17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S hızlanıyor… TRATEJİ 13 çözüm olmaz bölgeye/Kerkük’e göç etmeye başladılar. Aslında, bu göçler bir anlamda teşvik edildi. Boş buldukları arsalarda ev yapmaları için Kürtlere kredi veren bankaların bile kurulduğu söyleniyor. Bu göçler, o kadar düzensiz ve acele gerçekleştirilmeye çalışılıyor ki, bu kadar göçü kaldıramayan Kerkük’te Saddam Hüseyin döneminde, Araplar ve Kerkük petrol şirketi çalışanları için yapılan konutlara ve hatta Kerkük Stadyumu’nun soyunma odalarına bile Kürtler yerleştirildiler. Toplam Kürt göçünün 622 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Hızlı bir şekilde Kürtleştirilmeye çalışılan Kerkük şehrinin Türklerin yaşadığı şehir olduğunu belgeleyen/kanıtlayan bir çok kanıt bulunuyor. Bunlardan en dikkat çekeni, BM İnsan Hakları Komisyonu Özel Raportörü Max Van Stoyl’un 74/1991 ve 74/1993 sayılı BM Genel Kurulu kararları doğrultusunda hazırladığı "Irak’ta İnsan Hakları İhlalleri" başlığını taşıyan raporun 5. bölümüdür. Söz konusu raporda, Türkmenlerin karşılaştıkları insanlık dışı eylemler vurgulanırken, bunların çoğunluklu olarak yaşadıkları bölgelerin de altı çizilmektedir. Raporun 114. maddesinde yer alan bir paragrafa göre; "Türkmen azınlığı, Irak’ta üçüncü büyük etnik grubu oluşturmaktadır. Kökeni Orta Asya’ya dayanan bu azınlığın Irak’a yerleştiği tarihin üzerinden bin yıl geçmiştir. Halen Irak’ın kuzey ve orta bölgelerinde oturan Türkmenlerin yoğunlaştıkları yerler ise, Musul, Erbil, Kerkük ve Diyala vilayetleridir. Nüfuslarının 2 milyonu aştığı söylenmektedir." Bu rapor, birçok eserden/belgeden sadece bir tanesidir. Birçok Arap, Türk ve yabancı araştırmacı ve yazarların bu konuyu yani Kerkük’ün Türklüğünü teyit eden birçok eser mevcuttur. Ve bugün bu şehir Kürt şehri olarak gösterilmek istenmekte ve bu yılın sonuna kadar yapılacak olan referandumda petrol zengini Kerkük’ün bölgesel Çeviriler: İbrahim Özgür BEKTAŞ İstanbul Beyazıt Meydanı’nda yapılan Kerkük Mitingi. (1963) Türkiyesiz bölgede barış düşünmek hayalle eşdeğer olur. Türkiye’nin ‘önce uzlaşı sonra referandum’ veya Türkmenlerin ‘Irak’ın tümünde Kerkük referandumu’ önerileri ciddiye alınmalı. Kürt yönetimine dahil edilmesi hedeflenmektedir. Bu durumda Türkiye’nin sürekli olarak savunduğu "Irak’ın toprak bütünlüğü"ne ilişkin söylemi boşa çıkacak ve Irak’ın parçalanması kaçınılmaz olacaktır. Bu ise, Türkiye ve diğer bölge ülkelerinin güvenliğine tehdit teşkil edeceği gibi, bölge bir kaosa sürüklenecektir. Türkiye’nin onaylamadığı/onaylayamayacağı hiçbir oluşumun ya da Türkiye’nin dışında kalacağı bir uzlaşının/çözümün yaşayamayacağı kesindir. Bu durumda, bir oldubittiye getirilmeden söz konusu Bunun yanı sıra, Başbakan Erdoğan Türkiye’deki seçim tarihi yaklaştığı için Kerkük konusunu tırmandırma çabası içinde" . Belirtilenlere göre, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’nin Ankara ziyareti sırasında Türk hükümeti, Kerkük’teki Türkmen sorununu tırmandırmama konusunda Bağdat’a garanti vermeyi reddetti. Türkiye’ye bağlı Türkmen Cephesi, Kürtleri Türkmen azınlığı öldürmekle ve Kerkük’e daha fazla Kürt peşmerge birlikleri yollamakla suçladı. Bölgedeki Irak Ordusu’nun komutanı, Tümgeneral Enver Muhammed Emin, Gulf News’e şunları söyledi: "Türkmenler ve Araplarla Kürtler arasında bölgedeki güvenlik durumunun gerginleşmesine yol açabilecek ciddi bir siyasi çatışma mevcut." Muhammed Emin, Bağdat ve Ramadi’nin sıcak noktalarından yüzlerce Arap ve Kürt ailenin Kerkük’e geldiğini belirtti. Kerkük’teki suikastların temelinde insanların milli kimliklerinin olduğunu doğruladı fakat durumun kontrol altında olduğunu söyledi. Kerkük’te büyük bir popülariteye sahip olan, Şii Sadr akımının önemli temsilcilerinden Talal El Sadi ise "Kerkük Irak’ın bir parçasıdır ve biz Barzani’nin Kerkük’ü bir Kürt bölgesi olarak niteleyen açıklamalarını kesinlikle desteklemiyoruz" sözleri ile Sadr akımının Kerkük’e bakışını açıkça ortaya koyuyor ve Kürt liderleri, "Kürt Kerkük" söylemlerini yineleyerek bölgeyi kanlı bir çatışmanın içerisine çekmekle suçluyor. referandum, ya Türkiye’nin formülü "önce uzlaşı sonra referandum" görüşü ya da Iraklı Türkmenlerin "Referandumun bütün Irak genelinde gerçekleştirilmesi" görüşü dikkate alınarak yapılmalıdır. Maliki’nin Kerkük yaklaşımı: ‘1957 sayımı temel’ Halud ElEmiri/ElHayat ElHayat: Elinizde kesin bir tarihte halledilmesi gereken çok önemli bir dosya, yani Kerkük konusu var. Mevcut siyasi gelişmelerin ışığında bu konu ile nasıl başa çıkacaksınız? Nuri ElMaliki: Kerkük şimdi Irak halkının oyladığı bir anayasa maddesinin hükmü altındadır. Bir normalleşme aşaması, istatistik aşaması ve referandum aşaması mevcut. Biz, yürütme gücü olarak, kendimizi anayasal hükümleri uygulamaya adadık. Gerekli komiteleri oluşturduk ve gereken miktarda parayı harcadık. Bu komiteleri bekleyen birçok iş var. Kerkük konusu karmaşık bir konu ve ek teftiş, düşünme ve akıllılık gerektiriyor, böylece sonuçlar Irak’ın ve tüm Iraklıların lehinde olacak ve karşılaşmalar bir yuvaya dönüştürülemeyecek. Komite 1957 sayımının sonuçlarına göre ilde yaşayanların kimliklerini inceleyecek, ayrıca toprak mülkiyetini dikkatlice araştıracak ve toprakları sahiplerine geri verecek. ElHayat: Bazı insanlar şehri terk etmeyi reddederse ne olacak? Nuri ElMaliki: Belki gitmeyebilirler ama onların, şehirde hala yaşamalarına rağmen referanduma katılmalarına izin verilmeyecek. Olayları önceden tahmin etmek istemiyorum ama Kerkük’ün Irak Anayasası’na bağlı bir Irak şehri olduğunu söylemeliyim. Irak Anayasası’na göre oluşturulmuş olan komite görevlerini adil, tarafsız ve profesyonel bir anlayış içerisinde herhangi bir akıma meyilli olmayan bir biçimde yerine getirecektir. Kerkük’te tansiyon yükseliyor Asil Adas Gulf News/BAE P etrol zengini Kerkük, iki gelişmenin ışığında, siyasi olayların ön sırasındaki yerine geri döndü: Iraklı Türkmenlerin yararına bir Türk müdahalesi ve ikinci olarak Kürt lider Mesud Barzani’nin Kerkük’ün Kürt toprağı olduğunu iddia eden açıklamaları… Barzani’nin açıklamaları, Türkleri ve hem Sünni hem de Şii Arapları çok kızdırdı. Kerkük konusunda çeşitli kesimlerde çeşitli açıklamalar arda arda geldi. Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin önderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin siyasi bürosundan Kisro Muhammed "Kerkük’teki gerginlik temelde bir Türk kızıştırması" sözleri ile KYB’nin bakış açısını ortaya koydu ve şunları ekledi "Türkler, Kerkük’teki durumun kalıcı Irak Anayasası’nın 140. maddesine göre normale dönmesinden, yani bu yılın sonunda yapılacak olan kendi kaderini belirleme referandumunun yaklaşmasından korkuyorlar. Türkler, Türkiye’deki 15 milyon Kürdü kendi haklarını savunmak yönünde cesaretlendireceği için Kerkük’ün Kürdistan bölgesine katılmasından da korkuyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle