04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYET DERGİ Gelin, misatirimiz olun YILDIZATEŞ ' "" ' tşadamı Üzeyir Garih'in öldürülmesinin ardından başlatılan soruşturma sırasında, polisin ve medyanın her önüne geleni suçlu ilan etmesi birçok mağdur yarattı. Bunlardan ilki, elde yeterli delil olmamasına rağmen Garih' in katili olarak açıklanan, suçsuzluğu anlaşıldıktan sonra ise serbest bırak ı lan bir çocuktu. Sokaklarda ayakkabı boyayarak ailesinin geçimine katkıda bulunan on üç yaşındaki F. N. günlerce polis tarafmdan sorgulandı, televizyonlarda ve gazetelerde sokak çocuğu, tinerci, deli, psikopat yakıştırmalany la afişeedildi. Garih soruşturmasiy la gündemimize taşinan bir dığer isım çocuk yaşta fuhusa sürüklenen PınarKonuşkan'dı. Babası tarafından bırakıldığı yuvada sekiz yaşındayken tecavüze uğradığını, dayak yediğı baba evine dönmemek için fahişeliğe başladığını söyleyen Pınar, polisteki sorgusutamamlandıktan sonra, reytıng savaşlan veren medyanın kucağina atıldı. Garih'in katili tinerci bir çocuk veyaon milyon karşılığı ftıhuş yapmak zorunda kalan bir genç kız değildi. Ancak bu olay bize toplumsal bir yara haline gelen ve sayılan her geçen gün artan sokak çocuklannıanımsattıyeniden.Bircinayetişlenmeden, tecavüz veya hırsızlık olay lan yaşanmadan anmaz olduk sokak çocuklarını. Üzeyir Garih cinayetinde ilk zanlılar olarak sokak çocuklan gösterildi... Oysa devletin görevi onlara gelecek hazırlamaktı. Bolluca Çocukköyü, bu korumanın nasıl ve nerede yapılabileceğine olumlu bir örnek. Sorumluluk ve özgürlük, eğitimle besleniyor. Istanbul'da 13 Bolluca Çocukköyü'ndeyeteneklerin vebecerileringeliştirilmesineönem veriliyor... Bolluca'ya ihtiyaç var... önîara guzel bir gelecek sağlayamayan duyarsız bir toplum olmaktan kurtul up çözüm üretmeye çalışacağımıza, önumüze gelen her çocuğu yargılamadan infaz eder halegeldik. Vapur iskelelennde darbuka çalan, mendil satan, küçücük yaşlanna rağmen sıgaraya başlamış ya da tiner çekmeye, hırsızlık yapmaya alışmış, hatta şiddete yönelmiş çocuklan hepimiz görür de çaresiz görmezden gelırız çoğu zaman. Biliriz ki ellenne tutuşturacağımız iki kuruşun onlara faydadan çok zaran vardır; birileri tarafından çalıştınlan minik bedenler, bu yolla para kazandıkça, duygu sömürüsü yapmakta ustalaşıyorlar da... Işte bu çocuklan sokağa düşmeden kurtarıp onlann anne sevgisi ve aile anlayışının sürdürüldüğü bir yuvada yaşamalannı, en iy i şekilde eğitilerek topluma kazandırılrnalarını sağlamak amacıyla Istanbul'da, Gaziosmanpaşa'nın Bolluca Beldesi'nde, yemyeşil piknik alanlannın, çam onnanlannın ortasında bir çocukköyü kurulmuş. Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfi tarafmdan 1992 yılında kurulan köy, UNESCO Danışma Kurulu Üyesi SOS Uluslararası Çocukköyleri Bırliği 'nin çocukköyü modeline uygun olarak inşa edilmiş. 1997 yılında ise Türkiye'nin ikinci çocukköyü, Izmir Urla'da kurulmuş. 2828 sayılı yasa gereği kimsesiz çocuklar devletin koruması altında olduğundan, bu köylerde sadece akrabası olan ancak bakıma muhtaç çocuklar bannabiliyor. Bolluca Çocukköyü'nün Yöneticisi Sevim Tanık, "Birleşmiş Milletler Çocuk Haklan Bildirisi, her çocuğun öncelikle şefkat, sevgi ve anlay ış görme, yeterli beslenme ve parasız eğitim hakkı olduğunu belirtir. Yakınlan tarafmdan bu imkânlar sağlanamayan çocuklann sokakta çalıştınlmalannı, tiner çekmeye veya hırsızlık yapmaya alışmalannı önlemeye çalışıyoruz. Birçok insan sokakta bu çocuklara rastladığında ya görmezden geliyor ya da korkarak uzaklaşmayaçalışıyor. Özellikle büyük şehirlerde sayılan gittikçe artan çocuklann, maddi ve manevi hertürlü ihtiyaçlannın karşılanarak topluma kazandınlabilmeleri için daha fazla çocukköyünün kurulması lazım. Istanbul'da on beş çocukköyüne daha ihtiyaç var" diyor. 52 dönüm arazi üzerine inşa edi len köy, 12 aıle evi, bir gençlik evi, idari bina, teknisyen evi, misafirhane, çocuk yuvası, kütüphane, oyun parkı ve spor sahasından oluşuyor. 100 çocuğu barındırabilecekkapasitedeki köyde şu anda 40 kız 53 erkek çocuk yaşıyor. En küçüğü bir buçuk, en büyüğü 18 yaşında olan çocuklann yüzde 70' i ilköğretim ve lise eğitimini sürdürüyor. Köydeki on iki evin herbirinde, ortalama sekiz çocuk kalıyor. Her evin bir 'annesı' ve anne haftada iki gün tatile gittiğınde çocuklann sorumluluğunu üstlenecek bir de 'teyze'si var. Çocuklara şefkatle yaklaşan, onlann hertürlü sorununu çözmekte ellerinden geleni yapan anne ve teyzeler, lise mezunu kişıler arasından seçilerek annelik eğitiminden geçirilıyor. Kendi öz çocuklany la köyde yaşayan anneler de var. tki katlı müstakil evlerde, bir aile düzeni içinde yaşayan çocuklar birbirlerini kardeş olarak benimsiyor, ev işlerinde annelerine yardımcı oluyorlar. Sofrayı birlikte kurup,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle