Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 j» müz dünya düzeniyle Roma, Çin, Amerika lmparatorluklan arasındabenzerlikJerin gösterilmesini gerektirir), asıl olarak teorik bir yaklaşim isteyen bir kavram olarak kullanıyoruz. Imparatorluk kavramı temelde sınırlann yokluğuyla nitelenir; Imparatorluk yönetimi sınırtanımaz. Demek ki, Imparatorluk kavramı her şeyden önce uzamsal bütünü etkili bir biçimde kavrayan/kıskaca alan, ya da aslında bütün "uygar" dünyaya hükmeden birrejimdemektir. Hiçbirtopraktemelli sınıronun hükümranlık alanını belirleyemez. Ikincisi, Imparatorluk kavramı fetihler sonucu ortay a çıkmış bir tarihle rejimi değil, tarihi etkili bir biçimde askıya alan ve böylelikle mevcut durumu ebedi kılan bir düzeni anlatır. Imparatorluk açısından gelecekte her zaman olacak budur ve geçmişte de her zaman bu anlama geliyordu. Başkabir ifadeyle, Imparatorluk yönetimini tarihin akışı içinde geçici bir uğrak olarak değil, hiçbir zamansal sının olmayan ve bir anlamda tarihin dışındaki ya da tarihin sonundaki bir rejim olarak sunar. Üçüncüsü, Imparatorluk yönetimi toplumsal dünyanın derinliklerine uzanan toplumsal düzenin bütün kay ıtlarını işler. Imparatorluk bir toprak parçasını ve bir nüfusu yönetmekle kalmaz, bizatihi kendi yaşadığı dünyayı da yaratır. Imparatorluk insani etkileşimleri düzenlemekle kalmaz, doğrudan insan doğası üzerinde de hâkimiyet kurmaya çalışır. Imparatorluk yönetimınin nesnesi bütünlüğü içinde toplumsal hayattır ve bu yüzden Imparatorluk biyogücün paradigmatik biçimidir. Son olarak, Imparatorluk pratiği sürekli olarak kana bulanmakla birlikte, Imparatorluk kavramı kendini hep banşa tarih dışı kalıcı ve evrensel bir banşaadamıştır. Karşımıza çıkan tmparatorluk muazzam baskı ve yıkım güçleri kuşanmıştır ama bu gerçeğe bakıp hiçbir biçimde eski tahakküm biçimlerinin nostaljisine kapılmamalıyız. Imparatorluk'ageçiş veonun küreselleşme süreçleri özgürlük güçlerine yeni imkânlar sunar. Kuşkusuz, küreselleşme tek bir şey olmadığı gibi, bizim küreselleşme olarak tanıdığımız çok yönlü süreçlerbirleşik ya da tek sesli de değildir. Bize göre, politik görevimiz sadece bu süreçlere direnmek değil, onları tanımak ve yeni sonuçlara yönlendirmektir. Imparatorluğu ayakta tutan çokluğun yaratıcı güçleri aynı zamanda özerk olarak yeni karşıImparatorluk, küresel akışlannvemübadelelerinalternatifbirpolitik örgütünü kurma kapasitesine sahiptir. Somut bir alternatif yaratmak kadar Imparatorluk'a karşı koyma ve onu yıkma mücadeleleri de bu aynı emperyal arenada cereyan edecektir; aslında bu tür yeni mücadelelerdahaşimdidenfilizlenmiştir. Çokluk, bu ve benzeri birçok mücadeleden geçerken, bir gün bizi Imparatorluk'u geçip ötesine taşıyacak olan yeni demokratik biçimler ve yeni bir kurucu güç keşfetmek zorunda kalacaktır. ^ Bu kitap KörfezSavaşı'nın hemen ardından yazılmaya başlandı ve Kosova'daki savaş başlamadan önce bitirildi. Dolayısıyla okurargümanı Imparatorluk'un kuruluşundaki iki belirgin olayın orta noktasına yerieştirmelidir. CUMHURİYET DERGİ Bolşoy Balesi'nin dünyaca ünlü başkoreografı Yuri Grigoroviç Bolşoy'un dört büyük dansçısıyla Türkiye'ye geliyor. îstanbul, Ankara, îzmir ve Bursa'da iki benzersiz baleyi, Spartaküs ve Don Kişot'u sahneleyecek. . Bolşoy Balesi Başkoreografı Yuri Grigoroviç sorulanmızı Spartaküs Balesi 1013 Eylül'de htanbul Maslak'taki Parkorman 'da... yanıtlıyor. iki benzersiz gösteri Bi niyaptığıbiraşkmasalı. Dünyadailkoynanışı Leningrad Kirov Opera ve Baleolşoy Balesi 'nin dünyaca ünlü si 'nde gerçekJeşti (23 Mart 1961). Korebaşkoreografı Yuri Grigoroviç ografisini Grigoroviç yapmış, ünlü sah| yönetimindeki bale topluluğu, ne tasarımcısı Simon Wirsaladze dekor iBolşoy Balesi'nin dört büyük ve giysilerini hazırlamıştı. solist dansçısı (onlar bu soy dansçılara, Dünyanın en ünlü klasik bale koreogsüper star diyorlar) ile 826 Ey lül günle rafı olarak bilinen Yuri Grigoroviç ve rinde Türkiye'ye gelecek; Îstanbul, An sahne tasarımcısı Simon Virsaladze'nin kara, lzrnir ve Bursa'da klasik bale reper Ferhat ile Şirin'de ilk kez birlikte çalıştuvannınbenzersiz iki balesini, Spartaküs ve Don Kişot'u sunacak. 10111213 Eylül günlerinde "Spartaküs", 171819 Eylül'de Don Kişot IstanbulMaslak'taki Parkorman'da. "Spartaküs"ün bestecisi Aram Haçaturyan ve L. Minkus'un "Don Kişot balesi. Her iki balenin yorumunu XX. yy ve Milenium'un aşılmayan koreografı Yuri Grigoroviç yaptı ve sahneye koydu. Grigoroviç, yıllar önce Uluslararasılstanbul Festivali 'ne Bolşoy Opera ve Balesi 'yle iki kez katıldı ve Açıkhava Tiyatrosu'ndaunutulmazgösterilersundular. Daha sonra, Nâzım Hikmet'in yakın dostu olan Grigoroviç ÎDOB'da (19992000) kendi koreografisini sahneye koymak içın lstanbul'a geldi. 4 Mart 2000'de Îstanbul Devlet Opera veBalesi'nde; ünlüozanımızNâzım Hıkmet'inbirtiyatro yapıtı olanFerhatlleŞirin'i sahneye koydu. N. Hikmet'in librettosunuGrigoroviç'le yazdığı, Arif Melikov'un müziği Koreograf Yuri Grigoroviç... HAYATİ ASILYAZICI mışlardı. Bunun bir başJangıcı vardj. Ancak Ferhat ile Şirin'deki ışbirliği tırmanışa geçti. 20. yy'dases getiren klasik Rus balesinde çeşitli atılımlan gerçekleştiren ikili diye bale tarihine geçtiler. Moskova'daki Bolşoy Opera ve Balesi'nde görkemli yapıtlara imza attılar. Îstanbul 'da (İDOB) gerçekleştirdiği "Ferhat ile Şirin" olayı, nitelik ve nicelikleriyle değerlendirildiğindegerçekbirsanatolayıdır. Hem Nâzım Hikmet'in vasiyeti yerine getirilmiş oldu, hem de kolektifbir başansağlandı. Grigoroviç' i 1967 yılından bu yana tanıyorum ve tüm çalışmalannın tamamınayakınını izlediğim için biliyorum. Ne ki, Bolşoy'dan aynldıktan sonra (Bolşoy'da 30 yıl başkoreograftı) Krasnadar Balesi' ni kurdu; devlet destekl i bir bale topluluğudur. Rusya'nın, Türk Cumhuriyetlerinin hangi kentine gitseniz, bir ya da iki sahneye koyduğu bale yapıtını göile Şirin'in siyasal içeriklerini diyalektik açıdan yorumlar. 2002 Nâzım Hikmet'in 100. doğum yıldönümü. Yuri Grigoroviç, Ferhat ile Şirin'i (orada Aşk Masalı diye oynanıyor) Bolşoy Opera ve Balesi 'nde yeniden sahneye koyacak ve önümüzdekidönemdeaynıtopluluklaTürkiye'ye gelecek Grigoroviç. Bolşoy Opera ve Balesi Başkoreograflığına yeniden getirildi. rebilirsiniz. Spartakiis balesi ile Ferhat