04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 PAZARIN PENCERESINDEN CUMHURİYET DERGİ Yorgunluk, genellikle çağın hastalığı olarak tanımlanıyor. Amerikalı bilim adamlan "uyku açığının" sanayileşmiş dünyayı olumsuz etkilediğini öne sürerken, îngiliz bilim adamlan bu görüşe karşı çıkıyorlar. Oysa uykuya dair bilgiler çok kısıtlı. Kadınlann erkeklerden yanm saat daha fazla, yaşlılann ise az uyuduğu biliniyor... Sloganlannızı unutun! SELÇUK EREZ unanistan'ın Dışişleri Bakanı Sayın Georgios Papandreu, ekim başında Taksim Toplantılarında TürkYunan ilişklleri konusunda konuştu. Türkiye ile Yunanistan arasında süregelen olumsuz ilişkilerin olumluluğa dönüşmesi gerektiğine ve bu dönüşümün kısa sürmesinin her iki ülkenin yararına olduğuna inandığım için, söylediklerini "Ege'deki sulh ve işbiriiğine katkı" açısından değerlendirme yolunu seçeceğim. Dışişleri Bakanı, Türkiye'de ve Yunanistan'da gerçekleşen deprem felâketinin iki ülke halkında yolaçtığı ınsancıl tepkilerin, politikacılara önemli bir mesaj içerdiğini belirtti: Bu mesaı, "Alışılagelmişi aşın!", "önyargılarınızı bir yana bırakınl", "Sloganlannızı unutun!" "Savaşı değil banşı yeğleyinl", "Korku ve ümitsizlik değil, ülkelerimizin ilişkilerinin geleceği konusunda iyimserlik dileyin ve güven yaratmaya çalışın!" Bu sesleri iyı değerlendirenlerden olduğunu açıklayan Papandreu, her iki tarafta halktan gelen bu güçlü isteklere direnen, politik geleceklerini karşı tarafta daima bir düşmanın variığına dayandıran kırnselerin eksik olmadıklannı da hatırlattı. Y ri Bakanı Papandreu... Şimdi de halklardan yükselen bu istekleri doyuracak gerçek adımların atılması gerekiyordu. Konuşucuya göre yapılması gereken ılk ış neydi? Samimi olmak, sorunlarımızı birbirimıze açık kalplilikle yansıtmak! Bu alabildiğine doğru bir sözdür ve iki ülke arasındaki gerilimin sürmesinde bizim pollitikacıların, Yunanistan'a dolaylı ya da dolaysız yanlış ve "samimiyet"siz mesajlar vermelerının payı vardır Leyla Tavşanoğlu'nun "TurkYunan Sorunları" kitabında (Çağdaş Yayınları 1998) 1992'dekı bir oturumda Dışişleri Bakanlığı'nın eski sözcülerinden Ismaıl Soysal'ın Kıbrıs konusunda şunları söylediği yazılıdır: "Bizimkiler de 'askerı çekeriz' gibi bazı sözler söyledi.. Bence en tehlikeli nokta budur." Aynı oturumda Prof. Erol Manisalı, "Ne yazık kı sınyal Turkiye'den verilmiştir. Çünkü Türkiye'de çok ust duzey siyasilerımız, 'Bu ışı bız çozerız, bızım dönemimızde çözulur' şeklındekı ıfadelerle yaklaşarak gereksız yere umıtlerın doğmasına neden olmuşlardır. Karşı tarafta öyle bir izlenim yaratılmıştır ki o taraf "Ankara gerileyecektır." mesa|inı almıştır. Karşıya böyle olmayacak, yapılmayacak şeylerin rnesajlarını vermek onların bizı yanlış stratejılerle zorlamalarına, bu zorlamalar. bizlm karşı tepkilerimize, bizım karşı tepkilerimiz de komşumuzda hayal kınklığı, güvensizliğe yol açarak bizleri sulh ve sükundan uzaklaştırmıştır. Sayın Papandreu, Yunan halkının, Türkiye'nin günün birinde bazı Yunan adalarını elde etmek için zaman zaman Kardak krizi ve 12 mil konusunda olduğu gibi gerilimler yarattığına inandığım söyledi. Kıbrıs'ta Türk Silahlı Kuvvetleri'nin varlığının bu güvensizliğe yol açan bir faktör olduğunu da belirtti. Konuşucuya göre Denktaş'ın konfederasyon tezi, aslında bir çıfte enosistir ve Kıbns'ta sulha kavuşturucu bir çözüm değildir; çözüm, Birleşmiş Milletler kararları uyarınca, Kıbrıs'ta askerlerden arındırılmış, federal bir devlet oluşturmaktır. Sayın Bakan'a göre, Güneydoğumuzda bölünmemizi amaçlayan bazı eylemlere rağmen, kendileri, Türkiye'nin yekpare olarak kalmasını nasıl istiyorlarsa, bizim de Kıbrıs Cumhuriyetini, bu ülkeden bir de Türk Cumhuriyeti çıkarmak üzere bölmememiz gerekir. Konferansın bu bölümü Yunan yetkililerinin Kıbrıs'ı işgal altında bir Helen Adası olarak algılamakta devam ettiklerlni yansıtıyordu. Dostlarımıza, silahlı kuvvetlerimlzln günün birinde Kıbns'ın tümünü işgal etmek gibi bir amaçla değil bir zamanlar etnik temizliğe uğratılmış soydaşlarımızı güvence altında tutmak için orada bulunduklarını, adanın "yabancı askeri güçlerden arındırılması" yolunun da oradaki Türk topluluğunun geleceğinı güvenceye almak olduğunu anlatmalıyız. Yoksa ambargolarla fakir düşürülmüş Türk toplumu, ileri sürülen ve Türk tarafında Rumların yerleşip toprak edinmelerine elveren birçoktasarının, günün birinde, toprakları satın alınarak göçe mecbur edilmelerine neden olacağını anladıkça çözüm önerHerinı "kötü niyetli" olarak algılar ve bunlardan kaçar.. Kıbns'ta çözüm, Türk tarafının bu endişesini giderecek bir formül bulmaktan ibarettir. Sayın Papandreu, Kıbns konusu dışında kalan sorunları irdelerken, genellikle, şu ana kadar gördüğümüz ve dinlediğimiz Yunanistanlı devlet adamlarından daha olgun, daha gerçekçi ve samimiydi; iki ülke arasında oluşmuş olumlu havadan nasıl yararlanılıp ilişkilerin düzeltilmesi yönünde gidileceğini inandıncı bir şekilde anlattı. TürkYunan ilişkilerinin düzeltilmesi yönünde adım atmak için Kıbrıs konusunda "Bizı de eşit tanırsan konuşuruz" deyip durmak yerine bizi tatmin edecek, Kıbrıslı Türkleri gerçekten güvenceye kavuşturacak nihai çözüm önerileri geliştirmek yanında Papandreu gibi iyı niyetli devlet adamlarının, Türkiye'yi "ülkelerini tehdit eden umacı" olarak göstermeyi politik çıkarlarına uygun bulanlara yenik düşmemesini dilemek gerekir. Yunanistan'ın yaklaşan seçimlerin arifesinde Türkiye ıle uzlaşmayı yeğleyen politikacıların ülkelerini Türklere satmakla itham edecek kötülere kurban olmamaları ilişkilerimizin geleceği açısından önemlidir. Bu nedenle bazı güven arttırıcı söz ve davranışlar sergılenmelidır. Konuşmacının da vurguladığı gibi, Başbakanımızın "Yunan topraklarında gözümüzün olmadığını" belirtmesi bu açıdan yararlıdır. Bunun yanında Heybelıada'da kapattığımız Ruhban Okulu'nun yeniden açılmasına ızin vermek ya da bunu henüz yapamıyorsak bir ünıversıtemızın llahiyat Fakültesi'nde bir Ortodoks dinı kursusu oluşturmak bu tür yaklaşımlar arasında yer alabılir. (Aslında Yahudi ve Ermenı Gregoryen dinleri de okutulmalı, hiç olmazsa isteyene bunları anlatabılecek, ıncelemeler yapabılecek formasyonda oğretım elemanları bulunmalıdır.) Şu halde Sayın Papandreu'nun Taksim Toplantılarındaki konuşmasının, kendisının TürkYunan ılışkılerinde çeşitli açılardan olumlu yollar açabılecegı ızlemimizi doğrulattığını belirtmelıyiz.^ Bir damla uyku için S izde, kırk bin kişinin her gün yaptığı gibi, M40 otoyolunda Birmingham'adoğruyolakoyulursanız, kente yaklaşık 30 kilometre kala gözkapaklannızin kapandığıni hissedersiniz. Bunoktadayolçıplakyamaçlann arasındanhafifçekıvrılıpalçalır. Ufuktayalnızcaağaçlargöze çarpar. Pırıl pınl akşam üzerleri camdan ıçeriyc sızan güneş ışınları içinizi ısıtır. Yakında mola verecek çok sayıda yer vardır, ama şunun şurasında 15 dakika sonra Birmingham'a varılacaktır. Sürücüler arkalarına yaslanıp, direksiyonu neredeyse hiç çevırmeden yol lanna devam ederler. Asfalt yolun üzerindekifrenizleri bclli belirsizdir;aradasıradayolkenannayadaemniyct şeridine doğru uzanan siyah çizgilere rastlanır. Bariyerlerinyeryerdüzeltilmişolduğugörülür. Yolkcnarlanndaeğrilmişdireklere tanık olunur. 30 kilometrelik bu yoldayılda yaklaşık 60 kazaolur. Buorankuzey ya da güney otoyollarında meydana gelen kazaların hemen hemen iki katı kadardır. Kazalann büyük bir bölümü öğle saatlerinde, ya da sabah iki i le altı arasında meydana gelmektedir. Kazaya neden olan etmenlerin başında ise uykusuzluk gelmektedir; kazaya kurban gidcnlerinüçte biridireksiyon başında uyuyakalmiijtır. Yorgunluğun çağın hastalığı olduğu sıklıkla öne sürülüyor. Ülkeler gelişip kalkındıkça, bu ülkelerde yaşayan insanlann giderek daha çok uykusuzkaldıklan vcbunabağlı olarak kaygılannda giderek arttığı belirtiliyor. Çernobil veThree Mile Islandclayaşanan nükleer afetler, Challcnger uzay gemisindeki patlama, Hxxon Valdez'deki petrol sızıntısıgibifelaketlerhepyorgunluğabağlanıyor. ABD uyku bozukluklan ile ilgili olarak özcl bir heyet oluşturdu, araştırmalar sonucunda 40 milyon vatandaşının "süreğen" uykusuzluk çektiği görüldü. Ingiltere'de "The House of Sleep Uyku Livi", "Time ForBed YatmaZamanı" ve"Armadillo" gibi son dönemin en çok satan romanlarının baş kahramanlannı uykusuzluk çckenler oluşturuyor. Dahası, Dünya Uyku Bozukluklarını Araştırma Federasyonu diyc bir kuruluşda var. Bukuruluşun Internet'teki sitesinde yalnızca Hırvatistan'dan yedi araştırmacınınadınarastlanıyor. Builgininbirbölümü genelanlamda uykuya yöneliyor, düzeni, yararlan ve narkolcpsi (nöbct halinde gelen aşın uyku isteği), uykuda soluğun kesilmesi gibi bozukluklar üzerine eğiliyor. Bu arada çok önemli bir şey gözardı ediliyor. AmcrikaUlusal RuhSağlığı Enstitüsü'nün önde gelen uyku uzmanlanndan Thomas Wehr, "Insanlann daha çok uykuya gereksinimleri var. lşleri yüzünden çok kişi uykusundan oluyor; trafiğe takılmamak için sabahin köründc yollara dökülüyor," diyor. VVehrkısabirsüre önce bu konuda biraraştırma yaptı. Dcneklerine çağdaş rutinin tersi bir uygulama önerdi. Bu uygulamanın sonuçlarını "Onların biray boyunca hergece 14 saat uyku uyumalarına izin verdim. Ortalama sekız saat on bcs, dakikalık bir uyku sürcsine ulaşmaları üç hafta aldı. Bu durum insanlarınoncazamandıryitirdikleriuykııyu nasıl almayahazırolduklarınıaçıkçaortaya koyuyor"diyeözetliyor. Öğleden sonra denekleri... Avrupa'dabutürönermelerLeicesterdışındaki tck katlı gri yapıda ineeden inceye sınanıyor. Loughborough İJniversitesi uyku araştırma laboratuvarıbırçokkonıınunyanı sıra, yorgunluğun denİ7ciler ü/crindeki ctkısi,havalimanlarmdakigürültününçevrehalkı üzerindeki etkisi ve M40otoyolunun sürücüler açısından yarattıgı tchlıkclcr gibi konularıdaelealdı. LaboratııvarbaşkanıJim Hornebuaraştırmalarındakobay olarak öğrencı ga/ctelerineverdiği ilanlaıdantopladığıdencklerden yararlanıyor. Suatine beşpaund ödenen bıulcnek lerdcıı veri lcn y önerge lere göre uyku düzcnlcrıni ayarlamalan ısteniyor. Horne ile birlikte çalışan Dr. I ouise Rcyner, "Kimıdenekler, başlurmaclcktrotlarycrleştirildiği vekafalarındangeçenleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle