17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası [email protected] Rusya, hem BDT hem de NATO PUTİN’İN GÖLGESİ BDT zirvesiyle aynı tarihte başlayan NATO zirvesini karıştırdı… zirvesi, zaten kendi problemleri konusunda C S TRATEJİ 15 DT’nin kurulduğu 21 Aralık 1991 tarihinden itibaren üye ülkeler arasındaki sorunlar BDT’nin gerçek bir bütünleşme projesi olmasını engellemişti. Bu sorunlar nedeniyle BDT içerisinde çıkar uyuşmasına bağlantılı olarak ayrı ayrı gruplar oluşmuştu. Böylece Rusya’nın başını çektiği Kolektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatı (KGAT), Avrasya Ekonomik Topluluğu (AET), Ortak Ekonomik Alan (OEA), RusyaBeyaz Rusya Birlik Devleti, Rusya’nın sonradan katıldığı Orta Asya Ekonomik İşbirliği (OAEİ) ve Rusya karşıtı GUAM bloku ortaya çıktı. BDT üyesi çoğu ülkenin tamamen veya kısmen (Rusya’yı dengelemek açısından) Batı’ya yöneldiği bu dönemde ismi zikredilen teşkilatların en sağlamı olarak varsayılan RusyaBeyaz Rusya Birliğinde bile derin çatlaklar oluşmuş durumda. 28 Kasım 2006 tarihinde yapılan BDT zirvesine de yanıysan Rusya ve Beyaz Rusya arasındaki görüş ayrılığının görünen sebebi, Rusya’nın doğal gaz fiyatlarının yükseltilmesi konusunda Beyaz Rusya’ya baskı yapmasıdır. Ne var ki, bu baskıda Rusya’nın BDT politikasının özünü bulmak olanaklı: "bağımsızlığın bedeli". Beyaz Rusya, Rusya ile birleşmeye yöneldiği için Batı’da parya muamelesi görse de, aslında Rusya da Beyaz Rusya Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenka’nın bir türlü gerçekleşmeyen vaatlerinden oldukça sıkılmış durumda. Beyaz Rusya, reel birleşme yolunda Rusya’nın beklediği adımları bir türlü atmıyor ve bu politikanın doğal sonucu olarak Gazprom’a vaat ettiği Beltransgaz doğal gaz boru hatları şirketini satmamak için direniyordu. Bu yıl Rusya’nın doğal gaz fiyatını yükseltme tehdidi karşısında dış politikasını aktifleştiren Lukaşenka, Çin ve bağlantısızlarla ilişkilerini geliştirmekle kalmamış, son zirvede Ukrayna ve Azerbaycan’ı enerji konusunda Rusya’ya karşı birlikte hareket etmeye çağırdı. Lukaşenka, zirve çerçevesinde Ukrayna ve Azerbaycan liderleri ile bir araya gelerek, Rusya’nın karşı olduğu ve Batı’nın desteklediği OdessaBrodıPlotsk boru hattı projesini görüştü. Böylece Beyaz Rusya yönetimi, Batı ile sahip olduğu kötü ilişkilerine rağmen dış politikada alternatifler olduğunu göstermeye çalıştı. Bazı Rus gazetecilerin Beyaz Rusya güvenlik görevlileri tarafından basın toplantısına alınmaması ise zirvenin skandalı olarak Rus basınında yerini aldı. Zirvenin ardından Putin ve Lukaşenka’nın bir araya gelerek Gazprom ve Beltransgaz’ın eşit paylara sahip olduğu ortak bir şirket oluşturma ve böylece aylardır devam eden doğalgaz tartışmasını tatlıya bağlama kararı bile karşılıklı güvensizliği bertaraf etmişe benzemiyor. Rusya’nın en yakın müttefiki olmaya devam eden Beyaz Rusya, Ukrayna ve Gürcistan gibi, enerjide Rusya’ya olan bağımlılığından kurtulmaya çalışıyor. Zirvede Beyaz Rusya’nın başrolünü oynadığı gelişmeler, aslında BDT içerisinde olup biteni açık bir B İki sonuçsuz zirve Putin, BDT’yi kendi istemi doğrultusuna çekme girişimlerini son zirvede de sürdürdü. Bu girişimi Beyaz Rusya’yla bile sıkıntıya neden oldu. Rusya’nın tavrı NATO’nun son toplantısını da Ukrayna ve Gürcistan açısından etkiledi. şekilde ortaya koyuyor. Kağıtta kalan bütünleşme ve işbirliği hamasetini bir tarafa bırakan Rusya yetkilileri, BDT ülkeleriyle olan ilişkilerini "serbest piyasa ekonomisi esaslarına" oturtmaya çalıştıklarını ifade ediyorlar. Dolaysıyla Kazakistan’ın önerdiği AB örneğindeki BDT reformunun bizzat Rusya tarafından engellenmesi şaşırtıcı değil. Zaten bugüne kadar BDT çerçevesinde serbest ticaret bölgesinin oluşmasının ve ulaştırma işbirliğinin önündeki başlıca engel Rusya’nın kendisiydi. BDT, bütünleşme değil, ayrışma mekanizması olarak işlemeye devam ediyor. 1990’ların başında üye ülkeler arasında mevcut olan bağların birçoğunun geçen 15 yıl içerisinde ortadan kalkmasındaki en büyük etken Rusya’nın çabalarıydı. 1990’ların başında serbest dolaşımın bulunduğu BDT’de çoğu ülke arasında vize rejimi işliyor. Son zirvede Rusya’nın tartışmaya açtığı en önemli dokümanlardan birisi de zaten yasadışı göçün sınırlandırılması ile ilgiliydi. Sonuç olarak imzalanan birkaç dokümandan birisi de bu anlaşma oldu. Serbest ticaret konusunun tartışılması ise Rusya’nın müdahalesi sonucunda gündemden çıkarıldı. BDT’nin tamamen dağılması Rusya’nın işine gelmese de, BDT çerçevesindeki serbest mal ve insan dolaşımı da işine gelmiyor. anlaşamayan bloğun Rusya’ya yönelik izlenecek politika konusunda da görüş ayrılıklarına sahip olduğunu açıkça gösterdi. 20052006 döneminde Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliklerini destekleyici adımlar atan ABD, NATO’nun "geniş Karadeniz bölgesinde" genişlemesi konusunda istekli görünüyordu. Diğer taraftan enerji güvenliği konusunu NATO gündemine taşımaya çalışan ABD, AvrupaRusya enerji ilişkileri açısından da etkili olmaya çalışıyor. Diğer taraftan ne pahasına olursa olsun Ukrayna ve Gürcistan’ın muhtemel NATO üyeliklerini engellemeye çalışan Rusya, imajını önemli ölçüde sarsan baskı politikasını uygulamaktan çekinmiyor. Zira Ukrayna ve Gürcistan’ı NATO’ya kaptırdığı zaman karşılaşacağı kaybın, olumsuz imajın getirdiği kayıptan daha fazla olduğunu düşünüyor. Rusya, NATO üyesi olmak isteyecek kadar Batıcı yönetimler tarafından çevrelenmekten korkarken, Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya’nın bu tip yönetimler tarafından çevrelenmediği takdirde Moskova’nın tehdidi altında kalacaklarını düşünüyorlar. Ne var ki, büyük Avrupa ülkeleri, geçen sene onları dehşete düşüren RusyaUkrayna enerji krizinin ve bu yılki RusyaGürcistan krizinin, ABD’nin NATO yolunda bu ülkelere yeşil ışık yakmasının sonucunda ortaya çıktığının farkında. Bundan dolayı "eski Avrupa", Rusya’ya yönelik olarak daha dikkatli bir politika izlenmesinden yana. 2006 yılı içerisinde ABD’nin Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO adaylıklarını destekleyici tutum takınması, eski Sovyet topraklarında yapılacak olan Riga zirvesinde bu yönde bir kararın alınabileceği beklentilerine yol açmıştı. Ancak 2006 yılı içerisinde Ukrayna’daki iktidar değişikliği ve yeni başbakanın NATO üyeliği konusunda takındığı tavır, ABD’nin Ukrayna’daki zaferinin kesin olmadığını gösterdi. Diğer taraftan Rusya tarafından köşeye sıkıştırılan Gürcistan’ın adaylığı konusunda ABD, son zirvede de olumlu mesajlar vermeyi sürdürdü. Ancak bu tutumun NATO’ya üye bütün ülkeler tarafından anlayışla karşılandığı söylenemez. Üstelik Rusya, sadece Gürcistan’ın olası adaylığı konusunda değil, kendisinin bulunmadığı bir görüşmede enerji güvenliğinin tartışılmasına da itirazlarını bildiriyor. Rusya’nın neden olduğu NATO üyeleri arasındaki görüş ayrılığı o kadar tehlikeli olarak göründü ki, Putin’in Riga’ya yapılacak olan son dakika ziyareti diplomatik yollarla engellendi. BDT’deki problemlerin sürmesine rağmen, zorlu geçen bir yılın ardından Rusya’nın nihayet "Batı cephesindeki saldırıyı" (kısa bir süre için olsa da) durdurduğu ve "düşman" saflarında karışıklığa sebep olduğu söylenebilir. NATO’nun Riga Zirvesinde liderler birarada... Putin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle