29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19 KASIM 2000. SAY1 765 Gerginleşen ortam bu soruyla biraz yumuşamıştı. "Oğlan değil, kız." dedi genç kadın. Kayane'nin kelebek gözlükJerinin arkasındaki gözleri nemliydi. Çocuğa yaklaşıp onu yanaklanndan öptüğünde, taşlıktaki nem kokusunu naftal in ve sarmısak kokusu bastırdı. Genç kadına döndü: "Başka çocuk vardır?" Genç kadın birçırpıda: "Bundan büyük bir kız, bir de oğlan var evde." Kayane, Azat'adöndü; "Azatka!(****) Desene evimiz şenlenccek!" dedi. Azat ifadesizbaktı Kayane'nin suratına. Sinirlenmişti. Genç kadın bir çırpıda çocuklannın iyi özelliklerini saymaya başladı. O sıra küçük kız cebinden mendilini çıkarıp akmayan burnunu sildi. Bunu yaparken de tiz sesli yaşlı kadının gözlerinin içine bakıyordu. Ev sahibesi Azat Hanım evini üç çocuklu bir aileye kiralamaya gönülsüzce razı oldu. Arkasından, şartlannı birbiri ardına sıralamaya başladı. "Her hafta merdivenler ve taşhk silinecek. Tahta bezi iyice sıkılacak. Bez sulukalırsa merdivenler tahta olduğu için çürür, taşlığıri zemini de mermer olduğu için üzerlerine basıldığında çamur olur. Taşhğın sokağa bakan camları ayda bir kcz silinecek, örümcekleralınacak. Kapıyı hızlı kapatmak yok. Çocuklarbasamaktan yavaş inip çıkacaklar. Evimi sokak gibi kullanmak yok! Onun dışında hele bir yerleşin de konuşuruz. Şimdi aklıma pek fazla bir şey gelmiyor..." Kayane döndü, biraz mahcup bir ifadeyle: "Kızı bu kadar korkutma, eve hizmetçi aldığını zannedecek." dedi. Azat ters ters baktı Kayane'ye. Genç kadın hemen atıldı. "Tamam, kabul ediyorum." Kayane rahatlamıştı. O gün, doğal olarak, ilerde olacaklardan hiç kimsenin haberi yoktu. Nasılolabilirdiki?Kimbilebilirdi, yaşlı Azat' ın tersleyerek konuştuğu bu genç kadını beş yıl sonra evlat edineceğini; genç kadının otuz yıl boyunca o evde oturacağını; kendisinemiraskalanevisırfAzat'abağh anılarından dolayı satmak ıstemcyeceğıni. O gün kestirmesi en kolay olan; Azat ile küçük kızın birbirlerine hiçbir zaman ısınamayacaklanydı. Ve üvey anneanne hastane yatağında son günlerini geçirirken bile, adı konulmadık o ilk bakışmalar çocuğun hafızasından sonsuza dek silinmeyecekti. Kayane ise çok sevdiği ufaklığa sorduğu "Ben ölürsem beni unutur musun?" sorusunun yanıtını zamansız ölümünden sonra fazlasıy la alacaktı. Bütün bunlan o gün hiçbiri bilmiyordu... Küçük kız artık bahçeye çıkabilirdi. Fakat eşikten dışarı attığı ilk adım, o tiz, yaşlı sesi yine harekete geçirdi: "Basma oralara! Çamuruiçeri getirecek Resimlerim, babam ".. .Ondan bana kalanlan bir çırpıda, bir mekâna dolduramayacağımı bilmiyor değildim tabii. Can'a can katacak resimler yapmaya başladım ben de. Içimde kalmasın diye. Bütün renkler itişe kakışa yerini aldı. Can'ın şcfkatinden nasibini almış her şey tuvallerde bir yer tutmaya çahştı kendine. Can'ın hayatını, hayatının ikizi olan şiirini düşündükçe bu resimler çıktı işte,arkaarkaya..." Su Yücel, on dördüncükişisel sergisinde izleyiciyle buluşacak resimlerinin yaratılış öyküsünü işte böyle babası Can Yücel 'le bütünleştiriyor. Yücel'in resimleri 13 Kasım8 Aralık günleri arasında Bcyoğlu'ndaGaranti Sanat Galerisi'nde sergilenecek. Can Yücel ' in bir şiirinde "Mayasında büyük vahşet/Fırçasında denşet vardır" diye tanımladığı Su Yücel sergisinin öyküsünü anlatmayı şöyle sürdürüyor: "Dağını, dcnizini, rüzgârını koydum. Çiçeklennı, kuşlannı, masasını koydum. Kırmızı biberini, balığını, merdivenini koydum. Kalemi, gökyüzü, kadchı gelip duruverdi resmin orta yerinde. Güneşi, terazisi, saati, şişcsi, tabağı, karpuzu hep ona poz verdiler sanki. Ben onun şiirine yetişmeye çalıştıkça avlular havalandı, perdeleruçuştu,kadchlerdevrildi,kimileyin kırmızıya, kimileyin maviye kesti her taraf. Atölyede resimler bir bir tamamlandıkça bir gürültüdür tuttu ortaîı* ğı. Bağnştılar, gülüştüler, küfiirleştiler, cilveleştiler. Ben de onları tutup buraya getirdim işte."^ Su YücePin on dördüncü kişisel resîm sergisi 13 Kasım 8 Aralık tarihleri arasında Garanti Sanat Galerisi'nde... 2 Yücel'in resimleri babası Can Yücel'i anlatıyor. (*) Digin Azat, ur es: (Erm.) Azat Hanım, neredesin? (**) Hos em Kayane, yegur: (Erm.) Buradayım Kayane, gel! (***) Haysınız?: (= Hay mısınız? = Ermeni misiniz?) Ermenice'de "mi/mu" gibi soru ekleri yoktur ve sorular ses tonu değiştirilerek sorulur. Kayane'nin sorusu Türkçe'yle harmanlanarakkonuşulanlstanbulağzınagüzel bir örnek oluşturuyor. (****) Ka: Istanbul Ermenicesi'nde, kadınlarayönelik, "be, ayol" anlamında hitap.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle