17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

H. Miray VURMAY TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası [email protected] Bölgede yalnızca takvim ilerliyor… C S TRATEJİ 11 zamanların terör üssü "Bekaa Vadisi" haline gelmiş vaziyette. Başka bir deyişle 2007 her ne kadar "yeni bir şeylerle" başlamış olsa da 2003 yılından beri savaşı her boyutu ile yaşayan Irak için sıfatı yeni de olsa yaşanan her şeyin adı savaş… Ortadoğu’nun sıcak gündemi mevsimsel olarak da iyiden iyiye ısınan yaz aylarında özellikle de Filistin dolaylarında daha bir ısındı. Filistin’de ha geldi ha gelecek denilen "iç savaş" sonunda Filistin’i çığırından çıkaran bir bölünme ile sonuçlandı. Haziran 2007’de El Fetih ve Hamas arasındaki silahlı kavgalar artık kavganın çok ötesine geçerek Filistin’i iki ayrı parçaya bölen bir savaşa dönüştü. El Fetih Batı Şeria’da, Hamas ise Gazze’de egemenliğini ilan etti. Oysaki çok değil sadece birkaç ay önce Şubat 2007’de Mekke’de taraflar el sıkışmış ve "ulusal birlik" demişlerdi. Ama artık ne tek bir Filistin ulusu var ne de birlik. Nitekim Kasım sonu gerçekleşen Annapolis Zirvesi ile de Filistin’in parçalanmışlığı "ılımlı El Fetih""radikal Hamas" olarak tescillenmiş oldu. Kısacası 2007 Filistin’i tam ortadan ikiye ayıran olaylara sahne olmuşken 2008 El Fetih’e sözde bağımsız bir "devlet" öteki Filistin’e yani Hamas’a ağırlaştırılmış tecrit vaat ediyor. Geride bırakmaya hazırlandığımız 2007, Ortadoğu’nun "kadersiz" ülkesi Lübnan için de pek hoş olaylarla anılmadı. 2006 yazında yaşanan İsrailHizbullah savaşının yaralarını saramadan yeni bir yıla giren Lübnan’da 2007 önceki yıllardan hiç farklı olmadı. Yine suikastlar, yine siyasi krizler, tırmanan toplumsal gerginlikler ve son olarak da 9 kez ertelenen cumhurbaşkanlığı krizi ile geçti bir yıl daha. 2008’e dair gelecek zaman kipinde kurulan tümceler her ne kadar zoraki umutlar içerse de söz konusu umutların ne yazık ki sadece eser miktarda gerçekleşme payı olduğunu biliyor herkes. Bahsi geçen savaşın diğer tarafı İsrail içinse 2007, Hizbullah karşısında uğranılan psikolojik hezimetin sarsıntıları arasında başladı. Bir "güvenlik devleti" olan İsrail’de savaş sırasında verilen kayıpların faturası güvenlik güçlerine ve istihbarat birimlerine çıktı. Savaş, hükümeti de sarstı ve kabine "revize" edildi. 2007 yılı deyim yerindeyse İsrail için 2006’nın muhasebesi ile bir anlamda "günah çıkarma" ile geçti. 2007’nin sonuna doğru ise İsrail’in gündemine Annapolis ve Annapolis perdesinin arkasındaki "Yahudi İsrail" meselesi oturdu. En genel hatları ile görüldüğü üzere Ortadoğu’da 2007 böyle geçti. Savaş olan yerlerde savaş derinden ve inceden devam etti. Kavgalar çatışmaya, çatışmalar da savaşa dönüştü, sınırlar ve sinirler haddinden fazla gerildi. Irak’ta, Lübnan’da, İsrail’de, Filistin’de ve burada değinmediğimiz tüm Ortadoğu ülkelerinde –illa da burada bahse konu olan Arap Ortadoğu’sunda koca bir yıl daha aynı ifadelerle yazıldı tarihe. Velhasıl milattan sonra yaşanan 2007. yılda da Ortadoğu aynı hamamda aynı taslarla aynı sularla yıkandı… B ugün itibari ile bir yıl daha geride kalıyor… Takvim yaprakları yarından itibaren 2008’i göstermeye başlayacak. Yeni bir yıl her zaman olduğu üzere yeni umutlar, yeni başlangıçlar, süslü hayaller, geleceğe dair güzel dilekler demek birçokları için. Ama kimileri için ise geride kalan binlerce yıldan pek bir farkı yoktur "yeni yılın". Değişen sadece takvimlerdir, ötesi yoktur onlar için. Örneğin Ortadoğu coğrafyasının sakinleri için yeni yılın öncekilerden çok bir farkı yoktur. Olasılıklar azdır; ya savaş ya da savaş tehlikesi getirecektir yeni yıl. Bu topraklarda yaşayan herkesin bildiği, sessizce kabul ettiği yazgısıdır bu Ortadoğu’nun. Sanki yazılı olmayan ama herkesin biat etiği bir kuraldır. Öyle ki bir Ortadoğulu ömrünün büyük bir kısmını savaşla yaşar, geri kalanında da savaş tehlikesi ile. Her ne kadar sürekli hale gelip "sıradanlaşsa" da savaş, bu diyarlarda da her insan gibi "insanca" yaşamak ister insanlar. Ama yıllar geçer, yenileri gelir, eskileri gider bir türlü bitmez bu travmalar. Yeni gibi görünse de olaylar, olgular, değişmez aslında hiçbir şey. Değişen bir şey varsa o da isimlerdir yapılan eylem ise hep aynıdır. Ya da popüler deyimle "konjonktürdür" değişen ama eylemler gibi durumlar da aynıdır yaşanan(lar) düpedüz gelişme oturdu. ABD’nin Irak’tan çekilmesi en savaştır. Ortadoğu için, Ortadoğu’da yaşayanlar için azından çekilme takvimi açıklaması ve/veya asker yıl yeniymiş eskiymiş pek bir şey fark ettirmiyor olsa azaltması beklenirken ABD başkanı George Bush da Ortadoğu’yu yazıp, çizenler için geçmişi ve Irak’ta "henüz işlerinin bitmediğini" bilakis yeni geleceği bir arada düşünenler için –cümlenin asıl başladığını ima edercesine asker artırımını içeren öznelerine bir anlam ifade etmese de takvimler çok "Yeni Irak Planı"nı açıkladı. Ancak "yeni" planın şey ifade ediyor. Öyle ya önümüzde geleceği gösteren açıklanmasının ardından tam bir yıl geçmesine sihirli bir küre yok. Elimizdeki tek şey yaşananlar. rağmen Irak’ta halen "yeni" bir şeylerden bahsetmek Zira geleceği öngörmek için de geçmişe, yaşananlara imkansız. Irak halen için için yanan bir iç savaş ateşi dikkatli bakmak, görünenleri ve özellikle de ile kavruluyor. Halen bölünme senaryoları yazılıyor. görünmeyenleri doğru okumak gerekiyor öyle değil Günlük ölü sayısı iki haneli rakamları çoktan görmüş mi? Öyleyse kuşbakışı bir şekilde genel hatları ile durumda. Tam anlamı ile bir terör yuvası haline gelen bakalım Ortadoğu’da neler olmuş 2007’de ve 2008’de Irak, özellikle de Irak’ın kuzey bölgeleri bir ibreler neleri gösteriyor Ortadoğu için… Ortadoğu’da şiddet dinmiyor Ortadoğu’da savaş ‘eskimez’ ‘Dünyanın çatışma merkezi’ Ortadoğu’ya 2007’de yine şiddet hakimdi. Irak’ta günlük yaşamını yitiren insan sayısı iki haneli rakamlardan aşağıya düşmedi. Filistin ‘ılımlıradikal’ olarak bölündü. Lübnan’da iç karışıklıklar eksik olmadı. İsrail, Hizbullah’la çatışmanın iç hesaplaşmasını yaptı. 2007’DE ORTADOĞU Ortadoğu 2007’ye Saddam’ın idam haberi ile merhaba dedi. Hatta hatırlanacağı üzere 2007’den sadece 2 gün önce bir bayram sabahı idam edilen Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in infazı 2007 ajandalarının ilk sayfalarını uzunca bir süre işgal etmişti. Her ne kadar bekleniyor olsa da Saddam’ın idamı, zamanlaması ve infaz şekliyle Ortadoğu’da bir şok dalgası yarattı. En ince ayrıntısına kadar görüntülenen ve neredeyse tüm dünyanın televizyon ya da bilgisayar ekranlarından seyrettiği idamın şoku atlatılamadan gündeme yine Irak konulu bir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle