Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Ölmeyen aşklar da var GÖNÜL DÖNMEZ COLİN uena Vista Social Club" filminde Küba ezgileriyle bizi coşturan Wim Wenders gerçekte sonu gelmeyen acıklı aşk öykülerinin yönetmenidir. Aşk her şeyden güçlüdür ama sevenler ya sevilmez ya da sevilseler bile birçok iç ve dış nedenler yüzünden kavuşamaz sevdiğine. örneğin "Paris, Texas" kansını çok sevdiği için kendinden uzaklaştıran bir adamın öyküsüdür. Almanyönetmenin son filmi "The Million Dollar Hotel"de de dostluk, aldatılma ve her şeye rağmen aşkın üstünl üğü ana temalar B olarak karşımızda. Bu film, Wim Wcnders'in deyişiyle, kaybedenlerin, kaybolmuşların,geriyebırakılmışlann filmi. Onlann gerçekte güzel ve değerli öğelerini yitirmediklerini ve yakmdan bakarsak elden uçup giden daha iyi yaşamlan gözlemleyebileceğimizi vurguluyor. Öyküyü anlatmakla görevli Tom Tom, çocuksu bir genç ve gökten düşmüş bir meleğe evet, bu fi lmde de melekler var sınlsıklam âşık. Ustanın en popüler filmi "Arzunun Kanatlan" (Wings ofDesire) ile bu film arasındaki benzerlikler burada bitmiyor ama Wenders'e göre bu film aşk, yaşam ve ölüm gibi konulara daha gerçekçi bir açıdan bakıyor. Üstelik "The Million Dollar Hotel"(Sırlar Oteli) şiirsel ama aynı zamanda paradoksal bir cinayet filmi olarak aynlıyor, Wenders'indiğcrfilmlerinden. 2001 yılındagüneşinpınlpınlparladığı bir Los Angeles sabahında bankacılar, avukatlar her sabah yaptıkları gibi bir elde cep telefonu, öbüründe taşınır bilgisayar, o üstünüze devrilecekmiş gibi yükselen gökdelenlerdeki önemli işlerine koşuyorlar. Güneş batmadan yangın zili çalmış gibi alelacele kaçacaklar kentten. Işte o zaman kent yaşamıbirbaşkadevinimkazanıyor. Fahişelerve pezevenkleri, uyuşturucu satıcılan, kınlmışlar, yıkılmışlarvekızgınlarsahipçıkıyor Alman yönetmen Wim Wenders'in son filmi 'The Million Dollar Hotel'de dostluk, aldatılma ve her şeye rağmen aşkın üstünlüğü anlatılıyor... Tom Tom ile Eloise'ın aşkı Los Angeles'ın fahişeleri, kınlmışlan, uyuşturucu satıcılan, yıkılmışları ve kızgınlan Wim Wenders'in filmlerikaybedenleri, unutulanlan, kaybolmuşlan anlatıyor... arasından sivriliyor... kente. Işte Wenders' in filmi bu ikinci tür insanlan, uçlann ucunda uçuşan garipleri konu alıyor. Hepsini banndıran ise acı bir ironi ile "milyon dolar"adını koruyan, birzamanlar daha iyi günlergörmüş bir otel. Tam o sıralarda bu otel sakinlerinden biri, uyuşturucu düşkünü bir genç, bir gün damdan aşağı düşüveriyor ya da düşürülüyor. Olağan bir şey bu, ama genç adamın milyarder medya kralının oğlu olması olaya başka bir yön veriyor, hiç değilse sansasyon merakhsı medyayı birbirine düşürüyor. Işe el koyan FBI ajanı Dedektif Skinner'a göre ise otelin bütün sakinleri suçludur. SafTomTom'unyaşamınyıprattığıFJoise'eolankarşılıksıztutkusu işte bu ortamda gelişiyor. "The Million Dollar HoteF'in Bono, Daniel Lanoisve Brian Eno tarafmdan Dublin 'de kayıt yapılan müziğınin lirikleri ünlü yazar Salman Rüşdü'nün imzasını taşıyor. Filme mekân olan otel 1917'de yapılmış. Bono'nun bu otel ile eski bir dostluğu var. örneğin rock grubu U2 ile 'Where The Streets Have No Name" şarkısına eşlik eden, otelin damından çekilen bir video klibi de var. Daha o zaman otelin sakinlen dikkatini çekmiş Bono'nun.Reaganhükümetininbütçekısıtlamalan sırasında sıgortalan yok diye hastanelerden kovulan, bir alay sorunlu insan görmüş buralarda barınan. llk bakışta deli gibi görünenbuinsanlar filmin sonundaherkesten daha akılh çıkıyorlar. Ne diyor Beşinci Beatle Dixie: "Eğerycterince insan aynı şeye inanırsa, gerçek olur... gerçek oyunu." Medya kralı Goldkiss ne diyor Dedektif Skinner'a: "Gerçek denen, çoğunluğun satm almakistediği... Burası Hollywood,birdirhem bokla bok suflesi yaparlar." Gerçi bu dedektif Skinner da bir başka âlem. Mel Gibson Tom Tom için bir baba ve sorununu denetlemiş birhilkat garibesı rolündc çok başanlı. Wenders' in bu karakterle, sıkı kural larla korse giymiş gibi iyice sıkıştırılmış, ama işinde korkunç başanlı Hollywood sinemasınabirgöndemıeyaptığıdasöylenebilir. Tom Tom rolünde "ErRyan'ı Kurtarmak" filminden anımsayacağımız Jeremy Davies var karşımızda. Sevdrgi kadın Eloise ise yakınlarda Luc Besson'un "5. Öğe" ve "Jean d'Arc" filmleri ile kendinden söz ettiren MillaJovovich. İkikarakterkutuplarkadar uzak birbirine. Tom'un gelişmemiş zekâsına karşın Eloise müthiş akılh. Sorun şu ki zekâsı, arulan, algılan başma dert. Genç ve güzel Jovovich ancak bir kez alımlı bir giysiyle görünüyor ekranda. Genelde ne bulursa onu giyiyor. (Çoğu giysileri ya otelde bulmuş ya da çevresindeki eskicilerden almış.) Filmin sonunda giydiği uçuk yeşil ipek tu valetle ise kınk bir oyuncak bebek gibi. Bu filmin yüzde otuzunun digital çekilmiş olması da bir başka ilginç konu. Wenders, video ile sinemayı birlikte kullanan yönetmenler arasında öncü lerden sayılır; bu film ile de bunu bir kez daha kanıtlıyor. örneğin Los Angeles'ın helikopterden aşağı kuş bakışı görüntüleri digital olanaklarla dahagizcmli bir görünüm kazanmış. U2 grubunun "The First Time" balladı eşliğinde izlediğimiz bu göruntülerbiryandan görsel açıdan izleyiciye unutulmaz imgeler sunarken öbür yandan da müthiş rock müziği eşliğinde yönetmenin digital çağın araçlarına yakın baktığını da kanıtlıyor. 'The Million Dollar HoteF geçen Berlin Film Festivali'ni açıp Jüri özel ödülü Gümüş Ayı'yı da almıştı. Duyduğuma göre, îngiltere'de yakınlarda gösterime giren film îngilizleri pek açmamış. Salık veririm bu kez daha gidip görsünler. Bir rock konserinin video klibı gibi demişler. Bence bir filmin büyüleyici bir müziği olması kusur değil. Ve "The Million Dollar Hotel"in müziği öyle büyüleyici ki devamlı dinlediğim CD'si yıpranmaküzere.^