Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 HAZİRAN 2001. SAYI 793 nntümününortayakonulamayacağmıbilirsiniz. Kişi ancak dcrindcnetkilendiklerini, duyumsadıklarını yansıtabilir; zamandenen "sessiz su", bellektekileri sürükleyip götürmetnişse... Anılarımı yazarken amacım, her şeyi olduğu gibi vermek değildi. DuyumsadıkJarımı,gözbelleğimeyerleşen ilginç görüntüleri, çektiğim acılann içimde yarattığı yıkımı yansıtmak istedim. Kitabınızdaki kahramanlar o giinün Türkiye'sinin fotoğraflarıyla da örtüşüyor sanki. Elinizde o günlere, yazdığınız kişilereilişkinfotoğraflarvarmı? ' Masalını Yitiren Dev'de, fotoğrafı çekilmemiş insanların öyküsü anlatıhyor. Örneği kendimden vereyim; babam az çok öğrenim görtnüş; buna karşın, bebekliğimde ilk hcvcslc çcktirilmiş bir fotoğrafın dışında, ilk fotoğrafım on bcş yaşında iken çekildi. Fotoğrafım, babam tarafından bir ailenin yüce beğenisine sunulacaktı. Uzaklardakı kızı fotoğrafıma bakıp beni bcğenirsc, onunlaevlendirilecektim;sözde!Otarakta bezim olmadığı için, ailedcn nc yanıt geldi, anımsamıyorum. Diyarbakır'ın tarih kadar eskifotoğrafçısı Danyal Bcy'in.beniyakışıklı göstermek için rötuşladığı bu fotoğrafın, Köy Enstitüsü'nc girerkcn işimeyaradığını iscunutamıyorum. Anlattığımkişilerden çogunun kimlık cüzdanı da yoktu. Sanırım hiçbiri resmi devlct nıkâhıyla evlenmemişti. Devlct, hocaların devletiydi orada. Erkeklerin, sokak şipşakçılarının, askerc alınırken çektikleri, insan yüzlcrini hay van yüzüne çeviren fotoğraflardan bir ikisini görmüştüm. Bugün, fstanburunortayerindc, başkentin caddelerindc, yolda yolakta karşılaştığınız kişilcrın yüzüne bakın; gördüğünüzbirçok yüz, benim anlattıklarımın çekilmemiş fotoğraflanndan izler taşır. O yüzlere bakılınca, çekilmemiş fotoğraflarda ifadenin hiç değişmediği çok açık görülür. Her kitap yazarın kâr ya da zarar hanesinemiyazılır? Yaşadıklanmdan neler kazanıp neler kaybettiğime gelince; yaşamak, her an bir şcyleryitirmektir.Hücrclerimizbilebirönceki güne görc aynı kalmazken, insanın "kazanmak" gibi bir hülyaya kapılması ne gülünç! Yazmak; isterkazanın, isterkaybedin; yaşama sahip çıkma edimidir. Oreten kişinin başkaldınsı, zamansal bağımhlığakarşıdır. Van Gogh bunu, "Tanrı 'nın eksik bıraktığını yaratmaya" kadar götürür. Ben, Masalını Yitiren Dev'le, Virginia VVoolf'un dediği gibi, "açtığım kcndi kuyumun içine dalarak" yaşadıklanma sahip çıktığımı, bundan dolayı, kaybetmediğimi, tersine, kazandığımısanmayanılgısıiçındeolduğumusavunabilirim. Şu aşamada hangi düzeyle, hangi ölümsüz başanyla bunun hesabını yapmaya girişebilirim?.. Yazma serüveninize tstanbul'daki aşçı çıraklığı döneminde okuduğunuz kitaplarınvekaçamakizlemekzorundakaldığınız filmlerin etkisi olduğunu diişünüyor musunuz? Dükkândan kaçıp izlediğim filmlerserüven ağırlıklıydı: "Kırk kısım, tekmili birden"!"ÇölFedaisi"adlıbirfilmdekızındumanlar çıkan bir kuyuya düşmesini engellcmek için salondaki koltuklara sanlmıştım. Şarlo filmleri ise yalnızca güldürüyordu beni. Geçmış günler gözümün önüne geliyor da, yazma serüvcnimde kıtaplardan çok, aşçı dükkânında tanıdığım ınsanlann etkısı olduğunu düşünüyorum: Polis Recep, saçlarını sıfıra vurdurduğu için gözümde birOsmanlı celladı gibi canlanan usta, Attar'ın kızı abla, Nevin, Karnik Ağa, yüzbaşı cmcklısi Alaeddın Bey... Yazı yazmayı, okumalar, gözlemler, yaşanan olaylarbesliyor. Anlatılardan dinleyerek, yazılanlan okuyarak, insandaki ilginçlikleri ayrımsayarak... bcllck torbanızı dolduruyorsunuz. Çok küçük yaşta izlediğiniz "Romeo ve Juliet" filmiyle başlayan bir Shakespeare tutkunu olduğunuzu öğreniyoruz kitabınızdan. Bu tutkunuz bugün de sürüyor mu? Shakespeare tutkunu nasıl olunabilir? Benimkibirtutku değil dc bir duyguyaklaşımı olabilir. Içimden geçenleri Shakespeare 'de bulurken, onun söy ledikleriy le yeni çağrışımlaraulaşıyordum. 'Tutku' dediğiniz yakınlaşmada bunun etkisi olmalı. Yoksa, Berna Moran, AkşitGöktürk, Can Yüccl düzeyinde Ingilizce bilmeden, kişi kendini nasıl olur da'Shakespeare tutkunu olmak' gibi üstün bir düzeye oturtabilir? Baudelaire, Edgar Allan Poe'yu anlamak için Ingılizceöğrenmiş. 'Tutku' onunki.KöyEnstitüleri'nin en büyük eksiklıği, çerçeve planındayabancıdılinolmamasıydı. Yabancı dile hevesli öğrctmenlerın açtığı kurslarla da bir yere varılamıyordu. Shakespeare'i anladığım kanısında olmalı ki, Berna Moran, "Shakespeare" ıncelcmcsını, imzalayıp Doğu Anadolu 'nun iki bin nüfuslu bir kasabasına, Ağın'a göndermışti. Şiirsel bir anlatımla yoğurmuşsunuz Masalını Yitiren Dev'in dilini. Ya/.arlık yaşamınızda şiirin hep ayrıcalıklı bir yeri olduğunu söyleyebilir misiniz? Bunu birazaçarmısımz? Yazarlık yaşamımda 'şiirin hepayncalıklı bir ycri olduğu', benım gerçeğimdır. Şiirin, anlatımın gözgezarpacık üçlüsünü çok iyi dengeleyerek hedef ini bulduğu kanısındayım. Şiir,kalabalıksözündüşmanıdır. Şair sözlerinin dilde dolaşması şiirin kısalığından değildir; bu, şairin, sözün atardamarını bulmasıyla ilgilidir. Şiirle uğraşan binlerce kişinin dızeleridilın ucunda'kı rıntf bile olamazken, gerçek şairin yüzlerce dizesinin dillerde dolaşması başka nasıl Adnan Binya/ar MASALINI YİTİREN DEV 15 açıklanabilir? Dünya yazınını elekten geçirin, gerçekçilerde içinde olmak üzere, dilinde şıirsellikten uzak kalan kaç yazarla karşılaşabilirsiniz?.. Unutulmaya yüz tutnıuş anılarınızı paylaşıyorsunuz okurlarla. Kitabı yazdıktan sonra anımsadığınız, keşke şunu da yazsaydım dediğiniz, yeniden anımsadığınız şeyler var mı? Cemal Süreya'nın "Her ölüm crkendir" dediği gibi, her yazılan da eksiktir. Kitabı yazıp bitirdikten sonra bclleğimde kimi olaylarcanlanmadı değil. Ancak onlann eksikliğikitabıncksikliği değildi. Aynca, kitabı yazarken kimi olayları, olgulan kcndim elemiştim. Her kitap bir 'beğeni' üzerine kurulur. Eksiklik kadar fazlalık da bu beğenıyi kirletir. Beğenisine kirlilik bulaşmış bir kitap, okurun duyumsamalannda tiksintilere yol açar. Kitapta bir beğeni düzeyı tutturulmuşsa, eksiklik, biçemin biröğesi olur. Bu kitabın devamı gelecek mi? Dcvamı gelip gelmeyeceğını şimdiden söylemek çok zor. Ama kitabı değerlendiren yazarlar da, okur da böyle bir beklenti içinde. Benim amacım beklentilen karşılamak değil; yazılabilecek şeylcrin olup olmadığını,bırbiçcmgclıştirmeyegücümün yetipyetmeyeceğıni düşünmektir. Masalını Yitiren Dev otuzyıldakıvamınıbuldu. Yazma, bir güdülenme (motivation) olayıdır. Yumakta bir uç bulunursa, gerisi geliyor. Gerçek olan şu; Masalını Yitiren Dev bana yazma cesareti verdi. Kcndinden güç olsa da, yazar, kendini yinelediğini anlar anlamaz kalemi elinden bırakmalıdır. Şımdi, yirmi dört saat aralıksız düşündüğüm, Dağlarca'nın verdiği adla, "Hititli Kız"ı anlatmak! Masalını Yitiren Dev boynumun borcuydu, 'roman' olması gereken "Hititli Kız" ise yüreğimin borcudur. Yazmak, her an tuzaklarla, tehlikelerle karşılaşılacak balta girmemiş birormandır. Yazar, bu ormana gırmcy i göze almalıdır; elinde kalemdenbaşka sivriuçlubirsilaholmasada... ^ "Yazarlık yaşamımda şiirin ayncalıklı bir yeri olması benim gerçeğimdir" diyor Adnan Binyazar. Yazarlığı kâr ve zarar hanesiyle ölçmüyor. Son kitabı, "Masalını Yitiren Dev", Can Yayınlan tarafından yayımlanan Binyazar ekliyor: "Yaşamak, her an bir şeyler yitirmektir." ' f. y "İlkgençlikyıllarında, kendimi, Masalını Yitiren Dev'de anlattıklarımıyaşamak üzere seçilmig bir kurban sayıyordum..."