Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I. Sayfamn devamı • • • l Buraya geldiğimizde ben yedi yaşındaydım. Ilk başlarda, biraz zor oldu. Hiç Fransızca bilmiyordum, ailem de öyle. Türkiye'debenl ve2.sıntflanokumuştum. 3.sınıfageçecektim. Derslerimdeçokiyiydi. Sınıfımınbirincisiidim. Buraya geldiğimdcsınıfın sondan birincisi oldum. Çünkü ne Fransızca biliyordum ne burayı tanıyordum. Kendimisağırvcdilsizgibihissediyordum. llköğrendiğimkelime'tagueulc'(kapaçeneni) idi. Yanıma kim gelirse, bana ne söylemek istediğini anlamadığım için, hemen ona bu cümleyi söylüyordum. Belki iyi niyetle yanıma yaklaşıyordu ama ne öncmi var. Kısacası başlarda çok sıkıntı ve yalnızlık çektim. Genellikle odama kapanıp kendi başıma vakit geçiriyordum. Hiç arkadaşım yoktu. Sonra,yavaşyavaşalışmayabaşladım.Tabn bunda dili öğrenmeye başlamamın büyük rolü oldu. Giderck arkadaşlaredinmeyc, Paris'i daha iyi tanımaya başladım. Ortaokul, lise, ünivcrsıte derken yirmi scne oldubile. Müziğe ilginiz nasıl başladı? Şarkı söylcmeyc de oynamaya da küçük yaşta başladım. Bu aileden geliyor. Biz tzmirliyiz. Bizim ailenin hepsi şıkır şıkır. Eğleruneyi, müziği, dansı seven neşeli bir ailem var. Müziklc profesyonel olarak ilgilenen bendenbaşkakimseyok. Bcn belki anneannemc çekmişim. Onun da sesi çok güzeldı. Söylediğininnilerhâlâkulağımda. Dörtyaşındayken, bana küçücük birdarbuka hediye etmişti. Darbukaya başlamam da onun sayesindeoldu. Müzikle ilgili bir eğitim gördünfiz mü? Üni vcrsiteye giderken, dört y ıl konservatuvara da devam ettim. Daha önceleri, kendi kendimeklasikmüzikçalışıyordum.Sonra bu işi temclindcn öğrenmek, tekniğimi geliştirmek, bilgımi arttırmak istedim. Sadece Türk müzığinde kalmak ıstcmiyordum. Başka şeyleri de öğrenmek istiyordum. Opcra olsun, klasik müzik olsun ve hatta Fransızrcpertuvarı olsun. Bunlar benim için, daha doğrusu meslcğim için çok önemli. Konser vatuvar bambaşka bir dünya ve bu dünyayı tanımak çok zevkliydı ve bana çok şey kattı. Konservatuvara girmem bir mucize oldu diyebilirim. 1819yaşlanndaydım.Ayrıcane solfej ne şan dersi görmüştüm. Iki üç kere başvurdum,fakatkabuledilmedim.Bende ısrar ettim. öğrenmek ıstediğimi, ders almak istcdiğimi söyledim. Sonra bir gün sesimi dinlemeyi kabul ettiler. Beş kişiden oluşan birjürininönündehazirladığınızbirparçayı okuyorsunuz. Benim dışımda katılanlann hepsi hazırlıklı, kendi repertuvarlan ile gelmişler. Bense hiçbir şey hazırlamamıştım. Jüri üyeleri bana ne söyleyeceğimi sordular. O anda aklıma Mozart'ın 'La Reine de la Nuit' (Gecc Kraliçesi) adlı eseri geldi. Bu cseri daha önce televizyonda duymuş, çok hoşumagitmişti. Kendi kendimeçahşıpöğrenmiştim. Hatta ortaokulda iken birhocama okuduğumda çok heyecanlanmış, bana 'Çok güzel bir sesin var, mutlaka devam etmelisin' demiştı. Jüridekilerçok beğendi ve konservatuvara alınacağımı söylediler. Konservatuvar eğitimi yeterli değil miydi? Mesleğinizi müzisyen olarak sürdürmeyi düşündüğünüz halde neden iini Artık kendisini sağır ve dilsiz hissetmiyor. Paris sahnelerinde Türk kimliğiyle Türkçe sözlü şarkılar söylüyor. Orta, lise, üniversite derken tam 20 yıldır Paris'te. Grubunda dört ayn ülkeden müzisyenler var. 21 Haziran'da Müzik Bayramında bir konserverecekler... versiteye de devam etmek istediniz? Üniversite eğitimımi Inalco, Doğu Dilleri Enstitüsü,Türkoloji bölümündeyaptım. Bu bölümde eğitim yapmamın en önemli nedenlerinden birisi Türkçeyi ve kendi kültürümü kaybetmemekti. Bence nerede nasıl yaşanırsa yaşansın, kişinin nereden geldiğini unutmaması lazım. Yirmi yıldan bu yana Fransa'da yaşıyorum. Eğitimimi burada yaptım. Fransız dilini de, tarihini ve kültürünü de iyi biliyorum. Türkiye'de yalnızca iki sene okula gidebildim. Bu yeterli değildi. Geldiğim ülkenın tarihini, kültürünü, dilini daha iyi bilmek istedim. lşte Inalco'daki eğitimim bueksikliğimitamamladı. Aslındabenkendimi çok şanslı sayıyorum. tki dilli, iki kültürlü olmak bir zenginlik vcriyor bana. Ufkumu açıyor. Hem günlük hayatımda hem de meslek hayatımda. Insanların yalnızca bir şeyin içine sıkışıp kalmasını, diğer kültürlere kendilerini kapatmalarını anlayamıyorum. tnsanın kendi kültürü önemli ama diğerlerinden de öğreneceği çok şey ler var bana göre. Konservatuvarda egitiminizi sürdürürken bir yandan da profesyonel olarak müzisyenlik mesleğini icra etmeye başladınız... Evet, hatta konservatuvara başlamadan önce profesyonel oldum diyebilirim. Önce Vent d'Est, Aksak gıbı çeşitli gruplarla çalıştım. Aynca George Moustaki, Montanaro, Garnier gibi tanınmış sanatçılarla da çalışma fırsatım oldu. Ama, esas profesyonel hayatım 3 Mailletz'de başladı. Burası çok cski bir Fransız kabaresi. Fransa'da sonradanünlü olanbir çok müzisyen geçmişinde bu kabarede çalışmış. Müzisycnlcrin kavşağı da diyebiliriz. Birarkadaşımın doğum günü için bir akşam 3Mailletz'egıtmıştık.Bendenbirşarkısöylememi istediler. Şarkıyı söyledikten sonra, kabarenin sahibi yanıma geldi. Sesimi çok beğendiğini, Türkçe müzığı hiç tanımadıklarını söyleyıp bana 'Burada çalışmak istcr misin'dıyesordu. 'Neden olmasın'dıyerek çalışmaya başladım. 3 Mailletz hakikaten