Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ BERAT GÜNÇIKAN Genç bir ölümün önünde, bütün gençliğiyle dikiliyor. Zamansız. Oysa konuşulacak çok şey vardı daha. Gidilecekçokyol... Daha ilk adımdaydılar, korkusuz, çıplak vcduru... Yükleri ağırdı: Eskitilmiş, kirletilmiş bir dunya. Düşleri herkes içindi: Eşitlik, özgürluk ve yaşanılabilirbirdünya... O gece, 25 Eylül'de, gecenin üçunde ateş açıldı hesapsız düşlerine... O sabah, yani birkaç saat sonra Melek Altıntaş televizyondan ögrendi. GüvenJik güçleri Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde "operasyon" başlatmış, silah kullanılmış, çok say ıda tutuklu ve hükümlü yaralanmıştı. Yolaçıktı: "Mola yerine vardığımızda Habip'in öldüğünü dtıydum. Başka ölüler de olduğu söyleniyordu. Eşimin, Ümit'indearalannda olduğunu düşündüm..." Akşamadoğru Ankara'ya vardığında önce yarahlarlistesine baktı, Ümit'in adı yoktu. ölülerin listesi uzatildı eline: "Habip Gül, Aziz Dönmez, Ahmet Devran, tsmet Kavaklıoğlu, Abuzer Çat, Zafer Kırbıyık, Mahir Emsalsiz, önder Gençaslan,HalilTürker, Ümit Altıntaş." Doğum yeri Erzurum yazıyordu nüfus cüzdanında Ümit Altıntaş'ın, yıl 1972. Babası astsubay Ercan, annesi ise emckli hemşire Makbule Altıntaş'tı. Her tayinde başka birokulu okudu, liseyi Gaziantep'te... İlk çocuktu, on üç y ıl sonra bir kardeşi olacak ama ilkligin sevdası peşini bırakmayacaktı. tlkokuldaydı, kendisine alınacak bisiklete "hayır"dedi.O,ansiklopediistiyordu.Hersayfanm okunduğuna annesi tanıktı. Üniversite sınavlanna girip de Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği'ni kazamlığında tarihler 199O'ı gösteriyordu. Dahaliseyıllanndasolgörüşübenimsemiş, üniversitede de öğrenci hareketi içinde yer almıştı. Oysa babasıylabirlikte bütün ailesi, amcaları, dayısı asker kökenliydi. Askcr olmayanlar ise ya işletme sahibi, ya bir işletmede genel müdürdü. Babası ailenin bu ilk solcusunun görüşlerine katılmasa da sessiz kalmayı yeğledi. Annesi içinse düşüncelcri ne olursa olsun mükemmel bir oğuldu. "Ümit"dıyordu"aslayalansöylemez,insanlaradeğerverir.sevecendir..." Birkaçyıl sonraokulubıraktı Ümit Altıntaş, ailesininkarşısınaçıkıp"Amacım"dedi "özgür ve eşit bir dünya kurabilmek. Bunun için ne yapmam gerekiyorsa, onu yapacağım." Kendisine bir deömürbiçmiş.ti,yirmiyedi yıl. Türkiye'de sol görüşü savunanlann yaşadığı baskılan, karşılaştıklan şiddeti göz önüne alıp hesaba oturmuş, bu rakaını bulmuştu: 'Tam da hesapladığı gibi oldu, yirmi yedisini doldurmasına birkaç ay kala vurularak öldü..." Melek Altıntaşdörtyaşküçüktü Ümit'ten. Tekirdağ'da doğmuştu, babası öğretmen, annesi ev kadınıydı. Üç kardeşi n en küçüğüydü. En büyüklcri teksti lci, ortanca avukattı. Liseyi Bursa'da okudu, 1993'te Istanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü'nükazanıplstanbul'agcldi: "Ümit'le öğrenci gençlik mücadelesi içinde tanıştık." Butanışıklıkkısasürededostluğadönüşmüştü. Üçüncü sınıfta Melek de okulu bırakıp çalışmaya başladı. Son işi otomobi 1 parçalan üreten bir/abrikadaydı. "Neacıdırkiiş yerine, iştenatılma kaygısıyla eşimin bir trafik kazasında öldüğünü söyledim." 1997'ninsonlanydı.ÜmitÜmraniyeCe 'Asla affetmeyeceğim' Ümit Altıntaş, Ankara Merkez Cezaevi'nde "operasyon"da öldürülen on tutukludan biriydi. Melek Altıntaş eşinin ölümüyle hukukun bir kez daha çiğnenişine tanık oldu. Ümit yaşasa belki ceza alacaktı ama.. romanını yazıp kahkahasını atacaktı...