01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 ^» 15 km. sonra Cendcrc köprüsündeyiz. Cenderedercsininendarycrine, ikikayaarasınaRomaimparatoruSeptiusScvcriusdöncminde 15. Lejyonun(IS 192211)92 kcsmc taştan ördiigü köprünün dört köşesindc üç sütun var. Scptimius Severius, eşi Julie Domna ve oğulları ("araeella ilc Gcta adına yapılan dört sütundan Geta'ya ait olanı, babasının ölümündcn sonra yerinc geçcn Caracella'nın kardeşini öldürtmesinden sonra, onun adını ta.ş.ıyan sütunu da yıktırmış. Bizimpadişahlarbuişiherhaldeonlardanöğrenrnis,! llkdurağımızlöl.yüzyıldakurulan Kommagenc krallığmın yönctim merkezi olah Arsamıa 22.5 mctre yüksekliğindcki kayayazıttakcnti Antiokhos'unatası Arsames'in kurduğu ya/ılıymi!j. Kazılarda cle geçcn 3.5 metrclik bir kabartmada Kral Antiokhos'unHeraklcsileelsıkışmasıgörülüyor. Yoldarchberinıizanlatıyor. Kommagene kralı I. Antiokhos'unkendiniölümsüzleştirmek için /cmindcki kaya düzlük üzerine birmağara! Romalılar'ınbaskınlarındankaçabilmek için kayalar içine oydukları tünclin ağzıkapalı. Haçlılarmağarayıgenişletip.ağzına da süslü bir duvar örmüşlcr. 1846'dan bcri Antakya'dabulunan Kapuçin'lcr öteki KatoliklcrveOrtodokslarherpazarayinlerini burada sürdürüyorlar. Antakya'dabiri Katoliklere, öteki Ortodokslaraait iki kilise daha var. Romatapınağımnkiliseyckilisenin dc camiyc dönüîjtürülmcsiyle oluşturulan Habib Ncccar eamisinin yapısında hâlâ bir kilise mimarisi havası scziliyor. Asi nchri üzcrindeki Dioclatianusköprüsü 1970'teyıkılarak yerine beton köprij yapılmısj. VI. yüzyıldan kalmasurlardan sadccc 1 lalep Kapısı ayakta! Antakya Arkeoloji Müzesi,dünyanın ikinci büyiik mozaik müzesi! Ycdi oda vc ikisalondayontmataşçağındanOsmanlı'ya kadarkalıntılarscrgileniyor. Zcnginbirpara kolcksiyonuvar. Son günümüzde görcceğimiz antik kent KadirlisınırlaııiçindckiKaratepcyadaAslantas. IÖ VI11. Yüzy ıl geç 1 litit döncmınde, CUMIIURİYKTDERGİ PAZARIN PENCERESINDEN Yılan meysimi geliyor... SKI.ÇUK EREZ ^ Ikbahar gelince birçok soğukkanlı yaratık 4 gibi yılanlar da kış uykusundan uyanmakta, yeryüzüne çıkarak avlanmaya başlamaktadır. llkbaharda uyanan yılanlar önce çiftleşecek, sonra çürük yaprağı bol bir yer bulup buradaki bir kovuğa ya da taşların çatlaklarına yumurtlayacak ve en sonunda da kırsal ya da çağdaş deyimiyle "turistik" alanlarda boğaz tokluğuna turlamaya başlayacaktır. Giderek daha çok sayıda yurtdaşımız ulusal yılanlarırnızın ilkbahar ve yaz aylarında gezindiklerı yerlerde tatıle çıktıklarından onlara karşılaşabilecekleri yılanlar konusunda gerekli bilgilerin verilmesi uygun olacaktır. Redhouse Kıtabevi'nın "Türkiye'de yaşayan kaplumbağa, kertenkele ve yılanlar" kitabı bu ılgınç sürüngenler konusunda bılgısinı pekıştırmek ısteyenler için çok yararlı bir kaynaktır. Udo Hirch, bu kitapta yurdumuzdaki yılanlar konusunda şu bılgileri vermektedır: "Avı ağzıyla tutup yutmak, su ve kara yılanları tarafından uygulanan bir avlanma biçımıdir. Ikıncı yontem, dev yılanların, avlarını gövdelerıyle sardıktan sonra sıkıp öldürmeleridir. Üçüncü avlanma bıçımıyse zehirli olanlarının avlarını ısırıp sokarak öldürmeleridir. Yılan zehırı, yıyecekleri mideye varmadan, daha ağızdayken erıtmeye başlayan kuvvetlı bir sındirim suyudur. Bu zehır olmasa, yılan avını kolay kolay sindiremez. Ayrıca yılanlar bu sıvıyı kendilerini korumak için de kullanırlar Yılan zehirlerinın çeşıtlerı ve etki dereceleri değişiktir. Fakat hepsi öldürur ya da uyuşturur. Bazılarının, avın sındırimme katkıda bulunduklarını belirtmıştik, bu nedenle yılanlar zehirlerıni fazla harcamak istemezler. Zehır, bırkaç kez ısırdıktan sonra azaldığından ve zehir bezinın tekrar dolması için zamana ihtiyaç olduğundan yılanlar oyle gereksiz yere harcamazlar zehirlerıni. Sadece aç olduklarında veya kendilerini tehlıkede hissettiklerinde kullanırlar silahlarını: Insanlar yılanı yakalarlarsa ya da ona taş atarlarsa, ayaklarıyla çarpar ya da basarlarsa hayvan kendini tehlikede sanıp sılahını kullanabilir. Şu halde yılan, ınsanları ancak ınsanlar kendisini tehdit ederlerse ısırır: Yılan,aslında yutamayacağı kadar ıri bir canlıyı ısırıp sokarak kendisi için çok değerli olan zehirini niye ziyan etsin? Yılandan boş yere korkup yazlarını zehir edenlerin sayısı, her yıl yılanlar tarafından sokulanların bin katıdır. Yılan korkusu yani "ophidiophabia" çekenleri tedavi etmek bazen ısırılanları sağıltmaktan güçtür. Yılan korkusunu abartık bir şekilde çekenlerin korkularını gıdermek için, ısırığın tedavisi için yapılacakları lyice öğretmenin yanında onlara yılan tarafından ısırılma şansının insanın üzerine yıldırım düşmesı şansıyla eşdeğer olduğunun anlatılması gerekır: Bugün halkımız arasında ısırık bölgesinin emilmesi ya da bir bıçak ucuyla yarılması gibi yöntemlere başvurmanın işe yaradığı inancı yaygındır. Oysa emme hem işe yaramaz, hem de emenin dudaklarında, ağzında çatlaklar varsa, bu eylem onun da başına dert açar! Yarayı kesmek ise, zehirin bir an önce kana karışmasını sağlayarak zarar verir. Zehirin kalbe varışını engellemek için kolda ya da bacakta ısırık yerinin az ötesini sıkı sıkı saranlar vardır: Bu da yerel bir dolaşım bozukluğuna neden olarak yılan zehıriyle savaşta yararlanılacak doğal direnci yıpratır. Nadiren bulunabilecek olan yılan serumunun etkisinin 4 derecede ancak beş gün sürdüğünü bilırsek bunun pek yararlı olamayacağını kavrarız. Son yıllarda, yılan zehirinin vücutta yaygın bir damariçı pıhtılaşmaya yol açarak zehirlediği anlaşılmıştır. Bu nedenle, yılan zehihenmelerinde artık pek etkin olmayan yılan serumu yerine kanda pıhtılaşmayı engelleyen "heparin" gibi maddelerın uygulanılmasına başlanmıştır: Isırık alanına hemen şırınga edilecek 600 ünıte heparin şırınga edilir, bu bölgenin antiseptık solüsyonla silinmesi ve fazla hareket edilmemesı gerekir. Isırılan kimsenin hemen hastaneye götürülerek orada damarından bindedokuzluk tuzlu serum içinde kortizon ve antibiyotik verilmesi soruna en lyı çözümdür. Uzmanlar, kanda pıhtılaşmayı geciktiricı tedaviye birkaç gün devam edilmesinı önermektedirler. Yılanlar, aslında birçok ekıne zararlı sürüngeni yediklerinden çiftçilere yararlı olan ve doğadaki dengenin sürdürülmesıne katkıda bulunan yaratıklardır; yılan korkusunun gereksizliği hatta zararı vurgulanmalıdır: Bu korku, kentliye yaz aylarını zehir eder, köylerde de, bu ekine yararlı yaratığın gereksiz yere özellıkle sık rastlanan ve ınsana hıçbir zararı olmayan türlerinden olanların öldürülmesıne yol açar. Yılan korkusunun nedenlerınin başında bu yaratık konusunda yeterli bılgıye sahıp olunmaması, birde Freud uslubuyla yapılan psikolojik ırdelemelerde yılanın bazı kimselerin imgelerinde "penıs"e benzetılmelerı yer alır; bu benzetmenın eski Mısır mitolojısıne kadar uzanan ızdüşümleri vardır: Eski Mısır mitolo|isınde, Nıl Deltasında kendisine yaygın olarak tapılan güneş tanrısı Horus, bu bölgede yerleşik firavunlar Mısır'ın güneyını de egemenlikleri altına alırken gidip Güneylılerın tanrısı Set'in erkeklik organını kopartmış o da Korus'un bir gözünü çıkartmıştır. Bunun üzerine Horus, yitik gözünün yerine fıravunların egemenlik sımgesi olan bir yılan takmıştır. Yılandan böyle bir bılınçaltı benzetme nedenıyle korkanların psikolog tedavısine ıhtiyaçları vardır. Biz, yılanı kutsal sayan MısırYunan uygarlıklarıyla onu kötü bilen, nıesela Irlanda'yı yılanlardan arındırdığından kutsanan St. Patrick için her yıl törenler düzenleyen Batılılar arasında sıkışmış kalmışızdır. Dahası da var: Incile göre yılan, Ademı kandırarak elma yemesine bu nedenle cennetten kovulmasına da yolaçmış kötü bir yaratıktır. Ama "caduceus" denen bir sopaya sarılmış olan iki yılan eski Yunan mıtolojisine görehekimlerın piri olan Eskülap'ın bir yılanın başka bir yılanı bazı otlarla nasıl iyileştirdiğıni gözleyerek ve ondan esinlenerek insanları tedavi ettiğini anımsatmaktadır. Ünlü Iranlı film yönetıcisi Cafer Penahi'nin 1995'te çekmiş olduğu "Beyaz Balon" filminde yılan oynatıcıları vardır: Iran'ın kentlerinin sokaklarında gezip yılan oynatanlar bu yoldan para kazanırlar. Halikarnas Balıkçısı'ndan bahseden yazılardan birinde Bodrum'a, Istanköy'den ıslıkla yılan oynatan bir adamın geldiği, gümrükçülerin yılanda hastalık bulunmadığına daır belge istediklerl anlatıldığına göre bir zamanlar Anadolu'da da yılan oynatıcılarına rastlanmaktaydı. Istanköy'den Hipokrat'ın yılan kusmuğunu yiyerek ölümcül hastalıklardan kurtulan çoban hikâyeleri de gelmiştir Bodrum'a... Bu yaratıkları gereğince görmemiş, tanımamış olduğundan korkup faydalısızararlısı ayırdetmeden katliama tabi tutanları eğitmek için belkı de artık rastlamadığımız yılan terbiyecilerini yeniden yetiştirip köylere salmak ya da yaz aylarında Hindistan'dan yılan oynatıcı getirtmek uygun olabılır.^ llarran, binlerce yıllıh tarihin gerisinde, bilgi ve bilgiyi çoğultan "feylesof'lar var... yumrukboyundataşlardanyaptırdığı tümülüs var. Taslar yuvarlanıp açılan yeri hcmcn kapadığı içinlüınülüsaçılamıyorveiçinde ncolduğu bilincmiyor. Tümülüsündoğu ve batıyanmdakiteraslarda,taht üzerine oturtulmu^ Antiokhos, Kortuna Kommagcnc, ZcusOramastcs, ApollonMithradcs, lleraklesArtagcncsilcaslan vekartalyontuları bulunuyor. Kral Antiokhos,atalarınınana tarafından Pcrs, baba tarafından Makcdonyalı olduğunu iddia cttiği için tanrılar iki isimli. Doguyönündeki yontular fazla harap olmıi!}. Kar cngcllemcscydi ve biz çikabilseydik bunları görcccktik, bir dc anlatila anlatılabitirilcmeyengüncs,bati!>ını!karanlıkta Adıyaman'adöniiyoruz. Firtesi gün Hıristiyanların heryıl hac için geldikleriSt. PetruMnağarasınınbulunduğu, birzamanlardoğununkraliçesi olarak anılan, Asi nchri vadisindc sırtını Habi Ncccar dağınayaslamışolan Antakya'dayız. St. Petrus kilisesi, kayalar içindc gerçek kendisini Adanaovası hükümdan ilaneden Asavitas'ın.kuzeydengelenbarbarkavimlcrc kars.ı Ceylıan nchri kıyısında hcr dcnı ycşil birtcpcyc yaptııdığı kalc. Anıtsal iki kulearasındaaslanlannkoruduğııgiineykapısındangıriyor. FırtmaTannsı'nındevasa la^yontusuönündcngcçcrck,kutsalalanda bazalt bloklara işlcnmiş aslanlar, sfcnkslcr vc yazıtlar ilc günün inanç ve yaşam biçimlerini simgcleyenkabartmaları izlcyerek ku/cy kapısından çıkıyoruz. Her iki kapının giris.lcrinde Penikc ve hiycroglif yazılarıyla yazılmışikidilli kitabclcrycralıyor. Kabartmalardan, eğlencc ve zevki sefa içinde bir yaı>amasijrdüğüanlas.ılan Asavitas'ınülkcsi, söylcntilcrcgöre IÖ 72O'1İ yıllarda Asıırlularca yakılıp yıkılıyor ve halk da ülkeyi tcrkcdiyor. Diyarbakir'dan başlayan 200 km. Oüncy Anadolu turumuz, Adana'da noktalanıyor. Aynı gece Istanbul'dayız! Hiç olmazsa bir kez görmek gerck!. . ^ Diyarbakır 'Jaki Lllu C ami 'yi Araplar 'ın bir kilise üzerine inşu ettiği söyleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle