03 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

StYASET 83 15 siz de onlarla uğraşınız, onları cezalandırınızl" Şiyasetin Öğretmeni Yoktur dırılmış olmasındandır. Sokrat'a göre, dilde ne kadar kötü sıfatlar varsa, bunların hepsi de politikacılara takılabilir: Polıtikikacılar, yalancıdır, iftiracıdır, gururludur, bilgisizdir, iki yüzlüdür, inançsızdır, kıskançtır, erdemsızdir, çıkarcıdır, zalimdir, paraya düşkündür, üne düşkündür, kadına düşkündür, mala düşkündür. Daha var mı? Aklınıza hangi tamlamalar geliyorsa Sokrat, bunların hepsini siyasetçılere yapıştırır. Sokrat, baldıranı içmeden önceki ünlü savunmasında yargıçlara, eğer çocukları politikaya atılacak olurlarsa, onları cezalandırmalarını ıster, şöyle der: "...Sizden U Arşiv konuşuyor nlü Yunan filozofu Sokrat, politikayı günahı kadar sevmezmiş. Nedenini kesinlikle bilmiyoruz ama, herhalde Atina'nın burunlarından kıl aldırmaz politikacılarına kafa tutup, baldıran ıçmeyle cezalan • • dileyeceğim bir şey daha kaldı.Çocuklarım büyüdükleri zaman Atinalılar, erdemden çok zeginliğe düşkünlük gösterecek olurlarsa, ben sizinle nasıl uğraşmışsam, Eski Yunan'dan bu yana insanlar hem politikadan çekınmişler, hem de politikanın peşinde koşmuşlardır. İçinde aldatmaca, kandırmaca bulunduğu için polıtika ilkin kolay gibi görünür. Belki de bazı açıkgözlerin bu kolaylığı gördükleri için tezelden politikaya sarılmalan bu yüzdendır. Ama içine gırıldiği, derinıne inildığı zaman görülür ki, politika, bırçok sanatlardan daha güçtür. Bundan ötürüdür ki politika incelendiğinde bilim, uygulandığında sanat biçiminde görülür.Bilim de, sanat da kökeninde yaratıcılık ve araştırmacılık ister.Politika, içine cup diye dalınan bir havuz, hiçbir zaman olmamıştır. Politika, belli bir süre insanları aldatır, kandırabilir ama, sonunda aldananın ve kandırılanın kendisi olduğunu anlar. Bu güçlüğü dikkate alındığından politikaya girenlere "S/yasef meydanına atıldı "derler. Siyaset meydanının ucunda keseyi doldurmak kadar kelleyi vermek de vardır. Dilimizde boşuna, "Ya devlet başa, ya kuz gun leşe!" denmemiştir. Bu seçimlerde çoğu kişiye siyaset zor görünmüştür. Bu zorluk koşullardan, ortamdan geldiği kadar veto barajını aşmaktan da gelmi'ştir. Seçimlerin ardı alınıp sonuçları belli olduğunda tanıdığım birçok kişi seçimlere katılmadıklarına, bır partiye girmediklerine pişman olmuşlardır. Çünkü çok kişi böyle bir sonucu beklemiyordu. Bir önyargı olarak kazanacağı ve kazandırılacağı sanılanlar alt sıralara düşünce şaşanlar çok olmuştur. Birinin bunca oy alacağı hıç beklenmemiştir. Bir başkasının da iktidar olacağı umulmamıştır. Böyle olunca şaşkınlıklar artmış, önyargıcılar utanmışlardır. Politikaya girmek için şundan, bundan akıl danışanlar, ikircıkli ve çekingen olanlar sonucu gördüklerınde kızmaya başlamışlardır. "Ne yaptım da ben şuna buna danıştım. Ne enayi ada mım ben/.." demeye başlamışlardır. Oysa bilmedikleri bir şey vardır. Girerken karar verme, hızla oıiaya atılma da bir politikadır. Bu kararı veremeyen şuna buna danışan, hızla ortaya atılamayan istese de politika yapamaz. Ince bir sanat olmasına, çok düşünmek gereksinmesine harşın, politikanın ne de olsa özünde cesaret payı vardır. "Ya hirro, ya merro /..." diyerek atılmasını beceremeyenler, sonra ne kadar ah vah etseler para etmez. O eski kalabalıklar ~W"^^ emokrat Parli kodamanlan m I bıraz açık bır alan, üstüne m M çıkılıp durulacak kadar irı bır * ^ taş parçası bulmasmlar, hemen tünerler, hemen konuşmaya başlarlardı. Hani, "Kışlalar doldu bugün" diye bir turkü vardır ya, o gUnlerde de meydanlar adam almaz dolardt. Zalen bır partinin gücil meydanlarda topladığı kalabalıklarla ölçülurdü. Bır parli meydanlarda adam toplamadı mı, "Kulak asma canım, kimi kimsesi kalmamış..." derlerdi. Resimde Adnan Menderes DUzce'de konuşurken görülüyor. Duzce, bilirsıniz küçücük bır kusabamızdır. O günlerde bu meydanda bu kadar kalabalığı toplamak kolay değildi. Oünunıuz seçimlerinde ise değil kasahn mrydanları. buyük kenılerin, kocuman meydanlarında bıle bııncağız kalabalık toplamak olası değıldır. Belki de bugıinun lıderUrı muvdanlarda o kadar kalabalık ısıemıvorlurdır, kımbilır? Ali Ulvi'den 14 N/SAN 1954 Siyaset dışı olanlar, siyaset içindekilere akıl vermekten çok hoşlanırlar. "Şöyle A ler ederler. Oysa politikanın kendi içerıği ve yerinde heyecanı vardır. Kendini bu içeriğe ve heyecana kaptıran kimsenin sözünü dinlemez olur. Dinlememekte haklıdır. Çünkü politika kendi alanında oynanan bir oyundur.Futbolun nasıl bir alanı, kuralları varsa, şiyasetin de vardır. Seyircisi, alanı, hakemleri.on bir kışilik takımları ile oynanır futbol... Siyaset de partiler, parlamentolar, parlamento içi ve dışı güçlerle yapılır Şöyle politika yapacaksın, böyle politika yapacaksın diye dışardan öğütleı vermek, bekarın kadın boşamasına benzer. Politikada ustalaşmak da, acemileşmek de ayrı bir konudur Yeri gelir ustası, yeri gelir acemisi daha başarılı olur. Başarılı sanılan, ya da büyük başarılar elde etmış olan nice polıtikacıların, nice acemilerönünde bocaladıkları, ayaklarını sürttükleri çok görülmüştür. Hem de çok uzaklarda değıl, çok yakın geçmişlerde olmuştur Hiç şaşırmamak gerekır; politika öğüdü, öğretmeni olmayan bir sanattır. yapsaydın daha iyi olurdu, böyle yapsaydın isabetli davranmış olurdun" gibi söz r YAZIS1Z
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle