Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 KASIM 2000. SAYI 765 miçindenbiri... Eylemlerekatılmış, yaşalığı ortamda etkin olmak istemiş. "Tam deikanlı işte... kanım kaynıyor. Babam endieleniyordu tabii ki. 'Bu kızı ya içeri atacakarya da biryerlerde bir kurşunakurban gilecek' diye. Beni ttalya'yagöndererek ralatladılar. Korudular bir şeylerden." 31 Mart 1972'de hatıra defteri Kiti'ye unlan yazmıştı oysa... "Mahir Çayan 'ın öldürüldüğünü öğrenHm. Babamla münakaşa ettim. Babam kızlı bana. Senin aklın ermez dedV.Ama benim ıklım öyle bir eriyar ki! Ben devrimciyim, 'olcuyum. Bununla gurur duyuyorum. Devrimcilerölür, devrimleryaşar. Birbünisem !Ah bir büyüsem, bir devrimci olsam lörecekherkes o zaman!" Daha küçük bir kız çocuğu iken işte böye ant içiyor ama nafile, bir şey yapamadan »önderildiği bu ülkede eli kolu bağlı... 'Devrimci olacakken beni gönderdiler! Eh Füsun, annesi ve babasıyla... ) zaman bu işi bırakamam orada. Tam da o »'îllar tranlı öğrencı örgütleri Şah'a karşı örjütlenmişler. tranlı öğrenciler birliği var. \frika öğrenciler birliğı var. Latin Amerika /ar... bunlar say ı olarak o kadar fazlalar ki. Oerneğini kurmuş, birliğinı kurmuş... bium hiçbir örgütlenmemız yok. Orada 5 Türküz zaten. O beş tane Türkün de 3 taneiinin babası ya fabrikatör ya bir şey... yani böyle işlerle ilgisi olmayan arkadaşlar. Ama ben de duramıyorum. tranhların bütün eylemlerine, bütün gecelerine katılıyorum.' Füsun, Türk öğrenciler adına konuşmayapacak!' diyorlar. Aslında Türk öğrenciler diye bir şey yok. Ben tek başımayım... Biroyunlanndabilerolaldım. Azeridilinde. Bazı replikler de hâlâ aklımda." nlara da. Okulun ilkyılı bir sokak tiyatrosu ustası ile çahşıyor altı ay. JulianBeckve Living Theatre dünya tiyatro tarihine geçmiş bir isim. Birlikte sokak tiyatrosu yapıyorlar. Sokaklarla işi sadece oyunculuk serüveni ile bitmiyor. Yabancı ülkede aileden uzak yaşamanıngereği, sokak satıcılığıyapıyor uzun süre. Okul biter bitmez tezgâh açtığı meydanda bir sokak lambasınınaltındayeri var. Kaçak olduğundan belediyeye yakalanmamak için türlü olaylar yaşıyor. Kendi imal ettiği kolyeleri, Türkiye'den getirdiği boncuklan satarak hem harçlık çıkanyor hem de hayat tecrübesi kesesine birkaç önemli ders daha sıkıştınyor. Bir ara oynadığı bir rolden ötürü Türkiye'de Yeni Asır gazetesine haber oluyor. Bir de gazetecilik serüveni var yine harçlık çıkarma dcrdiyle. Ama bu işe çok ciddi yaklaşıyor Demirel. Haber olduğu gazeteye bu kez haber göndermeye başlıyor. Bir yandan da bebek bakıcılığı yapıyor. "Bütün bu yan ışleri yapmak bana şöyle bir olanak sağlıyordu; tiyatrolan çok iyi takipedebiliyordum, sinemayı daöyle. Kültürel anlamda beslenmeme yardımcı oluyordu... Fakat o yıllarda tiyatroda müthiş bir yozlaşma vardı. Popüler rejiler, çıplakhk çokrevaçtaydı. Ve bu beni çok rahatsız etti." DERGIDEN Merhaba, Bu haftaki dergimizin kapak konusu Füsun Demirel ileyapılmış bir mpörtaj. 12 Mart 'a denk düşen genç ktzhk günlerinde tuttuğu anı defterinden satırlar da bülacaksımz yazıda. Mahir, Deniz, Sinan 'ın ölümleri karşısında duyduğu dehşeti aktarmış defterine. Bugün 40 'lı yaşlarında olanlar, çocukluktan gençliğe geçiş yıllannda tamştılar bu gerçekle. Düzene karşı çıkmış kimi gençler, devleti devirecekleri iddiasıyla dağda, infaz evindeya da idam \ sehpasmda yok edilmişlerdi. Yaşasalardı Türkiye Cumhuriyeti onların eline mi geçecekti? Bu iddia bugün kulağa çok komik geliyor. Türkiye 'nin ordusu ve devletiyle bir grup komünist gence yenik düşeceği iddiası o günlerde pek modaydı. Yaşanan felaketlere itirazı engelleyen afyonumsu propogandanın ana temasıydı. öldürmeler işte bu ağır hava içinde gerçekleşti ve herkesin yüreğine korku saldı. Füsun Demirel 'in satırlannda okuyacağınız gibi... Füsun Demirel ile ropörtajı o günleri kulaktan dinleyen, t kitaplardan okuyan genç bir arkadaşımız, Bengi Öz, yaptı. Bengi 12 Eylül arefesinde şiddetin aramızdan ahp götürdüğü Savcı Doğan Öz 'ün kızı. Onu bir de sinemadan ve tiyatrodan tamyorsunuz... Küçük bir ipucu da verelim. "Hoşçakal Yarın " fllminde Deniz Gezmiş 'in sevgilisi rolünde izlediğiniz genç kız Bengi idi... Türkiye 'de iki hatta üç kuşaktır hep aynı şeyleri yaşıyoruz. Deniz Gezmişler 'den kurtardığımız devletin bugünkü durumuna bir bakın... Eşitsizlik, çetecilik, dolandıncılık, yiyicilik, şiddet, baskı, kapkaççılık, köşe dönmecilik... Kötü ne ararsanız bir eksiksiz hepsi mevcut. Neden biz değişemivoruz? CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSIBASINVEYAYINCILIKAŞ ADINA BERİN NADİ • SORUMLU MÜDÜR: FİKRETİLKİZB GÖRSELYÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: ÇAĞDAŞ MATBAACILIKLTD. ŞTİ.B İDARE MERKEZİ: TÜRKOCAĞICAD. NO: 3941CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL TEL: (0212)5120505 IREKLAM: MEDYAC Sinema ile tanışıyor... Önce biriktirdiği paralarla Sinematek üyesi oluyor. Bu sayede bütün bir Italyan sinema tanhınıtakip ediyor. Akademi öğrencisi olduğu için çağnlar geliyor film"ajans. larından. Bertolucci'ninbirfilmi ıçinkast çekimine gidiyor. Taviam kardeşlerle tanışıyor. Ama şans o zaman gülmüyor Füsun'a. "Beni o dönemde en çok ilgılendiren Piccolo Teatro ve yönetmenı Strehler ıdı. Çünkü Avrupa'da en ıyi Brecht yorumcusuydu. Üçüncü sınıftayken artık okul bitecek ben atladım Roma'dan Milano'ya gittim. Strehler'i ScalaOperası'ndabuldum. Arkakapıdankulisegirdim. Strehler'inodasını sordum. Kapısını çaldım, girdim. tçerde oturuyordu.Dedimki, 'BenbirTürköğrenciyim. Okul bitiyor. Tıyatroyu sizinle yapmak istiyorum; çünkü benim tiyatro anlayışım size yakın.' Dinledi beni. önce çok şaşırdı. Böyle pat diye gitmeme, büyük bir cesaretle kendimi anlatmama ve iş istememe çok şaşırdı. Hoşuna gitti, keyiflendi. 'Ben bir Türk daha tanıdım. Mehmet Ulusoy. O » 19771Mayısı Füsun, Türk kültürünü insanlara tanıtmayakararlı. Bir Çayda Çıra gösterisi düzenliyor, tranlı erkekîeri de yanına alarak. Bunun için tek tek altı kişinin şal vannı ve cepkenini dikiyor amatör tiyatrodan gelen alışkanlıkla. 1977 1 Mayısı'ndaMilano'daçok büyük bir kutlama düzenleniyor. Bütün Avrupa öğrenci dernekleri bir araya geliyor. Oraya giderken arabanın radyosundan Istanbul Taksim Meydanı 'nda olanlan öğreniyor; 34 ölü, Taksim katliamı. Gittikleri yerde çok büyük, birkaç bin kişilik bir salonda 1 Mayıs kutlaması yapacaklar. Hemen arkadaşlanna anlatıyor olanlan ağlayarak. tranlılardan biri çıkıp "Türkiye'de 1 Mayıs böyle olmuştur, sizi bir dakika saygı Baleye çocukken başlamıştu duruşuna davet ediyorum"diyor. Herkes şehitler ıçin ayağa kalkıyor. füsun daha önce tranlılara Türkçe 1 Mayıs Marşı'nı öğretmişjherkeskalkıpmarşısöylüyorMilano'nun büyük salonunda. Sadeceacıolaylaryaşamıyortabiiki.Bir de işin güzel yanlan var. Günlüğü artık aşk hikâyelerinc de sırdaş. Okulda aldığı başa Sanatçı Füsun Demirerin çocukluk yıllarının bir dert ortağı var: Kiti... Adını Anna Frank'ın Hatıra Defteri'nden almış. Füsun'un kaleminden hem acılara hem sevinçlere tanık. Kiti ile paylaşılmış acılarda hep 12 Mart yaralan var... Ona yazılmış satırlar Deniz, Mahir, Ulaş ve Sinan'a ağıtlarla dolu... 1971 bahannda babası Fethi Demirel ile... KAPAK FOTOĞRAFI: HATİCE TUNCER