Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Amerika'da sol, bir zamanlar temel hak ve özgürlükleri savunan ve Vietnam savaşının sona ermesine katkıda bulunan etkili bir güçtü. Peki, bu aykırı sesler şimdi neden pek duyulmuyor? * * ON V& NOT IN OURNAME (f Amerik solu ne f ir ulusun aklından geçenlerin ne olduğunu anlamak için o ülkenin kitaplık raflarına bir göz atmak yeterlidir. Ocak ayının sonunda New York Times'ta yayımlanan en çok satan kurgu dışı kitaplar listesinin ilk beş sırasında şu kitapJar yer alıyordu: 1) Bush Savaşta;2) Uygun Adam (Bush'un eski konuşma metni yazarının Beyaz Saray'daki ilk yılı ile ilgili izlenimleri); 3) Bir Katilin Portresi (Patricia Cornwell'in Kanndeşenjak'ı konu alan kitabı); 4) Yabanıl Ulus ve 5) Önderlik (eski New York belediyebaşkanı Rudolph Giuliani) Michael Moore'un "Aptal Beyaz Adamlar" başlıklı kitabı son derece yürekli ve etUfleyici bir atılımla yedinci sıraya yerleşmeyi başarmış olsa bile, bu ülkenin yazınsal portresi siyasal çizgisinin bir yansımasıymış gibi görünüyor. Beyaz Saray ve her iki meclisin Cumhuriyetçilerin denetiminde olduğu ABD'de savaşçı ve sağa eğilimli bir ~*th durumu egemen gibi. Dünyanın büyük bir bölümü Bushyönetiminden yakınsa ve en azından aşınlıldannı gidermeye çalışsa da, bu yönetimi ancak Amerikalılar başlarından savabilirler. Buda,"ABD soluna ne oldu " sorusunu gündeme getiriyor. Vietnam Savaşı'nı durduran, yurttaşlık haklarının kazanılmasına katkıda bulunup, özgürlük ve insan haklarının ateşli savunucusu Jesse Jackson'ı neredeyse Demokrat başkan adayı yapan siyasal kültüre ne oldu? Bush yönetimine ülke içinden meydan okuyabilecek ilerici güçlere ne oldu? Bu tür soruları yaşamlarını ilerici hedeflere adamış solculara yöneltecek olsanız, çoğu gülüp geçecektir. Sol kanadın haftalık yayın organı Nation'ın editörü Karen Rothmeyer, "Buralarda sol uluorta kullanılan bir sözcük değil. Sağdan sürekli söz ediliyor, amasolhiçdilegetirilmiyor,"diyor Avrupa'da sol değişmez, kesin bir kavram olmasa da, en azından niceliği aşağı yukarı biliniyor. 15 ytl önce solculukla ilgisi olmayan Roy Hattersley şimdi kendisini sola daha yakın hissediyor. Sosyal demokratlar, yeşiller, sendikacılar, komünistler ve Troçkistler, sağcılara kıyasla zamanlarının çok daha büyük bir bölümünü birbirleriyle tartışarak geçirseler de, aynı ortak geleneği ve temel hedefleri paylaşıyorlar. 'Amerikan solu' kavramının çok farklı yorumlara açık olduğunu önesürenNoam Chomsky)"Avrupaemperyalizminintarihinde yeni bir çığır açan, binlerce Amerikalının yalnızca protesto etmekle kalmayıp Washington'dan yönetilen terörist güçlere karşı onlara hem yardımcı olmak hem de biraz olsun korumak için ABD'nin terörist savaş kurbanlanyla yaşamlarını paylaşan, 80'lerdeki dayanışma hareketlerini ele alın. Bu 'solcu' bir eylem miydi? Bugün bir öbek sendika örgütçüsü ve liderle görüştüm. Bunlar 'solcu' mu? Bana kalırsa çoğu 'Reagan yanlısı Demokrat' olmalarına karşın, bunların devletin kapitalist kurumlarıyla ilgili çok genişkapsamlı eleştirilere açık oldukları kesin. Anlayacağınız, bu ülkede işler çok karışık." Amerika'nın ne denli farklı olabileceği son günlerde yapılan savaş karşıtı gösterilerde göze çarpan pankartlardan belliydi. Britanya'daki benzergösterilerle kıyaslandığında, bunlarda dinsellik ( "Tanrı savaşa karşı olanları bağrına basar", "Barış Yahudilere özgüdür ") ve vatanseverlik("Ülkemiseviyorurn,arnahükümetten nefret ediyorum "," Barış Amerika 'nın işi") çok daha ağır basıyordu. Dahası, bu gösteriler eskiye kıyasla daha az sendika odaklıydı tek tük sendika pankartı vardı ve bunlar günümuzde geçerli olan ana siyasal çizgiden farklı bir görüş getirmiyorlardı. Nation dergisinin köşeyazarlanndan Katha Pollitt, "Demokratlarla Cumhuriyetçiler aynı hedefi paylaşıyorlar, her ikisı de büyük parasal kazançlar peşinde. Solculuk olduğunu sandığımız kavram gerçekte birbirleriyle iç içe kenetlenmiş, ancak yerli yerine oturtulamamış tek ya da çift yönlü sorunlar öbeğinden başka bir şey değil. tçinde bulundukları ortamda çok iyi işler beceren kişiler var, ama bunlar seçim sürecine tam anlamıyla asılmıyorlar,"diyor. Güç koşullar altında çok düşük ücretler [•Jf] leişçi çalıştırılan işyerlerine karşı çıkan öğrenciler, çevreciler, feministler, ırkçılık karşıtları, sendika örgütçüleri ve pasifistler var. Bugruplar, Seattleörneğinde olduğu gibi, zaman zaman bir araya geldiklerinde kendi alanları dışında inanılmaz düzeyde etkili olabiliyorlar. Ancak adına ne derseniz deyin ve kökleri nerede olursa olsun, Atlantik'in her iki kıyısındaki yaygın görüşün tersine, Amerikan solu diye bir şey var. Ocak ayında Washington'da yapılan savaş karşıtı gösteride kitlelere, Demokratlardan kopup bir işçi partisi kurarak sosyalist devrimmücadelesinekatılma çağrısında bulunan pankartın altında toplanan çok az sayıda insan olduğu doğru. Ne var ki, "Bomba atacağınıza Bush'u başınızdan atın" ve "Düzen değişikliği yuvadan başlar" gibi pankartların peşine binlerce kişinin takıldığıdabirgerçek. Bunlar kendi başlarına pek bir varlık göstermeseler bile, hükümetin temsil etmediği veyönetimden hoşnut olmayan bir yığını oluşturuyorlar. Gösteriye katılanlar olmasa bile, yürüyüşleri örgütleyenler arasında daha önce başka konulann yanı sıra, Slobodan Miloşeviç'e, Irak ve Kuzey Kore'deki yönetimlere destek veren Marksist bir grup olan tşçi Dünyasi'nın üyeleri