Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
hâlâ IzmirdZ Yahudiler tzmire zorla çıkmak Jstiyorlar Üterlerinde külKyetli mikt«rd» para okluft Ç«kya Mıuevileri dün gemiyi kadcbrmak UtKcn kapUna I t u n n ettfler // Ağustos 1939, Parita lzmir'de... ederiz ki, bu niyetlerini tahakkuk ettirebilmişolsunlar. Filistin'den yani kendi topraklanmızdan da aldığımız vaade rağmen kovulunca, Rodos'a uğradık. Orada bize, toprak değil, içecek subile vermediler. Ve gemimizi iki kruvazörle çıkardılar. Hatta ince nükteli, kahnyürekJi Italyan polisleri 'Seyahattatlı şeydir. Herkes bu saadetinizin hulyasını çekiyor. Elinize fırsat düşmüşken, dolaşın dolaşabildiğinizkadar!' diyebizimlealay bileettiler. Son ümidimiz Türk milletinin ezeli ve büyük şefkatifıe, merhametine sığınmaktı. Bugün bu ümitten de mahrum kalmış bulunuyoruz. Midelerimiz yan tok ve maneviyatımız tamamen ölü olarak buradan aynlacağız. Galiba nereye gideceğimizi de sormuştunuz. Tekrar Filistin'e dönmek karanndayız. Gideceğiz, ve zorla gemiyi karaya oturtacağız. Bizi ya alırlar, ya da öldürürler. Zira yapılabilecek hiç bir teşebbüsümüzyok. Sözümüzübitirmeden evvel, hakkımızdaçıkanldığını işittiğimiz bir iftirayı söyliyelim. Merhametli Türk halkma hitap etmesi için hazırladığımız bir band üzerine 'Ekmek, su, alkol isteriz!' cümlesini yazmıştık. Bizi bekliyen memurlardan öğrendik ki, bazı kimseler, 'Şunlarabak' demişler, 'sıkılmadanbir de içki istiyorlar!' Siz onlara lütfen yazın ki, biz alkolü içmek için istemedik; onu yaralanmızasürecektik..." '' ( Evegidelimartık. '" J li * Saat 12 'de kalkacak olan vapura kömür veren dubanın üzerinden resim alıyoruz. Memurların hiç kimseye zaran olmayan müsamahalan sayesinde birtaraftan dakonuşuyoruz. içlerindenbirisi gülüyor ve: ' Bu gemiye iyice alıştık..' Diyor. Geminin başındaki Parita kelimesinde bulunan harflerin yerlerini değiştireceğiz. Bu suretle bu gemi de bizim 'Patria'mızolacak. Zatenbundanbaşka vatan bulacağımıza da ümidimiz kalmadı!' Birkadın: ' Ne olur, diyor, sahile gidin de, bize bir kutu toprak getirin. Toprak kokusuna hasretiz!' Zavallı çocuklardan birisine soruyorum: ' Nereye gidiyorsunuz?' <J içini çekerek önüne bakıyor: ';~' ' ' Bilmem!' diyor. Sonramasum, safve samimî bir özleyişle ilâve ediyor: Eve gidelimartık! tçlerinde idealist olanlar da var. Onlar, aynisuale: * Hakkımızı aramaya gidiyoruz!' cevabınıveriyorlar. En fazla istedikleri iki şey var: Gazete ve cıgara! Içlerinden bir tanesi de, vapura kömür yükleyen amelelere yardım ediyordu. Fevkalade güzel Türkçe konuşan, ve vapura astıklan banddaki cümleyi yazmış olan bu delikanlı, fırsattan istifade, mavnaya geçmişti. Mavna işini bitirip uzaklaşırken, yüzü kömürle kararmış olan bu delikanlı da içinde kalmıştı. Hiç sesini çıkarmıyordu. Mavnada bulunan işçilerden iki tanesi, işin farkında olduklan halde seslerini çıkarmıyorlardı. Birisi sezememişti. Fakat bir tanesi gevezeliketti: ' Memur efendi, bir tanesi burada kaldı!' Delikanlı: ' Arkadaş şaka ediyor. Ben mavnayla geldim!' diyerek, memuru atlatmak istedi. Sonra kendisinin mavnada kalışına bilebile ses çıkarmayan işçilerin gözlerinde sezdiği şefkate, merhamete güvenerek memura"lnanmazsanızsorun!"dedi. Memur onlara hiddetle sordu, "Doğru söyleyin canım. Şakanın sırası değil. Bu sizden mi, onlardan mı"? Birisi cevap vermedi. Diğeri, biraz düşündü, sonra "Amele gibi çalıştı ama..." dedi" Vapurdan geldi"! Mavna, tekraryanaşıp gizlice insanlara karışmak ıstiyen bu firariyi gemiye bindirirken, diğer yolcular katıla katıla gülüyorlardı. Eğer ihbar vaki olmasaydı, delikanlı toprağa kavuşmuş bulunacaktı. Onu başka türlü ayırd etmek mümkün değildi. Zira o da insandı! Biçare, şimdi yüzünün karardığı ile kalmıştı. Suratını kaplıyan kömür tozlan, onu yüz karası gibi utandırmış olacaktı ki, önüne bakıyordu. Yüzüne dikkat ettim. Gözlerinden sızan iri bir damla çenesine doğru yuvarlanarak, kömür tozu ile kararmış yüzüne, iki beyaz ve ince çizgi çizdi. Yahudileri taştyan gemiler Türk karasulanndan geçerek Hayfa Limam'na ulaşmışlardu.. Saat tam 12 buçukta motörle Parita'ya yaklaşan salon serkomiseri îzmir Emniyet Direktörünün emrini bildiriyor: Gemi derhaldemiralacak! Onlar, içinden bir türlü çıkamadıklan denizlere doğru açılırlarken biz de sahile doğru yollanmıştık. Altımızdaki sandal sahile yaklaşırken, dalgalann üzerinde zıp zıp adeta sıçrıyor, oynuyor, sanki zavallı Paritayolculannanisbet yapmak istiyormuş gibi şımanyor, ve bizi mazhariyetimizden utandınyordu. Ben, ne sandalcının ne de soğukkanlı Deyli Ekpres muhabirinin sözlerini duymuyordum. Kulaklanmda küçücük tombul ayaklarını belki bir daha hiç toprağa basamıyacak olan sevimli Yahudi çocuğunun ince, kırık sesivardı: "Ne olur, evimize dönelim artık!" PARİTA DAKİ BEZ AFİŞTE ŞUNLAR YAZIYORDU: EKMEK, SU... Tarih ve Toplum dergisinin ekim sayısında yola koyuldu. Yapılan plana göre, ingiiiz Rıfat N. Balı'nin kaleme aldığı biryazı Ikinci resmî makamlanna yakalanmamak için altı Dünya Savaşı'nda Filistin'e Yahudi taşıyan gunlük deniz yolculuğundan sonra açık gemilerden, bir sure Izmir açıklannda da denizde küçük ve hızlı balıkçı motorianyla demir atan Parita gemisini anlatıyor: buluşacak, mülteciler bu motoriara aktanlacak ve gizlice Filistin sahillerine çıkanlacaklardı. Ancak balıkçı motorian Adolf Hitler ve Nasyonal Sosyalıst buluşma noktasına gelmedıler. Gıda Partisi'nin 30 Ocak 1933 tarihinde ıktidara stoklan da tükendiğinden kaptan yardım gelmesiyle biıiikte Almanya'da Yahudileri istedi, ancak bu çağnya hiç kimse cevap günlük hayattan ve toplumdan tamamen vermedi. Bu durum karşısında kaptan dışlamaya yönelik ırkçı bir siyasetin önce Rodos, sonra da Izmir limanına uygulanmaya başiandığı malumdur... Bu yanaştı ancak, salgın hastalık olabileceği ırkçı sıyasetten bezen ve de bunun bir ihtimali düşünülerek geminin limana savaşa yol açacağını öngören Yahudiler girmesine ızin verilmedi. Panta Izmir'e tek çıkar yolun Ingiliz manda yönetimi yaklaşırken mülteciler, Uzennde "Ekmek, altında bulunan Filistin'e göç etmek su" yazılı bir bez afiş hazırladılar. LJman olduğunu anladılar. Ancak manda yönetimi yetkililenne geminin kumanya almadan Filistin'e kabul edilecek göçmen sayısını hareket etmeyeceğini bildiren kaptan sınıriamıştı. Çaresiz bir durumda bulunan mülteciler arasında toplanan beşyüz lirayla Yahudiler bu nedenle Filistin'e yasadışı kumanya ve su alabildi. Kaptanın hareket yollardan göç etmek için tüm koşullan edeceğini bildirmesine rağmen zoriamaya başladılar. mültecilerin geminin ıstim borulannı tahrip Avrupa Yahudılerını son derece kötü bir etmeleri, kaptan ve mürettebata gelecek beklediğini anlayan Aliyah Bet saldıımalan nedeniyle gemi limandan örgütü Nazilerden kaçmak isteyen aynlamadı. Durumu incelemek için gemiye Yahudileri Filistin'e taşımayı kabul edecek çıkan polislerin ayaklanna kapanan armatörter aramaya başladı. Yunanlı bir mülteciler "Bizi öldüriın, armatörden Marsilya yakınlannda duran buradan göndermeyin. Bizi karaya Parita ile Naomi Julia gemileri oldukça çıkann... Orada öldürün" diye ağlayarak yüksek rakamlarta kiralandı. Parita yalvardılar. Marsilya ile daha sonra uğradığı Köstence limanından aldığı Polonya, Almanya, Bütün girişimlere rağmen geminin limana Fransa, Isviçre, Belçika, Hollanda ve girmesine izin venlmedi, aralannda Lüksemburg'dan gelen 860 mülteciyte topladıklan paralaria mültecilere gıda ve su alındı. Izmir Emniyet Müdürü kaptana demir alıp Izmir'den uzaklaşmasını, aksi takdirde Türk donanmasına ait bir mayın gemisi tarafından geminin Türk karasulanndan dışan çıkartılacağını bildirdi. Bunun üzerine Parita 14 Ağustos günü saat 13.00'te Filistin'e doğru yol almak üzere Izmir limanından ayrıldı. 41 gün sonra 22 Ağustos 1939'da Filistin sahillerine vardı. Parita gece yansı Tel Aviv kıyısına vardı. 23 Ağustos 1939 sabahı uyananlar Tel Aviv kıyısında Ritz Oteli'nin yanında kumsala oturmuş bir gemiyle karşılaştılar. Gemıdeki su ve gıda stoklan tamamen tükenmişti. Mülteciler hasta, aç ve yorgunluktan brtaptılar. Gemi hemen ingiiiz askerieri tarafından kuşatıldı, yüzlerce yasa dışı mülteci onlan seyredenlere haykınp el sallıyordu. Ingilizler gemiye çıkıp mültecileri tahliye etmeye başladılar. Parita'nın yolculuğu bu şekilde noktalandı. Türk basını kamuoyuna Parrta'da olup bitenlen son derece ırkçı yazılaria aktardı. Ulus gazetesi geminin hareketini "Serseri Yahudiler Izmir'den hareket ettiler" başlığıyla haber venrken, konuya daha insanı ve sıcak duygularia yaklaşan gazeteciler de mevcuttu. Onlardan biri de, gemi Izmir açıklannda beklerken mültecileri ziyaret eden ve onlarla şişelerde yollanan mektuplaria söyleşi yapan Tan gazetesi muhabiri Naci Sadullahtı. <4 J ' " " '*