Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 p» da, yandım diye, geriye gitme, karşı çıkma şansı vardır, canım yanıyorsa bunun önlemini almal ıy ım, diye düşünür... Tiyatroya da sorumluluk yüklüyor musunuz, en azından önlemlerin yolunu göstermek açısından... ÖktemTabii ki, tiyatronun toplumsal, politiksorumluluklanvar... Her şey birdenbire olmadı, on y ılların politikalarıy la, yaşaya yaşaya bu noktaya geldik, neden bu sürcci bize Fallada anlatıyor, neden biz yazmıyoruz ya da yazamıyoruz? Onay Biz yazmıyoruz kanısında değilim, ama belki, bu konulan ustaca işleyen eserierimiz biraz daha zor görülüyor... Bu kadar dinamik, can alıcı ve hayatın her alanını kucaklayabilen bir olay örgüsü ve derinlikyaratamamak... Onay Bu sorunun yanıtı, ülkemizdeki sanat, eleştiri ve alıcı ortamı medyamn etkisinde kalıyor, olabilir. Yaratılan ortam böylesi yaraya ustaca dokunabilen eserlere eğilim duymuyor ya da prim vermiyor, yani teşvik etmiyor. Baskı dersek, ille resmi baskı olması gerekmiyor, toplumsal birbaskıdandasözedebiliriz... Yapacaksan bunlan yap deniliyor, yapmazsan yok sayanz... ÖktemVe yok sayılıyor... Onay Yok değıl aslında, var ama beslenmeyince kalite yükselmiyor. 196070 dönemi böyle değildi, tiyatrolar kendi yazarlannı yetiştiriyor ve oyunlarla yazarlar yükseliyordu. Şimdi? ÖktemKaçışı seçen yazarlar da var ve onlar prim alıyor, bu iç ve dtş birbirini etkiliyor... Yakalanan güncele bakınca, oyunun yirmi, otuz sezon oynanabileceğini duşunüyor insan, birkaç kuşağın daha ihtiyaçduyacağını... Onay Belkı... Artık işçi lafi eden oyunaburada resmi, siyasal ortamı değil sanat ortamımızı kastediyorum hemen tepki gösteriliyor, ne var kardeşim deniliyor, ne oluyor şimdi? Ama seyircinin buna, bu sözleri söyleyen bir dünya klasiğine özlemi var, içinde kalmış özlemi tazclemek açısından bile çok alıp vereceği var... Aşk özlemi de önemli, oyun, ilişkilerdeki derinliği yakalamaisteğinidekarşıhyor... Oyuna hazırlanırken kendinize hangi soruları sordunuz? öktem Oyunun güncelliği, Türkiye'de hâlâ aşılamamış bir konuyu gündeme getirmesi benim için çok güzel bir malzemeydi. Birikimlerim, gözlemlerim işe yarıyordu ve ben bir şey söylüyordum. Bu misyonu üstlendiğim zaman sanatçı olarak mutlu oluyorum... Inat noktalannızı mı besledi? Öktem Benim kaygılarımla çakışıyordu ve ben oyunla kendimi neredeyse kardeş gibi buldum. O benim koluma girdi, ben onun koluna... tçime umut da girdi ve hadi bakalım gidiyoruz deyip bu hikâyeyi oynadım... Hikâye kapkara bir hikâye de değil, içinde umut taşıyor... Doğrusu, ben de umutsuz yaşayamam... Siz? ö z Her okuduğumda, her provada, her tartışmada, tekrar tekrar Turkiye ile örtüsen bir şeylerle karşılaştım. Ekonomi tıktnnda şarkısını söylerken, bunalım var, derken Türkiye'de bir kriz yaşanınca oyun daha fazla anlam kazandı. Bütünleşmemek imlcânsız gibi, ancak bir şizoid gibi başka bir Türkiye'de yaşıyorsanız, olup bitene duyarsızkalabilirsıniz...Bunadaizlediğindeseyirci karar verecek... ^ beratguncikan©turk.net On yüzyü önce seks Geçmişte cinsellik nasıl yaşandı? Koskoca Kanuni bir Hürrem'le yetinmiş olabilir ama her gece yeni bir bakire arayan meraklı sultanlar bulunduğu da sır değil. 11. yüzyılın, biri Endülüslü diğeri Suriyeli iki düşünür ve yazannın tanıklıklanndan yola çıkarak îslam dünyasmda cinselliğe kısabiryolculuk... göstermek tutkunu çevrelerde, halk duzeyindcki cinselliği tatmin araçlanndan olan Tarih ve Toplum Dergisi önümüzdeki haf genelevleri kapatmayı planlayanlara rastlata çıkacakolan 2001 yıh Nisan sayısını Osnıyor. llke olarak genelev uygulamasının manlı 'da Cinsellik konusunaayırdı. Orhan eleştiri Imesini onaylanz, ancak ınsanlığın Koloğlu'nun 11. yüzyıldan Cinselliğe Iki en eski mesleğinin gizli yürütülmesinden örnekbaşlığım taşıyanyazısım aktanyodoğacak, özellikle sağlık sorunlannı dikkaruz. te almadan kapatmayı ahlak gereği saymanın daha büyük sakıncalar doguracağını göBu özel sayımıza uygun bir konu düşüzardı edemeyiz. Üstelik Osmanlı'da genenürken bazı çevrelerin, atalarımtzı içki içlev uygulamasının bulunmadıgı da doğru mez diye sunma çabalannın yanı sıra, cindeğildir. Liman kentleriyle büyük askeri sellikte de tam bir "itidal" yolunda olduklakışlalann bulunduğu yerlerde bu tür evlerin, nnı savunmayı alışkanlık haline getirdiklekentin güvenlikten sorumlu amirinin doğriaklımageldi.Halifelerin,sultanlann,verudan kontrolünde işlediği biliniyor. zirlerin agızlarına alkol sürmedikleri ne derece yalansa içlerinde böyleleri bulunabiBu yazımda, 11. yüzyılın, biri Endülüslü lirse de çoğunluğun karşı tarafta olduğu bir diğeri Suriyeli iki düşünür ve yazannın tagerçektir; aynı kişilerin cinsel fantezilerle nıklıklanna başvurarak lslam dünyasında ilgilenmedikleri de yalandır. Bu çevreler cinselliğe iki ters uçtan nasıl yaklaşıldığını adeta aşın cinsellik kadar içkinin de aşağı aktarmaya çahşacağım. tabakanın zaaflanndan olduğunu vurgula'Babamglblcinayetlşl«medlm' mak isterler. Oysa aksine her ikisi de, zengin, yüksek çevrelerde gelişir. 9941063 yılları arasmda Halep 'te yaşaBu genelleme o çevrelerde de istisnalar bulunmadığı anlamına tabii ki gelmez. Koskoca Kanuni bir Hürrem'le yetinmiş olabilir ama her gece yeni bir bakire arayan meraklı sultanlar bulunduğu da sır dcğıldir. Bugun de, her alanda Osmanlı'yı örnek mış bir şair olan Abul Ala al Maarri evliliği ve her çeşit cinsel ilişkiyi, bir şıirinde şu sözlerleyermiştir: "Eğer varlık olmasaydı, yokluğun ne olduğunu bilmeyecektik. Vücuda gelişitniz bizim için bir belâdır. Analann tattıklan bir ORHAN KOLOĞLU