02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

mıntıkalarında da taarruza geçilmiş ve Oltu’da taarruza hazırlanıldığı haber alınmıştı. Mustafa Kemal Paşa bu bilgileri aktardıktan sonra sözlerine şöyle devam ediyordu: “Bu harekâtı şiddetle protesto ettiğimizin ve bu tecavüzlerin önü alınmazsa cihanın pek büyük facianın oluşumuna şahit olacağının, mensup olduğunuz hükümete süratle ulaştırılmasını rica eder ve saygılar sunarız.” İşgalcilere karşı milis kuvvetleri yardımıyla mücadele etmeye çalışan Doğu Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa, artan işgaller üzerine TBMM Hükümeti’ne başvurarak, askeri bir harekât için izin istemişti. Ancak Ankara Hükümeti bunun için zamanın uygun olmadığı kanısındaydı. Batı Anadolu’da Yunan işgali yaşanıyor ve bir yandan da iç isyanlar bastırılmaya çalışılıyorken iki cephede birden savaşmak askeri anlamda büyük güçlüklere yol açabilirdi. İşin bir başka yönü de İtilaf Devletleri’nin tam da San Remo’da Osmanlı toprakları adına birtakım kararlar aldığı o günlerde böyle bir harekâtın siyasi açıdan pek doğru olmayacağıydı. 184 1 Haziran günü, Vekiller Heyeti adına Kâzım Karabekir Paşa’ya bu içerikte bir karar bildirildi. Metinde, askeri birliklerin Ermenistan savaşının başlatılması için harekete geçmesinin zamanının gelmediği ifade ediliyor, ülkenin geleceğinin Ruslar ve İslam âlemiyle yapılacak dayanışmaya bağlı olduğu bildiriliyordu. İkinci nokta, Bolşeviklerle politik olarak anlaşıp karşılıklı ilişki belirlenmeden önce kesin harekete geçilmeyeceğiydi. Ermenilerle yapılacak savaşta başarılı olabilmek için Azerbaycan ve Gürcistan yönlerinden Ermeni birliklerinin kuvvetle sıkıştırılması gerekiyordu ki, eldeki üç tümenlik askerle kısa zamanda başarılı olmak olanaksızdı; mutlaka yardıma ihtiyaç vardı. Aynı günlerde Ankara Hükümeti ile Sovyetler arasında sürdürülen görüşmeler de bu kararı etkiliyordu. Çiçerin’in Mustafa Kemal Paşa’ya gönderdiği 3 Haziran tarihli mektup bazı duraksamalara yol açmıştı. Zira burada bir yandan Misakı Milli kabul edilirken, bir yandan da Ermenilerin ve Kürtlerin bulunduğu bölgeler ile Batum’da, Doğu Trakya’da ve Türklerle Arapların bir arada yaşadığı yerlerde halk oylamasına başvurulması, Türkiye İran sınırı için görüşmeler yapılması öneriliyordu. İki hafta kadar sonra, 13 Haziran günü Ankara’dan Doğu Cephesi Kumandanlığı’na bir başka nota iletildi. Burada, Ermeni Komutanlığı’na hitaben, en yakın Ermeni askeri merkezine Türkçe bir mektup verilmesinin ve cevap beklenmeden, karşı tedbir alınmasına fırsat bırakılmadan harekete geçilmesinin uygun görüldüğü bildiriliyor, mektup ekte iletiliyordu. Mustafa Kemal Paşa imzasını taşıyan mektupta şunlar yazılıydı: “Erivan Cumhuriyeti Askeri Komutanlığı’na: Daha önce harp tazminatına karşılık olarak verilmişken BrestLitovsk Antlaşması’yla Türkiye’ye geri verilen ve ayrıca Türkiye’ye ait olduğu Erivan Cumhuriyeti tarafından da kabul edilmiş bulunan Üç Sancak’taki Türk halkı Ermeniler tarafından devamlı olarak katledilmektedir. Ermenilerin böyle hareket ettiklerini Avrupalılar da kabul etmektedirler. Uyruğumuz bu zulümlere karşı devamlı olarak feryat etmekte ve yardım istemektedir. Uyruğumuzun hayatlarını korumak maksadıyla memleketimizin parçası sayılan Üç Sancak içindeki gereken yerleri işgal altına almak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle