Katalog

30EYLÜL2001.SAYI810 ••fi'm ayına dek 6090 kadın fuhuş yaparken yakalanmış. Fakat yine bu istatistiklere göre, Romanyalılann sayısı azalmış. Bunakarşın Moldova'nın payı artmış. Şunu eklemek istiyorum burada: Sözkonusuteksuç fuhuş değil. Dolandıncılık, hırsızlık, izinsiz çalışma, pasaport, vize yolsuzluklan, hatta cinayet gıbi suçlar da var. Moldova için şunu eklemem gerekiyor: Bu ülkeden toplantıya katılan hâkim arkadaşlar vardı. Onlarbudurumdan sonderece üzgünler ve söylediklerine göre, Moldova'da medya aracıhğıy la veya diğer kanallarla kadınlan bilinçlendirmeye ve gitmemeye teşvik ediyorlar. Bu çahşmalann az da olsa düşüşü sağladığını belirttiler. Bu durumla mücadele için biliyorsunuz, AB'de AvrupaKonseyi'nde veBM'debirtakım çalışmalar, ortak eylem kararlan var. En kapsamlı olanı, B.M.'in "Sınır Aşan Organize Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi" ki, buna "Palermo Sözleşmesi" de diyoruz. 12 Arahk 2000 tarihinde yapılmıştır. Buna bağlı ekprotokol, "InsanTicaretini, özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretini önleme, Yoketme ve Cezalandırmaya Yönelik Protokol"dür. Bu protokolleri Haziran2001 itibanyla 126 ülke imzaladı. Bunu hemen imzalayan ülkelerden biri Türkiye ama henüz onay lanmadı. Bunun acilen onaylanıp, iç hukuka yansıtılması gerekir. Bunların içeriği konusunda bir iki çarpıcı örnek verebilir misiniz? örneğin, iç hukukta ne değiştirecektir? Bu sınır aşan örgütlü terör suçlanna karşı, B.M. 12 Arahk 2000 tarihli sözleşmenin amaçları arasında, ulusal hukuk sistemleri arasındaki farklıhkları yok etmek de var. Homojen, armonize edilmiş bir hukuk sistemi oluşturmak isteniyor böylece. Bir çerçeve norm oluşturmak ve bu sınır aşan suçlardan elde edilen ürünlerin izini sürmek, bu organize suç örgütlerini çökertmek. Tabii tanıklann korunması ve tanıklık etmelerini teşvik etmek de gerekiyor. Çünkü bu alanda aleyhte tanıklık edenlerin yaşamlan tehlikededir. Onlara geçici oturma izni vermek gibi hususlarda yardım da söz konusudur. Bu sözleşme uluslararası hukuk belgesi olduğu için bunun iç hukuka yansıtılması gerejrir. Bizim Ceza Yasası ve Ceza Usul Yasası tasanlanndabununla ilgili özel hükümleröngörülüyor. Yani iç hukukumuza yansıtmayaçalışıyoruz. Bunlann acilen çıkması gerekiyor. Eğer, kendi hukuki yapımızdayoksa, bazı suçları tesis etmek zorundayız. Diğer devletler için de böyle. Mesela çıkar amaçlı örgütlere katılma, onları organize etmek, yönetmek, işlemlerini kolaylaştırmak, danışmanlık yapmak suç olmalı. Sonra, kara parayı aklama sorunu var. Bu yok edilmeden de mücadele olamaz. Kara para derken, yalnızca nakit paradan söz etmiyoruz. Bu her türlü geliri kapsıyor. Tabii aynca yolsuzluğun suç haline getirilmesi de gerekiyor. Buağırsuçlaruluslararasıbirnitelik taşıyorsa ve çıkar amaçlı suç örgütü tarafından işlenmişse, bu sözleşme ve bağlı olarak tesis edilen iç hukuk kurallan uygulanacaktır. Bu organize suç örgütlerinin finans ve hukuk kurallan bakımmdan cennet köşeleri bulduklannı hepimiz biliyoruz. Onedenle de işbirliği gerekliliği üzerinde duruluyor. Ek Protokolde ise, daha çok mağdurlann rehabilitasyonu, onlann ve tanıklann korunması, suçlulann da ce zalandınlması düzenleniyor. Sorunun kaynağında ekonomik nedenler var, diyoruz. Bu alanda neler yapılmalı? Sözleşme ve ek protokolde bu yönde düzenlemeler ve öneriler var mı? Yaptığımız toplantının bir oturumunda da ekonomik küreselleşmeyitartıştık. Bu ekonomik düzenin kadınlar ve çocuklar üzerindeki yıkıcı, aşağılayıcı ve onlan mağdur duruma düşürucü nedenlerini ve bunlar için bütün hukümetlehn, kamuoyunun, uluslararası örgütlerin dikkatlerini çekmek gerektiğini tartıştık. Bunu deklarasyona da koyduk. Eğer bu olaylann gelişmesini besleyen kaynak ortadan kaldınlmazsa, sınır dışı ederseniz, dönüp kendi ülkesinde açlığa mahkum oluyor. Bunlar ya gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerden geliyorlar. A.B. ülkelennden böyle bir geliş yok. Ekonomik küreselleşmenin ve finans pazarlannın bu ülkelerdeki manipülasyonlan nedeniyle zaten zor durum Insan ticareti, dünyanın başmı ağntan sorunlardan biri... Kadınlar ve çocuklar beden ve emek istisman ile ilk sırada... Dünyada bir yıl içinde dört milyon kadın suç örgütlerinin elinde cinsel istısmara uğradı. Suç örgütlerinin bu ticaretten kân yedi milyar dolar... Hukukçu kadınlar, bu kara tabloyu yırtmaya çalışıyor. lede olayın bu yönüyle ilgili sorunlar, önlemler gündeme geldi mi? Biliyorsunuz, fuhuşla ilgili olarak bir kadın yakalanınca, sağlıklı kontrolü yapılıyor. Kadın yabancı da olsa aynı biçimde, cinsel birhastaliğının olup olmadığı araşünhyor ve sınır dışı ediliyor. Yalnız burada bir parantez acayım, önemli çünkü. Yabancı kadın bu durumda yakalanınca, sınırdışı ediliyor, dedım. Ama ülkesine gönderi1 inceye kadar kalacağı bir yer yok. Böyle olunca gönderilmelerinde vs. sorunlar yaşanıyor. Bunlara "Korunmalı Banndırma Merkezleri" kurulmalı. Bunabildirgemizdeyerverdik. Bunun maliyük getireceğini biliyoruz ama Türkiye 'nin yararlanabileceği bazı fonlar var. STOP 2 ve DAFNE programlan var. Bunlardan yararlanıhp bu merkezler kurulabılir. Orada banndırılacak kadınlara eğitim de verilebilir. Sorunuza dönersek: Şimdi kadınlar sağlık kontrolüne alınıyor ama erkekler için bir HKF Başkan Yardımcısı Ayşen önen... Hukukçu Kadınlar lstanbul'da, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği'nin konuğu oldu... da olan ülkelerin, daha da zor duruma düşmeleri kaçınılmaz. Ağır borç yüklerinin sadece faizini ödeme durumunda kalan ülkelerin kadınlar için özel ref ah programlan yapmalan imkânsız. Bu nedenle de dış borç yükünün kaldınlması lazım. Yani bu ekonomik sistemi yeniden tartışmak ve çözüm üretmek lazım. Bu alanda bazı çalışmalar var dünyada. Sivil örgütler de bu alana daha fazla eğiliyorlar. Hukuki düzenlemeler tek başına yeterli değil artık. Toplantıda "Fuhuşta müşteriye de ceza verilsin" önerildi, bu ne kadar gerçekçi, bu konuda ne düşünülüyor? Böyle durumlarda müşterinin hiç suçu yok mu,diye düşünülüyor. Hakltdırbuso ru, yerindedir. Talep olmazsa, arz da olmaz ya da düşer en azından. Burada çocuklar yani 18 yaşın altındakilerin, herbiçimdeki cinsel istismannda hiç tartışmasız müşteri decezalandınlmalıdır. Aracılar zaten cezalandınlıyorlar. Bu koşullarda ilişkiye girenlerin cezalandırılmalannı sonuç bildirgesine koyduk. Ama 18 yaş üstündekilerle ilişkiye girenlerin cezalandınlması konuya tam bir çözüm getirilebilir mi, büemiyorum. Çünkü daha önce belirttiğimiz gibi, asıl neden ortadan kalkmadıkça, bukez yeraltınainecektir. Karmaşıkbirkonu. Esldden cinsel ilişldyle geçen bazı hastalıklar vardı ama ölümcül değillerdi. Oysa şimdi AIDS var. Fuhuşla mücade şey yok. Yine eğitim diyeceğim. Herkesin gerek medya ve gerekse diğer kanal larla eğitilip bilinçlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Teşekkür ediyorum. tsterseniz "tnsan ticareti suçu"nu bir daha yineleyelim. Haklısınız. Insan ticareti: Tüm insanlann ama özellikle kadın ve çocuklann sınır aşan şekilde örgütlü olarak tehdit, cebir, baskı, hile, aldamia, kaçırma, yamltma, istismaramacıylatoplanması,taşınması; fuhuş ya da diğer biçimde cinsel olarak ıstismaredilmesi,zorlaçalıştınlmasıdır. Mağdur olan kimsenin rızasının olması da suçun teşekkülunü ortadan kaldırmıyor. ^ KADINA VE COCUGA HUKUKİ, EKONOMİK VE SOSYAL DESTEK... Ayşe önen Uluslararası Hukukçu Kadınlar Federasyonu'na ilişkin şu bilgileri verdi: 1928'de, Paris'te kuruldu. İlk amaç, hukukçu kadınlar arasında mesleki bir işbiıiiği yapıp kadın haklarını ileri boyutlara götürmekti. Zamanla amaçlar genişledi, özellikle kadın, çocuk ve aileye ilişkin ekonomik, hukuki ve sosyal statülerini geliştirecek birtakım karariar alındı. Federasyon üyeleri arasında çok sıkı bir iletişim ağı var. Sirküleıier veriliyor, toplantılar yapılıyor. Her üye ülkede kadın, çocuk ve aileye ilişkin hukuki gelişme ve değişimler, olumlu ya da olumsuz, bildiriliyor. Olumlulan kendi ülkemize taşryor, olumsuzlara çare anyoruz. Neler yapılabileceğini araştınyoruz. Çalışma mekanizması şöyle işliyor: Üç yılda bir genel kurul yapılıyor ve her sene üye devletierden birindeki bir şehirde Konsey toplantısı gerçekleştiriliyor. Biz Istanbul'dakı toplantıyı, Genişletilmiş Konsey Toplantısı şeklinde yaptık. Bu toplantılarda her zaman bir ana tema seçeriz. Ana temalar genellikle B.M. Kadın Komisyonu'nun çalışmalan doğrurtusunda seçilir. Bu sene, bu konu hem uluslararası örgütlerin, hem de bizim gündemimizde olduğu için sectik. Türk Hukukçu Kadınlar Demeği ise, 1968 yılında kuruldu ve hemen ardından Federasyona üye oldu. Federasyon hukuki araştırmalar yapıyor, sorunlan takip ediyor. Aynca B.M, FAO, UNİCEF, UNESCO gibi, bazı uluslararası örgütlerde danışmanlık sıfatına sahip. Aynca birçok örgüte de gözlemci srfatryla katılıyor ve çözümler üreterek, danışmanlık görevi yapıyor. Türk Hukukçu Kadınlar Derneği'nin merkezi Istanbul... ^