Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 01 10/1/07 15:41 Page 1 CUMARTESİ EKİ 1 CMYK 13 OCAK 2007 PARASIZ ÖZEL EK YIL: 1 SAYI: 33 Şairleri tanrılar hiç sevmedi, peygamberler yasakladı şiiri? Neden tanrısal ama yalnız tanrılara ait bir şey, insanın dilinden çıkınca bir inkar, bir isyan, tanrılara bir rakip sayıldı şiir? Öyledir çünkü. Neden peşinden koştu GÜRAY egemenler şiirin, neden tehlikeli saydılar, ÖZ neden zindana tıktılar şairi? Propaganda malzemesi saydıkları, duvara yazılmış slogana benzettikleri için mi? Kuşkusuz değil. Yürekten vurduğu, insana kendini hatırlattığı, insanın tanrısal, yani yüce, yani yenilmez, yani kendine dönebilir bir şey olduğunun yakıcı işareti olduğu için. Nâzım’ı da zamanın “tanrıları” sevmedi. Kendilerini tanrı yerine koymak budalalığına düştükleri için şairi zindana gönderdiler. Her has şair gibi tanrılarla ve onların kopyalarıyla sürekli hesaplaştı Nâzım. Sayfa 2 Mobilyalar biraz haddini bilsin! Elbise efsanesi bitmez Elbise alacaklara öneriler: Geniş kalçalılar, elbisenizin etek kısmı A şeklinde basenden aşağıya doğru açılanlardan olsun. Ben seviyorum diye söylemiyorum 1960’lara ait elbise modellerinden ne varsa alabilirsiniz. Etek kısmı balon olan elbiseleri almayı bırakalım lütfen. Son kullanma tarihleri çoktan geçti. Modası geçmeyen bir elbise istiyorsanız mini ya da çok uzun modeller yerine diz hizasında olanları tercih edin. SİNEM ERTEKİN Arka Sayfada Evlerimiz işgal altında. Hem de mobilyalar tarafından. Tasarım harikaları, bize sunulan albenileriyle peş peşe kolayca giriveriyor hayatımıza. Küçücük bir alana hapsediyorlar bizi... Ne mi yapmalı? Yanıtı 2006’nın ‘En İddialı Tasarım’ ödülü sahibi Aykut Erol veriyor: “Bir mobilyadan beklediğimiz temel ihtiyaçlar var aslında. ‘Ben senin hayatını ne kadar işgal edebilirim, senin konfor alanına ne kadar girebilirim’ sorusuna cevap vermeli. Mobilyalar biraz haddini bilmeli... Bunda da ŞİRİN tasarımcının görevi çok büyük. Dünya belki GÜVEN de bir çöp kutusu haline gelecek. İhtiyaç dışında o kadar çok üretim var ki...” Sayfa 6 Bay rock and roll geliyor APTÜLKADİR ELÇİOĞLU Sayfa 4 Öçal’ın ‘bir recali var’ ZUHAL AYTOLUN Sayfa 7 Burhan Öçal, bu kez Romanların izini sürüyor. ‘Oynamaya Geldik’ albümünde Trakya ve Balkanlar’ın anonim eserlerini Roman müzisyenlerle birlikte yorumlamış... Roman düğünlerindeki gibi yüksek tempo, kimi zaman piyano ve zurna ikilisinin ürkek ve temkinli birlikteliğiyle sürüyor. Çoğu doğaçlama parçalarda Romanların felsefesini ortaya çıkarmaya çalışmış Öçal. Kaygı, acı, keder, mizah ama ille de eğlence.... Fotoğraf: VEDAT ARIK