Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 HAZİRAN 2001. SAYI 794 13 beklediği himalaya sediri ne çabuk boy vermiştir. Frcnküzümüyaprakları.defnefidanları, hatmi, sclvı, çam, kavak... hiçbir sorun çıkarmadan, çiçek açar, meyve verirlcr. "Bırakma, devam et, haydi!" demektedirler sanki. Ve bahçenin ortasındaınşaedilen küçük bir evde, kaldığı yerden dcvam eder Özden hanım. Çocuklarıbcllediğiağaçlarınıözenle aşılar, ilaçlar, çürümeye yüz tutanları kur<armak için canınıdişinctakar. Bu, bir varoluş mücadelesidır artık onun için. Hele de onun yıllar önce toprağı delip 30 metrelik mesafeden suçıkarmasınınbirhikâyesi vardır ki kendi ağzından dinlcmcnizi isterim. Petrol çıkarmış gibi sevindirmiş. tir Polonezköy sakinlerini... özden Hanım'ın,bubüyük bahçesinde her ağacın bir hikâycsi var. Elini ağacın gövdesine dayay ıp "bu..." diye başlıyoranlatmaya. Kendi aşıladığı ağaçlarınhikâyeleridahabiruzun. Bomboşbiraraziykcn aldığı bu beş dönümlük yeryü/ü parçasını kendi clleriyle işleyip küçük bircennete dönüştüren Özden Günergin," Ağaçların çiçek açtığınıgörmck.dalından bir meyve koparmaktı amacım" diyor. O böyle dese de, bu amacı çoktan aşan yaşamı ve mücadelesiyle onun serüvenine tanıkl ık edcn Polonezköylüleriçinözelbiranlamı var bu bahçenin. "Şimdifındıklarımız, eriklcrimiz,kestanc, ceviz, çardaklarda kara üzüm, bcyaz üzümlcryamisafirlcrcıkramcdilir,yakonserve reçel olur, çoğu da kuşlara yem. Bize güzelliklcri yeter" diyorözden Hanım. Yoldan geçcrken dıkenli tcllcr arasından gülleri seyredenler, şimdi içeriyegirebiliyorlarveoldukçahesaplıbirücretkarşılığında buradapiknikyapabiliyorlar. Bahçenin adı "Çamlıbcl Piknik". Arzu edenler, özden Hanım'ın cevizli pilavı dadahil olmak üzere çeşitliyemeksiparişindebulunabilirler. Bir bahçe mühendisinin elinden geçmiş kadar bakımlı bu tabiat parçasında piknik yapmak isteyenler, Polonezköy'evardıklarında 75. Yıl Caddesi'ne sapmalılar. Yavuz Sokak,83numarada,gelişigüzclliğiilcbize daha yakın, bizimle beraber bir yerde güleryüzlü Özden Hanım karşılayacaktıronları. Tel:02164323074...^ Bahçe özlemini bastıramayan Istanbullulara Polonezköy'de bir hafta sonu gezisi öneriyoruz. Pikniğe eli boş gidenler piknik bahçesinin sahibi Özden Hanım'a cevizli pilav siparişi verebiliyor. Sahibiyle dayanışma içindeki bahçenin öyküsü... Âçıya direnen bir bahce baç .JÎ>'/fİV>\' ENDER ÖZKAHRAMAN ıl 1965. Polonezköy toprakları yâbaniotlarınıayıklayıponasevgiylc tohumlar ckecek, üzcrine çeşit çcşit fidanlar dikccek sahiplcrbckliyor. Polonyalılann yeni yeni meskcn kurduklarıbubeldeninfarkındadcğildılstanbul'dayaşayanlar. Oyıllardaburadanhabcrsiz, Istanbul' un karşı yakasında yaşayanlardan biri de Denizcilik Bankası'nın müdürlerindcn özdcn Günergin adlı Rizeli bir gcnç kadındı. Onun da muhayyilesine bir başka manzaratakılıpkalmıştı; ilkgençliğinde içinde yaşay ıp da unutamadığı yeşillerle, mavilerlc kaplı, karc kare hayalinde tuttuğu,aradabirsayıkladığıbirmanzara... "Sen ne güzeldin Rize! Yastık yerine başımı pcncereye koyup gurubunu seyrederdim. Karadeniz'ini pcmbeyc boyayan koyu erguvan gökyüzünlc sana doyamazdım. O anda sadece, akşamın scssizliği, durgunluğu ve güzelliğininiçimdcyarattığıheyecanvardı. Değirmendere'de şafak söküşünü bekleyeceksin! Yüce Kaçkar dağları üstünde doğacak güneşin ışıklannı yakalamış pırıl pırıl bulutlar; biraz sonra o bulutlann arasından Karadcniz'ecctvelcetvelinenışıkhüzmelerini göreceksin. Güneş, tepelerden, hükmedercesine, koca dağlardan aşağı 'ben gene geldim herzaman ki gibi' diyor, ama sanki ilkdefagelmişgibi... 1950yılı.Portakalağaçlarınınkarlayandığını hatırlanm. Dalları ınim inim inlerken onlar bize bakar biz onlara. O kadar..." Bankada çalıştığı yıllar boyunca, kimi cansıkıntısı duyduğu anlarda muhayyilesindeki bumanzaradan nasıl güç aldığını anlatıyor özden Hanım; aklı sürekli memleketi Rize'ninyeşilinegiderek... RizeÇamlıbel'den tstanbul KızLisesi'ne okumak için gelip ünivcrsite lahsili sonrasında da burada kalan özden Günergin, gönlünü bir deniz subayına kaptırmış, onunla evlenmişveyerleşmiştırtstanbura...Oyıllann lstanburundabileÖzdenHanım'ınaklı,ona memleketinin yeşilliğini unutturacak, bahçe içinde, meyve ağaçlan arasındabirevdekalmıştır. Ne o, bu evde yaşamanın hayalini bırakır ne dc bu hayal onun peşini... Emekliliği yaklaşınca bu hayal iyice dal budak salmıştır özden Hanım, muhayyilcsindeki bu manzarayı hayata gcçirmcyc nc pahasına olursa olsun kararlıdır; kararlılığınm farkında olan sevgili eşi de desteğini esirgcmez. özden Günergin, emekli olduğu gün başlarlar Istanbul'utepe, bayırdolaşmaya; düşlerini hayata geçirecek o yeri aramaya... >> .. • ı 'vv özden Günergin, 1978, Polonezköy... küçük yaprakları üzerinde top top açan armut çiçekleri, kiraz çiçekleri de.bunlarlayaşamak nc güzel olacaktı...Rizc'nin dağları gibi olacaktı çam ağaçlanmız, pembc denizi gibi olacaktı güllerımiz.biraçmayagörsünler; bütün yıl boyubızi bırakmayacaklarına emindim.öylcdcolduzatcn..." özdcn Hanım ve deniz subayı cşi, Polonezköy'dcaldıklarıbu araziyiöylc bir aşkla işlerlcrkikısasürcdcccvap verir toprak onlara. Ektıklerihertohumfiliz verir, herfidan heybctli bir ağaç olma yolunda hızla boy verir. Bunlarıseyrettikçevetoprağınkadirbilir cevabıyla karşılaştıkça güç kazanır özden Hanım. Yıllar geçtikçe ağaçlar boy verir, ekinler büyür ve ilk on yılın sonunda gözün yeşilden başka bir şeyi görmediği bir arazi haline gelir özden Hanım'ın yeri... Fakat bcklemediği bir anda eşini kaybeder özden Hanım. Ama bahçe adeta onunla dayanışma içindedir. O yıl sulamayı unuttuğu şeftali ağaçlan nasıl çiçek açar, şu kızılcık çiçeği, gcçcn yaz ektiği ve hcyecanla büyümesini Y Tarabya, Sarıyer derken Üsküdar'a gclir sıra... Çengclköy, Hisar ve Bcykoz. Özden Hanım, muhayyiiesindenindiriparaarabaktığı manzarayı çağrıştıran bir yer bulamamıştırhenüz. Bcykoz'da soluklandıktan sonra neresi olduğunu pek de bilmedıklcrı bir bayırıtırmanırlar. Polonezköy 'dekiobeş döniimlüksahipsizarazıninortasındadurduklarında "Yeter artık, tamam!" dcr kocasına özdcn Hanım. Sanki ansızın bir bulut geçmiştir kafasından, bir anlık bir yanılma olmuştur: Üzerinde yabani otlardan başka birşeyin olmadığı bu arazi, boş bir tual gibi önünde durmaktadır. Düşlerini kurduğu o yeri hiçbirzaman bulamayacağını anlaroan. Ve bir varoluş mücadelesi gibi, o yeri kendisi yoktan var ctmcye karar verir. "1978 yılı Polonezköy'de yolu, suyu, elektriği vc de ağacı olmayan bu yeri aldık. Hemenağaçdikmeyebaşladık.Rizc'ninbitki örtüsünü buralara taşımaya kesin kararlıydık. Şeftali çiçekleri, elma çiçekleri, acı kokulukarayemişçiçekleri.helecennetyeşili özden Hanım 'ın, Polonezköy'de bahçe keyfıyapmak isteyenlere açık bir bahçesi var.