10 Ocak 2025 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ilişkilerin yanı sıra, Rusya, Andican sonuçlarından olumlu anlamda avantaj sağlayan diğer bir ülke olmuştur. Karşılıklı çeşitli anlaşmalar, özellikle enerji sektörünü kapsayan bölümü, Semerkant’ta gerçekleştirilen ortak askeri tatbikat, (Rusya Savunma Bakanı İvanov aynı tarihli Bişkek ve Taşkent temaslarında bu iki ülkeye askeri yardım yapılacağını açıkladı) ve son olarak Taşkent Chikalov Uçak Fabrikası’nın işletimi amacıyla ortak şirketin kuruluşu gelişmelerin doğal sonucu. Siyasal İslam ve Orta Asya’daki Toplumsal Hareketler kitabının Pakistanlı yazarı A. Raşid’in, “Bugünkü durumun sorumlusu, her şeyden önce bölgenin, Birleşik Devletler, Rusya ve Çin’i takibe ümit bağlaması, bölge ülkelerinin daha fazla demokratikleşmeye muvaffak olamamasıdır. Putin’in ekonomik reformlar ve demokrasinin benimsetilmesi yönünde herhangi bir çaba göstermemesi, bölge rejimlerinin Rusya ile sıkı ilişkiler kurmasını beraberinde getiriyor” değerlendirmesi de konumuzla doğrudan bağlantılı. Amerikalı uzman Stefan Blank ise “Gelecekteki ilişkilerde, Amerikan üslerinin yerleşimi, NATO’nun 2004 sonrası bölgesel yapılanmasının nasıl olacağını, eski Sovyet coğrafyasında yabancı askeri güçlerin konumunun algılanmasını önceden kestiremeyebiliriz. Ama var olan eğilimler, yabancı devletlerin, özellikle de Çin, Hindistan, ABD ve Rusya’nın artık bu rekabetin içerisinde olduğunu gösteriyor. Siyasi girişimlerde bulunma, askeri yayılmacılık, üsler bunlardan sadece birkaçı” analiziyle bütünsel bir değerlendirme yapıyor. Amerikan Uluslararası Politika Analizleri Enstitüsü’nün “Stratejik Paradigmalar 2025: Yeni Çağ İçin ABD Güvenliğini Planlama” adlı raporundaki “Bölgedeki olaylar Rusya ile Çin ilişkilerinin gelişeceğine dair pek çok öngörüyü içeriyor” değerlendirmesi yakınlaşmanın beklendiğini haber veriyor. Kırgızistan C S TRATEJİ ödenmesi gereken bir bedeli ortaya çıkardı. Hemen akabinde AB’nin sert tavrı, silah ambargosu, bazı anlaşmaların durdurulması, yaptırım tehdidi, buna karşı set çekilmesi amacıyla partner olarak RusÇin ittifakının seçilmesi ne derece gerçekçi? Üstelik Askarov vakası yaşandıktan sonra, halen sürdürülmekte olan yargılama sürecinde var olan şüphelere ilave basın ve bağımsız kuruluşların mahkemeyi izlemeleri konusunda takınılan tavır verilecek her türlü mahkumiyeti tartışılır hale getirecektir. EBRD’nin kamu ihalelerinden çekilmesinin ardından bir dönem cömert davranılan kredilerin kesilmesi zaten zor olan ekonomik durumun giderek kötüleşmesine, bunun bölgenin en kalabalık nüfusunu oluşturan halkı etkilemesine, Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan devrimlerinden çok daha farklı yeni planlamaların yapılmasına neden olacağı da ihtimal dahilindedir. Ayrıca Semerkant ve Taşkent klanı olarak ikiye ayrılan ve yönetim üzerinde önemli baskı oluşturan grupların, Başbakan Birinci Yardımcılığına Golişev’in getirilmesi, IMF ve Dünya Bankası ile ilişkileri yürüten Azimov’un devre dışı bırakılmasıyla kendi içerisinde güç çatışmasına girmesi, İstihbarat Başkanı İnayatov’un, Rus muadilleriyle yakın işbirliği sonucunda oluşturduğu baskının halk üzerindeki yansıması Karimov’u bekleyen diğer iç tehditler olarak sıralanmaktadır. Ay 23 BD’nin ardından Andican sonrası gelişmeleri olumsuz anlamda en yoğun hisseden ülke konumunda. Çünkü olaylar sonrası Oş Bölgesi’ne kaçan ve sayıları beşyüzü bulan Özbek göçmenler sorunu ikili ilişkilerin gerginleşmesine, doğalgaz ithalatı başta olmak üzere bazı ekonomik sorunlara, ki bunların sonucu olarak Kırgızlar soğuk ve çetin bir kış beklentisini şimdiden hissediyorlar, hatta mültecilerin tahliyesinin ardından bazı sınır noktalarının Özbekler tarafından kapatılmasına neden oldu. Bunun yanında Bakiyev yönetimine karşı iç tepkilerin arttığı bir sırada, Üs’lerin kazandığı önem itibariyle ABDRusya merkezli baskı iç gelişmelerin üzerine dış politikada sıkıntıları beraberinde getirdi. Bakiyev’in görevi devralmasının ardından zikzaklı bir çizgide yürümesi bunun nedeni. A Ve Özbekistan arimov yönetimi Andican kaynaklı dış politik yönelimindeki değişimin sonuçları bakımından oldukça sıkıntılı günler geçirmektedir. Çünkü olayların ardından dış politikada bölge ve ülke içerisindeki dengeler göz önünde bulundurulmadan izlenen tutum, üsler konusunda herhangi bir pazarlık yapılmadan keskin dönüş ve ABD’yi karşısına alış, doğal olarak K nı zamanda Kongre’nin 23 milyon dolarlık yardımı askıya almasının yanı sıra muhalif Salih’in ardından, Güneşli Özbekistan Hareketi’nin başındaki isim Sancar Umarov’un Washington ziyareti yönetim değişikliği uğraşlarını ağırlıklı olarak göstermektedir. Sonuç olarak Andican, Özbekistan’dan başlamak üzere ABDRusyaÇin eksenli doğurduğu sonuçlar, bölgedeki yeni gelişmelere yansımaları bakımından önemli bir toplumsal olgu. Özbekistan’daki üslerin akıbeti, Türkmenistan’ın bu süreçte yer alıp almayacağı Mayıs olaylarının sonuçlarından etkilenebilecek gelişmelerdir. Görünen tabloda Türkiye’ye yer bulmak ise oldukça güç. Çünkü 1999 olayları sonrasında Özbek yönetiminin takındığı soğuk tavır, ülke içerisindeki belirli odakların ön yargıları ve son olarak müzakere sürecinin başlamasıyla birlikte AB’nin Özbekistan’a yönelik aldığı kararların Türkiye cephesinden ikili ilişkilere yansıması, kolay alınganlıklar da düşünüldüğünde sorun hanesine kaydedilmektedir. Elbette şimdilik Türkiye de kolay olanı, yani beklemeyi tercih etmektedir. S T R A T E J İ K İ T A P L I Ğ I Ortadoğu hakkında 100 Mit Yazar: Fred Halliday London: Saqi Bokoks, Mart 2005, 269 sayfa. rtadoğu çalışmalarında müstesna bir yeri olan LSE Profesörlerinden Fred Halliday’in, herkesin bir fikri olduğu bölge ile ilgili konularda, "neyi yanlış" biliyoruz çalışması. Yazar çalışmasının çıkış noktası olarak, İngiliz tarihçiler Eric Hobsbawn ve Terence Ranger’ın ortak edisyon ürünü olan, "The Invention of Tradition" dan esinlendiğini belirtiyor: Geçmişin ve tarihin ürünü olan "gelenek" ve "miras" olarak bildiğimiz bir çok aslında bugünün hayalinin bir yansımasıdır. Bugünün siyasal kültür ve siyasal ideolojisinin, birçok konuda ısrarla tarihin derinliklerinden geldiğini iddia ederek bize yansıttığı belirli bir geçmiş ve oluştu O rulmuş gelenekler aslında oldukça yeni bir zamanın ürünleridir. Tüm bu ürünler aslında yaşadığımız dünyayı nasıl algılamamız gerektiğini bize söylüyor. Zaten öyle olduğu için kabul ettiğimiz ve geleneksel olarak algıladığımız günlük hayatımızın ayrılmaz birer parçası olan din, siyaset, gelenekler bizleri belirli bir yöne doğru sürüklüyor. Bu sürükleme Ortadoğu ve onun coğrafyasında yaşayan toplumlar için de geçerli. Örneğin Suudi Krallığı "İki Kutsal Toprağın Hizmetkârı" olduğu iddiasını aslında 1986 yılında ortaya atmıştır. Bu tarihten sonra Ürdün Kralı Hüseyin de Kudüs’teki Al Aksa Cami’nin koruyucusu olduğu yönündeki karşı iddiayı gündeme getirmiştir. Gerçekte tarihten geldiklerini iddia eden Ortadoğu monarşileri 20. yüzyılın ürünleridir. Bugün İsrail devleti ile özdeşleşen "Da vut Yıldızı" aslında binerce yıldır bölgedeki Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Yahudiler tarafından bir sembol olarak kullanılmaktadır. Gerçekte birçok camide bu sembolü görmek mümkündür. Bu sembol bugünkü anlamına 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan Siyonist harekette kavuşmuştur. Bu işaretin, tarihi ve dini açıdan, Kral Davut ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. F.Halliday, "Batı’nın yüzyıllardır İslam’a karşı düşman olduğu"dan (mit 18), "ABD’nin 2003 yılında Irak petrollerinin kontrolünü ele geçirmek için bu ülkeyi işgal ettiği"inden (mit 27), "Mücahidlerin 1980’lerde Sovyetleri Afganistan’da yenilgiye uğrattıkları"na (mit 53), "İslam’ın problemi onun reforma ihtiyaç duymasıdır" (mit 86)’a kadar 100 miti kısa ve açık bir dille okuyucuya aktarıyor. Bu arada Türkiye kamuoyunda, Batının 19. yüzyıl başları ve Sevr Anlaşması’ndan bu yana Türkiye’nin bağımsızlığına, bütünlüğüne ve istikrarına karşı hasmane bir tutum sergilemesi; Kıbrıs, Ermeni ve son zamanlarda da Kürt sorunu ile Türklerin emellerini baltalamayı amaçlaması" ile ilgili 75. mit (syf. 148–149) okuyucuların ilgisini çekecektir. Yazar çalışmasının sonuna, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından oluşan ve günlük hayatımıza giren dil ile ilgili bir "Kriz Sözlüğü"nü de eklemiş. Sözlükte, 11 Eylül sonrası ana haber bültenlerinde duymaya alıştığımız Al Kaide’den, Asimetrik Çatışmaya; Biyometrikten Fahrenhayt 9/11’e; küfürden Lübnanlaşmaya; KongraGel’den Kemalizme; Ayakkabı Bombacısından Sünni Üçgene ve Zerkavi’ye kadar A’dan Z’ye birçok kavramı bulmak mümkün. Postİslamist kavramı ise okuyucu için hoş bir sürpriz yaratıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle