02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ADANA KENT YAPI nşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Bahadır Acuner, ülkemizde yaşanan deprem felaketleri sonrasında çıkarılan yasaların uygulanmadığını, kâğıt üzerinde kaldığını belirtirken, “Yasaları dinleyen yok. Bu gidişle ucuz konut sevdası ve rant, felakete yol açabilir” dedi. Konutları ucuza mal etmek için depreme dayanıksız yapılar inşa edildiğini savlayan ve başta siyasiler olmak üzere bazı yetkililerin mühendisleri devreden çıkartarak rant peşine düştüklerini söyleyen Acuner, “Bu, yasalardaki boşluklar yüzünden felakete davetiye çıkarılmasıdır. Denetimsiz binalara izin veriliyor. Depreme dayanıklı alternatif teknikler varken betonarme tercih ediliyor. Bunlar bir araya geldiği zaman da ortaya bir deprem sonrasının acı tablosu çıkıyor” derken, yüzde 70’i imarsız olan Adana’da olası bir depremde mevcut binaların yüzde 60’ının yıkılacağını söylemenin de abartı olmayacağını kaydetti. Adana ve özellikle Marmara depreminden sonra çıkarılan yasaların uygulanmadığını, yaşanan onca can ve mal kaybına karşın aynı yanlışların devam ettiğini belirten Acuner şunları söyledi: “Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Adana’da da sistematik bir plansızlık mevcut. Nedeni de yasal düzenlemelerin yapılmaması. Yani ülkemizde sistem kapitalistleşirken köydeki ucuz işgücünü kente getirdik. Hal böyle olunca, bunların yaşamını sürdürebileceği ucuz konutlar yapılmalıydı. Dolayısıyla gecekondulaşma ortaya çıktı. Yüzde 70’i kaçak dediğimiz Ucuz konut felakete yol açabilir İ İMO Başkanı Acuner, ülkemizde yaşanan deprem felaketleri sonrasında çıkarılan yasaların kağıt üzerinde kaldığını söyledi. Adana’da gecekonduların yapılmasına devlet eliyle izin verildi, yönlendirildi.” Yaşanan felaketlerin ağır bedelleri nedeniyle devletin depremde yıkılan evleri yeniden yapmak zorunda kaldığını ve bunu yaparken de ‘Yapı Denetim Yasası’ gibi yasaları çıkardığını anımsatan Acuner, ancak yaklaşık 50 yıldır süren kapitalizm sürecinde alışkanlıklardan vazgeçilemediğine ve mühendislik hizmetlerinin özellikle istenmediğine dikkat çekerek şöyle devam etti: “Siyasiler, bazı yetkililer mühendislik hizmetlerini devreden çıkararak konutları ucuza maletme yoluna gidiyor. Ancak seçilen bu yolun yanlış olduğunu yaşanan depremlerde ortaya çıkan acı tabloyla gördük. Binalar depreme dayanıklı yapılacaksa mutlaka mühendislik hizmeti gerekir. Bu hizmet alınmadan müteahhide, taşerona verilerek yaptırılan binalar çok büyük tehlike arz edebilir. Özellikle betonarme yapılarda maliyet düşürmek için eksik malzeme kullanımı olası bir depremde felakete yol açabilir.” Bina maliyetlerini ucuzlatmanın çeşitli yolları olduğunu, betonarme yerine alternatif yöntemlerle depreme dayanıklı yapıların yapılabileceğini savunan Acuner, “Betonarme yapılarda tamamen fizik kuralları geçerlidir. Mühendislik gerektiren yöntemler uygulanır. Ancak bugüne dek binaları mühendissiz yapmaya kalktığımız için bu rezalet ortaya çıkıyor. Bunun yerine ahşap ya da çelik konstrüksiyonlu binalar da yapılabilir. Böylece maliyetler de düşürülebilir. Tüm bu olanaklar varken, diğer tarafta mühendislik hizmeti almadan yapılan binalar insanları öldürüyor” dedi. 1998 depremiyle birlikte halkın bilinçlenmeye başladığını ve insanların artık zemin etütlü proje istediğini belirten Acuner, ancak Teknik Uygulama Sorumlusu (TUS) sisteminin eksikleri nedeniyle kaçak yapılaşmanın önlenemediğini belirterek, “TUS’lar 200 metrekarenin altındaki binaları denetleyemiyor. Bu nedenle bu tür yapılar denetim dışı kalıyor”diye devam etti. Kentte acilen bir deprem senaryosunun hazırlanması gerektiğini, olası bir depremde imarsız yapıların yüzde 60’ının yıkılacağı konusunda da uyarıda bulunan Acuner, “Ceyhan depreminden sonra Adana’da 15 bin bina orta ve hafif derecede hasar gördü. Yüzde altmışının yıkılma tehlikesi taşıdığını düşünürsek, kent nüfusunun yarısının ölümle karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz. Olası bir depremde Yüreğir ve Sofulu’nun daha çok hasar göreceğini söylemek de yanlış olmaz. Çünkü buralarda yeterli şekilde yapı denetim mekanizması çalışmıyor ve mühendislik hizmeti de alınmıyor” dedi. Acuner, Çukurova bölgesinde deprem riskinin yüksek olduğunu anımsatırken kentte alınması gereken önlemleri de şöyle sıraladı: “200 metre kare altındaki binaların mutlaka denetim altına alınması gerekir. Yapı Denetim Yasası’nın eksiklikleri tamamlanmalı ve sigorta sistemi getirilmeli. Şu an yapı denetim şirketleri yaptıkları binadan 10 yıl sorumlu tutuluyor. Bu şirket iflas ederse ne olacak? Mesleki Sorumluluk Sigortası getirilirse mühendisin yaptığı hatanın bedelini ödemek zorunda kalacak olan sigorta firması riski göze almamak için mühendisi denetleyecek dolayısıyla kurallara uygun yapılar ortaya çıkacak, böylece kötüler de elenecektir. Ayrıca günümüzde multidisipliner bir konu olan depreme dayanıklı yapılar, sadece mühendisleri değil, mimarı, müteahhidi, belediyeleri vs. ilgilendiriyor. Ancak bu sorun olduğu zaman ortada sorumlu kimse olmuyor. Bunlara da ayrıca çözüm getirmek gerekiyor.” C 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle