02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9EYLÜL2001 SAYI 807 dan başlayarak lokantanın müşteri kısmına doğru kıra kıra gitti ve odunu orada bırakıp kaçtı. Yan sokaktan kayboldu. Canhıraş sesler yükseldi lokantadan. lçerisi doluydu. Façyo adanın en nezih lokantasıydı. Bu lokantaya çok temiz giyinerek gelinirdi.Kadınlannbeyazdanteleldivenlerle geldiklerini hatırlıyorum. Gece dokuzsularıydı. Insanlann kaçıştığını gördüm. O saate kadar lstanbul 'da yaşananlardan haberimiz yoktu. Sağımızda solumuzda Rumların dükkânları vardı. Bu dükkânların hemen ışıklannın söndüğünü gördüm. Bir bir kapanmaya çalışıyorlardı. Fakat mümkün değildi kapatmalan. Mahalle aralanndan fışkıran tanımadığımız insanlar, etrafa saldırıyorlardı. Bu adamların Kartal 'dan motorlarla geldiklerini sonradan öğrendik. 200'ü aşkın adamın adayı istila ettıği söylendi. Ellerinde demir levyelerle sergiden aldıklan odunlarla ve özel hazırlanmış sopalarla dükkânları kırdıklannı, içerileregırdiklenni hep gördüm. Hedeflenni önceden tespit ettiklerini tahmin ediyorum. O zamanlaradada Karamürselli kabzımal ve manavlar vardı. Demokrat Partı sempatızanıydılar. Bunlann önderliğinde hareket ediyorlardı. Zaten tabelalar vardı dükkânların önünde. Bakkal Lefter, Manav M ihal gibi. Bu arada bizim dükkân da nasibını aldı yağmadan. Baltaylakepengıne vurulduğunu gördüm. Elimde Türk bayrağını sallayarak burası Türk evi, Türk evi diye cılız sesimle bağırdıgımı hatırlıyorum. Babam yanlış yere vuruyorsunuz diyebağırarak aşağıyaindi.Eviniçinden merdivenle ıniliyordu dükkâna, ben de merakla aşağı ındiğimde, kezzap şişelerininkınlarakpırinçlerinfasulyelerinüstlerine dökülmüş olduğunu gördüm. O zaman polis belediyezabıtası görevini deyapıyordu. Sucu Marika'nın kaldırımına benzin dökülüp tutuşturulduğunu gördük. Bağırtı çığırtı yükseliyordu, sizi öldüreceğiz, sizı yakacağız diye... Marika'nın üst katında Madam Margarini diye bir hanım oturuyordu. Belli ki niyetleri kötüydü. Kadın çocuklannı alıp kaçtı. Babam bu olanlan görmemizi istemiyordu, bizi aldı, amcamın dörtyoldaki evine götürdü. Orada da bir sürü rezillik seyrettik. Bir adambu gece lOtaneRumuüst üste koyup kesmezsem bana da... deme Yaşar Tanrıverdi, kızıSemiha luımverdi ve Urania Franff arkadaşlarıyla yerdesürüklüyordu. Içındeki yemeklerhertarafa dağıldı. Pislikten başka bir şey yoktu. Yerler balçık yağlar, şışekınklan,yemekartıklanylakaplıydı. Çok geç vakitte adaya bahriye askeri çıktı. Iki bahriye askerinin süngü tak vaziyetinde silahı doğrultarak "Evlerinıze.. yoksa vururuz" dediğinı duydum, başlarında da bir başçavuş ya da gedikli birinin olduğunu gördüm. Ikaz ediyorlardı sadece. Herkesi evlerine gitmeye çağınyorlardı.Tutuklamalar sabah, sanıyorum, şikâyetler üzerine başladı. Sabah babam dükkânı açtı, biz de gıttik, Açlıktehlikesivardiyeinsanlarbakkallara hücum ettıler, adada zaten üç tane Türk Müslümanbakkal vardı. Babamındükkânının önünde kuyruklar oluştu. Raflarda mal kalmadı. Babamın iade için ayırdığı kurtlu makarnalar vardı, olsun biz yeriz diye alındı. Fınnlann sahıbı Yamalak isimli birRum'du, fırınlan daberbatetmişlerdi, ekmek imalatı durdu. Panik vardı. Bakkal Lefter Polıs geldı dükkâna, karşımızdaki bakkal Lefter'e gıdip bugün satış yapmamasını söylememi istedi benden. Babam da müdahale etti, sen gidip söylesene dedi, adam cesaretlenip gidemedi, bir hamal buldu, ona söyletti. Çocukluk işte, gittim ne söyleyecek ne işitecek diye. Lefter çöpleri boşaltıyordu raflardan, çünkü her şey çöp olmuştu. Hamal, bugün satış yapnıak yasakmış deyince isyan ettiğini gördüm, "Ne var ki ne satacağım" diyerek ellerini iki yana açtı. Ki bu Lefter, 50'den sonra DP dönemınde Nizam muhtarlığı yapmıştı. Bu işlere karışanlardan biri bizim çok yakınımızdı. Atınüstünde ellerinde Türk bayrağı, arkadaşlanyla birlikte Aya Yorgi'yepapazın sakalını kesmeye gidiyoruz diye bağınyorlardı. Babamla dayım karakola gidip ihbarettiler, ve engellenmesıni söylediler. Jiple yan yoldan çevrildiğini duyduk. Evlere saldın sırasında cana yönelik bir şey olmadı. Saldırıya uğrayanlar birbirlerine kaçmışlardı. Polisten hiçbir müdahale olmadı. Zaten sonradan ortaya çıktı ki bu, hükümetin bir kompolusudur ama endaze kaçınlmıştır. 1950'li yıllarda işyeri sahiplerinin çoğu gayrimüslimdi. Yüzde 70 Rum'du. Türk esnafa çok da iyi gözle bakılmıyordu. BabamailkgelenmüşterilerdenbirideNaili Paşa idi. MacıtGökberk'in babası. Is*r Yorgo Frangopulo 'nun çini Jabrikası vardu taçyo ailesinden Niko Façyo... sinlerdıyenaralaratıyordu. BırkörNezir vardı, şişelerini almış, içebildiğini içmiş, içemedığini koltuğunun altına doldurmuş gidiyordu. 67 Eylül zenglnlerl... Yağmacıhk yapanları gördüm. Bir takım insanlann onlara müdahale ettiklerini gördüm. Kasa soyanlara, mal kaldıranlara yapma diyenleri gördüm. Bir yandan yıkıp yakıyorlarbir yandan da yağmalıyorlardı. Sonra 67 Eylül zengini tabir edildi bu insanlar. Çok kişiyi tutuklayıpBalmumcu Kışlası'na götürmüşlerdi. Hamallık yapanlar, köftecilik yapanlar veya parasız pulsuz olanlar mal mülk sahibioldular. Buşahıslarparmaklagösterilip 67 Eylül zengini diye damgalandılar. Sonları nasıl oldu? Çoğu lnleyerek öldü. Kimineinmeindi. Bunlardanbirihâlâhayatta ama bitkisel gibi bir hayat yaşıyor. Evleredesaldırdılaramayalnızcamları kırıyorlardı. Evkonusundabirazmütereddit idiler. Aynı evleraynı zamandakiracılaradaveriliyordu.Kiracınınmilliyetini, dinini bilmiyorlardı. Bu işin kılavuzlannın Demokrat Partili olduklan belliydi, zira CHP'lilerin evlerine de zarar verdiler. En bariz örnek bizim dükkândı. Sabah Çarşı kokudan geçilmeyecek durumdaydı. Façyo lokantasının ortaklanndan Mösyö Yuvanoğlu'nun arkadaşı bir Türk, bir sandal halatıyla vitrinli buzdolaplarını devırmeye çalışıyor, buzdolabını Ahmet Tanrıverdi (solda) annesi Yaşar Hanım, babası Fahri Bey ve kardeşleri (60 öncesi). Ahmet Tanrıverdi'nin (solda) Prinkipo 'su eski ada günlerinifotoğraflarda koruyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle