Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 C S ması zaten Batı’nın da tercihi değildi, Rusya bunu kolaylaştırdı. ABD, Karadeniz merkezli yeni güzergahları kontrol edebileceği noktalara yerleşme çabalarına başladı. Tüm bu gelişmeler Türkiye’nin yakın çevresinde hatta sınırlarında gerçekleşirken ABD’nin Türkiye’den Trabzon’da üs talebi de bulunuyordu. Irak’a kuzeyden harekat için ABD askerine izin veren “tezkere”nin reddinin abartılı şekilde bir kriz nedeni sayılması Türkiye’de anlamlandırılamamıştı. Meclisten kabul kararının çıkması durumunda Türkiye’nin kaybının ne olacağı kestirilemeyecekse de Karadeniz’de ABD’nin işi oldukça kolaylaşacaktı. Rus yayılmacılığı endişesini hala hisseden Gürcistan ve Ukrayna’nın Batı’yla ve özellikle ABD ile geliştirdikleri ilişkiler, bir yandan toprak bütünlüklerine –sadece Rusya aleyhine olduğu müddetçe güvence oluşturuyor bir yandan da Batı tipi ekonomik sisteme geçişlerini kolaylaştırıyor. Karadeniz’e batı yakasından komşuluk yapan Bulgaristan ve Romanya’nın işbirliği karşılığındaki ödülleri ise çok daha fazla oldu. Her nasılsa kader ortaklığı yapan iki ülke kriterleri karşılamaktan uzak koşullarına rağmen önce NATO üyeliğini ardından AB üyeliğini garantiledi; Avrupa ile entegrasyon ve NATO dolayısıyla ABD güvenlik çizgisine geçiş. ABD’nin, Karadeniz’e yerleşme hatta Karadeniz’i çevreleme stratejinde bilinen son adımı, bu iki ülkede kendisine açılmasını sağladığı üsler. TRATEJİ S lavist egemenlik ile Batı egemenliği çatışıyor… Karadeniz’de oyun Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası gyasin@tusam.net aradeniz, jeopolitik açıdan kapalı ve küçük bir deniz olmasına rağmen kıyısında bulunanlar için dünyaya açılan tek kapı olma özelliğini koruyor. Ticaret, ekonomi, güvenlik için anlamı dikkate alındığında Karadeniz kimileri için yaşamsal önemde. Şüphesiz ki, Karadeniz en çok Rusya için derindir; Karadeniz en fazla Rusya için önemlidir. Karadeniz, Rusya için bir sığınak, bir kale ve güç göstergesi. Rusya tarihi Karadeniz’e egemen olmak ve Karadeniz’i aşılabilir kılmak uğraşısı ile yoğrulmuş. Rusya, Karadeniz için büyük savaşlara girişmiş, Karadeniz aşılamadığında da o büyük savaşları kaybetmiş, devrimlere sahne olmuş bir ülke. Karadeniz olmadığında Rusya, küçülen, kuzeyin soğukluğuna hapis olan, küresel güç olma yarışını kaybeden bir değer. Karadeniz’in kontrolü hem askeri güvenlik hem de ticari akış açısından önemli. Rusya, Türk Boğazları Montrö gereği Türkiye’nin tam egemenliğinde olduğu için Karadeniz’in tek sahibi olamamışsa da, Türkiye haricindeki diğer kıyıdaş ülkeleri etkisi altında bulundurduğu Soğuk Savaş döneminde Karadeniz’i de kontrolü altında tutabilmişti. Soğuk Savaş’ın bitişi ile birlikte ise Karadeniz’in jeopolitiği ciddi bir değişim gösterdi. Gürcistan, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan Rusya’nın etkisinden çıktıkça bölgesel güç dengeleri de bir dönüşüm içerisine girdi. us tarihi, Karadeniz’e egemen olmak için girilen R savaşlarla dolu. Türk Boğazları nedeniyle bu kapalı denize tam hakim olamamışsa da soğuk savaş döneminde büyük oranda kontrolü altında tutabildi. Karadeniz olmadığında Rusya; küçülen ve kuzeyin soğukluğuna hapis olan bir ülke konumuna geliyor. Son dönemde ABD, bölgede ileri adımlar atıyor, zemin kazanıyor. Rusya’yı etkisizleştirerek Karadeniz’de etkin bir duruş ve tam hakimiyet sağlamak için ise iyimser bir tahminle savaşmayacaksa da gücünün göstergesi olarak savaş gemilerini ve uçak gemilerini içeriye sokması gerekecek. Bu gemileri boğazlardan geçirmesi ise okyanusları aşmaktan daha zor olacaktır. Zorluğu sadece “tezkere” kaprisiyle ilişkilerini soğuttuğu ve PKK ile mücadelede bilinçli geri duruşu nedeniyle küstürdüğü Türkiye’nin Boğazları üzerindeki egemenliğinden değil Rusya’nın da şiddetle karşı çıkması nedeniyle yaşayacaktır. Halbuki, Mart 2003’de Amerikan askerlerinin Türkiye’de konuşlanmasına izin verilseydi, hele ki Trabzon’daki üs talebi karşılanmış olsaydı o gemilerin Karadeniz’e geçişi, bir iki ikna turu ile kolayca sağlanmış olacaktı. Türkiye’nin örneğin bir saldırı nedeniyle kendisini “pek yakın birsavaş tehdidi altında” görmesi Montrö’nün 21. maddesini devreye sokacak ve Türkiye savaş gemilerinin Boğazlardan geçişini serbestçe düzenleyebilecekti. Türkiye 21. madde ile Karadeniz’e kıyıdaş olmayan ülkelere getirilen tonaj ve zaman sınırlamasını da kaldırabilecekti. Bu da ABD’nin savaş gemilerini tonaj sınırlaması olmadan ve süresiz bir şekilde Karadeniz’de tutabilmesini sağlayacaktı. Ortadoğu’daki savaşın süresine Bush yönetimi karar verdiği için ABD, Karadeniz’deki sorunsuz varlığını dolayısıyla kolay elde edilmiş egemenliğini dilediğince sürdürebilecekti. Türkiye’nin kazancı ya da kaybı bir tarafa bırakılırsa “tezkere”nin reddiyle Rusya, nükleer gücünün caydırıcı etkisine rağmen ciddi bir tehlike atlatmış görünüyor. Çevreleme yöntemleri BD, Karadeniz’i tam kontrolü altına almayı gündemine aldığına göre bunun alternatif projeleri de, yöntemi, gerekçesi ve bahanesi de hazırdır. Türkiye’nin işbirliğinin sağlanmasının alternatifi de Boğazların statüsünün yeniden tartışmaya açılmasını sağlamak olacaktır. Uzun bir süreç olacaksa da ABD için köklü bir çözüm getireceği aşikar bir yöntem. Egemenlik hakları söz konusu olduğu için Türkiye’nin, burnunun dibindeki tehlikeyi gördüğü için Rusya’nın, küresel mücadelede ciddi bir eksen kaybı yaratacağı için Almanya’nın ve Fransa’nın buna güçlü bir şekilde karşı çıkması gerekir. Diğerlerini de memnun edecek bir orta yolun bulunması halinde dahi Montrö’de yapılacak herhangi bir değişikliğin her halükarda Türkiye’nin egemenlik haklarında yeni bir kayıp olacağı da ortadadır. ABD, hem siyasi hem ekonomik hem de askeri açıdan Karadeniz’i savunma konseptine dahil etmiş görünüyor. Siyasi anlamda ABD küresel egemenliğinin güçlendirilebilmesi için ABRusya yakınlaşmasının engellenmesi, Atlantikçi bakışın ön plana çıkarıldığı tabloda da AlmanyaRusya arasına yerleşilmesi gerekmektedir. Ekonomik anlamda Orta Asya ve Hazar enerji kaynaklarını Balkanlar üzerinden Avrupa’ya ve oradan da ABD’ye ulaştıran hattın Rusya güdümün K A Karadeniz’in yeni jeopolitiği ürcistan’ın ardından Ukrayna’nın da Batı’ya yönelmesini Bulgaristan ve Romanya’nın 2004’deki NATO üyeliği –keza 2007’de gerçekleşecek AB üyeliği izleyince Karadeniz’de yeni bir eksen oluştu. Hazar ve Orta Asya enerji kaynaklarının alternatif geçiş yolunun merkezi olan Karadeniz’de, Rus etkisi yerini Amerikan egemenliğine bıraktı. Rusya, BaküCeyhan hattına Hazar petrolünün Türkiye üzerinden geçmesindense kendi topraklarından geçmesini sağlamak niyetiyle karşı çıkarken çok önemsediği Karadeniz’deki nüfuzunu kaybedebileceğini hesaba katmamıştı anlaşılan. Türkiye’nin, AsyaAvrupa enerji koridorunun tek güzergahı ol G ABD’nin zemin kazandığı ülkeler arasında önde yer alan Ukrayna’nın lideri Yuşşenko kitle desteğini yitirmemeye çalışıyor. (6 Aralık) ?