Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 MART 1999. SAYI 677 Ama.Vcra da, kızı ile çok sevip evlendiği Nâzım I likmetarasındazorgünlergcçirmiştirherhalde. Vera'ya, 1950 yilına doğru, Bursa Cezaevi'nde Nâzım Hikmet'i gördüğümüsöylediğimdc, çok heyecanlandı, gözlerime dikti gözlenni. üelli ki.Nâzım'dankonuşmamı istıyordu. Ona, çalıştığım Vatan gazetesi Başyazarı Ahmct Emirı Yalman'labirlikte, Bursa Cezaevi 'nde Nâzım I \ ıkmet' ı zıyaret cttiğimi söy lcdim. Ama, bu karşılaşmada, ben, ona sadece selam verdim, elini sıktım. llayran ve merakladinledim. lncc.yumuşakbırsesivardı. Insanın gözlerinın ıç ine bakarak konuşuyordu. Şiirhevesli,gcnçbirgazeteciolarak, ünü dünyayı sarmış, Türk şiirini vc şairlerini etkilcmiş, okul sıralarında, öteki arkadaşlarım gibi şiirleriniczberlediğim bir şairkarşısındayım. Yalman konuşuyor, o konuşuyor, ben sadece dinliyordum. Sizinlc ilgılcnmedi nıi diye sordu Vera. llgilendi. Almet Emin Yalınan'la konuşurken, sı k sık bana doğru dön üyor, sankı benimlekonuşuyormuşgibidavranıyordu. Konuşma, cezaevi müdürünün odasında geçiyordu. Konuşulan konu, şairin Kurtuluş SavaşıDestanı'nın Vatan gazetesindcyayımlanmasıydı. Bunu A. E. Yalman önerdı ona. Birangözleri uzaklaradalargibiydi. Şiirlerinin okunması yasak bir dönem. Ama, üst kademeyöncticılerlesiyasetçiler.gizlidengizIiye.elerine geçırdikleri yeni şiirlerini okuyorlardı. 950'den sonra bile, Bakanlar Kurulu toplarıtısında bile, okunduğu söyleniyordu. Birkeresinde, Ankara'danlstanbul'auçakla dönerkcn, yan yana oturduğumuz Son Havadis gazetesi sahıplerindcn Sinan Bosna cebinden çıkardığı kâğıtta yazılı olan "Bir Gcmi kalkar Varna önünden/ Boğaza doğru" şiirini okııdu. O dönem milletvekıli olan Sinan Bosna, okuduguşiirı dönemınemnıyet genelmüdüründenalmıştı. Vera, hayretleriçındedinledianlattıklarımı. 17 likle yakın tarihimizın olaylarını doğru ve tarafsızbirgözlebelirlcmek.yorumcularaışık tutar. Nâzım Hikmet, bazı Istanbul gazetelerindc "Orhan Selim" takma adıyla günlük yazılar yazar. Nitekim, Peyami Safa için yazdığı o uzun şiirinin bir yerinde "Aranızda görünce benim Orhan Selim adlıdilsizgölgemi,/Hemen gazı al ıp gemi/ Fa^isto demokrato I iberal deyip/BirjurnalyazıpDelikanlıyıyereçalmak/ Ve bir mikdarı münasip ele almak istedin/ Elimden alıp almama bir şey diycmem ama/ Biz gölgemizi bile çiğnetmeyip adama/ diyekükrer." Onun başını derde sokak ilk yazısı "Heraklit'idüşünürken"başlığınıtaşır. Buyazıüzeri tıe kimi yazarlann ve gazetelerin saldınsına uğrar. Odönemin modası belli: Solculuk. Nâzım'ıgözaltınaalırlar.Tutuklarlar. Sonunda aklanır ama, bir kez damgalanmıştır. Yapışkan bir boya gibi, bu damga ölünceye kadar bırakrnaişain. •..•.,, Abdülbaki Gölpuıarlı (yuzar) Bedri Koraman (karikatürist) Çocuğa yazık oluyor... ArkasındanSerteller'inçıkardığıResimli Aydergisindeyayımlanan"Eskiputlankıralım"yazısı üzerine tartışmalarbaşlar. Suçlamalargenişler. Bü yazı ve suçlamaların arkasından "Ordu ve donanmayı şiirleri ile isyana teşvik eder" diye Donanma Mahkemesi'nde 29 Ağustos 1938'dc 12 yıl hapse mahkum olur. Bursa Cezaevi'nekapatıldığında, Bursa Cumhurıyet Savcısı lzzet Akçal'dır. Daha sonra Rize'den Demokrat Parti milletvckilı ve Devlet Bakanı olan Akçal, Nâzım Mikmet'eyakınlıkgösteriyor. O dönemde kulaktan kulağa dolaşan bir söylenti var. Atatürk Nâzım Hikmet'i beğeniyor, sık sık "bu çocuğa yazık oluyor" diye yakınıyor. Hattabirgün,oünlüsofrasınabileçağmyor ama,şairgitmiyor. TürkiyeCumhuriyeti'ninüçönemlibaşından Atatürk böyle düşünüyorama, söylenenlere göre, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak şairin afTedilmesine sürekli karşı çıkıyor. Ama, Başbakan Inönü için, "O deniyor, ortada. Olaya hep ölçülü yaklaşıyor." Nâzım Hikmet'in 12yılhükümgiymesinin ardmdan on biryıl geçiyor. Ahmet Emin Yalman, Vatan gazetesindeki baş yazısında "Tcvfık Fıkret ve Nâzım Hikmet" başlığı altmda iki şairi aynı türhaksızlıklarauğramışgösteriyor. Derhalçcşitlitepkiler geliyor basından ve aydın çevresindcn. Vatan gazetesinde, Avukat Mehmet Ali Sebük, şairin uğradığı haksızlığı, yakın birgeçmişte Fransa'da patlak veren Drey Mıs olay ına benzetiyor. "Bu biradli hatadır. Düzeltilmelidir" diyor. Karşı görüştekiler"Nâzım Hikmet bir komünisttir, cezasını çekmelidir" diye yükseltiyorlarseslerini. Ama Türkiye, Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra, San Fransisco'da toplanan Birleşmiş Milletler'dc attığı imza gereği 1946'da çok partili yaşama adım atıyor. Nâzım Hikmet'in 1938 yılındaortaya attığı "Eski putları kıralım"çıkişınabaşkalarıdakatılıyor. Kımileri korkakça, kimileri cesurca bu fikir üz,erinde konuşup yazmaya başlıyor. Şairin karşıtlan afTedilmesine şiddctle karşı çıkarken, dostlan affı için uğraşıyor. Sözünü cttiği Vatan'daki yazıda deniliyor ki: NâzımHikmetkaraciğerhastalığınarağmen.onikiyıldırhapıstedir. Bukomünizme karşı verimli birtedbirdeğildir. Tam birgaflet halinde komünizme hizmettir. Bu tartışmalar sürcrken, Vatan gazetesi Başyazan A. Emin Yalman, Nâzım Hikmet'i, Bursa Cezaevi'ndc ziyaret edıyor ve ona diyor ki: Sizinvatanınızısevmediğinizsöyleniyor. Rusya'dasızinadınızabirpulçıkarılmış.* i ı luî (yuzur) Cüneyt Gökçer (tiyatro sanatçısı) Destan yayımlanmadı... Nâzım Hikmet, Ahnıet Emin Yalman'ın önerisiniolumlukarşıladı.Hemmemnundu, hem de yavrusu elinden alınmak istenen bir ana gibiydi. Belki de, hükümetçe ya da başka biretki ile destan yayımlanmaz endişesini taşıyordu. Bunu bazı sözleriyle dc ima etti. Ama, Yalman kesin kararlı olduğunu, engel tanımayaeağınıbıldirdi. Destanın Vatan'dayayımlanacağını, Bursa dönüşü, gazetedeki genç arkadaşlara fısıldadığımda, hepsi, sevinçle bağırdı. Arkadaşlarla, sık sık, şairden birkaç mısra okurduk. Bu haber üzerine aramızda adeta bır yanş başladı, hangimiz daha çok ezberden okuyabiliyoruzdiye. O geceki yemekte Vera, destan ın neden Vatan gazetesinde yayımlanmadığını sordu. Onadedimki: Gazetedeki arkadaşlar, destanın yayimını heyecanla bcklerken, Yalman tekrar gittiği Bursa'dan üzgündöndü. Çünkü şairdestanın Vatan gazetesinde yayımlanmasından vazgeçmişti. Sebep ne diye, lepki gösterdi Vera. Yalman şaire, destanın tümünü yayımlamaktansa, can alıcı bölümlerinin yayımlanmasının daha iyi olacağını söylemiş. Böylesi dahaetkiliolurdemiş. Dcstanınkimi bölümlerinin durgun olduğu gerekçesiylc, böyle düşünüyoruz, demiş. Busözleri duyan Nâzım Hikmet'in tutumu ve tepkisi açık ve kesin olmuş: Yahep,yahiç! A. Emin Yalman gazetcnin başyazan ve anonim şirkctin dc başkanı ama, yönetim kurulu böyle istemiş duyduğumuza göre. Oysa, Yalman liberal görüşlü birgazeteciydi. Katılmadığı düşüncelerin bile açıklanmasında, hatta.gazeteyebasılmasındanyanaydı. Şim Nâzım h serbest bırakın... Bir grup aydın 1950'de imza toplamış ve Nâzım Hikmet'in serbest bırakılmasını ıstemıştı. Matni ımzalayanlar şunlardı: Dr. Adnan Admar, Halıde Edip, Nadır Nadı, Ahmet Hamdi Tanpınar, VâNu, Prof. Sıddık Sami Onar, M. Ali Aybar, Yaşar Nabi, Zekeriya Sertel, ömer Rıza Doğrul, Ahmet Emin Yalman, Ercüment Behzat Lav, Bedri Koraman, Sinan Kprle, Sabahattin Eyuboğlu, Recep Bılgıner, Refik Halid Karay, Ekrem Reşıt Rey, M. Faik Fenik, Neyzen Tevfik, Perıde Celâl, Mîna Urgan, Prof. Ali Fuat Başgil, Ali Naci Karacan, ressam Zühtü Müridoğlu, Abdülbakı Golpınarlı, Ibrahim Çallı, Refik Fersan, Cüneyt Gökçer, H. Ferit Alnar, Adnan Saygun, Cahit Sıtkı Tarancı, Nurullah Ataç, Prof. Irfan Şahinbaş, Oktay Rifat, Mesut Cemil, vb. Nadir Nadi ce.bu konu ile ilgili toplantılaryapılır,dilekçede adı geçenler bir bir okununca salonda yuhsesleriyükselirdi.Oafdilekçesindeimzaları olan kimi ünlüleri buraya almak istiyorum. Dilekçe şöyle başlıyor: Cumhurbaşkanlığı yücc katına. .. Bizaşağıda imzaları bulunanTürkaydınlan, şairNâzım Hikmet'in biran evvel serbest bırakılmasını sizdcnveyüksekmeclisinasil vicdanından bekliyoruz. Yıl 1950veCumhurbaşkanılsmetlnönü. Gelelim,buafdilekçesindensonrakigelişroelere: Konu, giderek basında yaygın bir biçimc dönüşüyor. Kimi, Nâzım Hikmet'i suçluyor, kimi, onun büy ük bir Türk şairi olduğunu yazıyor.950yılınaböylegiriyorbasın. Işiniçine siyasetçilcrde karışıyor. 1lerde, bu konuları dcrinlemesine vc genişlemesine incelemek isteycnlere, ışık tutar diye, konu çevrcsinde dolaşmakta yarar görüyorum. Çünkü, özel dikilerin çoğu gibi holding sahiplığindcn dcğil.meslektengelcn birgazeteciydi. gazetecilik ilkelerine sıkı sıkıya bağlıydı. Onun için gazete başlığının altına "Doğruya doğru, eğriye eğri" diye yazdırmıştı. Vera bir süresustu. Sonra, yenidenbaşladı Nâzım'la ilgili anılannı anlatmaya. Geceleri ışıklan söndürmezdi. Lambalar gün ışıyıncayakadaryanık kalırdı. Hapishane alışkanlığı, dedim. Ama niye, diye sordu hay retle. Herkesin ne yapacağını kontrol etmek için. Sık sık da, gece kontrolları olur. Onun için. Daha sonra, Nâzım'ınafTedilmesiyleilgılı girişimlerdensözettim.Bugirişimleriniçinde ben devardım, dedim. Af dilekçcsının altına imza atan sanırım 145 kişi hıç eksiksiz kimi çevrelerce "komünist"damgasınıyemişti.Hatta,kimipartilerınmılitanlarınca.yadaöğrenciderneklenn