucusu Basescu’nun bu tarz açıklamaları ister istemez Ukrayna krizini akıllara getirse de Romanya’da Rusya yanlısı bir politik oluşum olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak bu yorumu Romanya’da cumhurbaşkanının görevden alınmasına ilişkin krizin Ukrayna’dakinin rövanşı olduğuna dek uzatmak olasıdır. Farklı güç odaklarının siyasilerin üzerinde kurduğu baskıyı ifade etmek için artık Rusya ile özdeşleşmiş bir terminoloji olan "oligark"ı tercih etmesi Basescu’nun da krizin böyle yorumlanmasını istediğini gösteriyor. Basescu’nun Rusya ile ayrıcalıklı ilişkiler kurulması yönünde bir takım baskılardan bahsetmesi ve ardından görevden alınması sürecinde dışarıdan etkilenildiğini ima etmesi de olayın bir başka yönü. Ukrayna’daki krizin de Romanya’daki referandumdan tam bir hafta sonra dinmesini ise şimdilik bir rastlantıdan ibaret olarak değerlendirmek yerinde olacaktır. Her iki ülkede de siyasi çalkantının önümüzdeki dönemde devam etmesi ise ikinci bir rastlantı olacaktır. SUÇLAMALAR Basescu, 19 maddelik bir anayasayı ihlal etme suçlamasıyla (impeachment) karşılaşmıştı. Bunlar arasındaki en önemli madde başbakanın yetkilerini gasp etmesiydi. Yargıya baskı yaparak mafyanın çıkarlarını korumak, bakanların telefonlarının dinlenmesi talimatını vermek, keyfi davranışlarda bulunmakla hükümeti ve meclisi hiçe saymak, yakınlarını yerleştirdiği kamu kurumları üzerinden devleti kontrol etmek de suçlama nedenleri arasındaydı. Başbakan Calin PopescuTariceanu’ya göre Cumhurbaşkanı günlük politikalara müdahale ederek anayasal yetkilerini genişletiyor, hükümetin altını oyuyor ve toplumu devlet kurumlarına muhalif hale getiriyordu. Sosyal Demokratlar ise açıkça diktatörlükle suçluyordu Basescu’yu. Basescu ise "yargıyı siyasal arabuluculuktan koruma" isteğinin parlamento ile çatışmasına yol açtığını; azline onay veren 322 milletvekilinin tek ortak noktasının "adalet korkusu" olduğunu iddia ediyordu. Euronews’e verdiği mülakatta siyasi sınıf içinde patlamaya yol açan ardışık faktörlerden bahseden Basescu, komünizm döneminde işlenen suçların soruşturulması ve bir buçuk milyon kişiye ait eski komünist gizli servis dosyalarının açılması emirlerini vermesi nedeniyle görevden uzaklaştırılmak istendiğini söylemişti. Basescu’nun bazı üst düzey politikacıları eski rejimin yandaşları olarak ilan eden bir rapora imza atmasının belli kesimlerde rahatsızlık yarattığı doğru. Ancak gizli servis dosyaları açıldığında Basescu’ya ait olanın garip bir şekilde kayıp olması da ayrı bir rahatsızlık yaratmıştı. MEŞRUİYET KRİZİ İster hükümetten kovulmanın ve dolayısıyla Basescu’nun intikamı olarak düşünülsün ister referandumun bir kaybedeni/krizin bedeli olması gerektiği mantığıyla düşünülsün Demokrat Parti’nin Tariceanu hükümetine karşı bir güven oylamasına gitme hazırlığı Romanya’da krizin bitmediğini gösteriyor. Basescu’nun parlamentoda siyasi grubu bulanan partilerle 29 Mayıs’ta başlattığı görüşmelerin ana konusu olan "hükümette istikrarlı bir çoğunluk" oluşturulması hedefi de Basescu’nun partisinin tekrar hükümet ortağı yapılmasını zorlayacaktır. Basescu’nun siyasi partilerin önüne koyacağı dosyada seçim mevzuatının değiştirilmesi ve çoğunluk oylama sisteminin getirilmesi de var. Belirtmeli ki, görüşmeleri başlatmasından çok önce; zamanı netleştirmek gerekirse referandum sonuçlarının açıklamasından hemen sonra Basescu istediği yönde değişikliklerin Temmuz ayına dek yapılmaması durumunda yeni bir referandum düzenleyeceğini söylemişti. Meşruiyetini halka ikinci kez onaylatan Basescu’nun bundan böyle kendi siyasi ajandasını halka gitme tehdidiyle yürüteceğine şüphe bulunmamalı. Romanya Cumhurbaşkanı kısa dönemde kaybettiklerini geri kazanıyor üstelik muhaliflerine karşı yeni bir politik silah edindi. Tariceanu ise asıl bundan sonra kaybetmeye başlayacak. Halkoylaması da artık parlamentonun üzerinde sallandırılan bir kılıç olacak. Basescu 19 Mayıs öncesinde verdiği beyanatlarda Romanya’nın sandıkta Parlamentonun 322 üyesinin mi yoksa Cumhurbaşkanlarının mı programına destek vereceklerini belirleyeceklerini söylerken referandum sonrasında takınacağı tavrı da belirtmiş oldu. Basescu’nun sandıktan çıkan galibiyeti sadece siyasi sınıfta reformu; belki şeffaflığı ve temizliği de başlatmakla kalmayacak. Ancak aynı zamanda klasik demokrasi –üstelik halkın yüzde 66’sının katılmadığı bir referandum yoluyla Romanya’da kuvvetler ayrılığının yok edildiği, devlet başkanının hükümet rolü de üstleneceği yeni bir dönemin de Basescu başlangıcı olacak. SİSTEM SORUNU Romanya Başbakanı Tariceanu referandum tarihinden bir gün önce Radio Free Europe’a verdiği demeçte krizin gerçek sebebinin Romanya’nın hükümet sistemiyle ilgili olduğunu söylüyordu. Tariceanu, 1991 tarihli UKRAYNA’NIN RÖVANŞI Basescu, meydanlarda Nikolay Çavuşesku diktatörlüğünün 1989 yılında kurşunlarla sona erdirilmesinden bu yana kamu yaşamına egemen olan çıkar gruplarına karşı mücadele ettiğini ileri sürdü. Hükümetin olanaklarından faydalanarak kendilerine gelecek yaratan, çok zengin olup politikacılara emir veren iş adamları olarak tanımladığı oligarkları siyasi yaşamdan uzaklaştırma çabalarının görevden el çektirilmek istenmesinin ana nedeni olduğunu iddia ediyordu. Siyasi kesimi ise oligarklardan yani siyasete müdahale edebilen para babalarından mali destek alarak kuklaya dönmekle suçluyordu. Medya patronu ve Muhafazakâr Parti lideri Voiculescu’yu kendi ticari çıkarlarını korumak için siyasi parti kurmakla, Başbakan Tariceanu’yu ise
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle