Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL MART SALI IRKÇILIK KÂBUSU O R H U N G Ü N G Ö R D Ü* S on zamanlarda daha çok belirginleşen sporda ırkçılık hareketleri konusunda önlem almak gerekiyor. Dünyada medeniyetin doruk noktası (!) olarak görülen AB ülkelerinde yoğunluk kazanan çağdışı hareketler gerçekten düşündürücü. Spor “Kişisel veya toplu oyunlar biçiminde yapılan, genellikle yarışmaya yol açan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü” olarak tanımlanabilir. Evrensel kültürün bir parçası, dünyada dili, ırkı, dini farklı insanları birleştiren önemli bir araçtır. Dünya barışına katkı sağlayan bir etkinliktir. Spor, başarıyı elde etmek için harcanan yoğun bedeni, ruhsal ve koordineli bir olgudur. Kazanma ve başarılı olmak için her yolun geçerli olduğu bir yarışma değildir. Fair Play yani “Sporda Centilmenlik ve Hakkaniyete uyma ruhu” ile emek sarf etmektir. Peki, bu olgunun içerisinde ırkçılık yani “İnsanların toplumsal özelliklerini biyolojik, ırksal özelliklerine indirgeyerek bir ırkın başka ırklara üstün olduğunu öne süren öğreti” nasıl karışmaktadır ve bu Irkçılık hareketleri günümüz dünyasında kendine nasıl yer bulmaktadır? Peki, nasıl başlamıştı bu ırkçılık illetinin spor alanlarına bulaşması. Irkçılık hareketleri günümüzde futbolda yoğun olarak görülmekle beraber hemen bütün sporlarda kendini göstermiştir. Sporda ırkçılık olayları 1936 Berlin Olimpiyatları’na da yansımıştı. Adolf Hitler, oyunları bir gövde gösterisi ve propaganda olarak kullanmıştı. Hitler ve felsefesine göre “Maynunsu ırk” olarak nitelendirilenlerden biri olan ABD’li siyahi atlet Jesse Owens çıplak ayakla dört altın madalya kazanıp rekorlar kırmış, ırkçı Hitlerin stadyumu terk etmesine neden olmuştu. Dünyada en çok sevilen ve büyük paraların döndüğü endüstriyel bir hal alan futbolda ırkçılık hareketleri ne durumda dersiniz? İspanya Ulusal Takım teknik direktörü Aragones – Henry arasındaki tartışma futbol dünyasına büyük damga vurdu. Aragones’in Jose Antonio Reyes’e Henry’i kastederek, ‘’çık o pis zenciyi sahadan sil’’ demesi ve bunun basına yansıması tepki çekti. İnsanlardaki kötü imajını silmek için basına demeç veren teknik adam ‘’Ben onu Emre Belözoğlu. oyuncum motive olsun diye söyledim’’ dedi. Bu demeç insanların gözünde değersizdi. Henry’nin ırkçı hareketlere maruz kalması sadece bununla ibaret değil. İngiltere dışında hemen her ülkede ırkçı tezahüratlarla karşılanıyor Fransız futbolcu. PSV maçında yine bu tarz ırkçı hareketlerle karşı karşıya gelen Henry maçtan sonra yaptığı açıklamada “Bir gün bu sahayı terk edeceğim. O zaman yetkililer bunun önemini daha iyi anlayacaklar” açıklamasını yapmıştı. Barcelona’nın yıldız ismi Eto’o İspanya’da ırkçı hareketlere en fazla maruz kalan isimlerin başında geliyor. Neredeyse her maçta maymun tiplemeleriyle yüz yüze gelen Etoo’ya en ağır laf Athletic Bilbao teknik direktörü Javier Clemente’den geldi. Bir dönem İspanya Ulusal Takımını da çalıştıran deneyimli teknik adam A.Bilbao’lu futbolcu Unai’ye tüküren Eto’o’ya “Düne kadar ağaçta oynayanlar şimdi yere inip insanlara tükürüyor” açıklamasını yaparak onu maymuna benzetti. Eto’o’nun Getafe maçında maruz kaldıkları da hala akıllarda. Irkçılık sadece taraftarlara has bir şey değil. Saha içinde de birçok olay oluyor. Futbolcular çeşitli ırkçı semboller yaparak futbolu çirkinleştiriyorlar. Bu konuya en büyük örnek İtalyanların yıldız (!) ismi Paolo Di Canio. Neofaşist selamı vererek büyük bir kesimden tepki alan Di Canio bunun ‘Roma Selamı’ olduğunu ifade etti ve Lazio’nun iyiliği için bunu bir daha tekrarlamayacağını açıkladı. İtalyan futbolcu, Livorno ve Juventus maçlarında yaptığı selam yüzünden 7000 Avro ve 1 maç ceza aldı. En son vereceğim örnek ise belki de en can alıcısı. Yıllardan 1998... Fransa’nın Dünya Kupasını kendi evinde kazandığı yıl. Fransa kupayı kazanmıştır ve Fransa halkı çılgınlar gibi eğlenmektedir. Ulusal Cephe Partisi’nin faşist lideri Le Pen öyle bir açıklama yapar ki bir anda herkes durgunlaşır. Le Pen siyahi oyuncuların fazla olmasını eleştirerek “Bu takım kupa alabilir ama beş para etmez” açıklamasını yapar. Partinin taraftarları ise onlar için “Yalnızca Fransa için gol attıkları zaman seviyoruz” dediler. Yani anlayacağınız AB üyesi bir büyük devletin devlet adamları bile ırkçılık illetine ayak uydurmuşlar. Peki ülkemizde örnekleri yok mu idi sadece dünyadan örnekler verdik. Vardı elbette hemd e sıcak sıcak fırından yeni çıkmış bir örnek vardı. Ulusal futbolcumuz Emre Belözoğlu’nun Everton futbolcusuna İngilizce de argo siyah demek olan “Negro(nigger)” kelimesini söylediği iddiasıyla İngiltere’nin gündemine oturması olayı gündemdeydi. Ben Emre’nin bırakın ırkçılık olayına karışmasını bu kelimeyi söyleyecek kadar İngilizcesi olduğuna bile inanmıyorum. Ama yükselen bir değeri hele hele yabancı bir oyuncuyu karalamak, onu bitirmek, formundan düşürmek İngilizlerin çok defa başvurduğu bir yol. Türkiye de ırkçılık olaylarının örnekleri günümüze kadar yaşanmadı.Tüm isteğimiz böyle çirkin,çağdışı ve medeniyetten uzak bir olayın ülkemizde hiç yaşanmaması. Eeee ne demişler “Eğitim Şart!” * İstanbul Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu (B.E.S.Y.O.) Öğretim Görevlisi. EPosta: orhungun@istanbul.edu.tr. Henry. 2