19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 29 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ MÜZİK Bulutsuzluk Özlemi 20 yaşında Bulutsuzluk Özlemi, 31 Temmuz gecesi Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda 20. yaşını kutlayacak APTÜLKADİR ELÇİOĞLU Türk Rock’ının tarihi ile ilgili bir kaç kelam edecek her kişi istese de istemese de Bulutsuzluk Özlemi’nden bahsedecektir. Nejat Yavaşoğulları’nın 20 yıl önce kurduğu grup, yıllara rağmen hem kalıcı hem de ilkeli bir şekilde yoluna devam ediyor. Kuruluşunun 20. yılını ‘Uçtu Uçtu’, ‘Yol’ ve ‘Güneşimden Kaç’ adlı albümlerini kutu set halinde yayımlayarak kutlayan Bulutsuzluk Özlemi, 31 Temmuz Pazartesi gecesi de yıldönümü sebebiyle geniş katılımlı ve sürprizli bir konser verecek. Onları ilk kez ‘‘Gökyüzü’’ isimli gençlik dergisinin düzenlediği festivalde izlemiştim. ‘‘Festival’’ dedim diye aklınıza hemen ‘‘Rock Festivali’’ gelmesin. O etkinliğe katılan bir sürü devrimci müzik topluluğunun içinde Bulutsuzluk Özlemi, rock adına numunelik gibiydi. 80’lerin sonuna doğru, şimdilerde yandığı için tarihe karışan Şan Tiyatrosunda yapılan konserde ağırlık türkülerdeydi ve rock yapanlara değil sıcak bakmak, akustik gitarla Nazım Hikmet şiirinden beste okuyanlara bile burun kıvrılıyordu. Varsa yoksa bağlama ile çıkanlar alkışlanıyordu. Bulutsuzluk sahneye çıktığında ise, neredeyse bütün salon boşaldı ve insanlar sigara içmek için dışarı çıktı. İzlemek için kalanlar arasında ben de vardım ve topu topu 4 kişiydik. Dışarı çıkanlardan bir kısmı ‘‘gürültülü müzik’’ , bir kısmı da ‘‘saz yok’’ diye tepki vermişti. Konsere çıkanların hepsi Nazım Hikmet ağırlıklı olmak üzere devrimci şairlerin şiirlerinden besteledikleri şarkıları okuyorlardı. Oysa Bulutsuzluk Özlemi, kendi şarkı sözlerinden oluşan bir repertuara sahipti. Kısacası bütün bunlar toplanınca tepki ayyuka çıkmıştı. PICCATURA GİBİ BİR ADA... Bu konserden sonra Bulutsuzluk Özlemi’nin ilk kaseti çıktı. O günün müzik alemini elinde tutan Unkapanı’nın İMÇ’sinde rock albümü çıkarmanın imkânı yoktu hani. Özgün müzik ve arabesk dışında çıkan bir şeye pek rastlanmazdı. Böyle olunca da Bulutsuzluk Özlemi’nin kasetinin çıkmasına şaşırmıştım. Albümü basan plak şirketi ‘‘Piccatura’’ydı. Bu ismi daha önce de Bülent Ortaçgil ve Fikret Kızılok’un kasetlerini yayınlamasından tanıyordum. Ülkemizin bu iki büyük müzisyeni İMÇ’nin ‘‘Bu şarkılar satmaz’’ tahakkümünden kaçarak ‘‘Piccatura’’ gibi bir adaya sığınmışlardı. ‘‘Piccatura’’ dediğimizde öyle plak şirketi falan değildi. Bakırköy’de kendi halinde ufak bir müzik mağazasıydı. İşte Bulutsuzluk Özlemi de oradan albümünü çıkartacaktı. Birden aklıma ‘‘Gökyüzü’’ dergisinin festivali gelmişti. O gün Bulutsuzluk Özlemi’ni dinlemek için kalan 4 kişiden biriydim. Kendi kendime ‘‘Piccatura’’nın sahibine acıdım; kim satın alırdı ki, benim Konser AÇIKHAVA’DA BU HAFTA Most Production’ın geleneksel hale getirdiği Açıkhava konserleri 25 Temmuz gecesi Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda Candan Erçetin konseriyle başladı. 5 Ağustos’a kadar devam edecek konserler kapsamında Erçetin bu akşam ‘Münür Nurettin Selçuk Söylüyor’ gecesi yapılacak. Gece, Emel Sayın, Timur Selçuk yönetimindeki orkestra eşliğinde Münir Nurettin Selçuk eserlerini yorumlayacak. 17. Most Açıkhava Konserleri’nde yarın akşam ise pop şarkıcısı Yalın şarkılarının akustik versiyonlarını sevenleriyle paylaşacak. Müzikseverler Candan Erçetin’in Türkçe ve Fransızca şarkılarını 1,3 ve 4 Ağustos tarihlerinde Açıkhava’da dinleyecekler. Erol Evgin de sürpriz isimlerle birlikte 70’lerin unutulmaz şarkılarını yorumlayacak ve 2 Ağustos akşamı izleyenleri geçmiş yılların büyülü atmosferinde hoş bir yolculuğa çıkaracak. (0216 556 98 00) dışımda. O günleri hatırlıyorum da bu kaseti dinliyorum diye eftrafta az dalga geçilmiyordum. Fakat grubun, Ortaköy Kültür Merkezi konserine gidince, hiç öyle olmadığını gördüm. Salon dopdoluydu ama dinleyici kitlesi o festivaldekinden bir hayli farklıydı. Konserde Kramp, Whisky, Pentagram gibi rock gruplarını dinlemeye gidenler vardı. Bunda da garip bir şey yoktu çünkü Bulutsuzluk Özlemi de rock yapıyordu. Bulutsuzluk Özlemi konserleri doluyordu ama ağır abiler hala onları pek ciddiye almıyordu hani. Rock’ı politik yaklaşımda sunmasına rağmen o günkü solcularımız fena halde özgün müziğe adapte oldukları için, rock’a pek meyil vermiyorlardı. Sadece bununla kalsa iyi basın da onların dolan konserlerini görmüyordu, tıpkı diğer rock grupları gibi. Durum bu ahvaldeyken onların ismini gene tepki aldıkları devrimci gece benzeri bir etkinlikte görecektim. O döneme damgasını vuran ve bir kaç kere siyasi yasaklarla ertelenen İnsan Hakları konserinde çıkacaklardı. Bu sefer daha kalabalık bir izleyici kitlesi olacaktı ve gelecek tepkilerde ikiye katlanacaktı. Ama öyle olmadı. O konser, gerçekten bir milad gibiydi ve geceye Bulutsuzluk Özlemi damgasını vurmuştu. Basın onları o konserde feci şekilde keşfetti. Konserde o eski tepkiye benzer şeyler gene kendini hissettiriyordu. Diğer çıkanlardan sonra Bulutsuzluk Özlemi, o geceye heavy metal grubu gibi gelmişti. Davulcu Filip’in davula deliler gibi abanmasının yanısıra cayır cayır gitarlar... Yani herşey bilindik rock konserlerindeki gibiydi. Fakat bu sefer bu tavır dinleyiciye büyük etki yapacaktı. En son olarak okudukları ‘‘Acil Demokrasi’’ de üzerine tuz, biber ekecekti. İnsanlar oturdukları yerden kalkıp rock’n roll’la birlikte dans etmeye başlamıştı. Konser sonunda iki defa daha bütün katılanlarla birlikte bu parçayı okudular. Ertesi gün bütün gazeteler onlardan bahsediyordu. TAVİZ VERMİYOR.. Daha sonra ‘‘Uçtu Uçtu’’ albümü çıktı. Bir öncekine göre daha güçlü bir albümdü bu. Sonra ‘‘Güneşimden Kaç’’, ‘‘Yol’’, ‘‘Numara’’ albümleri geldi ve hepsi için de ‘‘Bir öncekinden daha güçlü’’ tanımını kullanacaktık. Bu kadar yıl rock yapıyor olmak önemlidir. Sadece rock yapıyor olmak değil, sanatçı kişiliğini, politik duruşunu ve tabi rockçı (rocker) tavrını taviz vermeden koruyor olmak ta önemlidir. 31 Temmuz Pazartesi gecesi gerçekleşecek olan ‘‘Bulutsuzluk Özlemi 20 Yıl Konseri’’nde Zuhal Olcay, Şebnem Ferah, Duman, Mor ve Ötesi, Aylin Aslım ve Cahit Berkay gibi isimler de konuk olup, bu kutlamaya katılacakmış. Onların yorumuyla Bulutsuzluk şarkılarından bir tanesini dinlemek güzel ama grubun eski gitaristi Akın Eldes’in de o gece katılıp, bir parçayı (Özellikle de ‘Beynim Zonkluyor’ olabilir) Bulutsuzluk’la birlikte yorumlamasını çok isterdik. 21.30’da başlayacak konserin yapılacağı yer de anlamlı; Harbiye Açıkhava Tiyatrosu. Tıpkı eski günlerdeki gibi. GÜMÜŞLÜK’TE KLASİK MÜZİK Bodrum’un Gümüşlük beldesindeki 450 yıllık eski kilise binası Eklisia’da Eren Levendoğlu’nun sanat yönetmenliğinde gerçekleştirilecek olan 3. Gümüşlük Uluslararası Klasik Müzik Festivali, 2 Ağustos’ta saat 19.30’da verilecek açılış kokteyliyle başlıyor. 19 Ağustos tarihine kadar devam edecek olan festivalde, kokteylin ardından piyanist David Dolan, Mozart ve Schubert’ın eserlerini çalacak. (0252 394 40 29) Duman DUMAN ALTINOLUK’TA Türkiye’de alternatif müzi ğin yayılmasına ve sevilmesine öncülük eden rock grubu Duman yarın akşam Altınoluk Amfi Tiyatro’da saat 21.00’de sevenleriyle buluşacak. ‘Eski Köprünün Altında’, ‘Belki Alışman Lazım’ ve ‘Seni Kendime Sakladım’ albümlerinin sevilen şarkılarıyla Duman, Altınoluklulara unutulmaz bir gece yaşatacak. (0216 556 98 00, biletler 20 YTL) ÇUBUKLU’DA TEOMAN GECESİ Teoman, bu akşam Çubuklu Hayal Kahvesi’nde saat 24.00’te konser verecek. Çubuklu’nun eşşiz manzarası eşliğinde Teoman’ın yeni ve eski şarkılarını dinlemek isteyenler için gecenin bilet fiyatları 30 YTL. (0216 556 98 00) New Wave’den ElectroClash’e ŞİRİN GÜVEN Farklı tarzların yeraldığı müzik dolu bir hafta daha var önümüzde. Depeche Mode, Swayzak, Yann Tiersen ve The Manhattan Transfer... Kronolojik sırayla başlayalım anlatmaya... Yarın akşam, 80li yıllara damgasını vurmuş, dünyanın en iyi ‘new wave’ topluluğu olarak adlandırılan bir grup var Kuruçeşme Arena’da: Depeche Mode. Şu an Martin Gore, David Gahan ve Andrew Fletcher’dan oluşan grup kuruldukları 1980’den beri faal olmalarıyla da ilgi çekiyor. İngiliz grup, şu ana dek tam 11 albüm ve 44 single bıraktı geride. 1981’de çıkardıkları ‘Speak & Spell’ isimli ilk albümden, 2005’deki son albümleri ‘Playing The Angel’a kadar dünya çapında 72 milyonun üzerinde satış yaptı. Depeche Mode hala uzunca bir aradan sonra çıkardıkları ‘Playing the Angel’ albümünün turnesine devam ediyor. 28 Ekim 2005’de başladıkları ‘Playing the Angel Tour’un 127. durağı İstanbul. Konser için İstanbul’a 10 tır malzeme ve 75 kişilik bir ekiple gelecek. Depeche Mode’un saat 21.00’de sahneye çıkacağı gecede, ön grup olarak Pamela ve Chantage’ı izleyeceğiz. Gelelim 2 Ağustos akşamına. ‘Amelie’ ve ‘Elveda Lenin’ filmlerinin ortak noktalarını düşündünüz mü hiç bilmem ama aslında pek çok kesişen yanları var. Bir kere ikisinin de insanın içine dokunan, tatlı ve naif bir yapısı var. Filmlerin bizlere hissettirdiği hava, müzikleriyle de doğrudan ilişkili. Yani biri Fransız, diğeri Alman olan bu iki filmin atmosferlerinin bu denli hüzünlü, mutlu ve yumuşak olmasının nedeni ortada: Yann Tiersen. ‘Amelie’ ve ‘Elveda Lenin’ film müziklerinin bestecisi Tiersen, 2 Ağustos Çarşamba akşamı saat 21.00’de Parkorman’da müzikseverlerle buluşacak. 4 Ağustos gecesi İzmirliler yaşadı tek kelimeyle. Çünkü bir yanda Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda The Manhattan Transfer, diğer yanda Babylon Alaçatı’da ise Swayzak var. 1972’de kurulan The Manhattan Transfer daha önce 1995 yılında İstanbul Caz Festivali’ne konuk olmuştu. 34 yıllık geçmişlerine 8 Grammy ödülü ve 25 albüm sığdıran grup, ‘The Manhattan Transfer’ adlı ilk albümlerini 1975 yılında çıkardı. Aynı sene hem pop, hem de caz dalında Grammy alan grubun yaptığı müziği ‘modern caz’ olarak tanımlayabiliriz. Swayzak ise James Taylor ve David Brown’dan oluşan bir İngiliz dj grubu. Daha önce birkaç kez Türkiye’ye gelen topluluk, ‘electroclash’in yani ‘electropop’un öncülerinden. 1990’ların sonlarına doğru ortaya çıkan ‘electroclash’ 80’lerden bildiğimiz pop müzikle ‘electronic’ müziğin birleşiminden oluşuyor. Swayzak ise bizlere içine electronic öğelerin karıştırıldığı bu dans müziğinin en minimal halini sunuyor. sirin.guven@gmail.com MÜZİKLE YOLCULUK ‘ANB Orkestrası’nın, Arto Tunçboyacıyan’a eşlik ettiği ‘Müzikle Yolculuk’ konseri bu gece saat 21.30’da Bodrum Kalesi’nde müzikseverlerle buluşacak. Profesyonel müzik hayatına 11 yaşında başlayan Arto Tunçboyacıyan, 1981’de ağabeyi Onno Tunç’un teşvikiyle caz müziğinin merkezi New York’a taşındı. Aralarında Paul Motion, Chet Baker, Tony Williams, Michael Brecker, John Scofield, Arthur Blythe, Wayne Shorter, Oregon, Joe Zawinul gibi isimlerin ve toplulukların da bulunduğu sayısız caz deviyle turneler, stüdyo kayıtları ve projeler gerçekleştiren Tunçboyacıyan, ANB Orkestrasıyla da 2 albüme imza attı. (0216 556 98 00, biletler, 45, 33.50 YTL) Teoman Swayzak HAFTA SONU 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle