Katalog

derece doğrudur. Falih Rıfkı Atay, İzteyenler genellikle Falih Rıfkı Atay’ın mir yangınına ilişkin söylemlerinde; Çankaya adlı kitabında o günlerin İzTürklerin intikam ve yağma hissi ile İzmir’ine ilişkin aktardığı gözlemlerini remir kentinin yabancı geçmişinden ferans alarak ve aynı zamanda Sakalkurtulmak amacıyla yangına seyirci lı Nurettin Paşa’nın intikamcı kişiliğine kaldıklarını söylerken bu ifadelerden gönderme yaparak yangının Sakallı kentin üçte ikilik bir bölümünü taNurettin Paşa ve adamlarınca organimamen yok etmiş yangının tüm soze edildiğini iddia etmektedirler. Oyrumluluğunu Türklere atmak ve üstelik sa Falih Rıfkı yangının sadece ErmeFalih Rıfkı‘nın dışında başka hiçbir ni kundakçılarına mal edilemeyeceğikaynağa gönderme yapmaksızın yoni, yangın sırasında birtakım yağma harumlar yapıp geçmişi mahkum etmereketlerinin Türkler tarafından yağe çalışmak aymazlık değil de nedir? pıldığını, dahası koyu bir mutaassıp ve Sakallı Nurettin Paşa Biz bu konuyla ilgili ulaşabildiğiöfkelendirici bir demagog olarak tamiz kaynakları yayımlayarak özellikle nıdığı Sakallı Nurettin Paşa’nın bu yağma işinde önemli roller üstlendiğini bir gözlem yakın tarihin, duygusallıklardan arınarak tarafsız bir biçimde ele alınamayacağını da bilen insanlar olaolarak aktarmaktaydı. Kamuoyunu bu konuda doğru bilgilendire rak en azından geçmişle ilgili yorumlarımızı mesabilmek amacıyla Çankaya kitabındaki şu satırlara bu feli bir bakış açısıyla ortaya koymak adına belgelerada aynen yer veriyoruz: “Gâvur İzmir karanlık ri yayımlamaya devam ediyoruz. İzmir kentinin belta alev alev, gündüz tüte tüte bitti. Yangından so leğinden yani tarihsel hafızasından sorumlu bir kurumlu olanlar, o zaman bize söylendiğine göre, sa rum olarak tarihe ve tarihsel olaylara milliyetçi refdece Ermeni kundakçıları mı idi? Bu işte ordu ko lekslerin yönlendirmesiyle bakmadığımızı bu kenmutanı Nurettin Paşa’nın hayli marifetli olduğunu tin geçmişte Rum’u, Ermeni’si, Musevi’si ve Türda söyleyenler çoktu… Yağmacılar da ateşin bü küyle yüzlerce yıl barış içinde bir arada yaşama olayümesine yardım ettiler.” (5) Bir Türk gazetecinin naklarını tüm dünyaya örnek olabilecek bir düzeyde o günlere ilişkin gözlemlerinden yola çıkarak satır gösterdiğini biliyoruz. Emperyalizmin ayak seslerinin aralarından cımbızla çekilmiş cümlelerle yangının hissedildiği 19. yüzyıldan itibaren bu barış ve uztüm sorumluluğunu Türklere yüklemek ve üstelik laşı ortamının yine emperyalistlerin oyunlarıyla de bunu bilimsellik ve objektiflik adına yapmak ne bir çatışma ortamına sürüklendiğini de görmekte Yangından sonra harabeye dönen şehir merkezi 22