22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

17 AĞUSTOS 2011 ÇARŞAMBA İNŞAAT VE YAPI DENETİM 15 EKB enerji kimlik belgesi nce enerji konusunda binaları ilgilendiren yasal mevzuattan kısa bir özet yapalım. Son yıllarda enerji verimliliği konusu yasa koyucu tarafından ciddi olarak ele alınmış; enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması, enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin arttırılması gayesi ile 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu 5 Mayıs 2007 tarihinde yasalaştırılmıştır. Ayrıca bu kanun gereği, 5 Aralık 2008 tarihinde, Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği çıkarılmıştır. Bu yönetmeliğin amacı, dış iklim şartlarını, iç mekân gereksinimlerini, mahalli şartları ve maliyet etkinliğini de dikkate alarak, bir binanın bütün enerji kullanımlarının değerlendirilmesini sağlayacak hesaplama kurallarının belirlenmesini, birincil enerji ve karbondioksit emisyonu açısından sınıflandırılmasını, yeni ve önemli oranda tadilat yapılacak mevcut binalar için minimum enerji performans gereklerinin belirlenmesini, yenilenebilir enerji kaynaklarının uygulanabilirliliğinin değerlendirilmesini, ısıtma ve soğutma sistemlerinin kontrolünü, sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasını, binalarda performans kriterlerinin ve uygulama esaslarının belirlenmesini ve çevrenin korunmasını düzenlemektir. Konumuz olan, Enerji Kimlik Belgesi Ö (EKB), Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği’nin önemli bir parçası olup; asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içerir. Enerji kimlik belgesini ve gerekli raporları düzenleyerek bina sahibi, bina yöneticisi veya enerji yöneticisine, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni düzenlemeye yetkili idarelere sunacak olan ve Bakanlık tarafından yetki belgesi verilmiş kurum veya kuruluşlar düzenlemeye yetkilidirler. Binalar, bu Enerji Kimlik Belgeleri ile, enerji tüketim ve sera gazı üretimine göre A, B, C,….. şeklinde sınıflandırılmakta ve buna göre değerlendirilmektedir. Binalarda enerji performansı yönetmeliğine göre; yeni yapılan binalarda Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmesi zorunlu olup, mevcut binalar için 2017 yılına kadar süre verilmiştir Ancak uygulamada bazı sorunlar yaşanmaktadır. Şöyle ki: Yapı üretim sürecinde başta ısı yalıtım olmak üzere enerji ile ilgili sorunlar öncelikle projelendirme safhasında başlar. İnşaat yapmaya karar verilmesi ile mimari, statik, mekanik tesisat ve elektrik tesisatları projeleri yaptırılacaktır. Bu süreçte, yapı sahibi yalnızca, daire kaç oda olacak, salonu, mutfağı, döşeme duvar seramik desen ve renkleri, lavabo, küvet ve armatür çeşitleri gibi hususlarla ilgilenmektedir. Proje yaptıran arsa sahiplerinin çoğu, mekanik tesisat projelerinde ısı yalıtımının varlığından habersizdir. Mimari projeler ile mekanik tesisat projeleri uyumu gibi bir konu zaten çoğunlukla gündem dışıdır. Daire satın almak durumunda olan çoğu vatandaşlarda da aynı bilinçsizlik söz konusudur. Satın alacağı dairede hakkında her şey konuşulur, ancak ısı yalıtımı var mı? Var ise nasıldır? Hiç sorulmaz. Arsasını kat karşılığı müteahhide veren vatandaşın gözü, öncelikle alacağı daire sayısından başka bir şeyi görmez. Müteahhitlerin çoğu da, ısı yalıtım işini ne kadar ucuza hallederim endişesindedir. Aslında, ısı yalıtımının ne kadar önemli olduğu, ömür boyu sürecek ve yalıtım için harcanan paraları çok kısa bir zamanda amorti edecek ekonomik kazançların ne derecede ciddi boyutlarda olduğunu, tüm vatandaşlara anlatmanın yol ve yöntemlerini bulmalıyız. Bu hususu Milli bir görev olarak algılamamız gerekir. Zira bireysel bilinçlenmeler ile elde edilecek enerji tasarruflarının sonuçta memleket ekonomisine sağlayacağı kazançlar yanında, azalan hava kirliliği nedeni ile çevreye katkısı ne derecede olumlu etki yapacağı aşikârdır. Enerji Kimlik Belgesi, yetkililerce, eski adı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın hazırladığı bir bilgisayar yazılımına göre hesaplanmaktadır. Ancak, uygulamada bu yazılım programı ile ilgili sıkıntılar yaşan maktadır. Konunun tüm bilimsel ve uygulama yönleriyle ele alındığı TESKON 2011 Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi sonuç bildirgesinin ilgili maddesi aynen şöyle kaleme alınmıştır: Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği’nin önemli bir parçası olan Enerji Kimlik Belgesi uygulaması ve ilgili BEPTR yazılımı, kongrede “Binalarda Enerji Performansı Sempozyumu” ve “Binalarda Enerji Performansı Uygulamaları Paneli”nde uzmanlar, tasarımcılar, sektör temsilcileri, akademisyenler tarafından tüm boyutlarıyla tartışılmıştır. Enerji kimlik belgesi ve mantolama ile ilgili son günlerde kamuoyunda yaşanan yanlış ve asimetrik bilgilendirilmeye değinmek isterim. Piyasada, haksız kazanç peşindeki bazı kuruluşların mevcut binalarda da Enerji Kimlik Belgesinin bu gün içinde zorunlu ve hatta mantolamanın da zorunlu olduğu izlenimini verecek beyanlarını duymakta ve basında ilanlarını görmekteyiz. Bilindiği gibi mevcut binalar Enerji Kimlik Belgesi için 2017 yılına kadar süre verilmiştir. Ayrıca, Mantolama binalarda ısı yalıtım sistemlerinden biridir. Proje müellifi makine mühendisinin yapı sahibi ile binanın enerji sınıfı hususunda mutabık kalarak düzenleyeceği ısı yalıtım proje hesaplaması ile belirlenir. Mantolama için de bir zorunluluk yoktur. ATİLLA DİNÇER /Makina Yüksek Mühendisi Yapı denetim kanununun yürürlüğe girmesinden itibaren geçen yaklaşık 10 sene içinde, kanundaki eksikliklere rağmen Ankara ilimizde kanun kapsamında yapımı tamamlanan inşaatlarda, özellikle, yapı güvenliği açısından olumlu gelişmeler sağlanmış olup bu yapıların büyük çoğunluğu can ve mal güvenliği açısından sağlam birer yapı olarak kullanıma açılmıştır. 1.1.2011 tarihine kadar sadece 19 pilot ilde geçerli olan yapı denetim kanunun uygulanmasında karşılaşılan en büyük sorun hizmet sunumundaki haksız rekabettir. Şöyle ki; Mevzuatta öngörülen yapı sahibi yapı denetim kuruluşu ilişkisi uygulamada kurulamamaktadır. Yasaya göre yapı denetim kuruluşlarının yapı sahipleri tarafından belirlenmesi gerekirken, uygulamada müteahhitler belirleyici olmakta ve denetim bedelleri, denetlenen, müteahhitler tarafından ödenmektedir. Bu durum haksız rekabet koşullarına neden olmakta, bağımsız bir yapı denetim sisteminin oluşmasının koşulları en başta yok olmaktadır. Ankara’da ilk yıllarda, asgari hizmet bedellerinin altında yapı denetimin yapılmaması için “Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği” olarak girişimlerde bulunulmuş ancak yapı denetim kuruluşlarının birliğe üyeliği zorunlu olmaması, kuruluş sayısının ihtiyaçtan fazla olması, diğer illerdeki kuruluşların şube aracılığı ile burada iş alabilmesi ve sayı sınırlaması olmadığı için sürekli yeni kuruluşların sisteme dahil olması nedenlerinden dolayı, girişimler etkili olamamış ve düşük bedellerle denetim yapılması yaygınlaşmıştır... Duyarlı yapı denetim kuruluşları sayesinde özellikle, demir ve beton malzemesi iyi denetlenmiş ve standart değerlere ulaşılmıştır. Süreç içinde asgari hizmet bedeli altında verilen hizmetlerde; genel olarak etkin ve kaliteli bir denetim hizmeti verilememiştir. Böyle olunca; Sektörde görev alan mimar ve mühendis meslektaşlarımız düşük maaşlarla çalışma durumunda kalmışlardır. Diğer meslek odalarının yanı sıra, özellikle İMO Ankara Şubesi; meslek içi eğitimlerinde, seminer ve çalıştaylarda meslektaşlarımızın eğitilmesi, bilinçlendirilmesi ve etik değerlerin oluşturulması için çalışmalarını sürdürmüş ve halen sürdürmektedir. Ancak odalarımızın yaptığı bu etkinliklere meslektaşlarımızın yeterli ilgiyi göstermedikleri tespit edilmektedir. Etkin bir yapı denetiminde görev alacak meslektaşlarımızda bu tür eğitim çalışmalarına katılımın aranması, mimar ve mühendislerin kendilerini eğitmesi ve güncel bilgilerle donatmasını teşvik edecektir. Ankara dahil diğer pilot illerde; toplumda, yapı güvenliği bilinci ve duyarlılığı ile etkin denetim ve kaliteye yönelik talep oluşturulmamıştır. Yapı denetim sistemine 1.1.2011 tarihinden itibaren dâhil olan 62 ilimizde; Meslek Odaları ve Yapı Denetim Kuruluşları Birliği olarak sürekli eğitimler verilmiş ve 19 pilot ilde görülen eksiklikler ve yapılan yanlışlıklar yapı denetim sisteminin muhataplarına anlatılmıştır. Bu eğitimler ve ilde kurulacak kuruluş sayısının önceden sınırlandırılmış olması sayesinde birçok yeni ilde haksız rekabet yaşanmamakta ve amacına uygun denetim yapılmaktadır. Bu illerde görev alan sözleşmeli meslektaşlarımızın ücretleri ve özlük hakları da meslek odalarımızın belirlediği kriterlere uygundur. Hüseyin KAYA (İnş. Müh.) İMO Ankara Şubesi Yapı Denetim Komisyonu Bşk. Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Sekreteri Ankara’da yapı denetim...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle