05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C K SPOR FUTBOL MART SALI TULUN: Kırgın değilim GERETS YÜZDE 50 GİDER Geç de olsa Gerets’le sözleşme uzatarak iyi mi yaptı Galatasaray? İyi yaptı ama zamanlama ve sunuş iyi değildi. Gerets’le ilgili rahatsızlıklar olduğu bilinen bir şeydi kamuoyunda. Adamcağız “Opsiyonunuzu kullanın, kullanmıyorsanız haber verin” dedi, hiç ses çıkmadı. Mali kongrenin hemen ertesinde Gerets’i istemeyenlere karşı dayatma yapılınca huzursuzluk arttı. Galatasaray hocayla sözleşmeyi yenilemeden sezon sonunu bekleseydi, yeni bir heyecanla, samimiyetle otursaydı daha iyi olurdu gibi geliyor. İmzaya karşın Gerets’in kalacağına inanmayanlar var. Sizce? Galiba yüzde 50’nin üzerinde kalmayacak gibi geliyor bana da. Gerets’le aranız iyiydi. O ne diyor bu durumlara? Ayrıldığım andan itiraberen Gerets’le sadece 45 kere telefonla konuşmuşumdur. Hiç görüşmedim. Neden görüşmediniz? Bizim iyi bir dostluğumuz var. Galatasaray’ın bugün içinde bulunduğu sportif başarısızlık gibi görünen tabloyu benim olmama bağlayanlar var. Dolayısıyla hocayla benim çok sık görüşüp dostça da olsa yemek yemem bir takım yerleri rahatsız edebilir. Bu rahatsızlıklar da Galatasaray’a zarar verebilir diye düşündüm. Ben de Gerets’i 2005’in Haziran’ında tanıdım. Futbolculuk kariyerini çok iyi takip etmiştim ama Galatasaray’a gelince tanımış oldum. Gerets dümdüz bir adam. Klasik Batı Avrupalı, çalışkan, dürüst, tokgözlü, disiplinli. Yani yalaka değil... Sözünün eri, kendine göre doğruları olan, kendi içinde tutarlı ciddi bir adam. Son derece alçakgönüllü bir özel yaşamı olan, sağda solda gezmeyen, işine bağlı bir adam. Herkes tatile, yabancılar ülkesine gider, o gitmez burada oturur. T U Ğ B A H A C I B AY R A M O Ğ L U imilerine göre şans kimilerine göre de 34 haftalık maratonun amansız ve hırslı takibinin sonucunda yakalamıştı Galatasaray geçtiğimiz yılki şampiyonluğu. İşte bu şampiyonluğun perde arkasında en önemli isimlerden biri Bülent Tulun’u konuk ettik bu hafta. Bu sezon özellikle de son haftalarda biraz karışık günler geçiren Galatasaray’da neler olduğunu merak ediyorsanız bu ropörtajı kaçırmayın. Galatasaray geçen sezon pek çok kişiye göre beklenmedik bir başarıyı yakalayıp şampiyon oldu. Ve sportif işler direktörü olarak hedefinize ulaşmanıza karşın görevinizden istifa ettiniz. Neden? Bizim için beklenmedik değildi. Ümidimizi hiçbir zaman kaybetmetmemiştik. Bu iş kısmi yapılacak bir görev değildi. Orada yatıp kalkacaktınız, her şeyinizi oraya verecektiniz. Ben de işlerimi bir süre askıya alıp görevime başladım. Önce Hagi’yle başladım, daha sonra Gerets’le devam ettim. Futbolcularla yaşadım. Onların ailesi, dostları, arkadaşları oldum. Şampiyon olduğumuz 14 Mayıs’a dek o inançla gittik. 2006 Mart’ının sonunda yönetim değişti, başkan değişmedi ama o yönetimde futbolla ilgili insanlarla çalışabilmem pek olası değildi. Böyle bir görevde kalmanın sonuçları Galatasaray’a zarar verirdi. İki ailesi vardır insanın... Bir kendi ailesi bir de Galatasaray ailesi. Hangisi kıymetli bilemiyorum ama o aileye zarar vermemek için kenara çekildim. Başarıyla noktaladınız. Kırgın mısınız? Hayır, bizde kırgınlık olmaz. Galatasaray camiasına karşı kırgınlık olmaz. Şahıslar demiyorum, şahıslar gelip geçicidir. Şahıslara kırgınlık var mı? Var ama bende kalsın. O önemli değil. Çünkü kişiler değil Galatasaray bizim için çok önemli. Sadece Galatasaray Spor Kulübü değil, Galatasaray camiası, mektebi, vakfı vs. Buraya kadar gelmemize neden olan en büyük faktör mektebimizdir. O yüzden camiaya karşı kırgınlık olamaz, biz hancıyız. Galatasaray’ın şu anki durumunu nasıl görüyorsunuz? Galatasaray’a iki türlü bakmak lazım. Birincisi genel ekonomik ve yönetim biçimi açısından, bir de sportif olarak. Yönetim biçimi olarak biraz karışık durumda. Celal Gürcan, Şükrü Ergün ve Ali Gürsoy’un kırılmaları keyifli değil. Yönetimde bir takım rahatsızlıklar var diye düşünüyorum. Rahatsızlık olduğu zaman bu sadece yönetimde kalmaz, her yere yayılır. Devam eden hem Seyrantepe hem de Riva projeleri... Başkan Riva’nın Abu Dabili bir şirkete satışıyla ilgili projenin bitmek üzere olduğunu söyledi. Bu durum ekonomik olarak Galatasaray’ı biraz düzlüğe çıkartır. Seyrantepe projesiyle ilgili yine devletle bir takım pazarlıklar, görüşmeler var. Ama bunların ardından sportif başarı da gerekiyor. Bu yıl Galatasaray’ın geçen sezonki kadrosundan eksisi değil artısı olmasına karşın maalesef kayıp puanları var.Bir de ciddi bir uyumsuzluk ve fazla laf görüyorum ve duyuyorum ortada. Futbol takımıyla ve teknik kadroyla ilgili sızdırmalar yapılıyor. Bu rahatsız eder. Gerets’le ilgili olarak da yapılan sözleşme stratejik bir sözleşmeymiş gibi oldu. Hocayı ve teknik heyeti eleştirip hem de arkandayız mesajı verirsen tehlikeli iş olur. Bu karmaşık ortamda bazı misyonları olan insanlar var. Futbol görevi verilenler de demek ki bunu iyi yapamadı. Dik duramadılar daha doğrusu... TAKIMIN AĞABEYİYDİM Galatasaray’ın maddi anlamdaki sıkıntılı dönemini nasıl aştınız? Nasıl bir tutum izlediniz? Ben onların hem ağabeyleri hem de dostlarıydım. Futbolda oyuncuların yaşam biçimleri ve davranışları çok farklıdır. Basketbolda böyle değildir. Bunlar eğitim düzeyleri çok iyi olmamasına karşın bir sanatçı gibi kırılgan yapıya sahiptir. Çok etkilenirler, küçücük sözlerden davranışlardan... Bunlarla bir ideali paylaşmak için çok samimi olmak, dürüst olmanız lazım. “Çocuklar siz 2 ay daha para falan beklemeyin” diyordum. 10 gün sonra deseniz ve veremezseniz krediniz biter. Yalan söylemedim onlara. Onların bütün sorunlarıyla ilgilenirken maddi rahatsızlıkları da paylaştım. Aman bunu kapatalım. 15 gün sonra deseler de olmaz diyebiliyordum. Bülent Tulun Galatasaray’ın, ikinci ailesi olduğunu belirtti. (Fotoğraf:FATİH ERDOĞDU) 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle