03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9 EYLÜL 2001. SAYI 807 tanışıyor. Sesinde hüzün, acı ve bır tür yitiklik içeren bu kadın, kente yeni ayak basmış delikanlının gönlünü çeliyor. Pedro Madrid'deyaşadığı söylenen Chavela Vargas adındakı bu şarkıcıyı her yerde anyor, ama izini bulamıyor. 60'ların sonlannda Madrid ve Barcelonalı gençler sanki Franco ölmüş gibi davranmaya başlıyor. Ama Franco, tam da Pedro oraya gitmeye karar vermişken, Madrid'deki sinema okulunu kapatıyor. Düş kınklığı içindeki delikanlı hippilerle ve anarşistlerle düşüp kalkmaya başlıyor. Hiçbırfilmikaçırmamaya çalışıyor. Bu arada şiir ve öyküler yazıyor ve oyuncularla tanışıyor. Ancak, ona dırengen, kararlı, inatçı ve disiplinli kişiliğini kazandıran askerlik süreciydi. îspanya'da o y ıllar askerlik herkes için bir felaket. Tam âşık olmuşken ya da hippilerle düşüp kalkarken, delikanlı yaka paça götürülüp saçları kesiliyor ve biryıl boyunca askerlik yapması isteniyor. Askerlikten herkes nefret ediyor, ama Almodovar' ın tepkisi daha bir başka oluyor. Bir karabasan olarak nitelendirdiği askerliğe kendi kabuğuna çekilerek tepki veriyor. 12 ay boyunca ağzını bıçak açmadı. Bir zamanlar herkesin gönlünü fetheden küçük çocuk, anababasıyla banşmayı başaran ve Madrid'de bir yığın dost edinen delikanlı artık herkese sırt çeviriyordu. Proust okuyup, yatakhanede hiç hoşlanmadığı seks sohbetlennı dınliyordu. Almodovar' ın askerlik arkadaşı hiç olmadı. Askerliği bittikten sonra, bir süre farklı işlerdeçalıştı. Sonunda, ulusalbirtelefon şirketine girdi. Görevi, eski telefonları yenileriyle değiştirmekti. Burada tspanyol ortasmıfıylatanıştı.tlkmaaşıylakendisine8milimetrelikbirkameraaldı.Çektiği filmleri önüne gelene gösteriyordu. Onun filmleri çok farklıydı; başkalan kavramsal, garip filmler yaparken, Almodovar filmlerinde öyküler anlatıyor, izleyenleri kahkahaya boğuyordu. Telefon şirketinde çalışırken çektiğiilkuzunmetrajlı fılmiyle, iç savaşatakılıp kalan öteki lspanyol film yapımcılan arasından sıynlıp, çok farklı birkonumayerleşti. O, içsavaşı babasıyla yaşamıştı ve herşey çok ilginçti. Pedro Almodovar, bir süredir, ilk kez kimi anılanndan yararlandığı yeni bir senaryo üzerinde çalışıyor. önümüzdeki yıl gösterime girmesi beklenen "La Mala Educacion" (Kötü Eğitim) adlı fılmin bir bölümü60'hyıllardageçiyor. Bubölümde Almodovar kendi öğrenci lik günlerinden yola çıkarak, papazlarla okul çağındaki gençler arasındaki gergin ve ikiyüzlü ilişkiyi irdelıyor. Filmin ikinci bölümü 80'lerin Madrid'inde geçiyor. Uyuşturucu bağımlıl ığı, cinsel özgürlük ve her türlü çılgınlığın damgasını vurduğu bu günlerde, artık otuzlu yaşlanna gelmiş olan gençler kendilerini,Pedro'nundabüyükkeyifaldığı, kent yaşamınm içinde buluyorlar. Almodovar bu filmin çekimleri konusunda biraz huzursuz, zira çocuk oyuncularla çalışmak zorunda. Çekim sırasında çocukların, tıpkı dinsel eğitimin kendisinde yarattığı türde, biryara alacaklanndan korkuyor. Kadınlara fazla bir rol düşmediğinden, bunlan arkadaşlanna vermeyi düşünüyor. Tam anlamıyla bir özyaşamöyküsü sayılmasa da Almodovar fılmde "okul denen cehennemle" ılgili izlenim ve deneyimlerini yansıttığını dıle getiriyor.^ Vanity Fair'den çeviren: RlTA URGAN BAŞKENT GUNLERI Sonbahar yapraklan... MÜŞERREF HEKtMOĞLU K imiGöztepe'den, Erenköy'den, Ankara'dan Kız üsesi'nden, ya da Dil Tarih Fakültesi'nden. Kimi çağnyla, kimi çağnşımla geliyor karşıma. Bır anlık buluşmada nereiere uzanıyor yolumuz. Embi Eralp'in nişanını kutlarken baba Eralp gülümsüyor uzaktan. Neler canlanıyor gözümde. Başkerrtin ilginç bir dönemi. Orhan Eralp değerli bir diplomat. Merkezde önemli görevi var, sonra Stockholm, Belgrad elçilUderi. Üçüncü dünya merkezinden New York'a gidecegını söylüyorum, gülüyor ama düşüncem gerçekleşti. Belgrad'dan sonra New York'a atandı. Kürsülerde güzel parladı, Ankara'ya dönerken topluluğun partak bir sozcüden yoksun kaldığını yazdı dünya basını. ** * Orhan Eralp: Başkent yaşammda iz bırakan bir diplomat evlerde genç ölüler de var, sonbahar yapraklan erken kopuyor dallardan. Erken aynlığın hüznünu Yeşılbahar Sokağı'da yaşıyor kaç gündür. Çoktan Cinnah'a taşındım, hayli başkentli de oldum ama uzun yılların biıiıktelığıni Yeşilbahar'da yaşıyorum son günlerde. Evler, balkonlar, pencereler boş kaldı. hfet Orbay'la dolaşıyorum bahçelerde, yollarda. Adım başında göz izi var. Yaşam bu galiba. Ama o boşluklan hıssetmek de güzel bir olay. Sevgiyi vurguluyor her şeyden önce. Severek yitirdiklerimizi, sevgınin gücünü. Yitik sevgıliler daha çok yaşıyor bence. Biz de ikinci bahan yaşıyoruz galiba. Güzel birfikteliğimiz çıplak dallarda oluşuyor yaprak dökümüyle. 4 BugUn de neler yazıyorlari Anılannı yazmadı Orhan Eralp. Dar çevresiyle paylaştı yalnız. O zaman Istanbul'da oturuyorum. Kimi zaman o çevrede yer aldım, güzel şeyter dinledim Orhan Eralp'ten. Keşke yazsaydı onlan! Siyasal tarihimize başka bir açıdan ışık tutardı bence Jale Eralp bir gün yazar mı acaba? Mizanoğlu kardeşlerin biri olarak onun da çok ilginç anılan var. Orhan Mizanoğlu, NHOfer Reddy'nin, Lale Kura'nın anılanyla bir başkent belgeseli, renkli bir mozayık oluşabilir bence. Emin Eralp'in nişanlısı Slbel Sezer Bazoğlu da başkent kökenli bir kız. Onu uzaktan tanıyorum ama annesıyle dostluğumuz var. Prof. Duygu Sezer Bazoğlu. Başkent gündeminde yeri olan bir bilim kadını. Uluslararası ilişkilerde yoğun trafiği var. Toplantılara katılıyor, bildiriler yayımhyor, söyleyecek sözü var. Aynca şık ve güzel. Kimi kişiler her şeyi eş duzeyde güzel taşıyor değil mi? Yaşamın gizemi de bu galiba. Nişanlar, nikâhlar, düğünler arasında sonbahann hüznü, dost çevremdeki yaprak dökumü de var elbet. Nikâhtan çıkıp camı avlusunda buluşanlar da az değıl. "Güz Yapraklan" şarkısını da çok söyluyor başkentliler. Kimi Pedro Almodovar'myaşamından kesitler, evinden aksesuvarlar... ölü yapraklartn da soluğu var.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle