02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Moskova ve Kars Antlaşmaları B ir süredir Moskova’da Bolşevik Hükümeti temsilcileriyle devam eden görüşmeler, Gürcistan’ın Ankara elçisinin kardeşi M. Budu Medivani’nin Ankara’ya elçi olarak görevlendirilmesi ve Ali Fuat Paşa’nın da Moskova elçiliğine tayin edilmesiyle yeni bir safhaya geçiyordu. ne çalışılan antlaşma metni son halini aldı ve 16 Mart 1921 tarihinde imzalar atıldı. 16 maddeden oluşan antlaşmanın başlangıcında, iki tarafın, ulusların kardeşliği ilkesini ve ulusların kendi kaderini tayin hakkını tanıdığının vurgulanmasından dolayı, Moskova’da imzalanan bu antlaşma “Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması” olarak nitelendirildi. Antlaşmanın birinci maddesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından tanınmayan antlaşmaların Sovyetler Hükümeti tarafından da tanınmayacağı ve taraflardan herhangi birine zorla imzalatılan bir uluslararası belgenin diğer devletçe kabul edilmeyeceği belirtiliyor, “Türkiye” deyiminden Misakı Milli sınırları içinde kalan arazinin kastedildiği ve arazinin Kars ve Ardahan’ı da kapsadığı da öngörülüyordu. Bu hükümle, Misakı Milli ilk defa uluslararası bir antlaşmada yer almış oluyordu. Antlaşmanın üçüncü maddesi Türkiye’nin doğu sınırını Karadeniz kıyısında Sarp Köyü, Şavşat Dağı’nın suları ayıran çizgisi, Kars ve Ardahan sancaklarının ku Sovyet Dışişleri Komiseri Çiçerin, Ankara Hükümeti’ne 1 Aralık 1920 tarihinde bir telgraf ileterek, Bolşevik liderleri Lenin ve Stalin’in, Türk heyetiyle görüşmeler kesilene kadar geçen sürede hazırlanan taslak doğrultusunda bir yardımlaşma antlaşması düzenlemek istediklerini bildiriyordu. Bu arada yeni atanan Ankara Elçisi Medivani de Gümrü’de Kâzım Karabekir ile görüşerek bir siyasi ve askeri antlaşma gereğinden söz etmiş, bu gelişmeler üzerine Yusuf Kemal Bey başkanlığında oluşturulan yeni bir heyet, söz konusu görüşmeleri yapmak üzere Ankara’dan yola çıkarak Şubat 1921’de Moskova’ya ulaşmıştı. Moskova’da Çiçerin ve Stalin ile yapılan görüşmelerin ardından, bir süredir üzeri zey sınırları, Karasu dökümü olarak tespit ediyordu. Nahcıvan, özerk olmak şartıyla Azerbaycan’a, Batum limanı ve üçüncü maddede belirtilen sınırın kuzeyinde kalan arazi, geniş bir özerklik verilmek suretiyle Gürcistan’a bırakılıyor, Türkiye’ye Batum limanını serbestçe kullanabilme hakkı tanınıyordu. Taraf devletler, Boğazlar meselesinin Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin temsilcilerinin katıldığı bir konferansta ele alınmasını prensip olarak kabul etmişlerdi; ancak, bu konferansta Türkiye’nin İstanbul üzerindeki egemenliğini tehdit edecek kararlar alınmayacaktı. Yedinci madde, iki ülke arasında evvelce (Çarlık Rusya ve Osmanlı Devleti zamanında) imza edilmiş olan anlaşmaların hükümsüz olduğunu kabul ediyor, bir sonraki maddede kapitülasyon usulü ve bu usul ile ilgili olan her türlü ilişki hükümsüz kılınıyordu. Sekizinci madde şöyleydi: “Taraflar, topraklarında diğer taraf ülkenin veya ülke parçalarından birinin hükümet görevini üzerine alma iddiasında bulunan bir örgüt ve topluluğun oluşması ya da yerleşmesini ve diğer ülkeye karşı mücadele 189
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle