29 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 C S TRATEJİ ABD karşısında yenilirken, enerji AB, jeopolitik Dr. Nejat TARAKÇI Ege ve İzmir Ekonomi Üniversitesi ovyetlerin dağılması dünya jeopolitiğinde üç radikal değişikliğe neden oldu. Bu değişiklikler sonucunda Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da çok önemli güç boşlukları meydana geldi. Bu radikal değişiklikler; ? Sovyetler içindeki devletlerin bağımsızlıklarını kazanması, ? Sovyetlerin politik, ideolojik, ekonomik ve askeri nüfuz alanındaki ülkelerin ortada kalması, ? Sovyet tehdidine karşı kurulmuş askeri ve sivil kuruluşların işlevini kaybetmesi olarak sıralanabilir. Jeopolitik hiç bir zaman güç boşluğu kabul etmez, meydana gelen boşluk en kısa zamanda coğrafi, askeri ve politik açıdan en uygun olan bir güç tarafından süratle doldurulur. Nitekim Avrupa’da da aynısı oldu. Başlangıçta, Avrupa’daki güç boşluklarının doldurulmasında AB, NATO çerçevesinde ABD ile birlikte hareket etti. Çünkü bu ilişki, AB’nin enerji güvenliği, pazar ülkeler ve stratejik hammadde akışı konularında ortak bir çıkar paydası yaratabilmişti. Hatta, Avrupa’nın lider ülkeleri, Ortadoğu’daki güç boşluğudan istifade ile Kuveyt’i işgal eden Irak’a karşı oluşturulan koalisyona, askeri ve ekonomik destek sağladılar. Ortadoğu’da SSCB kontrolünden ayrılan pazarlar ABD ve AB ülkeleri tarafından kimyasal silah malzemesinden nükleer malzemeye kadar her türlü meta ile pervasızca ve limitsizce istismar edildi. Özellikle Irakİran Savaşı AB ülkeleri için yüksek kazanç fırsatı sağlamıştı. 1991 Irak Savaşı sonrası ABDAB politikalarında ayrılıkların ve çatışmaların başladığı bir dönem oldu. ABD’nin İngiltere ile S AB önüne koyduğu hedeflerin önemli bir bölümünü gerçekleştiremeyerek, jeopolitik bütünlüğünü sağlama yolunda başarısız oldu. ABD, birçok AB üyesiyle sağlam ikili anlaşmalar yaptı. AB, ortak bir enerji politikası dahi geliştiremiyor. birlikte Körfez Bölgesini ve Arap Yarımadasını müstakilen kontrol altında tutma ve AB ülkelerinin ekonomik çıkarlarının sınırlandırılması, AB’nin Atlantik bağlarının gevşemesine neden oldu. AB’nin Rusya ile olan ilişkileri de zaman zaman ABDAB gerginliğini artıran bir faktör oldu. ABD, AB’nin genişleme stratejisini NATO’nun genişleme stratejisine adapte ederek yeni ülkeler üzerinde siyasi ve askeri açıdan daha fazla etkili hale gelebildi. Özellikle Polonya, Macaristan ve Baltık ülkeleri üzerindeki ABD politik etkisi zaman zaman AB’yi geçti. altında politik ve ekonomik bir güç haline geldi. Fransa ve Almanya’nın başlattığı bu siyasi girişim, İngiltere’nin şüpheli ve kontrollü yaklaşımlarına rağmen tarım, finans, ekonomi, çevre, insan hakları, hukuk, sağlık gibi insan değerlerini öne çıkaran standartları ile hem bölgesel hem de global bir çekim alanı (Güç Merkezi) yarattı. Doğal olarak her yeni güç merkezi, hakim güç merkezinin rakibi durumuna gelir. Bu yeni yapılanma da, ABD’nin NATO aracılığıyla Avrupa’yı kontrol etme stratejisine ters düştü. ABD, özellikle Soğuk Savaş döneminde bile Almanya’nın SSCB ile yürütmeye çalıştığı iyi ilişkilerden hiç memnun değildi. Almanya ise yaklaşık 15 milyon Alman vatandaşının yaşadığı ve topraklarının üçte birini oluşturan doğu Almanya’yı tekrar kazanmaya çalışıyordu. Doğu Almanya ile Batı Almanya 3 Ekim 1990 tarihinde bütünleşti. AB’NİN YÜKSELME ÇABALARI ABDAB çıkar çatışması: SSCB’nin dağılmasından sonra Avrupa’da ABD’ye ve NATO’ya muhtaç olmadan, Avrupa ve Avrupalı kimliğini öne çıkaracak ve daha bağımsız bir organizasyona gitmenin yolları aranmaya başlandı. Bu girişimin başını, öteden beri ABD’nin Avrupa ve Akdeniz’deki etkisinden ve nüfuz alanınından ekonomik ve politik çıkarları zarar gören Fransa ve Almanya çekti. "Avrupa Avrupalılarındır" sloganı ile yola çıkan bu girişim; hukuki, siyasi ve ekonomik alandaki bir çok kurumsal yapılanmayı radikal şekilde ve çok kısa zamanda tamamlayarak 1992’den itibaren AB adı ABDAB ANLAŞMAZLIK ALANLARI SSCB’nin dağılması sonrası Avrupa’da oluşan Jeopolitik Güç Boşluğu, yukarıdaki gelişmeler sonucunda, AB ve ABD (NATO) tarafından dolduruldu. Ortadoğu ve Orta Asya’daki güç boşlukları henüz doldurulamadı. Bu alandaki mücadele daha çok ekonomik, askeri, finansal ve politik enstrümanlar kullanılarak devam ediyor.( ) 2001 terör saldırısından sonra ABABD anlaşmazlığı daha da derinleşti. ABD Avrupa’daki güç boşluğunun AB tarafından doldurulmasına izin vermedi. Zaten AB’nin politik ve askeri gücü buna uygun değildi. AB bu amaçla sadece ekonomik gücünü kullanmaya çalıştı. O da yetersiz kaldı. Bağlayıcı ve hukuki bir güç merkezi oluşturamadı. Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD ile AB arasında bir çok konuda politik ve ekonomik anlaşmazlık yaşandı. Bunlardan öne çıkan bazıları şöyle sıralanabilir. ? AB’nin BosnaHersek’teki katliama seyirci kalması, ? ABD’nin AB’nin genişleme sürecine paralel bir NATO genişleme planına Avrupa’yı zorlaması, ? Avrupa’da boşalacak ABD askeri gücünün Avrupa tarafından doldurulması, ? Avrupa’nın NATO’ya olan maddi katkısının artırılması, ? ABD’nin NATO görev alanının Atlantik Anlaşmasının 6. maddesine aykırı olarak genişletilmesi talebine Avrupa ülkelerinin karşı çıkması, ? BM Güvenlik Konseyi’ne Almanya’nın daimi üye yapılması, ? Uluslararası Termonükleer Santralının kurulacağı yer, ? Küresel ısınmayı önlemeyi hedef alan Kyoto Protokolunun ABD tarafından onaylanmaması, ? Avrupa çelik ihracatına ABD tarafından kota uygulanması, Avrupa Parlamentosu...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle