Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 AĞUSTOS 2001. SAYI 802 17 Bolero, her 15 dakikada bir dünyanın bir köşesinde çalınıyor. Eser, Fransa'nın dış ülkelere en çok sattığı üç müzik ürünü arasında. Pekiyi, Ravel'in milyarlan nerede? yanaşmıyorlar. Dalavereci sırdaşlar, Makyavelci dolaplar, yeniden yazılan bir vasiyetname ve entrikacı avukatlar kısacası,gerekli her türmalzemenin olduğu, son derece karmaşık bir öykü bu. Hiç evlenmediğinden ve çocuğu olmadığından, besteci tüm mal varlığını kardeşi Edouard ve kansının korkunç bir araba kazası geçirdikleri 1954 y ılının o gününe dek işleryolundagidiyor. lvedilikleyardıma gereksinim duyan çift 48 yaşındaki hemşire Jeanne Taverne ile, eskiden madencilik ve berberl ik yapan, kocası Alexandre'ı şoför olarak işe alıyor. Edouard'ın kansı iki yıl sonra ölünce, Taverne'ler eve yerleşiyor ve bir daha oradan aynlmamak üzere oraya demir atıyorlar. 1957'de Edouard Ravel kardeşinin 20'nci ölüm yıldönümünde herkesi şaşırtan bir kararla, bestecinin sahip olduğu hakların yüzde 80'ini bu kente devretmek istediğini belirtiyor. Edouard bu kararla müzik dalında Nobel ödülünü kapacağını düşünüyor. Gelgelelimevinedönerdönmez,açıkça söy lemediği ancak kolaylıkla kestirilebilen nedenlerden ötürü, kararını değiştiriyor. Böylece, Jeanne Taverne tek mirasçısı oluyor. Ravel'in ilkgünlerden beri yayıncılığını üstlenen Rene Dommange'ınhaklann "Fransız müziği yararınakullanılmasıgerektiği"yönündeki yalvarışlan bile Edouard'ı kararından vazgeçirtemiyor. Edouard'ın 1960yılında ölümüyle birlikte, Taverne'ler ile Ravel'in lsviçre'deki akrabaları arasında (babasılsviçredoğumluydu)kırankırana bir savaş patlak veriyor. Sonuç: Ravel'in milyonları yağmalanıyor. ^ pek çok yöresinde zeybek var. Ama çıkış noktasınin yine Ege merkezli olduğunu düşünüyorum. Yunanistan'daki folklorik portreye baktığımızda, zeybek formunun geleneksel müzikte yer aldığı tek bölge, onlann Küçük Asya diye adlandırdığı bölge ve Ege Adaları'dır. Adalar içerisinde, zeybek geleneğinin en yoğun olduğu' adaMidilli'dir. Zeybek, başlangıç yıllanndan itibaren rebetikonun da önemli bir formu haline geldi. Rebetiko, temelde bir şehirmüziği. Izmir'de ve Pire'de ortaya çıkmış; şu andaki konumuz, lzmir'de ortaya çıkan tarafı. Rebetiko, mübadele ile Yunanistan 'a taşınmış ve önce büyük ölçüde lzmiretkisi taşıyan; sonra yavaş yavaş ve çeşitli etkileşmelerle kendi yolunu bulan birstil. Rebetikonun içerisinde yeni üretilen, yani bestecisi olan zeybeklerin hem sayıca hem etki olarak son derece önemli yeri var. Yunanistan'da zeybek, Türkiye 'de olduğu gibi dar kalıplar içerisinde, sayı açısından sınırlı değil ve formları dakısıtlı kalmamış. Türkiye'de pek çok nedenle, halk müziğinin diğer formlan gibi zeybek, yenisi üretilmeyen bir form olarak karşımıza çıkıyor. Burada da şehir folkloru tanımıyla karşılaşıyoruz. Türk folkloru bu tanımaoldukçayabancı. Şehirlerdeise türkünün ortaya çıkamayacağı gibi bir düşünce ve türkünün bestelenemeyeceğine dair, "Folklorik müzik tamamen anonimdir" saplantısı var. Yunanistan 'da zeybek formunun vardığı noktaya bakarak "Zeybekten yola çıkan bir Ege şehir folklorunagiriş yapılabilirmi"diye düşündüm. Biz eninde sonunda şehirli insanlanz, dağda dolaşan zeybeklerya daonlariçinyazılmışhavalarbualbümde yok. Daha çok aşk temalı, şehir kokusu olan parçalar bulunuyor. Yunanistan'da şehir müziği olarak çoktankabul ettiğimiz rebetiko müziğinin ve modern zeybeklerin düzenleme anlayışını bizim zeybeklerimize uygulamaya çalıştım. Birtaraftan günümüz insanının duyarlılıklanyla daha yakın bağlanti kuran Yunan zeybeğinden bir şeyler aldım, bu arada da Türkiyeli, Egeli olmanin sağduyusunu da yitirmemeye çalıştım. Bundan sonra yapmak istedikleriniz... Yaklaşik iki ay içinde, dinleyici yenibir albümle buluşacak: "Aydemori"... Doğrudanhiçbirşekildeçeviremeyecegimiz, Balkan'ı çağrıştıran bir söylem bu. Bualbüm, bizim 1996'danberi Sumru, Brena ve Cevdet ile birlikte Türkiye'de ve yurtdışında verdiğimiz, genellikle "Bir Balkan Yolculuğu" adını taşıyan konserlerden elimizde kalan en keyifli parçalarla oluşturduğumuz bir albüm olacak. Albümde, Balkanlar'ın her tarafmdan halk türküleri var; büyük ölçüde asıllarına sadık kalınarak çalınmış halk türküleri bunlar. Hem dördümüzün ayn ayn sivrildiği parçalar var, hem çoksesli ve enstrümantal parçalar var. Çeşitli konuk sanatçılann katıldığı, klarnette ve trompette Hüsnü Şenlendirici'nin, flütteTugay Başar'ın, iki ayn Arnavutça parçada iki Arnavut arkadaşın katıldığı parçalar var. Oldukça renkli bir al Bolero'nun yitik milyarlan H erkes Ravel'in klasik müzik dünyasının en gözde yapıtlarından birine imza attığını bılir. Ancak, bu ünlü bestecinin meslek yaşamı boyunca elde ettiği gelirin neolduğunutam olarak bilen yok. Montfort1'Amaury köyünün tepesinde, bir geminin pruvasını y a da palaz bir öğrencinin deyişiyle, üstünkörü kesilmiş bir Camembertpeyniri dilimini andıran, küçük ve garip bir ev. Maurice Ravel bu evi 1921 yılında kendisine miras kalan bir paray la satın aldı. Ünlü besteci ne suyu, ne de elektriği olan bu evin onanmı ve benzemesine de bir hayli para harcadı. Dünyada en çok yorumlanan klasik müzik parçasınıda, 1928'de, büyük bir olasılıkla, bu evde bestelemişti. Ravel'in dans sanatçısı bir dostu için, çok kısa bir sürede bestelediği Bolero sayısız film ve yardımkampanyasınınvazgeçılmez müzik parçası oldu. 1984 Kış Olimpiyatları 'nda Torvill ve Dean çiftinin kendilerine altın madalya kazandıran gösterilerine bu parça eşlik etti. Dudley Moore ile Bo Derek'in başrollerini paylaştıkları "10" filminde de Bolero belleklerden silinmeyen bir izbıraktı. Bolero, söylenenlerebakılırsa,her 15 dakikada bir dünyanın bir köşesinde çalınıyor. Söz konusu parça, gerek klasik, gerekse çağdaş yorumuyla, yıllardır Fransa'nın dış ülkelere en çok sattığı üç müzik ürünü arasında. Kimi ruhbilimcilere göre Ravel'in Alzheimer hastahğına yakalandığının birgöstergesi sayılan, 18 kezdurmadan y inelenen temasıy la, Bolero bestecisine milyonlarca sterlin tutarındabirtelifgeliri sağladı. Bestecinin yapıtlarının büyük bir bölümü yaklaşık 2015 yılına dek kamumalıkapsamınagirmeyecek.Günümüzde bu yapıtlar yılda yaklaşık 1.5 milyon sterlin tutarında bir gelir getiriyor; kabaca bir hesapla, bugüne dek sağladığıgeliryaklaşık 40 milyon sterlin. Bestecinin Belvedereevini yılda3000 kişi ziyaret ediyor. Şen şakrak küratör Moreauziyaretçileriminikkapıdaniçeriye alıp (Ravel 1.55 boyundaydı) ateşli bir koleksiyoncu olan bestecinin camlı dolabına özenle yerleştirdiği antika biblolarını vegülağacındanyapılmışpiyanosunuhayranlıklaizlemeleri içinonlarayolgösteriyor. Ev, besteci 1937'de birbeyin ameliyatı sırasında öldügünde nasıl bırakıldıysa, bugün de hemen hemen aynı durumda. Içi, dibi delik dadacı çay fincanlanndan tutun da üzerinde "masa örtümü kim yaktı" yazan porselen bir kül tablasına dek, şasırtıcıeşyalarladolu. Ancak insan bu evde pek iç açıcı olmayansürprizlerle de karşı laşıyor. Halılar çürümeye yüz tutmuş, ipek perdeler lime Iime olmuş; tavançatlamış.borularpatlamış. Evin toparlanması için çok büyük paraların harcanması gerekmiyor; en azından bu miktar Bolero' nun sağladığı onca gelirin yanında devede kulak kalır. Gelgelelim, telifhaklarından elde edilen onca gelire karşın, ne Fransız ulusal müze hizmetlerinede telifhaklarından doğan gelire sahip olanlar, bu parayı ödemeye Buz dansı yapanlar Bolero'yu çok seviyor...