Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10HAZİRAN200I SAYI 794 mc ithafedildiği, orijinal adı bilinmiyor. Konstantin ve Helena Kilisesi'ni.araştırmacılar, mimari özellikleri vc sütun başlığı, kaidegibiayrıntılarıgözönündebulundurarak en erken 6. yüzyıla tarihlendiriyorlar. Duvar resimleri ise çok daha sonra, 12.veya 13. yüzyı 1larda yapılmış. tsa'nın yaşamının dönüm noktalannın hikâye edildiği resimlcrde, "Dogu", "Lazarus'un Dirilişi", "Kudüs'eGiriş"gibi Ortodoks Hıristiyanlar için "bayram" kabul cdilen sahneler seçilmiş. Azizlerin ayn birycri vardır duvar resimlcrindc, Başta Azize Helena, Neofitos, Mamas, Prokopios... Duvarlaranakşedilen resimlerden başkapenccre ve kapı kemerlcrinin kenarlarını bezcycn taş işçiliği de ölçülü ve sade. Kiliscnin apsis ve batı cephelerinde, taşlar üzcnnde çok sayıda kazıma haç motifi bulunuyor. Bu haçlardan kaçının hacılar, kaçının çcvredeki çocuklar tarafındankazındığı bilinmiyor ama,anlaşılan çocuklann da hacılann da ortak amacı dünyada bir iz bırakabi Imek... Yaklaşık 1400 yıl akınlara, savaşlara ve doğaya ancak büyük onanmlar sayesinde dayanan Konstantin ve Hclcna kilisesinın ne zamana kadar ibadethane olarak kaldığı bilinmiyor. 1900'lüyıllardabölgeyigezen, ilk bilim adamlan Rott ve Michel'in fotoğraflarından ve notlarından çok şey öğreniyoruz: Kapadokya'da bugün olmayan birçokkâgirkilisevardı.KiIisetonozörtüsüyle birlikte tüm duvarlanyla ayaktaydı ve duvar resimleri fazlatahripolmamıştı. Konstantin ve Helena 1970'lerde, diğer pek çok kilisc gibi köyün günlük yaşamının parçası halinc geldi, saman vc elma deposu olarak kullanıldı. Kiliscnin yakın geçmişi ise arşiv kayıtlanndan takipcdilebiliyor. Kilise, tarihi eserlcri ekonomik birdeğer, korumayı da yalnızca bir engel olarak gören bir bilincin başvurduğu yıkıcı, yok edici yöntemin artık sıradanlaşmış bir örneği... Niğde Müzesi, 1977 yılında dcpo olarak kullanımını engellemck isteyince "birilcri" kiliseyi dinamitledi. Aynı yıl, Kültür Bakanlığı tarafından tescil edildi ve "tamamen yıkılmadan önce korunacak ve restore edilecek eser" olarak belgelendi ve 19 yıl daha kaderine terk edildi. 1996 yılında Dr. M. Sacit Pekak' ın, artık kaynaklarda dahi yıkıntı olarak geçen Konstantin ve Helena'yı kurtarmaçabalanbaşladı. Başta 'kurtarmave koruma 'ya yönelik bir müdahaleydi yapılan. Kapadokya 'nın eşsızliğıne, Ortaçağ tarihindeki önemine karşın, şimdiye kadar bölgedeki ilk büyük ölçekl i Ortaçağ "kurtarma kazısf'na dönüştü ilk müdahalcler. Efes, Troyagibi şanslı olan birkaç sitalanı dışında kalan binlcrce tarihi eser gibi Konstantin ve Helena Kilisesi de itnkânsızlıklar, bürokrasi ve belki en önemlisi olan bilinçsizliklere karşı mücadele etmek zorunda. Kazı çalışması kazmaktan ibaret değil, pahalı bir iş: Ekip gönüllü olsa da ihtiyaçların giderilmesi gerekiyor; ekipmana, iş makincsine, malzemeye, uzmana ve tüm bunlan karşılamak için maddi desteğe ihtiyaç var. Bazen gönüllü bir turizmci maddi imkânlarını seferbereden, bazcn düzenlenenbirkermesingelirikatkıdabulunuyor, bazen de belediye, kazı için hayati önemi olan, işmakinelerini sağladı... Yılınen fazla bir ayı, 1520 kişilik bir ekiple yapılan kurtarmakazısı, heryıl birsonraki kazı sezonunda da maddi destek sağlanabilmcsi umuduyla2001 yılına kadar sürdü. Şimdi dekcşfedilmeyibekliyor...Zeugma,doğudan yükselen, sesini duyurabilen birçığlıkü.Anadolu'dangelen,duyamadığımızyüzlerce sessiz çığl ığa kulak kabartmal ıyız.^ *Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans öğrencısi Pierot Pardeu, Notre Dame Kilisesi'nin bahçesinde güvercinlerle serçelere avucunu uzatıyor. Kuşlar, bir pikeyle Pardeu'nun avucuna konup kannlannı doyuruyorlar. Korku yok, çekingenlik de. Çünkü Pardeu ile tanışıkhklan 15 yıllık. Eğer bir gün o gidecek olursa kuşlar da aç kalacaklar... Notre Dame'ın kuşçusıı: Pardeu YAZI VE FOTOĞRAFLAR: BÜLENT ECEVİT G ünün ilk ışıklanyla birlikte Notre Dame Kilisesi'nin bahçesinde güvercinlerle serçeler birlikte kanat çırpıyor. Seine Nehri'nde susuzluğunu gideren güvercinler, köprününduvarlanndagüneşlenip, nehirden geçen gemileri seyrediyorlar. Gregorien müziğin tınısı yankılanıyor kanat çırpıntısında. Notre Dame'ın Kambur'u hikâyelcrınden tanıdığımız, çirkin Kasimodo ve âşık olduğu çingene güzeli Esmeralda geliyor aklımıza. Notre Dame Kilisesi'nin çanlannın iplerine şimdilcrdc kim asılıyorbilmiyoruzama, 15yıldırhergün kilisenin bahçesindeki güvercinleri besleyen, onlara elleriyle yem veren 71 yaşında ki Pierot Pardeu, günün ilk ışıklanyla birlikte "evlatlan"yla buluşuyor. Seine Nchri'nden dönen kuşlann gözü Pardeu'yuanyor. Heryıl binlerceziyaretçinin gelip geçtiği kilisenin ön bahçesindekiçimenlikteherzamankiyerinialmışbile Pardeu. Güvercinler sevinç taklalan atıyor sanki. Pardeu, yanında getirdiği torbaya elini daldınyor. tki eliyle birlikte avucunu dolduruyor yemle ve ellerini ayırmadan kaldirıyor yüz hizasına kadar. Önce beyaz güvercin pike ediyor. Ustal ıkla dalıyor Pardeu'nunavuçlannadoğru. Kanat çırpıntısındanoluşanhavaakımıylayemlerdağılmamalı avuçtan. Ardından diğer güvcrcinlerde aynı ustalıkla dalıyorlaryemc doğru. Pardeu'nun elleri, kollan, omzu, hatta başı bile kuşlarla kaplanıyor. Güvercinler biliyor ki Pierot Pardeu'dan zarar gelmeyecck. Avuçtaki yeme güvenle gaga vuruyor, kursaklannı dolduruyorlar. "Bunlarbenimevlatlanm. Bendenkorkulmayacağını bilironlar" diyor Pardeu. Ve devam ediyor:" 15 yıl oldu hergün ama hergün geliyorum buralara sabah erkenden. Onlann kannlannı doyuruyorum. Ben olmazsam aç kalırlar. Kimseden yem almazlar bunlar. Şu beyaz olanı varya o beni ncrede olsam tanır. Bende onu tanırım. Çağınnm, gelir hemen. Karnı acıkt ığı zamandahaberverir. Bunuhissettiriryani." Pierot Pardeu, ilk zamanlar kimseden yardım almamış güvercinleri beslemek için. Ama artıkyardımları kabul cttiğini anlatıyor. Çünkü kuşlar çoğalmış,yemler pahalılaşmış. "Ben ölünceye kadar buradayım. Evlatlarımla birlikte mutluyum hep" diyenoktalıyorsözlerini.^ Pierot Pardeu, Notre Dame Kilisesi'nin bahçesindeki güvercinleri ve serçeleri besliyor...