Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(.UMHURİYI I I)KR(;I "Belki de kendisine yapılanlan yapılmamış gibi düşünmek istiyordu..." Memet Fuat'tan bir öykü... Yaralı bir serçe rugitti. Görmeyeli çok olmuştu. "Gerçekten o mu, yoksa benzctiyor muyum?" Beğcndiğim,sevdiğimbirkızdı.Dahaönce kimsede duymadığım bir adı vardı: Serçe... Üniversiteeylemlerisırasındabirörgütle ilişkisi yüzündcn tutuklandığını, uzun süre cezaevindc kaldığını duymuştum. Durup dururken iş açmıştı başına. Heın de işkencenin öylesıne sakınmasızca uygulandığı bir döncmde... A rabalı vapura gircrken bir an onu yukardagörürgibioldum. Korkuluğa yaslantniştı. Bcn tam o mu diycbakarkençekiliparkayadoğ llanicoprezilliklcrisokaklardakonuşuluroluncabiryctkilibusöylcntiyiyalanlamak için, unutulmaz bir zckâ gösterisiyle, "Hcm ne diye cop kullanalım, bizim aslan gibi delikanlılarımız var," demi.şti... Cezacvlerinegirenleri.çıktıklarındatanımak pek kolay olmuyordu. Oencecik insanların duruşlan, devinimleri, bakışları, yüzlerinin rengi bile değişiyordu. Göz göze geldiğinizde gülümsemczlerse, "Gerçekten o mu, yoksa benzetiyor muyum?" diye bir duralıyordunuz. Onlar da nasıl karşılanacaklarını bilmcdikleri için sizin gülümsemcnizi bekliyorlardı. Aşılması kolay olmayanbirtedirginlik... "Benimle konuijmak istermi acaba?" Gözlcrinikaçırmadan belli belirsiz bir gülümseme yetiyordu... Yukarıçıktığımdabukezyandakikorkuluklaradayanmıştı. Dcnizebakıyordu. Vapura girerkenbeni görmüşolmalıydı. Yaoydu, benimle karşı laşmamak için arkaya kaçmıştı, ya da bir başkasıydı ona benzetiyordum. Dönerseyüzyüzegeleceğimizbiryeregidipdurdum. Uzun süre dönmedi. Vapuriskeledenkalktı. Onunla ilgilendiğimi belli etmemeye çalışarakbekliyordum.Biraradönergibioldu. Anladı birinin kendisine baktığını. Birden döndü. Oydu. Biraz değişmişti, ama oydu. Gülümsedim. O da gülümscdi, bana doğru geldi. "Nasılsın, Serçe?" , "lyiyim,çokiyiyim...Siznasılsınız?" "IhçııŞramiyorsunyayınevine..." "Bilıneın.olmuyor.." Önceleri indirimli kıtap almaya gclırciı üniversıtclıarkada!)larıyla.Si)nrayalnı/gclmeye, kiınsc yoksa oturııp konufjtnaya dıı bai$lami!)tı.Şairlerle,yazarlarlailgılisorulaı sorar, gö/lcrıni açarak dinlerdi. Siyasadaı hiçsözctnıezdik. Bir gün,damdandüşer gibi, "Ben bir örgüte gırmek istıyorum, sizcı hangisinegirsem'.'"diyesormuştu. Şaijirmıştım: "Niye gerek duyuyorsun böylebirşeye?" ••(Jniversiledebütünarkadaijlannbağlıoldukları örgütleri var, birbcniınyok, bendı istiyorum,"demişti. Nasıl tertemiz, nasıl çocukça... "Hiçöyle.şeyolurmu, Serçe!" demiştim "Insan bir düsünceye inanır, o dü^üncey gerçeklejjtirmek için, savaşım veren bir ör güt varsa ona katılır, yoksa kcndi bir örgü kurmaya çalışır. Bütiin arkadaşlarımın öı gütleri var diye, durup dururken bir örgüt se çilipgirilirmi?" "Ama bir tek benim örgütiim yok..." "Olmasın... Bir gün bir düşünceyi benim sersen, o düşünce için savaşım veren örgütı girersin..." Pekhoşlanmamıştıbuyanıttan... Kendisi ni yönlendirmckten kaçınmamı, yardımet mekten kaçınmak gibi mı algılamıştı? Bel ki... Çok sık gelmczdı, ama bu konusmamız dansonrahiçuğramazoldu.Sonra bir örgü tegirdığıniduydutn.Herhaldeilgileriyazın dan uzaklaştığı için olsa gerck, kitap altnay. dagelmiyordu. Derken örgüt arkadaşlarıyl; birliktetutuklandıklarınıjskcncegördükle rini, cezaevindc olduklarını ögrendim. Ku laktankulağagelenbilgiler... Dışardakalanlarınutançiçindedolaştıkla rı,içerigirmek için çarelcraradıkları bir dö nemdi. Işkenceöykülerininardı arkası kesıl mıyordu... "Çok oldu mu çıkah'.'" diye sordum. Önüne bakarak ağzının içindc yanıtladı Tamanlayamadım,ama"lkiay!"dedisanı rıın. Sonderccegergindi.Nediyeceğimi,ncy sormam gercktigini bilemiyoıdum. Meral cttiğimden değil, ilgılenmiş olmak için bi şcylersormalıydım. "Nekadarkaldın ıçerde?" Birden belli belirsi/birtitremeylecanlanı gibi oldu, ba^ını kaldırıp gözlerimin içinı bakarak, "Banahiçbirşeyyapmadılar."dedi. Yapılanşeyleriçokonurkıncıbulduğunıı ya da bana da yaparlarsa diye korkular içiııdı yaşanıışolınanınyıpratıcıctkilcrındenkur tulamadığmı düsündüm. Bukonudaaşırıduyarlıgörünüyordu... Sorumuyineledim: "Nekadarkaldın içeıde?" Geneaynıbcllıbclirsiztitremeyle, "Bana hiçbirşey yapmadılar..." diye yine ledi. "Anlıyorum,"dedim. Belki de kendisine yapılanlarıyapılmamı gibi düşünmek istiyordu... Yaralı birserçeydi... Içimden onu öpmek geldi... Neler yaşadığını, başından ncler geçtiğin öğrenmek istemiyorduVn. Yalnızca onuı sağlığı,ruhsaldurumu,geleceğiyleilgiliyd kafamıdoldurandüşünccler... "Yirminciyüzyılıyaşadım..." ı Insan soyunukimse savunamaz bana... < (1998