02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MOSKOVA’DAKİ HEYETTEN GELEN RAPOR Moskova’da Bolşevik Hükümeti temsilcileriyle görüşmüş olan heyetin ilettiği raporu Mustafa Kemal Paşa Batı Cephesi Kumandanı Ali Fuat Paşa’ya şöyle aktarıyordu: “Moskova’daki heyeti murahhasamızdan gelen 13 Ağustos tarihli ilk raporlarda Lenin ve Çiçerin’le çeşitli görüşmelerden, bizim mesai ve mücadelemize teveccühten ve silah ve malzeme hususunda yardımdan bahsolunmuştur. Anlaşıldığına göre Bolşeviklerin harekât planı evvelemirde Lehistan’ı mağlup ve sonra Kırım’da bulunan Varangel’i imha etmek esasına dayanıyormuş ve herhalde o zamana kadar umumi bir harekâta girişmek kararında değillermiş. Ermenilere memleketimizden arazi verilmesi lüzumundan bahsolunmuştur. Heyetimiz Rusların malzemece fakir ve işi görüşmelerle uzatmaya eğilimli olduğunu zikretmekle beraber, bizimle tam bir ittifak imzalayamayacaklarına dair henüz kati delil karşısında bulunmadıklarını bildirmişler ve bir taraftan para, silah ve cephanenin sevk olunması için uzun müddet imkân aranılarak nihayet denizden dahi nakliyata çalışacaklarını ilave etmişlerdir. Ermenistan’la 10 Ağustos’ta yaptıkları antlaşmada, (ŞahtahtıCulfa) şimendifer hattını Ermenilere terk etmişler ve Azerbaycan’ın ve bizim heyetimizin protestolarına karşı yanlış olduğunu sözlü ifade ederek kararlarında henüz değişiklik yapmamışlardır... Lenin, emperyalistlere karşı mücadele eden Türk ulusuna karşı samimi duygular beslediklerini dile getiriyorsa da, Çiçerin bu taleplere devam ediyor, hatta Türkiye’ye yapılacak yardımın bu koşula bağlı olduğunu söylüyordu. Ankara Hükümeti adına görüşmelerini sürdüren heyet ise Anadolu’da sürdürülen mücadelenin Ermenilere ve Yunanlılara toprak verilmemesini amaçladığını, sadece önceden Türkiye’den göç etmiş Ermenilerin eski yerlerine dönmesine imkân tanınabileceğini bildiriyordu. Moskova’da pek de olumlu olmayan bu gelişmeler yaşanıyorken, eylül ayında Baku’da toplanan ve Ankara Hükümeti’nin de resmi delegeler gönderdiği Doğu Halkları Kongresi’nin açılışında ise Bol182 Halil Paşa, Nahcıvan’a ulaştıktan sonra Kızıl Ordu ile Ermeniler arasında çarpışma gerçekleşti. Halil Paşa’dan alınan bilgilere göre kızıl kumandanlar, Ermenilerin mezaliminden ve tecavüzünden pek ziyade rencide oldukları ağustos nihayetlerine doğru bir Ermenistan seferini emri vaki yapmak üzere yığınak ve hazırlıkta bulundukları bildiriliyordu. Gerçekten yakın emareler belirdi. Fakat nihayeti gelmedi, bilakis Çulfa hattının Ermenilere teslimi lüzumuna dair olan karar tekrar ve teyit olunmaya başlamıştır... Biz bu durum üzerine öncelikle memleketi elimizde muhafaza ve ne ıslahat lazım ise hükümet vasıtasiyle yaparak anarşi ve devrim suretiyle Rus tabiyetine mani olmak ve Moskova’daki heyetimizin görüşmelerinin olumlu ya da olumsuz bir neticeye varması için acele etmek, Ruslar ne yardım edeceklerse miktarına bakmayarak kabul etmek, Ermenilerle müsait bir muharebe vermek ve Azerbaycan’la fiziki teması emri vaki yapmak için Rusların oluruna bağlı hareket etmemek kararlarını ve talimatlarını verdik. Heyetten aldığımız yeni bir raporda sözleşmeden bahsolunmaktadır. Buna göre Van, Bitlis ve Muş taraflarında Ermenilere arazi terkinden söz edildiği görülmektedir... şevik Hükümeti adına söz alan Zinovyev, henüz kendileriyle bir arada olmayan ama karşı tavır da sergilemeyen grupları sabırla destekleyeceklerini söyleyip Türkiye’yi örnek veriyordu: “Mesela Türkiye’nin durumu böyledir yoldaşlar. Bildiğiniz gibi Sovyet Hükümeti Mustafa Kemal Paşa’ya destek olmaktadır. Onun yönettiği hareketin komünist bir hareket olmadığını unutmuyoruz. Bunu biliyoruz. Türkiye’de halka dayalı hükümetin siyaseti komünist enternasyonalin siyaseti değildir, bizim siyasetimiz değildir. Ama biz gene de diyoruz ki, İngiltere Hükümeti’ne karşı devrimci her türlü mücadeleyi desteklemeye hazırız. Bugün gerçek çıkarlarının hangisi olduğunu henüz anlamamış bulunan Türkler, yarın bunu anlayacaklardır. Onları desteklemeli, onlara yardım etmeli ve ülkelerinde gerçek bir halk devriminin patlak vereceği günü beklemeliyiz.” Bolşevik Hükümeti ile Türk heyeti arasında uzun süre devam eden görüşmelerin ardından bir anlaşma taslağı hazırlandıysa da sınırlar konusunda uzlaşılamamıştı. Moskova’da daha fazla vakit geçirmek istemeyen heyet üyeleri şehirden ayrıldılar, ancak iki hükümet arasında görüşmeler devam etti. Mevcut sorunları çözmek için Moskova’ya bir büyükelçi ile yeni bir heyet gönderilmesini uygun bulan Ankara Hükümeti, Batı Cephesi Kumandanı Ali Fuat Paşa’yı Moskova elçiliğiyle görevlendirdi. Yusuf Kemal Bey başkanlığındaki yeni heyet ise, 14 Aralık günü yeni görüşmeler yapmak üzere Ankara’dan yola çıktı. Buraya kadar olan olayları özetlemek ve tekrar etmek isterim. Ermeni davası gerek Batı ve gerek Rus milletleri nezdinde kuvvetlidir. Hıristiyanlık namına vukua gelecek tecavüzlerin Batı ve Doğu’da hoş görülemiyeceği muhakkaktır. Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal” Batı Cephesi Kumandanı Ali Fuat Paşa, daha sonra Moskova elçiliğine atandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle