Katalog

0» denge sağlanmış oluyor. Türkiye'de zatcn ailelerin büyük çoğunluğu orta halli, bu aılelerde mal tasfiycsi o kadar karmaşık değil. Genel olarak büyük problem çıkmaz. Fakat her nedense Meclis 'te bu konuda çok büyük problcmler çıktı. Paylaşılacak fazla malı olanlar korktular sanıyorum. sadece kendılerine bakıp, toplumun gcnelini gözardı ettikleri içinbu sefer"paylaşmah mal aynlığı" dcdilcr. Ama ona da baktığımızda, onda da hemen hemen aynı sistcmi göruyoruz. Yani bir erkek evlendikten sonra, bir iş kurarsa o iş ve işyeri kazancına dahil oluyor. tki sistem pek farklı değildir. Belki biraz "paylaşmalı mal ayrıhğf'nda özgülenmiş mallarla kişisel malları ayırdetmek daha kolay, edinilmiş tnallar rejiminde ise daha zor. Ama sonuç olarak ikisi de böylesine tartışılacak kadar zıtrejimlerdeğiller.Biz her iki halde de, yeter ki bu eşitsizlik ortadan kalksın, insanlar haklannı elde edebilsinlerdiyediğerinidedestekliyoruz. Bir an öncebirindenbirinin çıkmasını istiyoruz. Aileye özgfilenen mallar deniyor. Buna açıklık getirir misiniz? A. Tuskan Akademısyenler diyorlar ki: 250'nci maddede aksi ispat cdilmedikçe bir malın ortak kullanmaya ve ekonomik geleceğe özgülenmiş olduğukabul edilir. Yani aksini ispat etmek gerekiyor. Sonuç olarak aynen edinilmiş mallara dönülüyor. Eşlerden biri aksini kanıtlayamazsa, o mal ortak kullanıma özgülenmiş kabul edilir. Yasa kabul cdildiği takdirde, çıkacak uy uşmazlıkları şimdiden görebiliyoruz. Yani hep konuştuğumuz konuya, aile mahkemelerine geliyoruz. A. Tuskan Bu konudahazırlıklar var fakat henüzgerçekleşmedi.AdaletBakanlığı' nın personeli bile yok ve umarım Çocuk Mahkemeleri gibi olmaz. Çünkü bunlar belli büyük şehirlerde kuruldukları için uygulamada birtakım sorunlara ve haksızlıklaraneden olmaktalar. Oysatüm şehirlerde kurulmaları gerekir. Tüketici Mahkemeleri de yeni kuruldu ancak yaygınlaşması gerekir. MK'deki değişiklikler karşısında özellikle Aile Mahkemelerine ihtiyaç duyulacaktır. Zaten kanunda "uzman kişiler"e başvurulmasından söz edilip duruluyor. Bu da îsviçre'den alınmış. Peki kimbu "uzman kişı"?Bellı değıl. Dcmekki,böyle bir birim kurmak gerekiyor. Yani yalnız Aile Mahkemelerinin kurulması yetmiyor, yanındapsikologlar, toplumbilimcileri filan da gerekiyor. Bunlann bulunması, yetiştırilmesi tabiı ki zamanalacak. Ayncatasan evli olanlara mal rejimini seçmeleri içm 6 aylık bir süre tanıyor. Seçmezlerse yasal rejimi kabul etmiş sayılacaklar. Burada bile eşlenn birilerine danışmalan gerekecek. Ş. Eroğlu Nafaka ve tazminat konulannda, hep kadın sözcüğünü kullanıyoruz. Çünkü genellikle mağdur olan onlar. Kadın hem ailede hem de toplumda güçlendirilmelidir. Tasannın önemli hükümlerinden biri de, kadının ev emeğınin değerlendinlmesidir. Kadın evine.çocuklanna bakıyorsa, bu da bir emektir ve değerlendirilmelidir. Kaldı ki kadınlar da artık çalışıyorlar. öyle ki, kadının çifte sömürüsünden söz edilebilır. Yalnız burada yani ev emeğinin değerlendirilmesinde kıstas ne olacak? Çünkü harcanan emek salt bedeni değil, çocuğun eğitimine yardım, danışmanlık gibi yönleridevar. Bu yasa bazı milletvekillerinin söylediği gibi aşkı öldürür mü? Ne dersiniz? Tuskan ve Eroğlu bırlıkte gülüyorlar. Kahkahalar arasında "çeyız defteri", "başlık parası", "berdel", "mihri muaccel", "mihri müeccel" sözcükleri uçuşuyor havada. Sorumun yanıtını almış oluyorum. Fazla söze gerek yok.^ Yurtlann yabaııcılan yenin, yalnızca arkadaşlannız değil yeni birhayatolduğunu.Sıcacıkevindenkopai eyecanlı; heyecanh olduğu ka rak yurtta yaşamaya başlayan her öğrcnci için sıkıntı lar çoğu zaman aynıdır. Yemek, dar tcdirginsinizdir yurda ilk banyo, bilmediğiniz birçevre bu sorunlaradım attığınızda. tlk gün, kısa • bir tanışmayla başlar odadaki dan bazılandır. Hele bir de yabancı uyruksohbet. Ertesı gün okul vardır ve cvden kal luysanız, sıkıntı larınız daha daartacaktır. Yeni bir ülkede, farklı bir dil ve kültür karmaalışkanlıklaerkendenyatarsmız. Sabah şılaştığımzen önemli sorunlardır. Siz, bu çalan saatin sesiyle uyanmak zordur eğer sorunlarla nasıl baş edeceğinizi düşünüryurtta kıdemliyseniz. Yeniyseniz, bütün gece uyumamışsınızdır zaten. Sabah, lava ken kendinizı bir anda yurttaki odanızda bonun karşısına geçip aynaya baktığınız bulursunuz. da, yüzünüz siyaha boyanmışsa büyük bir Senegal, Afganistan, Çin, Moldova, hışımla odanıza dönersiniz. Tam odadaki Rusya, Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakislere kızmak, köpürmek üzereyken onlar tan, Bangladeş, Türkmenistan, Bulgarissizden önce davranırlar: "Hoş geldin ara tan, Arnavutluk gibi ülkclerden gelen öğmıza!" Bu, bir yurt şakasıdır ve yüzünüzrencilerin kaldığı Kredı ve Yurtlar Kurudeki sertifadeyerini gülümsemeyebırakımu'nabağh erkek yurtlanndan biri burası. verir.Oananlarsınız.size 'hoş geldin' di15 farklı ülkeden 1500 öğrencinin kaldığı YAZI: EMRAH GÜRSOY yurtta, yabancı uyruklulann sayısı 250kadar. Burada, özel yurtlann sahip olduğu lüks yok ama doğrusu içtenhk, dostluk, arkadaşlık ön planda. Anadolu'nun farklı köşelerinden koparak gelenler, evlerinde kardeşleriyle anlaşamazken, aynı dile ve kültüre sahip olmadıkları insanlarla, tek bir odada bütün günlenni pay laşmaya başlarlar. Yeri gclıraşklarını, sevinçlerini anlatırlarbirbirlerine.yerigelirüzüntülerini, parasızlıklannı... Bazıları içinyaşadıklan Türkiye, onlara anlatılanlarla örtüşmez. Çoğu kez, ilk günün hayal kırıklığıy la arkadaşlarını, ailclerini arayarak ağlayanlar evlerine dönmek ısteyenler olur. tçlerinde, belki de en büyük sorunlar yaşayan Afrika ülkelcrinden gelenlerdir. Ten rengi, onlar için Türkçe'yı bılmemekten daha büyük sorundur. Senegal'den gelen Yabancı uyruklu öğrenciler, Türk halkının ilgilendiği konulan da aralannda belirlemişler. Hepsinin . ağzından çıkan üç sözcük var: Futbol, arabesk ve siyaset. Azerbaycan'dan gelen Cavit, yalnızca bu üç konuyla öğrencilerin tantşmaları için önemli Jırsatlardan biri de yurttaki ınternet cafe.. ' ilgilenilmesine şaşınyor.