17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili [email protected] Orta Asya’nın gelecekteki lokomotifi… C S TRATEJİ katkılarının yeşerdiği bu seçkin akademinin tekrar yaşatılması amacıyla Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un kararnamesiyle Harzem Mamun Akademisi’nin Hive şehrinde 1997 tarihinde yeniden hayata geçirilmiş olması da Özbekistan Hükümetince Türk kültür tarihine ve mirasına yapılan değerli katkılar arasında değinilmesi gereken hususlardandır. "İpek Yolu"nun stratejik ülkesi Özbekistan, bu kültürel ve tarihi özelliklerini son yıllarda yapılan restorasyon ve düzenleme çalışmalarıyla da insanlığa, geçmişte ecdadımızın pozitif ve dini bilimler alanında ne gibi bulgular, çalışmalar yaptığını yeniden sunarken, devralınan mirası en iyi şekilde korumaktaki becerisini de ortaya koymuştur. Bu nedenle, İslam Konferansı Teşkilatı’na bağlı, İslam Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (ISESCO) tarafından 2007 yılında Taşkent şehrinin "İslam Kültürü’nün Başkenti" olarak ilan edilmesi bir rastlantı değildir. Özbekistan, tarihteki Türkistan ve İslam kültürüne sağladığı büyük katkılarla birlikte bugün devralmış olduğu mirası koruma konusunda bu önemli sorumluluğa layık olduğunu bu coğrafyada yıllardır sürdürdüğü kültürel, dini merkez olma bilinciyle daha da ileri noktalarda gösterecektir. K imi stratejistlere göre dünyanın "kalpgahı" Orta Asya’dır ve burayı kontrol edecek olan gücün de dünyayı kontrol edeceği söylenmiştir. Nitekim Cengiz Han, Atilla gibi büyük devlet adamları Orta Asya’dan yola çıkarak dünyayı kontrol etmişlerdir. Orta Asya’nın, başka deyişle Türkistan’ın kalbi de Özbekistan’dır ve Özbekistan merkezli genişleyen, doğudan, batıya 27 ülkeyi fethederek oluşturduğu muhteşem imparatorluğu ile büyük Türk İmparatoru Emir Timur, bir dünya devletini yıllar boyu yönetmiştir. Timur öncesinde ise Türkistan Türklüğü büyük ölçüde göçebeydi. Timur, Mâverâünnehr’i şehirleştirdi, obaları iskân etti. Su kanalları inşa ederek toplumu tarıma geçirdi. Büyük şehirleri ticaret yollarına bağladı. Fetihleriyle âlimleri, sanatkârları Orta Asya’ya topladı. "Biz ki, Mülukı Turân, Emîri Türkistân’ız!; Biz ki Türkoğlu Türküz!; Biz ki milletlerin en kadîmi ve en ulusu, Türkün başbuğuyuz!" diyen Emir Timur, başkenti Semerkant olan stratejik bir imparatorluk kurmayı başarırken Semerkant'ı da çağının yıldızı yapabilmek için ele geçirdiği ülkelerden binlerce sanatçı, zanaatkar ve yapı ustasını oraya yönlendirdi. 15. Yüzyıl Orta Ayası’nda gelişen söz konusu Timur Rönesansı'nı görmezlikten gelmek mümkün değildir. Yine Türkİslâm tarihini çok iyi bilen, dinin, ilim ve sanatın koruyucusu; Asya'da Türkçe'nin, Türk sanat ve kültürünün Fars kültürünün baskısı altında yok olup gitmesini önleyen Timur’un ülkesi ve efsanevi İpek Yolu’nun üzerinde olan bugünkü Özbekistan, bu bakımdan asırlardır ekonomik ve siyasi olarak son derece stratejik bir konuma haiz olmasının yanı sıra kültürel, özellikle de İslam kültürü açısından da bu özelliğini hiçbir zaman yitirmedi. Bugün de kültürel mirasının yanı sıra verimli toprakları ve zengin doğal kaynakları ile aynı özelliğini sürdüren Özbekistan’ın, Türkistan’daki öteki ve belki de daha ağır basan önemi Türk toplulukları için kültürel ve dini merkez olması özelliğidir. Semerkant’taki İmam Buhari ve İmam Maturidi Türbeleri, Buhara’daki Abdülhalik Gıcduvani, Bahaddin Özbekistan kalkınıyor Doğal kaynaklar açısından zengin bir ülke olan Özbekistan, ekonomik açıdan hızla kalkınıyor. Bu kalkınma rakamlara da yansıyor. Yeniden yapılanma kapsamında altı yılda sanayinin GSMH’deki payı yüzde 14.2’den 22.1’e yükseldi. Diğer rakamlara bakıldığında da Özbekistan’ın sağlıklı bir kalkınma gösterdiği anlaşılıyor. EKONOMİK GELECEK Nakşıbendi ve Mescidi Kelan gibi kutsal merkezler, Fergana’daki Ahmet Fergani ve Burhanettin Margilani anıtları, Surhanderya’daki Hakim Termizi, İmam Termizi, Hive’deki İçan Kale, Karman şehrindeki Kasım Şeyh Türbesi İslam aleminin Orta Asya’daki yayılmasının ve kültürel etkinliğinin muhteşem göstergeleridir. Taşkent’teki Hz. Osman Kuranı Kerimi, dünyadaki en eski örneklerdendir. Bütün bu medrese ve anıtlar ile Uluğ Bey Rasathanesi gibi dünyaya astronomi bilimini tanıtan yapıtlar, kültür hazineleri, Türkistan’ın beşiğinin niye Özbekistan olduğunu çok güzel açıklıyor. Özbek halkı yetiştirdiği bilim adamlarıyla da bütün dünyaya bilimsel dalgalar halinde yayılarak insanlığa ve medeniyete katkıda bulunmuştur. Bu bağlamda özellikle, Harzemşah Devleti’nin emiri Abu Ali Mamun ve oğlu AbulHasan Ali İbni Mamun (9991009) tarafından Urganç’ta kurulmuş olan Harzem Mamun Akademisi’nde, İbni Sina, Abu Sahl alMasihi, AbulHayr Hammor ve Abu Reyhan Beruni gibi dünya tıbbına önderlik etmiş tıp alimlerinin ve yine bu akademinin gerçekleştirdiği matematik alanındaki çalışmalarda Abu Mansur İbni Irok ve AbulHayr Hammor gibi büyük alimlerin çalışmaları bilim tarihi açısından oldukça önemlidir. Özbekistan’ın bilim tarihine Kerimov Kültürel, tarihi ve coğrafi zenginliklerin beşiği Özbekistan’ın yıllar boyu süren ve bu temel zenginliklerden istifadesini engelleyen, Sovyetler Birliği merkezli yönetimden kurtulması ve ardından kavuştuğu tam bağımsızlık anlayışı ile elindeki olanakları en iyi şekilde değerlendirme yoluna girmiştir. Dünyanın "Kalpgahı" Türkistan’ın merkezinde son yıllarda atılan rasyonel adımlar geleceğe sağlam bir hazırlığın göstergesidir. Kalkınma ve her alanda ilerlemenin belirtilerini gösteren bu rasyonel adımlarla, yabancı denetiminde olmadan, sağlıklı ve onurlu bir yönetim tarzıyla milli kaynakları değerlendirerek ekonomik kalkınma sağlanabileceğinin işaretlerinin Özbekistan’da ortaya çıkması anlamlıdır. Çünkü ancak sağlam bir tarihsel ve kültürel mirasa sahip, devlet geleneği ve deneyimi olan ülkeler tam bağımsız atılımları gerçekleştirebilirler. Doğal olarak bağımsızlığa önem veren, yabancıları iç ve dış politikalarına karıştırmayan ülkelerin, özellikle çifte standartlı ve iki yüzlü batı ülkelerince eleştirilmeleri doğaldır. Tüm bunların yanı sıra Özbekistan’ın, son yıllarda sosyal ve ekonomik alanlarda elde ettiği başarıyı, kısa vadede büyük iyilikler ve olanaklar sunar gibi davranıp, uzun vadede içlerine girdikleri ülkelerin kanlarını emerek ödeten batı ülkelerini dışlayarak elde etmiş olması, daha parlak bir geleceğe kendini hazırladığının da bir belirtisidir. Ekonomik açıdan sağlıklı olmanın belirtilerini, altın ve döviz rezervlerindeki ve ihracattaki görkemli artışla gösteren Özbekistan, yine 2006 yılında ciddi bir milli gelir artışıyla da bu başarıyı perçinlemiştir. 2006 yılında Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) yüzde 7,3 artmasındaki en önemli etkenlerin özellikle sanayi sektöründeki yüzde 10,8 ve hizmetler sektöründeki yüzde 19,5 gibi artışların olduğundan hiç şüphe yoktur. Yine tarımdaki yüzde 6,2 ve inşaat sektöründeki yüzde 12,8’lik artışlar, sürdürülebilir bir kalkınmanın işaretleridir. Özellikle GSMH’deki bu artışların geleneksel üretim sektörlerinden ve hammadde ihracından ziyade yeni ve modern üretim alanlarından elde edilmiş olması daha da önemlidir. Bu yeni yapılanma ve etkin kapasite kullanımı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle