Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 İNŞAAT VE YAPI DENETİM 17 AĞUSTOS 2011 ÇARŞAMBA Yapı denetim ve iş güvenliği ÖZGE ÖZDEMİR* Ağustos... Tam 12 yıl geçti üstünden Marmara Depreminin… Hem büyüklük ve maddi zararlar, hem de sebep olduğu can kayıpları açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biriydi o… İşte maalesef o zaman fark ettik ki, aslında öldürücü olan deprem değil, binalardı… Depremin sonuçlarını bu kadar ağır ve can yakıcı yapan; proje hataları, kullanılan malzemenin yetersizliği, zemin yapısına uygun temel seçimi yapılmaması, kaçak yapılar gibi sebeplerdi elbette. Ama daha önemli etkenler ise, eğitimsiz ve yetkisiz insanlarca inşaat yapılması ve yeterli kontrolün olmaması. Yapı denetim sistemiyle birlikte, inşaatlarda ısı yalıtım, CEG belgeli malzeme kullanımı, şantiye şefliği ve müteahhitlik, iş güvenliği gibi kavramlar daha da ön plana çıkmıştır. Bu kavramlardan kısaca bahsetmek gerekirse, 2011 yılı itibariyle uygulanmaya başlanan “Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği” gereğince binalarda ısı yalıtım kavramı belirginleştirilmiş ve binaların “Enerji Kimlik Belgesi”ne sahip olmaları zorunlu hale gelmiştir. Böylece, artık yeni bir ev satın alır ya da kiralarken, daha ekonomik ve çevreci olan A sınıfı binalarda yaşamak tercih edilecektir. Diğer önemli bir kavram da, “CE” veya “G” işaretli malzeme kullanımıdır. 01.07.2010 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlanan “Yapı Malzemelerinin Tabi Olacağı Kriterler Hakkında Yönetmelik” ile şantiyelerde kullanılan yapı malzemelerinin tümü, “CE” veya “G” işaretli ve standartlara uygun olması zorunlu hale gelmiştir. Bahsettiklerim dışında, son zamanlarda ön plana çıkan diğer bir kavram da şantiye şefliği ve müteahhitlik. 16.12.2010 tarihinde resmi gazetede yayımlanan “Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar” yönetmeliği ile müteahhitlerin, yetki belgesi ve numarası olması şartı getirildi. Ayrıca bu yönetmelikle birlikte, şantiye şefinin mimar veya mü 17 hendis unvanlı olması ve yetki belgeli usta çalıştırılması gerekmektedir. Burada karşımıza yine iş güvenliği konusu çıkmış ve 4857 sayılı İş Kanununun 81 inci maddesi kapsamında yer alan inşaat ve tesisat işlerinde, şantiye şefi olarak görev yapan mühendis veya mimarın “İş Güvenliği Uzmanlığı Belgesine” haiz olması zorunlu olmuştur ve bu konuda çalışmalar devam etmektedir. İş güvenliği nedir? İş kazalarının oluşma risklerini belirleyerek önlem almak ve çalışanların sağlıklı ve güvenli şekilde çalışmalarını sağlamak üzere alınması gereken tedbirler dizisidir. İnşaat alanlarında, iş kazalarının oldukça çok yaşandığı bilinmektedir. Her yıl dünyada 2 milyon kişi, iş kazaları ve meslek hastalıkları yüzünden hayatını kaybetmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere oranla kaza riski daha fazladır. Riskli sektörlerin başında da maden sektöründen sonra sonra inşaat gelmektedir. SGK istatistiklerine göre; 2002 yılında 872, 2003 yılında 810, 2004 yılında 841, 2005 yılında 1096 ve 2006 yılında 1592 işçi çeşitli nedenlerden oluşan iş kazası sonucunda vefat etmiştir. 2005 ve 2006 yıllarında iş kazaları ve ölümlerde artışın sebebi, uzmanlar açısından inşaat sektöründeki hızlı artış olarak gösterilmektedir. 2008 yılındaki SGK istatistiklerine göre ise; Türkiye genelinde olan ölümle sonuçlanan 865 iş kazasının, 297’si inşaat sektöründe meydana gelmiştir. İstatistiklerden de görüldüğü gibi, inşaat sektöründe kaza riski daha yüksektir. Bunun sebebi, inşaat sektörünün çalışma şartları bakımından diğer sektörlerden farklı kılan birçok nedenin olmasıdır. İlk başta yapılan çalışmalar sürekli değişim gösterir ve çalışma süreleri belirsizdir. Ortam şartları geniş ve dağınık olduğundan önlem almak daha zorlaşır ve bu bakımından her türlü olumsuzluğa açıktır. İş güvenliği eğitimleri, çalışan işçilerin sık değişmesi nedeniyle aksamalar olduğundan yeterli yapılamamaktadır. Peki, inşaatlarda meydana gelen kazaların başlıca sebepleri nelerdir? Bunların başlıcaları; yüksek bir yerden düşme (ağaçlar, binalar, yapı iskeleleri, merdivenler makineler, araçlar) veya derin bir yere düşme (hendeklere, kuyulara, kazılara, yerdeki çukurlara), bareteldivenemniyet kemeri gibi kişisel koruyucuların kullanılmaması veya yanlış kullanımı, kaygan zemin, elektrik çarpması, kazı sırasında yaralanma, düşen malzemeler, bir cismin çarpması neticesinde devrilen bir cismin altında kalarak yaralanmak, yüksek gürültü nedeniyle işitme kaybı ve iş makinelerinin eğitimsiz kullanılmasıdır. Bu gibi sebepler sonucu; yaralanma ve ölümle sonuçlanabilecek iş kazalarının yaşanmaması için, inşaat alanındaki riskler belirlenmeli, önlemler alınmalı ve bu önlemlerin gerçekten uygulanıp uygulanmadığı denetlenmelidir. Bu denetleme, şantiyede bulunan iş güvenliği mühendisinin yanı sıra, yapı denetim kuruluşunun da sorumluluğudur. Bu sorunluluğun daha da bilinçli yürütülmesi için, kısa bir zaman önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, eski adıyla Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı birlikte protokol yapmış ve 19 pilot ildeki yapı denetimlerde görev yapan denetçi inşaat, makine ve elektrik mühendislerinin iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitilmesini sağlamak amacıyla çeşitli illerde eğitimler düzenlenmiştir. Bu eğitimler ile inşaatlarda iş sağlığı ve güvenliğinin iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Bu eğitimlerde de bahsedildiği gibi inşaatlarda güvenli bir ortam yaratmak için, dikkate alınması gerekli üç temel unsur vardır. Bunların ilki, çevre güvenliğinin sağlanmasıdır. İnşaat alanın etrafı uyarı niteliğinde kırmızıbeyaz renkli şerit bant ile sarılmalı, belli aralıklarla görülecek şekilde ikaz tabelaları asılmalıdır. İnşaat alanının çevresinde, yolda yürüyen insanların geçişini engelleyecek veya kazaya sebebiyet verebilecek tuğla, demir gibi malzeme yığınlarının istiflenmemesi ve araçların gelişi güzel yerlere bırakılmaması gerekmektedir. İkinci temel unsur ise, işçilerin çalışma alanındaki iş güvenliğinin sağlanmasıdır. Unutulmamalıdır ki, çalışanların sağlığının korunması ve iş güvenliğinin sağlanması ile ilgili yapılan tüm bu çalışmalar, can kaybını ve yaralanmaları azaltırken, aynı zamanda üretimi artırıp, maliyeti de düşürecektir. Hem inşaat alanında çalışanların güvenliği sağlamak, hem de insanların güvenle oturacağı sağlam yapılar yapmak bizim görevimiz. 17 Ağustos’un hiç unutulmaması ve sağlıklı yapılarda güvenle oturmak dileğiyle… * Çevre Mühendisi 12.01.2011 Tarihinde İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (İSGGM) Toplantı Salonunda Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İşbirliği Protokolü Yürütme Kurulu Toplantısında “4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun Kapsamında Yapılan İnşaatlarda İş Sağlığı ve Güvenliğinin İyileştirilmesi” İşbirliği Protokolü kapsamında 2010 yılında yapılan eğitimlerin değerlendirilmesi ve diğer illerde (Adana, Gaziantep, Hatay, Antalya, İzmir, Aydın, Denizli, Balıkesir, Bursa, Yalova, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Çanakkale, Bolu, Düzce, Ankara, Eskişehir olmak üzere 19 il) yapılacak eğitimlerin planlanması çalışmalarını başlatmak amacı ile düzenlenmiştir. ÇASGEM ve Yapı Denetim Kuruluşları Birliği temsilcileri; yapılan eğitimlerle ilgili olarak organizasyonda herhangi bir aksama olmadığı, katılımcı gruba ve eğiticilere bağlı olarak bazı eğitimlerde sorucevap kısmının daha aktif geçtiği ancak genel anlamda olumsuz bir geri bildirim alınmadığını ifade etmişlerdir. ÇASGEM temsilcisi Sayın Cihat Bayrak, Eğitim CD’lerinin tamamının dağıtıldığı ve eğiticiler eğitim notlarında değişiklik yapacaklarsa en kısa sürede bu değişiklikleri kendilerine iletmeleri gerektiğini belirtmiştir. Yapı Denetim Kuruluşları Birliği adına Sayın Nevzat Demirsoy, yakın illerdeki denetçilerin belli bir ilde bir araya getirilerek eğitime katılımlarının sağlanması ile ilgili çalışması hakkında bilgi vermiştir. Bu çalışmada belirlenen iller ve öngörülen grup sayısı aşağıda belirtilmiştir. İstanbul: 30 grup; İzmir: 10 grup; Bursa: 6 grup; Antalya: 5 grup; Adana: 4 grup Yapı Denetim Kuruluşları Birliği’nin illerde eğitim salonu ayarlaması konusunda yardımcı olması, konuları karara bağlanmıştır. Yukarıdaki toplantı sonrasında belirli illerde Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve ÇASGEM (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi) yetkililerinin verdiği seminerler nisan, mayıs ve haziran aylarında yapıldı. Eylül, ekim ve kasım aylarında da sürecek. Yapı Denetim Yasasının 2001’den bu yana uygulandığı illerde yoğun bir katılımla yapılan seminerlerde temel bilgiler verildi ve bu bilgileri Müteahhit Kuruluşlara iletmemiz, yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmemiz istendi. Ama çok iyi bilinmelidir ki Yapı Denetim Kuruluşları olarak bizim görevimiz olması gerekenleri iletmek. Asıl dikkat ve özen inşaat yapımcısına ait. Onların da bu işleri çok iyi bilmeleri gerekiyor, büyük firmalara sözümüz az, ancak tanımı bir başka yazımızda belirttiğimiz gibi 1 Ocak 2012’de yapılacak olan daha küçük boyutlu işleri olan müteahhitlerin ve ustaların bilgili ve dikkatli olmaları gerekiyor. Yapı Denetim Kuruluşları Birliği ÇASGEM eğitimleri...