Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 HAZİRAN 2006 CUMARTESİ 3 Bedelsiz bronzlaşma olmaz Dikkatsiz güneşlenme deriyi bozup erken yaşlanmaya yol açıyor Bronz ten, tatile gidildiğinin kanıtı, güzelliğin simgelerinden biri, bir zamanlar kendilerini güneş dostu olarak niteleyenlerin, ‘‘Yanmayan yerlerimiz de yansın’’ diyenlerin vazgeçilmezi... Ancak, 5060 yıl önce başlayan güneş ve bronzlaşma modası, deri kanserlerindeki artışın en önemli nedeni. Kısa sürede derimizi yakarak hasara uğratan güneş, yıllar boyu aldığımız dozlar sonucu deri kanseri oluşumunun önünü açıyor. Yüzünde kırışıkların oluşmasını, erken yaşlanmayı istemeyen kadınların ve güzelliklerine kadınlardan daha düşkün olan erkeklerin de güneşten çok iyi korunması gerekiyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ertuğrul H. Aydemir, güneşin uzun ve kısa vadeli etkileri olduğuna dikkat çekerek ‘‘Her bronzlaşmanın bedeli vardır’’ diyor. Prof. Dr. Aydemir, güneşin kısa vadede yanıklara yol açtığını ancak, bu yanıkların sık gelişmesinin, uzun vadede en kötü deri kanseri olan malign melanomun oluşması için çekirdek hazırladığına dikkati çekiyor. Aydemir, ‘‘Malign melanomaya kısa süreli güneş gören ve yanık olanlarda daha sık rastlandığını, bunun tatilcilerin hastalığı’’ olduğunu söylüyor. Yanıklara yol açmasa da uzun yıllar sık sık güneşe maruz kalma, derinin bozulmasına, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve dolayısıyla deri kanserlerine yol açıyor. Deri kanserlerinin çoğunlukla 50 yaş sonrası kanserler olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aydemir, yanık olmasa da uzun yıllar boyu biriken güneş dozunun deri kanserlerinin yüzde 90’ının nedeni olduğunu vuruluyor. Aydemir bu nedenle, deri kanserlerinin, çiftçiler, gemiciler, inşaat işçileri gibi küçük yaşlardan itibaren güneş altında çalışanlarda sık görüldüğüne işaret ediyor. ŞULE KÖKTÜRK riski fazla, zaten melanom erken yaşlarda, 2050’li yaşlarda daha sık görülüyor’’ diye konuşuyor. 50 yıl önce ‘‘güneş sağlıktır’’ modası olduğunu anımsatan Ertuğrul Aydemir, ‘‘Güneş dostları nüdistler’’, ‘‘Yanmayan yerlerimiz de yansın’’ gibi sloganlarla güneşlenmenin özendirildiğini ancak, bundan 3040 yıl sonra deri kanserlerinde yoğun bir artış gözlendiğinin altını çiziyor. Aydemir, özellikle malign melanomda artış olduğu için güneşlenme modasından vazgeçildiğini ve insanların korunmaya başladığını belirtiyor. Solaryumun, masum olmadığını da vurgulayan Aydemir, bronzlaştırıcı kremlerin ise herhangi bir zararı olmadığını ifade ediyor. Kırışıklığa yol açıyor Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir, derinin kırışması, lekelenmesi, incelmesinin yine yüzde 90 oranında UV ışınlarına bağlı olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle sürdürüyor: ‘‘Güneş görmeyen alanlarla güneş gören alanlardaki fark çok net görülebiliyor. Erken kırışma, aşağı yukarı güneşte kalış durumuna göre 4060 yaş arasında değişiyor. Kırsal kesimde bağda bahçede çalışanlarda, kırışma daha önce yaşanıyor. Onlarda 3040 yaşlarında yaşlı yüzü ortaya çıkıyor.’’ Nasıl korunmalı ? 11.0015.00 saatleri arasında kesinlikle güneş altında kalınmamalı. Onun dışındaki saatlerde de en az 20 faktör krem kullanılmalı. ? Güneş kremi güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmeli. 23 saate bir yenilenmeli. ? Giyim en iyi koruma. Sıkı dokunmuş bir giysi, en iyi koruyucudan daha iyi korur. ? Sokağa çıkmadan yarım saat önce, koruyucu sürülmeli ve uzun kalınacaksa 4 saatte bir yenilenmeli. Koruyucular gölgede de kullanılmalı. ? Pencere camından UV’nin bir kısmı, UVA geçiyor. Eskiden UVA’nın zararsız olduğu, UVB’nin hem yaşlanma hem deri kanseri yaptığı düşünülüyordu. UVA, daha derin dokulara etkili olduğu için yaşlanmada daha çok etkili. Arabada, cam kenarında uzun süre kalınacaksa koruyucu kullanılmalı. ? Hem UVA’dan hem de UV B’den koruyan güneş kremi kullanılmalı. Kolonyalı mendile dikkat Güneşin kısa vadeli zararları arasında ilaç, bitki ve parfüm etkileşimleri de bulunuyor. Bazı ilaçları kullananlar güneşe maruz kaldıklarında daha fazla yanıkla karşılaşıyor. Yazın gündüz kullanılan kolonya, kolonyalı mendiller, parfüm ve pürfümlü ürünler ise yatkın kişilerde leke oluşumuna neden oluyor.Prof. Dr. Aydemir, etkileşim yapan maddeleri şöyle sıralıyor: ? Tetrasiklinler, romatizma ilaçları. ? Vitiligo ve sedef tedavisinde kullanılan ilaçlardan metoksipsolaren içeren ürenler. Ağızdan alınması durumunda da sürülmesi durumunda da aynı etkiyi yaratıyor. ? Antiseptik olarak kullanılan rivanol gibi maddeler. İLK 10 YAŞ ÖNEMLİ İlk 10 yaşın çok önemli olduğunun altını çizen Aydemir, ‘‘Malign melanomda da diğer deri kanseri türlerinde de çekirdek ilk 10 yaş içerisinde alınan güneş dozu ile gelişiyor. İlk 10 yaşta korumaya çok dikkat etmek gerekiyor. Sonra da gerekli ama ilk 10 yaşta yanık geçirenlerde de, melanom ? HAFTA SONU 3 CMYK