03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9 ARALIK 2001. SAYI 820 13 Denizli'nin Serinhisar ilçesindeki fotoğraf sergisi herkesi gözyaşına boğuyor. Fotoğraflan ilçenin ilk fotoğrafçısı Vezir Hasan'ın oğlu çekmiş. Gelenler sergide yakınlarını buluyor. taşıdığı anlamla hayli bütünleşiyor... Şu anda Esat Bey gibı her ınsanda rastlananbınlerce "kıvır zıvır (!)" materyal arasında, bu fotoğraflann çekildiği o körüklü makine de var. Ah, eski şeyler. eski eşyalar.. / Kirlenen zamana koşut nasıl da direngenler; / eski bir sevda, / yaralayan bir vefa / ve artık olmayan, kalmamış hakiki bir dostluk kadar... Bu körüklü makine Esat Bey, \ ısrarla "a le münıt, diyelim lütfen!" diyor; ne de olsa o, işinin uzmanı isimlerin de doğru söylenmesi konusunda da hassas! babası Vezir Hasan'a ilginç bir serüvenle gelmiş... Babası, o dönem, birine borç para vermiş, adamcağız nasıl olduysa borcunu ödeyememiş ve borcu karşılığmda da işte bu a le münit makineyı vermiş... İşte, baba Vezir Hasan, bu makine, kendısine geldıği ilk günden itibaren bir sevda gibi fotoğraf sanatına vurulmuş... Ancak tabii, profesyonel bir yan da tutturmuş; ilçedeki herkes, herhangi bir amaçla fotoğraf çektirmek için hep ona koşmuş; çünkü o dönem, ilçenin tek fotoğrafçısı Vezir Hasan imiş .. Babasıyla bir ustaçırak ihşkısi ' gelıştirmiş Esat Eğer; fotoğraf sanatı ve tutkusu, babasından olarak tla resmini/.in bir parçası. Siz de resimlerinizde görülen imgelerle özdeşleştiğinizi düşünüyor musunuz? Ben, desenlerimde ve tuvallerimde bu ımgelen yorumlarken, bildiğim ve hatta ezbere çizebileceğim bu imgelerin kendisıni yansıtmayı değil, özünü hissettirmeyı hedelliyorum. Doğayı ve ımgeleri en etkili araç olarak benimsediğim desen ile yansıtırken; ayıklayarak, seçerek ve kendi iç dünyam ile bağlantılarımı kopartmaksızın yapıtlarımı oluşturmayı amaçlıyorum Video ve digital sanat hakkında ne düşünüyorsunuz? lstanbul Bienali'ne gittiniz mi? Özellikle yurtdışı seyahatlerimde, müzelerdeki incelemelerimde anlamaya çalışarak, samimiyetle izlerim. Ancak, ben video ve digital sanatı sevmiyorum, benimsemiyorum ve hatta sanat olarak kabul etmiyorum. Büyük çoğunluğu, en basit bir el desenini veya herhangi bir uzvu çizemeyecek yetenekteki bazı kişilerin, sanatçı kisvesine bürünerek; bunları ve bazı benzerlerini çağırruzın sanatı budur gibi yargılarla sunmalannı kabullenemiyorum. Bu nedenlerden ötürü, az çok neler ile karşılaşacağımı bildiğımden dolayı lstanbul Bienali'ne gitmeyi düşünmedim. 78 yaşındasınız. Sanal dünyası dışında sizi en çok etkileyen olay neydi? Atarürk'ü kaybedişimiz, beni en çok etkileyen ve duyduğum acıyı kelimeler ile ifade edemeyeceğim bir olaydır. Akademi'ye kaydolduğum tarihlerle kesişen ve diğer öğrenci arkadaşlanmla birlikte, Dolmabahçe Sarayı'ndaki katafalkı ziyaret ettiğim günkü üzüntümü anlatmam olanaksızdır. ^ Ylazideki dedenine BAKİ KOŞAR "Çırak Haccana'nın kızı Mömüne", "Candarlar'ın Topal Ali'nin Kızı", "Kocabıyık", "Küllü Veli'nin Kızı", "Hacı Elez Oğlu"... Bu isimlerin hepsi, şimdi çoğu kişi tarafından özlemle, iç çekişlerle anılan tozlu, sisli bir geçmişin içinden günümüze ulanan fısıldayışlar adeta... Bu isimlerin sahipleri, yaşadıklan dönem olan Cumhuriyet'in ilk yıllannda henüz soyadı kanunu çıkmadığından lakaplarıyla anılıyorlardı... lki Hacer'i veya iki Mehmet'i birbirinden ayırmanın en pratik yolu, kuşkusuz buydu; kendilerine, ailelerine, işlerine ilişkin bir sıfatla, bir özellikle anılmak, tanımlanmak... Eski isimlerdir gerçekten de bize geçmişi anımsatan / ve eski suretler, / siyah bevaz, kül rengi, suluk kahve suretlerdir / artık olmayan safbir temizliğin ardından gelen / kirlı bir karmaşayla içimizi kamrtan... ...Denizli'nin on beş bin nüfuslu Serinhisar ılçesınde açılan bir sergi, gezenleri tam bir duygu seline boğuyor. . Çünkii, sergi, eski adı Kızılhisar olan ilçenin ilk fotoğrafçısı Vezir Hasan'ın oğlu Esat Eğer tarafından açıldı... Esat Bey, hani Anadolu'nun kıyısında köşesinde yüzlercesine rastlayabileceğımız, kendisini sanata, güzel işlere adamış, bu hoşluklarla uğraşıp duran ama hep kendi köşesinde kalmış, (koşullar veya tercih; bilemem!) resim çizen, fotoğraf çeken, yazılar yazan entelektüel gönül adamlanndan biri... özgün adı "ale münit" olan ama halk arasında "körüklü" diye tabir edilen fotoğraf ınakinesiyle çekilmiş siyah beyaz fotoğraflann tarihi 70 yıl geriye gidiyorneredeyse.. "Elimde, babamdan bana mıras kalan bunlar gibı en az 3 bin fotoğrafın arabı var... Dedim ki, mutlaka Serinhısar'da, dedesini, ninesini, başka bir yakınını, annesini, babasını görmemiş onlarca kişi vardır... Ben de hem sanatsal bir etkinlik yapayım hem de bu kişilere bir hizmetim dokunsun diye 'Mazide Kızılhisar' adıyla bu fotoğraflardan büyük bir bölümünü tab ederek sergi açtım.. " diyor Esat Eğer... Sergi açıldıktan sonra Esat Bey bile bu denlı yoğun bir ılgiyle karşılaşacağını beklemiyor olacak ki şu anda siparişlere yetişemiyor Ne siparişi dediğinizi duyar gibı oluyorum. Hemen söyleyeyım; hıç görmedıkleri, sadece bir Fotoğraflan çeken Esat Eğer... şöyle zarif bir ustahkla başörtüsünden dışanya çıkartıvermiş, kapısırun Önünde kimi kürsüde kimi ayakta durarak poz vermiş bir aile, mahzun kim bilir hangi sevdayla yarah! koyu kahve gözleriyle bakan inamlmaz duru güzellikte gencecik bir kız... Tüm bu insan yüzlerinin arka fonu ise bize dönemin sosyo külfürel boyutuna ilişkin son derece önemli ve bir o kadar da somut ıpuçlan veriyor... O yıl hangi saç modeli modaymış, hangi giysiler yaygınmış, ne gibi aksesuvarlar kullanılırmış, Sergiyi akın akın gezenler, Esat Eğer'e rica minnet bir yakınlarının fotoğrafını sipariş ediyor. bıçımde, bir dönem yaşamış olduğunu bıldıkleri yakınlannın fotoğraflarını bu sergide görenler, Esat Bey'e onun aynısından bir veya birkaç tane sipariş ediyorlar rica minnet... evlerin içi nasıl döşenirmiş...gibi... Bu nedenle, sergideki 70 yıllık bir tarihe sahip bu fotoğraflann arşivsel bir niteliği de var... "lnsanlar, buradaki resimlerin yükseğe, daha yükseğe çıkrna kendısine miras kalan en büyük hazine ona göre. Doğrusu haksız da değil; sanatın herhangi bir dalına tutunduğunuzda, hep daha güdüsü kendi kendini gelıştiren, büyüten bir olgu çünkü... Hele de bir süre sonra, kelimenin tam anlamıyla "toplumsal" bir mısyon da yüklenebılirse sanata, değmeyin sanatçının keyfine o zaman!... Bakmayın Esat Bey'in gözündeki yaşlara; onunki biraz da buruk mutluluk gözyaşlan aslında. . ^ Eyüp, 1983... Serginin namıru (misyonunu mu demeliydım yoksa?) duyanlar, sadece Serinhisar'dan değil Denizli'nin diğer ilçelerınden bile buraya akın ediyor... Ne yoğun, ne hüzün verici bir atmosfer o öyle.. Başlannda kasketleri, ayaklannda şalvarları, çanklan, fiyakalı poz verenler, saçının bir zülfünü arasında, bir biçimde dedesini görüyor sonra bana gelip ama ninemi veya şimdi yaşamayan ve hıç görmediğim kardeşimin fotoğrafım göremedim, o yok mu diye soruyor ağlayarak" diyen Esat Eğer de söyleşimiz sırasında gözyaşlannı tutamıyor... Belli ki duyarlı, sanata teşne kişiliği, bu serginin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle