02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9EYLÜL2001.SAYI807 mizleniyor. Öğleden sonra köy lüler, etleri köy meydanına kurulan dev kazanlann içinderakılannıyudumlayarakpişiriyorlar. Bu, sabaha karşı üçe kadar sürüyor ve Rumlarbuğday etkarışımı biryemeği gelenlere ikrâm ediyorlar. 1516 Ağustos akşamı ise şarap, rakı ve mezeler eşliğinde eğlencelerdüzenleniyor, sırtaki yapıhyor. Heryıl ağustos ortasında Rumlann sesleriylecıvılcıvllolanköylerdiğerzamanlarda hayalet şehre dönüşüyor. Zaman akar, insanlar ölür ama yaşanmışhklar bir yere hayat verir ya, Kaleköy, Eski Bademli, Zeytinliköy, Tepeköy ve Dereköy'deki kalp atışlarını duyar gibi oluyorsunuz... Türkiye'nin en büyük köyü olan Dereköy'ün kilisesinde yüzlerce insanın Fener patriği tarafından kutsandığını söyleseniz, kimse inanmaz. 1942 'de adadan göçmüş olan Tepeköylü Madam Sula kış aylannı şöyle anlatıyor: " Bazen kışın da Ağridya 'ya (Tepeköy) gidiyorum. Kimseler yok; papaz, yardımcısı, köyün birkaç yaşlısı, ben ve kediler, köpekler. Kimi gün bir kedi geçse de sevsemdiyesaatlercebekliyorum...". Madam Sula'nın köylüsü Eva ise birkaç y ıldır geliyor adaya. 1962 'de adadan ayrılan Eva, Florida'da Thalimnoslu (Limni) eşi Drosos ile yaşıyor. Eva i le çat pat hatırlayabildiğiTürkçekelimelerveîngilizce ile anlaşıyoruz. Bayramı adada geçirdiği için çok mutlu olan Eva, ailesine göstermek için durmadan fotoğraf çekiyor. Amerikah arkadaşlannın Russ olarak seslendikleri Drosos ise Limnili babaannesinin kendisiyle bazen Türkçe konuştuğunu ve "Boşver, bakalım, maşallah..." gibi bazı kelimeleri hatırladığını söylüyor ve kulağımıza eğilerek ekliyor: "Bir de çok kızdığında söylediği ayıpbir kelimevardı;esekogluesek..." Papazglller gelecekler... Bayram haftasında ada belediyesi tarafından da "Gökçeada Film Festivali" düzenleniyor. Festivale katılan yönetmen, oyuncu, teknik ekip gündüzleri koy koy gezerken akşamları kendilerini bu şenliklerin içindebuluyor. Gecebitince biz de Yeni Bademli 'deki pansiyonumuzadönüyoruz. Sonradankurulmuş suni köylerden biri olan Yeni Bademli'ye baraj yüzünden evleri istimlak edilmiş lspartalilaryerleştirilmiş. Köyün neredeyse tamamı evpansiyonlardan oluşuyor. Bu konuda çok tecrübesiz olan köy 1 ülerden bazılan her geçen yil yeni bir şeyler öğreniyor; bazılan ise olduklan yerde sayıyorlar. Bunun yanı sıra Karabigalılar Eşelek Köyü'nde, Bulgar göçmenleri Uğurlu'da yaşıyor. Birde Dereköy'ünmahallesi olarak yapılmış Şahinkaya var. Bizim pansiyonumuzun sahipleri ise Raziye ve Ramazan önder çifti. Rumlarla sıkı dostluklarkuran Raziyeler'in o akşam misafirleri var: "Papazgil". Eski Bademli ve din adamı bulunmayan diğer köylerin papazı olan Dimıtri Kıkiden ve ailesi, kahve içmeye gelecekler Raziyeler'e. Ramazan Önder adada eniyi anlaştıklan dostlannın Papaz Dimitri Kikiden ve ailesi olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Bıktım bizimkilerden, hep dedikodu. Yıllardır yaptık da ne oldu! Papazgil'in dostluğu bize yetiyor. Onlar bize gelir, biz onlara gideriz. Birlikte yemek yiyip kah Gökçeadah Bartholomeos doğduğu topraklarda (üstte)... Madam Sula (tistte solda) heryıl bayram zamanı Atina 'dan Tepeköy 'e geliyor. velerimizi içeriz " *" , tmroz dünyanın subakımından en zengindördüncüadası. Birçokyerdentatlı su kaynakları çıkıyor. Balıkları ile de ünlü olan adanın koylarının çoğu doğal akvaryum ilan edilmiş. Biz de önce Merkez'e gidip Sotil'den ev şarabı alıyoruz ve ardından Kaleköy'de balık, şarap ve rakı üçlemesini gerçekleştiriyoruz. Güneşin batışı, herhalde dünyanın hiçbir yerinde bu kadar güzel değildir. Bumanzarayı içimize sindirirken piyanist şantörün çıkardığı seslerle hayata dönüyoruz. Oysa böyle bir atmosferde kulaklanmızEge'nin karşı kıyısındangelenezgileriduymakisterdi... Bayram heyecanı bittiğinde Rumlann "Imroz'un balkonu" olarak adlandırdıkla Zeytinli'de Aya YorgiKUisesi'nin bahçesinde bir düğün heyecanıyaşamyor. n Eski Bademli'ye (Ğliki) çıkıyoruz. Terk edilmiş ilkokuldan kuşbakışı adayı seyrediyoruz. Zeytinlik'teki (Ayios Theodori) ' Madam' ın Kahvesi "nde dibek kah velerimizi yudumladıktan sonra Dereköy'e doğruyollanıyoruz. 1950hanesininsadece ellisinde yerleşim olan köydeki hüzünlü havayı soluyoruz. Ertesi gün Gökçeada'ya veda ediyoruz. Saklı Liman'da son bir sessizlik, Kefaloz'daki Tuz Gölü'nde çamur banyosu (Gölün üstündeki tuzlann altını kazıdığınız zaman ortaya vücudunuza sürüp kür yapabileceğiniz, mineral bakımından oldukça zengin bir çamur çıkıyor. Orada beş küryaptığımzdatenininizin yeni doğmuş birbebeğinki gibi olacağını söylüyorlar), YıldızKoyu'ndaharikakayaoluşumlannın arasında yüzme ve Kuzu Limanı... Ülkelerine dönen Yunanlı turist ve tmrozlularla Kabatepe'ye doğru yollanıyoruz. Vapurda tanıştığımız Alfa TV'de ka Patrik Bartholomeos adahların bayramını kutladu meraman olan Eleni ve tekstilci Teo ile sürdürüyoruz seferimizi. Eleni ile TürkYu tam bir saçmalık. Artık yapamıyorlar çün lerle bize bakan Rumlar'da. Adadan ayn nan ilişkilerini konuşuyoruz. Sonuçta iple kü bizler bu oyunu fark ettik ve iki ülke in yaşarkenonlarnedüşünüyorlaracaba,dilime geliveren şu dizeleri mi yoksa: rin daha güçlü devletlerin elinde oldu sanı iyiceyakınlaştı..." Biravuçtoprakdökülürellerimden, ğuna, küçük devletlerin elinden bir Vapur Kabatepe'ye yanaşırken telefon Yine aynı ezgi çalınır kulaklanmda, şey gelmediğine karar veriyoruz. numaralarımızı veriyoruz birbirimize ve Birsisperdesi inergözlerime, Eleni ekliyor: "Kültürü ve yaşam artık Eleni'nin tstanbul'da, Banu'nun da Gördüğüm bu gökyüzü benim değil bilibiçimi bu kadar benzer olan iki Selanik'tebirarkadaşı var... Benimaklım milletin birbirine düşürülmesi ise hâlâ adada bıraktığımız, çekingen göz rim...^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle