Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hüseyin Efendi ile Hamide Hanım'ın birbirlerine sevdalanması tam da mübadele günlerine denk düştü. Ailesi Hamide Hanım'ı yoksul damada vermek istemedi. Onlar da Türkiye'ye dönen kalabalığa kanştılar. Resmo'dan Cunda'ya kınk Hüseyin Efendi ile Hamide lianım evlenip büyük bir aile oldular. bir aşk öyküsü... Hamide Hanım V/ı evliliği beş çocuğun ardından "vurgun "yedL 1 Kırık bir mübadele aşkı ÜMİT OTAN K imileri analarının kucağında, kimilcri kamındageldiler. Kimilerinin bahan yaşayan sevdaları mübadeleye denk düştü; onlar da aşklarmı taşıdılarCunda'ya. Girit'in Resmolular' ı, Hanyalılar' ı, Kandiyalılar' ı aslında beraberlerindcGirit'idcgctirdilcr. CundaGintoldu sanki. Uzaklarabakılıpiççekildi;en acıklıTürkçeveRumcaşarkılarEge'debirbiriylekucaklaştı... Nc zaman yolum Cunda'ya düşse içimi tuhafbirhüzün sarar. Daracık sokaklardagezinirkcn kapı önünde oturan yaşlı teyzeleri anneannem, amcaları da dcdcm yerine koyar, onlaradokunmadansarılırım.Taşkahve'de çayımı yudumlarken dedem Hüseyin Efendi'nin o acıklı öyküsüne dalar, komşu tarafa sevgiylebakarım... SonbaharınscssizscrınliğindcC'undabir başka güzcl olur. Taşkahvenin önünde sandalyeler masalar kalkmasa da herkes içerilere taşınır. Yazlıkçılaı döner, ogüzelim taşevler,darsokaklargerçeksakinlcrinckalır... YazbaşindaYunanadalarını birlikte gezdiğim arkadaşım Müfide Pekin, annc tarafından Girit'in Resmo'sundandı. Benim de "kirtikoz" ve anne taı afından Resmolu oldıığumu öğrcnincc önümc birçok fotoğraf koydu. Rcsmo'da gezdiği Türk mahallelerini anlattı ve mutlaka dede diyarıni görmcmi öncrdi. Gclecek yaz mutlaka gideceğımi ancak onceliklededeminscvdalısiylabirlikteTürkiye'deilk ayak bastığı ve uzunyıllaryaşadığı Cunda'yı bu kezonun gözüyle gczeceği misöyledim... Işteogüzöğleden sonrası Cunda'daydım ve dedemin öyküsünü de beraberimde gerirıniştim. Dedemle, anneannemle, dayılarım ve teyzclcrimle sanki birbuluşmaya, özlem gidermeyegelmisjtim... Ayvalık'taOrfanoz'unkahvcsinin önünde çayını yudumlayan mı yoksa Cunda'nın Taşkahve'sindeki mi dedemdi? Cunda'nın dar sokaklarındaevlerinin önünde oturan yaşlı kadınların hangisi anneannem hangisi teyzemdi? Aslındahiçbiri yoktular. Hepsinden geriyebir tek Hüseyin Efendi'nin en küçük kızı annemkalmıştı... Resmo'nun dar gelirli bir Türk ailesinin yakışıklı oğlu Hüseyin Efendi, yörenin zcnginailesininkızı Hamide Hanım'atu tulduğundaçaresizdi.lkigencinsevdalan mübadele zamanının tam ortasına denk düştü. Belki de iyı oldu. Zcngin aile, kızlannı Hüseyin Efendi 'ye vermek istemiyordu. Iki genç bir gecebuluştular veTürkiye'ye dönen kalabalığa kanştılar. Uzun ve çileli gemi yolcu Iuğıı Ayvalık'tanoktalandı. SonraCunda... Dedem o günleri "Sanki Resmo'nun bir mahallesinden başka bir mahallesincgelmiş gibiolduk. Sanki oraları Cunda'ya taşımışlardı" diye anlatırken beyaz buruşuk mendiliyle de sürekli gözyaşlanm silerdi. Ben de o küçücük yüreğimle dedemle birlikte ağlar ama neden ağladığımı bilmezdim... Hüseyin Efendi scvdalısıylaCunda'dacvlcnir. Bcşçocuklan olur. Mutludurlar. Devletgöçmenlerezeytinlik,evvebirazdaarazi verir. Ancak Cunda'nın ekonomisi onları uzun yıllar besleyecek durumda değildir. Hüseyin Efendi lzmir'eaçılmayabaşlar. Izmir'dekaidığı otclinkatgörevlisibirkadına aşık olur. Cunda'yı, sevdalısını terk edip Izmir'e yeni aşkına gider. Dört çocuğu da babalarıyla birlikte Izmir'e taşınırken büyük oğulannelerininyanındakalır. Hamide hanım bu "vurgunu" kolay allalamaz. Kısa bir evlilik dcnemesı de birişe yaramaz; genç yaşındaçekcrgiderdünyamızdan..., İdekanis ya da nasılsın? Parke taş döşeli o dar sokaklar, Müfide'nin verdiği fotoğraflardaki Resmosokaklannanckadardabcnziyor. Kapı önlerinde yaşlı kadınlar. Birı bamyaayıkhyor. Diğeri yan komşusuyla sohbctte. "İdekanis" dıyorum yaşlı kadına.OdaRumca bırşeylersöylemeye başlıyor. Hiçbir şey anlamıyorum. BildiğimçokazRumcakelimedenbin "nasılsın"... Ayşc Tcyzc, gözlcrimin rengime bakıp bcnim dc "kirtıkoz" olduğumu söy lüyor. Hüseyin Efendi'yi, karısı Hamıde'yı, Cunda'danayrılmayanoğlu Kokucu Musta üuhaava uyakta kalan tek kilise...