17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Turgut A. KARABEKİR [email protected] Kural tanımayan tutumu, dünya üreticilerini zorluyor… C S TRATEJİ 15 anlaşmalarda Türkiye’yi içine almamakta ısrarlı davranırken, bizi dinleyici olarak bile toplantılara davet etmezken, bizim ona şartsız olarak kapımızı açmamız çıkarlarımıza ters düşüyor. Kendi sanayimizi korumak için Çin mallarına yeterli gümrük tarifesini uygulamak doğal hakkımızdır. Türkiye seçimlerde ABD ve AB direktifinde hareket etmeyen bir hükümete kavuştuğunda alınacak yöntemler içerisinde, küçük ve büyük sanayicimizin korunması ön plana alınmalıdır. Yabancıların paralarını vergisiz yüksek faizle bankalarımızda tutarak, kendimizi aldatarak kalkınamayız, ekonomik bağımsızlığımızı kazanamayız. 21. yüzyılda ekonomik bağlılıkların egemenlikleri etkileyeceği beklenmelidir. Kalkınmanın gerçek yolu ürettiğini satarak para kazanmaktır. Verimli üretim ise başkalarının gayelerine göre tasarlanmış kurallarla gerçekleşmez. Bütün komşularımıza, bilhassa Çin, Rusya, ve ABD’ne, kendi kararlarımızı vermek azim ve gücünde olduğumuzu belirtmezsek, hiçbir zaman bağımsız olamayız. Türk toplumunun sergilediği uygarlık numunesini, sadece takiyye ve ‘Ilımlı İslam’ çukuruna düşürülmesine karşı geçici eylemler saymak yanlıştır. Atatürk’ün, İlk vazifen..... diyerek seslendiği Türk gençliği, sırası geldiğinde sorumluluğunu hatırladı ve milli iradesini eline alacağını, bütün dünyaya, örnek bir şekilde gösterdi. Bu mitingler: ? 2001 yılında başlayan uyarılarımıza karşı çıkan, ‘AB’nin baskısı olmadan biz adam olamayız’ diyen, karanlık aydınlarımıza verilmiş bir cevaptır. ? Gerçek Türk aydınının ve Türk gençliğinin hem ordunun arkasında olduğunun, hem de kendi kaderini kendi belirlemeye yetenekli olduğunun kanıtıdır. ? Ilımlı İslam’ı tezgahlayan ABD’ye ve onun emperyalist akıl hocalarına atılmış demokratik bir tokattır. ? Türk toplumunun dış güçlerin mandasında yaşamayacağının ve dış güçlere bağlılığı olanlar tarafından idare edilmeyeceğinin bildirisidir. ? Bize ders vermeye teşne ABD ve AB’ye demokrasinin gerçek yüzünün gösterilmesidir. ? Türk halkına olan güvenimizin doğruluğunun kanıtıdır. H enüz iç sorunlarını çözememiş olan Çin’in dış pazarlara olan etkilerini küçümsememek ve gelişmeleri şimdiden dikkatle almak gerekiyor. Serbest ticaretin adil olduğunda herkese yararlı olacağı anlayışı içinde, bütün ülkelerin, rekabet edebilecek kalite ve fiyattaki ürünlerine, dünya pazarında yer bulmaları beklenir. Halbuki Çin’in, yerleşmiş kurallara uymayan ticaret şekli, diğer benzeri imalatçıları dizgeli bir şekilde yok etmeye gidiyor. Çin, ucuz mallarıyla dünya piyasasının büyük bir dilimini ele geçirmek yolunda serbestçe koşuyor. Çin hala insan haklarına uymamakta, sosyal hizmetler vermeden düşük ücretle işçi çalıştırmakta, birçok ürünlere sübvansiyon uygulamaktadır. Çalışanların ancak yüzde 14’üne işsizlik sigortası sağlanmıştır. Nüfusun dörtte üçü yoksulluk sınırı altında sürünmektedir. Henüz genel sosyal sigorta gerçekleşmemiştir. Düşük ücretlerle, sosyal hizmetler olmadan çalıştırılan işçilerle yapılan üretim, diğer hiçbir ülkenin erişemeyeceği düşük fiyata imalatı sağlamaktadır. Yen’in değerinin yaklaşık yüzde 40 aşağıda tutulması, zaten düşük olan imalat fiyatının dünya pazarlarında daha da çok müşteri bulmasını sağlamaktadır. ABD’nin yaptığı yarım ağız uyarılara karşı hiçbir düzeltmeye gitmemekte, patent haklarını çiğneyerek, yolunda hızla ilerlemektedir. Bu yüzden de dünyanın birçok yerinde üreticiler zarar görmeye başlamıştır. Çin kıskacı fiyatlandırmakla suçlayarak, önlem almıyor. ? Diğer yandan betonarme demirinin büyük bir kısmını Türkiye’den ithal ederken, her fırsatta, haksız yere, Türk firmalarını damping yapmakla suçlayarak, yargıya veriyor. Çin’in elinde biriken ABD Dolar ve devlet tahvillerinin gücü ABD’nin Çin’e karşı çıkabilmesini zorlaştırdığı görülüyor. Türkiye’nin başında Demokles’in kılıcı gibi bekleyen Sıcak Para tehlikesi gibi, ABD de Çin tarafından kasten yapılabilecek ani bir dolar satışının, zaten tehlikede olan ekonomisini çöküntüye sürükleyeceğinden korkuyor. Birkaç yıl evvelki durumun aksine, Çin’in ihracatının çoğunlukla ABD’ye iken, bunun yüzde 10’un altına inmesi ve diğer ülkelere yönlenmesi, Çin ekonomisinin ABD’ye bağlılığını azaltırken, dolar tehdidini kullanması olasılığını da çoğaltıyor. Bu durum Çin’in ABD dışındaki pazarlara daha fazla yönelmiş olmasında kendini göstermekte. Az gelişmiş ülkelerde, ABD’nin yıllardır kullandığı emperyalist tutumu uygularken, kapitalizmin ana kurallarını çiğneyerek, hiçbir geleneğe uymadan mallarını sürerek, dünya üreticilerini boğmak üzere. Çin’in ekonomik yükselişi, ABD’nin bu ülkeye ‘dolar’la bağımlılığı Washington yönetiminin elini zayıflatıyor. Asıl yıkım ise kalkınmakta olan ülke üreticilerinde yaşanabilir. ÇİN’E GÜMRÜK Batının ve özellikle ABD’nin emperyalist uygulamalarına rağmen, dünya ticareti 1950’den günümüze 25 katsayısıyla genişlemiştir. Çin’in ticaretinden ise yalnız Çin faydalanmakta olduğundan, ticaret fazlası 2001 yılından bu yana 17 milyar dolardan 239 milyar dolara yükselmiş, diğer ülkeler ise zarara düşmüşlerdir. Bu tek taraflı uygulamaya yansı; gelişen ülkelerin de aynı usulsüzlüklere başvurmaları, Çin’in tutumunu değiştirmesini sağlamak veya doğrusu, Çin mallarına değişik gümrük tarifeleri uygulamak olabilir. Nixon dönemimden başlayarak Çin’e yaklaşma politikası güden ABD, ona ‘tercih edilen ülke’ statüsü tanıyarak gümrük kolaylıkları sağlamıştı. Çin ile olan ticaret açığının, ABD’nin bütün açığının yarısı olan 250 milyar dolara yaklaşması yetkilileri endişelendirmeye başladı. ABD Ticaret bakanı C. Guttierez Çin’den ithal edilecek kağıt üzerine yüzde 20 gümrük uygulanacağını açıkladı. ? Buna rağmen ABD Maliye Bakanlığı hala Çin’in para değerini yapay olarak aşağıda tutmakla suçlayarak, önlem almıyor. ? Mallarını geleneklere uymayan yöntemlerle üretmek ve yapay olarak TÜRKİYE SIKI ÖNLEM ALMALI ABD ve bazı AB ülkeleri sıkıntıya düşseler de, bir şekilde temize çıkmayı başarabilirler. Ancak az gelişmiş ülkelerin başarılı olmasına şüpheyle bakmak yerinde olur. Türkiye de, beliren bu tehlike karşısında şimdiden sıkı yöntemler almak zorundadır. Her ne kadar bazı çevreler dünyanın on yedinci büyük ekonomisine sahip olduğumuzla böbürlenseler de, bugünkü şartlar içinde istikrarda olduğumuz iddia edilemez. Bu nedenle sanayimizin/ihracatımızın, AB gümrük birliğinden ve düşük dolar değerinden yemekte olduğu darbelerin üzerine, ucuz Çin mallarının kıskacına girmesi, ciddi sarsıntılar yaratır. Ticarette tutuculuğu savunmak söz konusu olmamakla beraber, serbest piyasa anlayışına uymayanların yarattığı bir rekabete de göz yummak, intihar etmekten farklı sayılmamalıdır. Gereken önlemleri almakta gecikmek, Çin’in askeri gücünün artmasından sonra hareket geçmek, yalnız Türkiye’de değil bütün ülkelerde büyük sıkıntılar yaratacaktır. Dev canavarlaşmadan önlemek gerekir. Çin’de otomobil Çin Ortadoğu ve Hazar bölgesi montajı yapılıyor... ülkeleri ile yapmakta olduğu YENİ TÜRK DEVRİMİ Hiçbir gazete yazamazken, 13 Eylül 2006 tarihinde Bodrum Yarımada gazetesinde ‘Milli İrade’ kampanyasının başlamasına yer verilmesi bir ilk idi. Yazarlara, Milletvekillerine ve kişilere gönderilen epostalar, bağımlı gazetelerde olmalarına rağmen 35 yazarın değerli katkıları, Cumhuriyet gazetesinin ve yazarlarının yaptığı kesintisiz öncülük ve uyandırmalar, boşa gitmedi. Yedi ay gibi kısa bir zamanda yeni Türk devrimi başarıldı. Karanlık aydınlarımızın ve sadece tenkit ile yetinen umutsuzların, bu deneyden bir şeyler öğrenmiş olduklarını ümit ederim. Bütün dünyaya bu milletin gerçek yapısının ne olduğunu gösteren herkesi, sevgi ve şükran ile kucaklarım. ÇillerErbakan birleşmesinden alınan dersler unutulmamalıdır. Her zaman son dakikada AKP’ye bir katılma bütün hesapları değiştirebilir. Elli partili çıkarlar devri kapanmalıdır. Küçük muhalefet partileri diğerleriyle birleşerek parçalanmışlık son bulmalıdır. Aşırı sağda olmayanlar ivedilikle CHP merkezinde toplanmalıdır. SHP neden bekletiliyor? Diğerleri ne bekliyor? Henüz tehlike bitmemiştir, hiçbir fedakarlık esirgenmemelidir. Mitinglerdeki halkın seslenişine uyan bir Türkiye, çok parlak bir geleceğe doğru ilerleyecektir. Aydınlığın kapısı Cumhuriyet’ten açılmıştır, ve açık tutulacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle